Yaşlı bir adamın cenazesinin ardından töreni icra eden haham, kızına "şiva" yı (yedi günlük yas dönemi) nerede uygulayacağını sormuştu. Vefat eden adamın kızı şöyle karşılık vermişti: "Ben öyle bir şey yapmayacağım.
Bu akşam birkaç arkadaşım gelip bizi ziyaret edecekler. Ben yas tutulması gerektiğine inanmıyorum. Hayatın coşku ile yaşanması gerektiğine inanıyorum. Zaten babam da çok pozitif, neşeli bir kişiydi. Benim hoş olmayan bir yas döneminden geçmemi istemezdi."Acaba bu kadın babasını yeteri kadar iyi tanıyor muydu? Acaba babası cenazesinden bir gün sonra, kızının, damadının, torunlarının normal yaşamlarını sürdürdüklerini, çalıştıklarını, evde rahatça dinlendiklerini, maça veya tiyatroya gittiklerini bilmiş olsaydı, gerçekten de mutlu olur muydu? Kadının babasının yasını tutmayı reddetmesi coşkulu bir hayat yaşama isteğinin yansımasından ziyade belki de, onu bu kadar yıl boyunca yetiştiren ve destekleyen adama karşı duyduğu ilgisizlik miydi ?
Bazı Yahudiler "şiva" uygulamasını bir angarya olarak görürler. Bir anne, baba veya kardeşin vefatından sonra günlük faaliyet veya işlerden yedi gün boyunca ayrı kalma düşüncesi, bazı insanlar tarafından gereksiz veya aşırı bir davranış olarak görülür. (Yahudilik, bir eş veya evladın ölümünden sonra da aynı sürede yas buyurmaktadır. Ancak bu uygulama, çoğunlukla, aşırı görülmemektedir.)
Yahudilik açısından bir anne veya babanın yedi günlük yasını tutmayı reddetmek, büyük bir saygısızlıktır. Hiçbir şey olmamış gibi günlük işlerimizi yapmaya devam etmek aslında yaşamında veya ölümünde merhuma hiç önem vermediğimizi gösterir. Hiçbirimiz, kendi vefatımızda, çocuklarımızın bize bu şekilde davranmasını herhalde arzu etmeyiz.
Tora anne ve babamıza saygı göstermemizi buyurur (Şemot 20:12, Vayikra 19:3). Sağduyumuz ise, bize hayat verdikleri, eğitimimizi sağladıkları, bize etik değerler aşıladıkları ve sayısız kere gecenin ortasında kalkıp bizi besledikleri ve yatıştırdıkları için onlara karşı minnettar olmamız gerektiğini söyler. Yahudi yasası, nihai bir şükran göstergesi olarak, anne veya babamızın vefatının ardından, bir hafta için yaşamımıza ara vermemiz gerektiğini, onlar hakkında konuşmanın, düşünmenin ve yas tutmanın dışında hiçbir şey yapmamamız gerektiğini buyurur. ***