Körün önüne engel koymayacaksın. Tanrı’ndan korkacaksın: Tanrı benim. - Vayikra 19:14
İlk okuyuşta bu satırlar, Tora'daki 613 emir arasında uygulanması en kolay olanı zannedilebilir. Ancak bu mısranın anlamı zamanla öyle bir geliştirildi ki, Tora'nın ahlak açısından en zorlayıcı satırlarından biri haline geldi.
"Körün önüne engel koymayacaksın" ne demektir? Bu cümledeki anlamıyla bazı hususlarda "kör" olan insanlardan bahsedilmektedir. Böyle bir kişi eğer size akıl danışıyorsa, ona uymayan öğütler vermekten kaçının. Örneğin ona: "Sabah erkenden yola çık," demeyin, eğer hırsızların yolda ona saldırma olasılığı varsa. Veya "Öğleden sonra yola koyul," demeyin sıcaktan bunalmasını istemiyorsanız. [Tora'nın en önemli yorumcularından Raşi, şu örneği öne sürer: Birine bir tarla satıp, bir eşek satın almayı öğütlemeyin, eğer siz bir eşek satıp bir tarla almayı düşünüyorsanız.] Ve eğer siz "ben ona iyi bir öğüt veriyorum" diye düşünseniz dahi, gerçekte nasıl hareket ettiğinizi kalbiniz [ve bütün kalpleri tanıdığı için Tanrı] bilir. Yazılı olduğu gibi: "Tanrı’ndan korkacaksın. Tanrı benim." ' - Sifra, Vayikra.'
Başkasına kötü öğütler verenler kendilerini her zaman şöyle savunurlar: "Ona gerçekten de yardımcı olduğumu sanmıştım..." Zaten (Rav'lara göre) bunun içindir ki, bu yasanın hemen arkasından şu sözler eklenmiştir: "Tanrı’ndan korkacaksın." Arada bir başkalarını aldatsanız da, öğütlerinizin iyi niyetle mi, yoksa kendi çıkarlarınızı korumak için mi verildiğini Tanrı anlayacaktır.
Tevrat sonrası dönemlerde yayınlanan Yahudi kaynakları bu yasaya (diğer yorumlar arasında) şu anlamı verir: "Yanıltıcı veya kendi çıkarlarına hizmet eden öğütler verme..."
Biri sizden bir öğüt istediğinde eğer konu ile ilgili bir çıkar çatışması söz konusu ise, öğüt vermekten kaçınmalı, ya da konunun sizi de yakından ilgilendirdiğini açıkça söyleyerek kişiyi uyarmalısınız. (Örnek: Bir arkadaşınız size işini terk edip etmemesi konusunda fikir danıştığında onun işinde gözünüz varsa, cevap vermekten kaçınmalı veya durumu ona açıkça anlatmalısınız.) Yahudi yasaları yardımsever görünerek kendi çıkarlarınız doğrultusunda öğüt "şekillendirmeyi" yasaklar.
Niyetinizin saf ve temiz olduğuna inancınız tam olsa dahi, Yahudi yasalarına göre, size danışılan konu ile ilgili olduğunuzu muhakkak açıklamalısınız. Niçin? Çünkü insan başkası için doğru şeyi yaptığına kendini inandırırken, farkında olmadan, kendi çıkarları doğrultusunda mantık yürütebilir. Örneğin: Sigorta acenteniz var ve farklı şirketlerin poliçelerini pazarlamaktasınız. Bazı şirketlerin verdiği komisyonlar diğerlerinden yüksek olabilir. Müşterilerinize (en yüksek komisyon veren poliçeyi pazarlamak çıkarlarınıza daha uygun olduğuna göre) hangi sigorta poliçesini tavsiye edeceksiniz?
Önde gelen ekonomi uzmanı ve Yahudi iş ahlakı konusunda çağımızın en önemli bilim adamlarından biri olan Meir Tamari, Yahudi ahlak öğretilerine uymaya çalışan bir sigorta acenteliği sahibinin bu ikilemi nasıl hallettiğini anlatır. Önerdiği poliçenin müşterisinin ihtiyacını karşılaması ve ona fayda sağlamasından ziyade, kendi kazancını artırıcı yönde hareket etmekten çekinen sigortacı, müşterisine ait bütün bilgileri bir bilgisayara yükledikten sonra en iyi poliçe seçimini bilgisayarın yapması için bir program hazırlamış. Çözümsüz gibi görünen bir soruna ne kadar da zarif bir çözüm değil mi?
Başkasının "körlüğünden" faydalanmak, yani bir konuda önlerini açık bir şekilde göremeyen insanların bu zaaflarını kullanmak, bu yasayı ihlal etmenin diğer bir şekildir. Yahudi yasalarına göre alkol satan bir dükkan veya bir bar işletmek suç değildir. Ancak alkol bağımlısı olduğu bilinen bir kişiye alkol satmak yasaktır. Alkol bağımlısı olan kişiler genellikle, ölçülü bir şekilde alkol tüketmek veya kendilerini kontrol altında tutmak için gerekli güce sahip değildir. Onların bu bağımlılığını teşvik etmek veya kullanmak yasaktır. Bu yönde hareket etmek, bu yasayı çiğnemek sayılır.
Özet olarak: Herhangi bir durumda ahlak kuralları dahilinde hareket edip etmediğiniz konusunda şüpheye düşerseniz, kendi kendinize şunu sorun: "Eğer durum tam aksi yönde cereyan etse ve ilişkide bulunduğum kişi bana aynen bu şekilde davranmış olsaydı, kendimi nasıl hissederdim? Haksızlığa uğradığımı mı düşünürdüm?