egitimİnsanların çoğu kendilerini öğretmen olarak düşünemezler. Biz öğretmenliği genelde, sertifika sahibi olunması gereken, profesyonel bir meslek olarak görürüz.

Ayrıca, iyi bir öğretmen olmanın, kişisel yeteneklere bağlı olduğunu düşünürüz.

BEN? ÖĞRETMEN Mİ?

48 Yol der ki; " Öğretmenin, hayatın temel yollarından birisi olması gerekir" der. Yaşamak için, bilgi edinmek ve sahip olmak için öğretici olun. Neden? Bir düşünceyi öğretemiyorsanız, bunu siz de bilmiyorsunuz demektir.

Matematik hocanızın okulda "Bu denklemi kim biliyor?" diye sormasını hatırlayın. Parmağınızı kaldırıp "Ben" dediniz. O da size "Devam et ve öğret" demiştir. Denklemi bildiğinizi düşündünüz ancak denklemi açıklamaya başladığınız zaman, böyle olmadığını gördünüz.

Bir fikri veya düşünceyi paylaşana kadar, sizin değildir. Ancak hayalinizde, belirsiz bir kavram olabilir. Düşünceyi başkalarına iletmek bu belirsizliği gerçekleştirir.

ÖĞRETMENİN YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Öğretmenin, çok engin bir ahlaki yükümlülük olduğunu düşünün. Neden? Kanser hastalığının tedavisini bilen ve bunu paylaşmak istemeyen bir kişi düşünün. Bu kişi, herkesin acı çekmesinden çok memnundur. Bu kişi bir katildir.

Ve şimdi en kötü, yıkıcı ve acı veren bir hastalık olan cehaleti düşünün. Cehalet, kişileri zararlı şeyler yapmaya sürükler. Hayatların harcanmasına, hatalara ve anlaşılmaz acılara yol açar. Cehalet aynı zamanda insanın kendi çocuklarını mahvetmesine, ailesi ile münakaşalara ve hayatta bir çıkmaza girmesine sebep olur. Cehaletten uzak duralım.

Hayat hakkında bir şeyler biliyor ve bunları paylaşamıyorsanız, boş ve belirsizsiniz demektir. İçinizden bir ses "Kimse beni ilgilendirmiyor, ben yalnız bir tilki veya azgın bir filim" diye seslenir. Boşlukta ve belirsiz yaşamak insanlık değildir. Bunu anlayabiliyor musunuz?

Mutluluğun anahtarını biliyorsanız, bunu öğretin. Çevrenizde bıkkın, yarı ölü insanlar gördüğünüz zaman onları keyiflendirin. Bu yeteneğiniz varsa, buna mecbursunuz. Aksi takdirde "Nasıl yardımcı olabilirdim?" bilinci altında ezilir kalırsınız.

Dünyada, azıcık bile cehaletin azalmasına yardımcı olursanız, insanlığa bir armağan sunmuş olursunuz. Bazı hastalıklar sadece doktorlar tarafından tedavi edilir, ancak cehalet bilgiyi ciddiye alan herkes tarafından tedavi edilir.

Dünya sorunlarını çözmekte yardımcı olun. Cehaleti yok edin. Bilgelik öğretin.

 

İLETİŞİM İLE YOLA ÇIKMAK

İnsanlar, başkalarının yaşamlarında değişiklik yapmaktan keyif alırlar. Dünya nüfusunun %99'u -gazeteci, psikolog, diş hekimi- hiç olmazsa kısmen başkalarına yardım etmek için motive olmuşlardır. Bu temel insanlık yoludur. Ne kadar çok insanı etkilersek, kendimizi o kadar iyi hissederiz.

Nasıl beyzbol oynandığını bildiğinizi kabul edelim. Eğer beyzbol sopasını ters tutan birisini gördüyseniz ne yapardınız? Büyük bir hırsla sopayı bir kaç kere yukarı salladığını görürdünüz. Oraya gidip "Eleştirmek için söylemiyorum, eğer sopayı öbür türlü tutsaydınız, daha güçlü bir atış yapabilirdiniz. Bir kere de siz deneyin ve sizin için daha iyi olup olmadığına bakın" derdiniz. Rakip takımda olmasına rağmen, doğru bildiğinizi ona öğretiyorsunuz, çünkü başka birinin vaktini boşa harcaması, size dokunur.

Öğretmek, bir başkası ile sonsuz bir bağ kurmaktır. Teyzenizin size, nasıl ıslık çalmayı öğrettiğini hatırlıyor musunuz? Veya büyük kardeşinizin nasıl topu size attığını? Bunlar sizi birbirinize bağlar ve yaşamınıza paylaştığınız bir şeyler katar.

Kendinizi küçük görmeyin. Sizde, başkalarını olumlu ve çarpıcı bir şekilde etkileyecek bir yetenek var. Doktor veya herhangi bir meslekten olmanız gerekmez. Biraz bilgi ile insanlığa yardım edebilirsiniz.

Eğer yaşadığınız bir tecrübe, sizde yerleşmiş ve size yararlı olmuş ise, bu tecrübe sizi değiştirmiştir. Belki bu, sizi daha bağımsız, daha hoşgörü sahibi, daha olgun ve hayal kırıklıklarından daha iyi anlayan bir kişi yapacaktır. Bütün bunlar bitmez tükenmez bir değerde ise, başkaları ile paylaşmaya değerdir.

ARZU VE İSTEKLERİNİZİ YARATIN

Komşunuzun çocuğu eroin bağımlısı olup ölmüş ise, bunun ne feci bir şey olduğunu söyler ve üzülürdünüz.

Aynı şey sizin evladınızın başına gelmiş olsaydı, hemen harekete geçer, doktor, terapist ve rehabilitasyonlara başvururdunuz.

Bir şey öğretmek için nasıl motive olurduk?

Merak etmeniz ve ilgilenmeniz gerekir.

İlgili iseniz gerekli çabayı sarf edersiniz. Sarf etmezseniz, büyük bir ihtimalle fazla ilgili değilsinizdir.

GERİ TEPEN ETKİ

Bir fikre körü körüne saplanıp onu savunmanız mümkün olabilir. Onu anladığınızın farkına vardığınız zamansa, o fikir anlamını kaybeder. Bu yüzden çok insan hareketlerinde tutarsızlık ve zıtlık gösterir.

Bir başkasına bir görüşü veya fikri izah etmek, fikirlerinizin netleşmesini sağlar. Bilginin anlaşıldığı ve alındığına dair sizi dikkatli kılmaya zorlar. Her şeyi baştan sona komple olarak inceleyeceksiniz. Detaylar ve gelişmeler buna dahildir. Başkalarına ulaşmakla kendinize de ulaşacaksınız ve nihayet bir şeyler öğrettiğiniz zaman, insanın güçlü yaratıcılığının yolunda çalışıyorsunuz demektir. Bu yaratıcı gücün, kendinizde var olduğunu hissettiğiniz zaman, bütün kavramlara ulaşırsınız.

Bilgeler; "Arkadaş ve öğretmenlerimden çok şey öğrendim, ancak en çok şeyi öğrencilerimden öğrendim" der.

Deneyin. Bizim aradığımız, yaratıcı yolda bir şeyler öğretmektir.