Tezgâhtarların keskin bir kavrayışları vardır çünkü her müşteri onlara farklı sorular sorar - böylece her defasında zekâları biraz daha gelişir.
Öğretmenler de bir çeşit satış elemanlarıdır. Bir düşünceyi pazarlamaya çalışırlar. Satın almak ister miydiniz?
Yeni bir şey öğrendiğinizde, elinize "kırmızı keçeli kaleminizi" alıp, hataları karalayın. Size bir şey ifade ediyor mu? Doğru mu, yoksa yanlış mı? Sunuşundaki eksikler neler?
Öğretmeninize sorular sorup, düşüncesini ifade etmesini sağladığınızda, aslında ona bilgilerini pekiştirmesi için bir fırsat vermiş olursunuz. Ünlü Bilgelerimizden birinin dediği gibi: "Öğretmenlerimden çok şey öğrendim. Öğrenci arkadaşlarımdan daha da fazlasını öğrendim. Ama en fazlasını öğrencilerimden öğrendim."
Ha'mah'kim et rabo tam olarak, "öğretmenlerini bilgilendir" anlamına gelir. Yaşam kuralları bize doğru öğretmeni seçmemiz gerektiğini öğütler, oysa bu yalnızca bir başlangıçtır. Sonradan, eğitim deneyimlerinden azami oranda yararlanabilmek için öğretmenlerimizi geliştirmemiz gerekir.
ÖNCE DURUP BİR DÜŞÜNÜN
Tevrat öğreten Bilgeler, öğrencilerinin dersi dikkatle dinlemelerini sağlamak için, kasıtlı hatalar yapar, metinlere mantıksız satırlar eklerler. Sonra öğretmen öğrencilerine dönüp şöyle der: "Anladınız mı? Söylediklerim size bir anlam ifade etti mi?" Vay, "Evet!" diyen öğrencinin başına gelenler, vay!
Burada öğretmenin asıl amacı, öğrencilerinin dersi gerçekten "dinlediklerini" mi yoksa "yuttuklarını" mı anlamaktır. İyi bir öğretmen, öğrencilerinin eleştirel olmalarını ister. Kim, bir sürü kukla ya da papağanla dolu bir sınıfta öğretmenlik yapmak ister ki?
Elbette öğretmeninize ya da bir büyüğünüze herhangi bir konuda meydan okurken, saygılı olmanız gerekir. Yaklaşımınızı, "Affedersiniz, bu sonuca nasıl ulaştığınızı anlayamadım. Bana bir yanlışlık varmış gibi geldi," tarzındaki cümlelerle yumuşatmaya çalışın.
Ama meydan okumaktan da korkmayın. Öğretmeniniz gerçeği biliyorsa eğer, onu eleştirmenizden hoşlanacaktır.
BİR ŞANS TANIYIN
"Öğretmeninizi bilgilendirmenin" bir başka yolu da, ona bilgili bir insan gözüyle bakmaktır. Bir öğretmenden bir şeyler öğrenmek istiyorsanız, görüşlerini ciddiye almanız gerekir. Aksi halde anlattıkları hiçbir işinize yaramaz. Öğretmeninizin size öğretecek bir şeyleri olduğu gerçeğini kabullenin. Ona güvenin. İnanın.
Öğretmeninizin söylediği bir şeyi asla "saçmalık" diyerek kesip atmayın. Anlattıklarının "olanaksız ya da yanlış" olduğunu, "daha iyi bildiğinizi" düşünseniz de, onun bakış açısını dikkate alın. Peşin hükümlü olmayın. Ona, söylediklerini açıklaması için bir şans daha verin ve konu hakkında bir daha düşünün.
"Peki ya öğretmen gerçekten yanlış düşünüyorsa?" dediğinizi duyar gibiyim. Bu sonuca varıyorsanız eğer, düşüncelerinizi açıkça belirtin. Ama konuyu iyice gözden geçirdikten sonra. Yalnızca karşı çıkmak için, meydan okumaya kalkmayın. Öğretmeninizin neden hatalı olduğunu düşünün. Bunu kanıtlayabilecek misiniz?
Örnek: Öğretmeniniz size "aşkın" tanımını yapıyor. Aşkı tarif etmenin nesi yanlış? Ama belki de siz, böylesine güçlü bir duygunun bir tanıma indirgenmesi düşüncesinden hoşlanmıyorsunuz. Ya da bir hissin asla tarif edilemeyeceğini düşünüyorsunuz.
Öyleyse sorunuzu sorun: "Bir duyguyu nasıl tanımlayabilirsiniz?" (Yanıtı, gerçekte duyguların değil, duygulara neden olan şeylerin tanımlanabildiğidir.)
Tartışmanızın sonunda öğretmeninizle uzlaşıp uzlaşamayacağınız, ikincil bir konu. Asıl önemli olan ve olgunlaşmanızı sağlayan, öğretmeninizin görüşünü dikkate almanız.
KARŞI KOYMA DUYUNUZU ALGILAYIN
Bilgeliğe ulaşmak yolundaki en büyük engel, kendi sorunlarınıza yoğunlaştığınız bir anda başkalarını dinlememektir.
Başkalarının söylediklerinden uzaklaşmak istediğiniz anları algılamaya çalışın. Bu sizin kendinizi koruma mekanizmanız olabilir (çünkü kendinizden çok emin olmayabilirsiniz). Zihinsel tembellik de olabilir. Ya da doğuracağı sonuçlardan korkuyor olabilirsiniz. Belki de zamansız bir önyargıdır.
Sizi rahatsız eden şeyin ne olduğunu inceleyin. Ve düşüncelerinizi açıkça ortaya koyun. Öğretmeninizin hangi noktalarda, önyargılarınıza ters düştüğünü, hangi konularda düşüncelerinize, eğiliminize ve arzunuza karşı geldiğini tespit edin.
Hangi ülkede yaşıyor olursanız olun, size kutsal gelen bazı inançlarınız vardır. Eğer Çinliyseniz, komünizm sizin için kutsaldır. Eğer Amerikalıysanız, kapitalizm kutsaldır. Eğer bir kibutstan geliyorsanız, sosyalizm kutsaldır.
Bir öğretmenin görüşüne kulak vermek ne zaman önemlidir? Aynı düşüncede olmadığınız zaman! Dinlemek istemediğiniz şeyler, aslında en çok gereksinim duyduklarınızdır. Birden bire öğretmeninizin anlattıklarını dinlemediğinizi ya da önemsemediğinizi fark ederseniz, anlayın ki o anda sizin önyargılarınıza ters bir görüş savunuyor. İşte tam bu noktada olgunlaşmak için bir fırsatınız vardır. O an, kulaklarınızı dört açıp öğretmeninizi dinleme zamanıdır.
İşte içimizdeki ruhsal dengesizlik bundan kaynaklanır. Gerçekten de bir anlam ifade ettiklerinden emin olduğumuz şeyleri, çoğu zaman "saçma" buluruz.
ADIM ADIM
Öğretmenlerinizin dediklerini aklınızdan birkaç kez geçirin. Özellikle de onu tam olarak anlamadığınız ya da farklı düşüncede olduğunuzda. Ama onunla aynı görüşte bile olsanız, vermeye çalıştığı mesajı tam olarak anladığınızdan hemen emin olmayın.
Anlattıkları size çok açıkmış gibi görünse de, söylediklerini farklı bir açıdan da değerlendirmeye çalışın. Çoğu zaman, ilk defasında gözünüzden kaçan ayrıntıları yakalamak sizi şaşırtacaktır. Bir düşünceyi tam olarak anlamamız uzun zaman alır. Atalarımıza göre bu süre tam 40 yıldır!
Bilgelik dipsiz bir kuyu gibidir. Hemen anladığımızı sanırız ama zaman geçip de hayat hakkında daha çok deneyim kazanmaya başladığımızda, sözcüklerin altında yatan gerçek anlamı adım adım keşfederiz. Bu yüzden sürekli araştırmak gerekir. Araştırmalarınızda ne kadar derine inerseniz, daha bir o kadar keşfedilecek şey olduğunu fark edersiniz!
BİR DE BAŞKA YÖNDEN BAKIN
Olaylara başka birinin gözüyle bakıp, anlayışınızı genişletmeye çalışın. Onun düzeyine ulaşın. Bu kanıya nasıl vardığını araştırın. Görüşünü hemen göz ardı etmeyin. Haklı olduğunuza emin olsanız bile, karşı tarafın haklarını savunun.
Kendi görüşlerinizin doğruluğunu ölçmek için karşıt görüşlerin savunmasını yapın. Karşıt görüşü doğrulayan 10 neden sıralamayı deneyin. Karşınızdaki haksız olsa bile, bu düşünceye inanmak için belli nedenleri olduğunu aklınızdan çıkartmayın.
Her tartışmaya girdiğinizde bu yöntemi uygulayın. Bu, özelikle her iki tarafın da gergin ve duygusal yaklaşımlar içinde olduğu durumlarda çok işe yarar. Karşınızdakine şöyle diyebilirsiniz: " Bak, görüşünü gerçekten anlamaya çalışıyorum. İşte haklı olduğunu düşündüğüm 10 neden. Sen de bana, haklı olduğum 10 noktayı sayabilir misin?"
Bu şartlar altında tartışılacak bir şey kalmaz.
Böylesi bir durumda, doğabilecek en kötü sonuç ne olabilir? Karşınızdakinin görüşüne hâlâ katılmıyor olabilirsiniz ama en azından birbirinizi anlamış olursunuz. Ya da haksız olduğunuzun farkına varır ve görüşünüzü değiştirirsiniz!
ESAS SORUNLARIN ÜZERİNE GİDİN
Şu "olaylara farklı yönden bakma" işini, yaşamınızdaki tüm ciddi sorunlara uygulayın. Örneğin bir insan farklı dinden ya da ulustan biriyle evlenmeden önce, neden Yahudiliğe sadık kalması gerektiğiyle ilgili 10 geçerli neden sıralamalıdır. Yahudiliği 13 yaşında öğrendiklerinizle sınırlamayın. Yahudiler, batı dünyasına ahlaki bir temel getirmiş ve her şeye rağmen ilerlemelerini sürdürmüşlerdir. Öğrenmeye değer bir mirasa sahibiz.
Tanrıyı da yaşamınızdan uzaklaştırmadan önce, O'nunla ilişkide olmanın en önemli 10 nedenini sıralayın. Allah, Yaradan'ımız, öğretmenimizdir. O'na kulak verin.
Yaşamla ilgili anlamadığınız şeyler mi var? Eziyet? Haksızlık? Elbette, sorgulayın! Ama olayları Tanrının bakış açısından görmeye çalışın. O'na kin beslemeyin. Varlığıyla ilgili kanıt mı arıyorsunuz? Araştırın.
NEDEN "EĞİTİMCİLERİ EĞİTMEK" BİLGECE BİR DAVRANIŞTIR?
Bir kişi öğrettiğinde, iki kişi öğrenir.
Öğretmeninizin verdiği dersin anlamını tam olarak kavramak için, önce değerini anlayın.
Öğretmeninizin asla saçma bir şey söylemeyeceğine inanın.
Kusursuz olmadığınızı kabullenin. Belki bu kez haksız olan sizsiniz.
Rahatsız edici düşünceler olgunlaşmanıza yardım eder.
Bilgelik derin bir konudur. Ona sahip olmak zaman ve sabır gerektirir.
Yahudiliğin bilincinde, ömür boyunca öğrenmek yatar.
Öğreten akıllandıkça, öğrencisi de akıllanır.