Jill ve Mark bir iki aylık evliydiler ve her ikisi de ilişkilerindeki soğukluktan dolayı hayal kırıklığına uğramış durumdaydılar. Biraz araştırmadan sonra ortaya çıkan şuydu ki Mark hiç bir zaman Jill'e pişirdiği yemekler konusunda iltifatta bulunmuyordu. ''Zaten bütün gün evde, bu onun işi.'' diye düşünüyordu.
Jill de hiç bir zaman Mark'a çok çalışıp faturaları ödediği için teşekkür etmiyordu. “Zaten bunu yapmak zorunda. Yoksa nasıl yaşarız?'” diyordu. Danışmanları, onlara günde bir kez birbirlerine övgü sözcüğü söyleyerek işe başlamalarını önerdi. Bu daha sonra iki, üç oldu. Sonunda hesabı kaybettiler ve aralarındaki sıcaklık ve sevgi büyüdü.
Her insanın takdir edilmeye ihtiyacı vardır; özellikle de eşinizin. Ve özellikle sizin iyiliğiniz için hareket ediyorsa. Küçük bir çocuğun resmini övdüğünüzde ''Çok güzel olmuş.'' demememiz gerektiği ve dikkatlice bakarak resimde değişik şeyler bulmamız gerektiği söylenir.
“Kullandığın renkleri çok beğendim. Özellikle de mor hoşuma gitti. Güneş gayet sıcak görünüyor. Bu resim üstünde bayağı çalışmışsın.”
Diğer bir şekilde davranmayı tercih etsek de biz yetişkinler de farklı değiliz. Biz de övgüden hoşlanırız. Hatta bu ne kadar detaylı olursa o kadar da iyidir.
-“Bu tatlı gerçekten harikulade. Hem tadı hem de görünüşü harika. Bayağı zamanını almış olmalı.”
-“Fikri sunuş tarzın çok hoşuma gitti. Gayet açık ve anlaşılırdı.”
-“Bu işi benim için yaptığın için teşekkür ederim. Bana çok büyük bir zaman kazandırdın.”
- Mark, Jill ve kendisine evliliklerinde gerçekten yardımcı olduğunu söylemek için aradı. Senin büyük bir anlayış ve ilgiye sahip olduğunu da ekledi. Ben de kendisine haklı olduğunu söyledim.
Sonuç olarak çok da takdirkar olamazsınız.