Affedilemeyen bir günah: "Tanrı'nın ismini boş yere taşımayacaksın"
On emrin üçüncüsü, genel olarak, "Tanrı'nın adını boş yere ağzına almayacaksın" diye tercüme edilir ve çoğunlukla, Tanrı'nın adının lanetlerken kullanılmaması gerektiği veya "Tanrı" sözcüğünün "T-nrı" olarak yazılması gerektiği şeklinde algılanır.
On emir arasında bir tek bu buyruk, ihlal edildiği takdirde Tanrı tarafından affedilmeyeceği uyarısını taşır. (Zira Tanrı "adını boş yere ağzına alanları cezasız bırakmayacaktır" -Şemot 20:7- ) İlk bakışta Tanrı'nın adını boş yere ağıza almak, cinayetten, hırsızlıktan veya putlara tapmaktan daha az ciddi bir suç olarak görünebilir.
Dennis Prager, bu buyruğun kelimesi kelimesine tercüme edildiğinde ortaya çıkan anlamın, "Tanrı'nın adını boş yere taşımayacaksın" olduğunu belirtir. Yani bu buyruğun yasakladığı, Tanrı'nın adı kullanılarak gerçekleştirilen kötü veya hatalı eylemlerdir. Örneğin, Tanrı'nın adı kullanılarak gerçekleştirilen cinayetler, Yahudilik açısından günah sayılır.
Bu buyruk, "Tanrı'nın adını boş yere taşımayacaksın" şeklinde tercüme edildiğinde, Tanrı'nın bu emri ihlal edenleri neden affetmeyeceği daha iyi anlaşılır. On emir arasında bir tek bu buyruk, ihlal edildiğinde Tanrı'nın hoşnutsuzluğuna sebep olmaktadır. Cinayet işleyen, hırsızlık yapan veya yalan yere yemin eden kişi sadece kendine zarar verir. Ancak, Tanrı'nın adını kullanarak cinayet işleyen biri, aynı zamanda, insanların Tanrı'dan uzaklaşmalarına neden olur. Dolayısıyle Tanrı, adını kullanarak kötülük yapanlar yüzünden acı çeker.
Dinlerine bağlı olan Yahudiler, davranışlarına şahit olan insanların sadece kendileri hakkında değil, aynı zamanda Tanrı ve bütün Yahudi milleti hakkında izlenimler edindiklerini hatırlamalıdır. Bu durum, belirgin bir Yahudi ismi taşıyan veya Yahudi bayramları boyunca işe gitmediği görülen kişiler için de geçerlidir. Yahudi olarak tanınıyorsanız, bütün Yahudi milletini temsil ettiğinizi bilmelisiniz. Ve eğer dindar bir Yahudi iseniz, aynı zamanda Yahudilerin Tanrı'sını da temsil ettiğinizi bilmelisiniz. Bu korkunç bir sorumluluktur. Fakat aynı zamanda, mekadeş şem şamayim olmak (Tanrı'nın adını kutsamak) için olağanüstü bir fırsattır.
Talmud'un öğrettiği gibi:
"Tanrınızı bütün yüreğinizle, bütün canınızla, bütün gücünüzle seveceksiniz." (Devarim 6:5): Bunun anlamı Tanrı'nın eylemlerinizle sevilmesini sağlamanızdır. Bir insan Tevrat'ı ve Mişna'yı okusa ve iş ilişkilerinde dürüst olsa ve insanlara karşı nazik davransa, insanlar onun hakkında ne der? "Ona Tora'yı öğreten baba ne kadar mutludur. Ona Tora'yı öğreten öğretmen ne kadar mutludur. Tora'yı öğrenmeyenlerin vay haline. Bakın bu adam Tora'yı öğrendi; tutumu ne kadar asil, eylemleri ne kadar iyi..." Fakat bir insan Tevrat'ı ve Mişna'yı okusa fakat iş ilişkilerinde dürüst olmazsa, insanlara nazik davranmazsa, insanlar onun hakkında ne der? "Tora'yı öğrenenin vay haline... Bakın bu adam Tora'yı öğrendi; bakın eylemleri ne kadar da hatalı, tutumu ne kadar da çirkin." (Yoma 86a) ***