Anne babanın çocuklarına sormaları gereken acı ve zor soru
Kral David ihtiyarladığında, yaşayan en büyük oğlu olan Adoniya, Yeruşalayim sokaklarında gezerek yakında kral olacağını çevresindekilere ballandıra ballandıra anlatıyordu.
Bir erkek evladın kral olma hırsına bürünmüş bir şekilde, babasının vefatını dört gözle beklediğini etrafına beyan etmesi ne kadar da acı. Ancak Adoniya'nın bu çirkin davranışı konusunda Tora biraz da David'i suçlu bulmaktadır. David hayatı boyunca oğlu kötü bir şey yaptığında onu hiçbir zaman azarlamamış, "Neden şöyle ya da böyle davranıyorsun?" diye ona karşı çıkmamıştı (Melahim 1 1:6).
Bir kız küçük kardeşine devamlı olarak acı çektirmekte, ona sataşmakta, onu dövmekteydi. Anne baba küçük çocuğu devamlı olarak teselli etmekte ancak kıza hiç çıkışmamakta, ona hiçbir ceza vermemekteydi. Diğer bir ailede ise farklı bir tutum görülmekteydi: Beş yaşındaki küçük bir kız ondan biraz daha küçük olan komşu kızını devamlı olarak rahatsız etmekte, ona kötü davranmaktaydı. Küçük kız ağlayarak oradan uzaklaşmaktaydı. Ancak bu örnekte anne baba çok daha dikkatli davranmaktaydı. Kötü davranan kızlarını yanlarına çağırarak böyle hareket etmenin doğru olmadığını ona tekrar tekrar söylemekte, her olaydan sonra ona doğruyu göstermeye çalışmaktaydı.
Artık hangi çocuğun egoist ve duygusuz, hangisinin ise hak gözeten ve iyi kalpli olarak yetiştiğine siz karar verin.
Bazı kişiler anne babanın genelde çocukları üzerinde sınırlı bir etkisi olduğunu öne sürebilirler. Bu durumda David nasıl davranmış olursa olsun, Adoniya, yine de, kendini beğenmiş ve bencil biri olarak gelişebilirdi. Ancak Tora, babasının onu hiç azarlamadığını, hiçbir zaman "neden böyle davranıyorsun?" diye sormadığını tekrarlayarak, anne babanın doğru soruları gerekirse tekrar tekrar dile getirerek çocuklarını etkileyebileceklerine ve onların doğru, adil ve ahlaklı davranmalarını sağlayabileceklerine inandığını ortaya koymaktadır.
"Neden böyle davranıyorsun?", işte çocuklarımız ve belki de kendimiz için güzel bir soru. ***