ÖRNEK OLACAK BİR TEPKİ

Almanlar, Danimarka’ya girdiği zaman, yaptıkları ilk şey, Yahudiler’i belirlemek oldu. Kollarına sarı band takmak her Yahudi için bir mecburiyetti. Bunu protesto etmek için Danimarka Kralı da sarı band takmıştı. Daha sonra da tüm halk, kralın davranışını örnek alarak sarı bandları taktılar. Almanlar’ın Yahudiler’i toplama kamplarına götürecekleri ortaya çıkınca , Danimarka yeraltı örgütleri büyük riskler alarak,  yüzebilen herşeyi harekete geçirdiler. Balıkçı motorlarını veya bulabildikleri ne varsa onları kullanarak , neredeyse tüm Yahudiler’i İsviçre’ye kaçırdılar. Danimarka’da yaşayan yaklaşık 7400 Yahudiden , sadece yaşlı olan 180’i Naziler tarafından yakalandı. Onları da ‘en iyi’ toplama kamplarından biri olan Theresienstadt ‘a gönderdiler. Savaş sonuna kadar her hafta, Danimarka kralı özel mektup yollayarak bu kişilerin durumunu sorup kontrol etti. Savaş sonuna kadar 100 ‘ü dayanabilmişti.

Eğer birgün Kopenhag’a giderseniz, Direniş Müzesi’ni ziyaret edin. Müzenin bir bölümü Yahudiler’e ayrılmıştır ve orada , dünyanın her yerinden Yahudi cemaatlerinin Danimarka’ya savaş sırasında Yaudiler’e yaptıklarıından dolayı teşekkür etmek için gönderdikleri plaketleri görebilirsiniz. Bu duvar dünyaya haykırır. Eğer geri kalan ülkeler de Danimarka gibi tepki gösterselerdi, 6 milyon insanın trajedisi  hiç yaşanmayacaktı.

Polonya’da Yahudi Olmayanların Müdahaleleri

Bütün olarak bakarsak, Ukrayna’da anti-semitizm uzun süreden beri devam ediyor ve etkilerini de hissettiriyor olmasına rağmen, Chorostkow’un çoğu yerinde   Yahudi olanla olmayanlar, tacirler ve çiftçiler, birlikte iyi geçinerek çalışmışlar ve yaşamışlardır. Belki çok yoğun bir sosyalleşme sağlanmamıştı  ve  karışık evliliklere de kesinlikle rastlanmazdı fakat halklar birbirleriyle dosttu. İş hayatı ve insan onuru uğruna, herkes kendi yolunda gitmeyi ve birbirlerine zarar vermemeyi amaç edinmişti.

..Tabii ki bütün bunlar değişti. Savaş öncesindeki yaşantımıza bakarak, Yahudiler’e diğer komşuları tarafından, bu kadar nefret ve zulüm yöneltilebileceğini kesinlikle tahmin edemezdim.  Çok az bir kesim ,Yahudi arkadaşlarının hayatlarını kurtarabilmek için kendi hayatlarını tahlikeye attı. Böyle Polonyalı insanlar da olmasaydı – ne yazıkki toplumun çok küçük bir kesimi – ben, kardeşim, karım, ve diğerleri başımıza neler geldiğini asla anlatamayacaktık. Yahudi olmayanların çok çok azı kendisinin, ve çocuklarının hayatını Yahudiler’i korumak için tehlikeye atmıştı. Ve Oscar Schindler’in aksine, çoğu bu yaptıklarından dolayı meşhur olmadı. Hayatları, kurtardıkları Yahudiler dışında kimseler tarafından bilinmedi.