Herman Wouk dünyaca tanınmış yazarlardan biridir. Romanları arasında "Kain'in İsyanı ", "Savaş Rüzgarları", "Savaş ve Anımsama" sayılabilir.
Ancak uzun süre etkisini sürdüren kitabı, 40 yıl önce yazdığı "Bu Benim Tanrı'm " kitabı olmuştur. Wouk bu kitabında kendi dinsel inançlarını - neden her gün Talmud çalıştığını ve neden Şabat'ı koruduğunu- açıklamıştır.
Wouk'un 84 yaşında yazdığı " Yaşama İsteği" adlı kitabında, Yahudilerin 20.yüzılda yaşadığı büyük depremler üzerindeki tezinden bahsetmiştir: Holokostta yaşanan kötü deneyim, yeniden doğan Yahudi devleti, şüpheli bir Amerika Diasporası ve derinleşen dinsel bölünmeler.
Wouk'un amacı önyargıyı yıkmak, Yahudi mirası hakkındaki düşünceyi tekrar uyandırmak ve Yahudiliğin hayatta kalması için gereken ümidin mesajını açıklamaktır.
Wouk'un yeni kitabı "Yaşama İsteği" neden bir alıntı:
GÜVENİLİR GERÇEKLER
Yahudilik'in, kadınları erkeklerden aşağı görmesi ile ilgili yanlış kanının açıklanması gerektiği düşüncesindeyim. Tora'yı ciddi olarak okuyan hiç kimse Yahudilik'in, kadınları erkeklerden aşağı gördüğü sonucuna varamaz.
Birkaç örnek:
1) Avraam'ın Yitshak ve Yişmael adlı iki oğlu vardı. Çocuklar büyüdüklerinde, Sara oğlu Yitshak'ın iyi yetişmesi için Yişmael'in gitmesi gerektiğini anlar ve Avraam'a "Yişmael'i evden uzaklaştır" der. Avraam onu dinlemek istemez. Ancak Tanrı Avraam'a: "Karın Sara'nın her şeyde sözünü dinle, çünkü o ileriyi senden daha iyi görmektedir" der.
2) Yitshak ve Rivka 'nın Yaakov ve Esav adında iki oğlu vardı. Yitshak ilk doğanın ayrıcalığını Esav'a vermek istedi.Rivka ise Esav'ın manevi yönden zayıf ve güç düşkünü olduğunu bildiğinden, ilk doğan takdisinin Yaakov tarafından alınmasını garantiye alarak, Yahudi milletinin kaderini değiştirmiştir.
3) Mısır'da, erkekler köleliğin acısı ve zulüm yüzünden umutsuzluğa düşmüşlerdi. Mısırlılar Yahudi çocukları öldürmeye başladıklarında, erkekler çocuklarının ölümlerini görmek yerine, eşlerinden ayrılmaya karar verdiler. Kadınlar ise "Bunu yaparsak Paro'dan daha kötüsünü yapmış oluruz, bizi öldürebilmelerine rağmen, asla ümit etmekten vazgeçmeyiz" dediler. Kadınlar, kocalarını ailelerini büyütmek için cesaretlendirerek Yahudi halkının devamını sağladılar. Özellikle Miryam'ın kahramanlığı, babası Amram'ın verdiği yanlış kararı düzelterek Moşe'nin doğuşunu sağlamıştır. (Yahudilerin lideri olan Amram da aynı sebeple karısından ayrılmış ve halk da onu izlemişti).
4) Çölde Yahudiler Altın Buzağı'ya taptıklarında, kadınlar buna katılmayı reddetmiştir.
5) İsrael'e gönderilen 12 casus geri dönüp İsrael'de yaşayanların dev adamlar olduğunu söylediklerinde, erkekler ağlayarak Mısır'a dönmek istemişlerdir. Kadınlar ise ağlamamışlardır. Bunun sonucunda, 40 yıl çölde yaşamışlar ve o neslin tüm erkekleri İsrael'e girememiş, kadınlar ise İsrael topraklarına girmeye hak kazanmışlardır.
Yanlış kanının tam aksi, kadınlar sürekli olarak Tanrı'ya adanmışlık ve doğru düşünüp karar verme yetilerinde erkeklerden daha güvenilir olmuşlardır. Talmud'un dediği gibi, kadınlar Bina Yitera = extra bir anlama sezisi ile yaratılmışlardır.
FARKLILIK NEREDE?
Yahudilik, kadın ile erkeğin farklı olduğunu belirtir.
Aslında, feminizm cinsiyetler arasında fiziksel, duygusal ve zihinsel farklılıklar olduğunu inkar etmez. Kadınlara özgü olanın, eşit önemi olduğu üzerinde ısrar eder. "Bedenimiz, Benliğimiz" düşüncesi, kadınsı kapasiteyi, onlara atfedilmiş üstün özellikler olarak değil de empati açısından alçaltıcı olarak tanımlar.
Toplum kadınlara, onların büyütme, besleme kapasitelerinin, erkeklerin güç gösterme kapasitelerinden daha az değerli olduğunu öğretir. (Bu, erkeklerin büyütme kapasitelerini veya kadınların güç gösterme kapasitelerini inkar etmek anlamına gelmez ancak cinsiyete ait farklılığı kabul etmek gerekir.)
Bir erkeğe, yaratıcılık bahşedilmiş olup, zayıf bir hafızası olabilir. Bir diğerinin de iyi bir hafızaya ve az bir yaratıcılığa sahip olması eşitlik değildir. Ancak onlar, Tanrı'ya yakın olma arzu ve fırsatında eşittirler. Yahudilik, kadın ile erkeğin Tanrı'ya yakınlaşma potansiyelinde eşit olmalarına rağmen, yapı olarak ve kendilerine bahşedilenler yönünden eşit olmadığından, her biri için yerine getirilecek farklı yollar önermektedir.
Tora "Tanrı insanı erkek ve dişi olarak yarattı," der ve Talmud da kadınla erkeğin bütünleşip tek parça olarak, insanı oluşturduğunu açıklar.
Bu yüzden, bazı emirler (Şabat mumlarının yakılması veya hamurun bir parçasının ayrılması gibi) sadece kadınlara verilmiştir.
Kadın kendisinin yapmakla yükümlü olmadığı emirleri uygulamayı seçtiğinde, motivasyonu ile ilgili mantıklı bir soru sorulabilir. Kendisi yapmakla yükümlü olduğu emirleri yerine getirmiş ve şimdi daha fazlasını mı istemekte, yoksa erkeklerin yaptıklarını mı yapmak istemektedir? Eğer ikincisi doğruysa, kadınların yaptıklarının değersiz olduğunu, öz saygının erkek gibi olmaktan geldiğini ve karşı cinsin zayıf olduğu düşüncesini kabul etmektedir.
Toramız, değişen dünyada referans kaynağı olabilir ve bize büyük güç verebilir. Ancak bu rolü alabilmesi için, önyargılarımızdan uzaklaşma cesaretine ve Tora'da gerçekten ne söylendiğini birlikte okuma ve anlamaya gereksinimimiz vardır.