Purim, "Venaafoh U Aşer Yişletu Ayeudim Ema VeSoneem - [işte] Yahudiler'in düşmanlarının onlara karşı üstün gelmeyi umdukları [bu] günde, aksine, asıl Yahudiler düşmanlarına karşı üstün geleceklerdi" kavramının bayramıdır.
Talmud şu şekilde sorar, "Yahudi Halkı 'imha edilmesini, katledilmesini' gerektirecek bir hükme nasıl çarptırıldılar?" Rabi Şimon bar Yohay ise şöyle cevap verir, "Ahaşveroş'un ziyafetinden zevk aldıkları için."
Tanrı yapılan her mitsvayı ödüllendirir, her günahı ise cezalandırır. İnsan Tora'nın herhangi bir emrini veya yasağını ihlal etse bile, eğer Şabat, Nida veya putlara tapma gibi ağır cezaları olan bir günah değilse, bunun cezası ölüm değildir. Ancak Tora'nın neresinde Ahaşveroş'un ziyafetine katılmanın cezasının imha edilmek, katledilmek olduğu yazıyor?
Bunu anlayabilmek için bir olay anlatalım.
Bir banka müdürü şubesine çalışmak üzere banka memuru arıyormuş. Bir kaç aday ile görüştükten sonra bankasına en uygun olan adaylardan birisini işe almış. İşe alınan aday ilk gün işe geç kalmış. Banka müdürü onu derhal odasına çağırttırarak bir daha geç kalmaması için uyarmış. Ertesi gün elinden geleni yapmaya çalışan banka memuru trafiğe takılmış ve yine işe geç kalmış. Banka memuru soluğu yine müdürün odasında alarak gerekli fırçayı tekrardan yer. Tekrardan geç kaldığı halde kendisini kapı dışında bulacakmış. Banka müdürü ertesi gün yeni memur aramak üzere iş ilanı vermiş.
İş ilanına başvuran adaylarla yapılan görüşmeden sonra müdür yeni memurunu seçmiş ve yeni memur iş başı yapmış.
Memur bankaya hesap açmaya gelen müşterilerine, "Neden bu bankada hesap açmak istiyorsunuz? Karşıdaki bankaya gitmeniz sizin için çok daha kazançlı olacaktır. Sunduğu şartlar, kredi kartlarındaki ödeme kolaylıkları, taksitlere yaptıkları faizlerin düşüklüğü ile çok daha karlı. Sizin yerinizde olsam bir dakika bile düşünmez, bu bankada hesap açmaz ve diğer bankaya giderdim" demiş.
Bunu duyan müşteri çantasını topladığı gibi hemen diğer bankaya koşmuş. Bu durum birkaç kez tekrarlanmış ve diğer tüm müşteriler de diğer bankaya koşmuşlar.
Banka müdürü o gün bankada neden hiç hesap açılmadığının sebebini anlamak için yeni memurun yanına gitmiş. Ama giderken her müşterinin soluğu kapıda aldığını görünce müşterilerden birinin yanına gitmiş ve ona, "neden bankamızda hesap açmak istemiyorsunuz?" diye sormuş. Müşteri de, "neden mi? Memurunuz bize karşıdaki bankanın çok daha kazançlı imkanlar sunduğunu söyledi. Biz de oraya gidiyoruz" demiş. Utançtan kıpkırmızı olan müdür soluğu memurun yanında alıp onu o anda işten kovmuş.
Son derece başarılı (!) iki banka memurunu izleyen oradaki kişilerden biri müdüre sormuş, "Neden işe geç kalan memura kendisini düzeltmek için şans verirken, yeni memuru ilk hatasında kovdun?" Memur da ona, "Cevabı çok basit! İlki her ne kadar geç kaldıysa da kendisinin bankamıza bağlı ve ait olduğuna dair güvence verdi ve geç kalmayacağına dair söz verdi. Öte yandan bu memur ise bankamıza değil bağlanmak, bizleri baltalamaya geldi, kendisini bize ait bile hissetmedi. Bu yüzden bankamızda bir dakika bile durmaya hakkı yok."
Hikayeden öğrendiğimiz ders çok basit. Yahudi, Yahudi halkının bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorsa, ancak arada bir küçük günahlar işliyorsa bile hala Yahudi halkının bir parçasıdır. Öte yandan Ahaşveroş'un ziyafetine katılan Yahudiler orada olmaktan zevk aldılar, keyif aldılar. "Kral emretti, başka seçeneğimiz yok, gitmek zorundayız" şeklinde bir tavır takınmadılar bile. Yahudiler Ahaşveroş'un 180 gün boyunca Koen Gadol'un kıyafetlerini giyerek, her gün Bet Amikdaş'ta kullanılan eşyaları göstererek Yahudilerle dalga geçtiği ziyafette bulunmaktan zevk alıyorlarsa, artık kendilerini yabancı bir millete ait görüyorlar demektir. Böyle bir durumda sadece günah işleyen bir millet değil, başka bir dine geçen millet durumuna geldiği için yargıları bambaşka olmuştur.
Ancak sonunda Pesah günü tutulan oruçlarla, gökleri sallayacak kadar güçlü yapılan dualarla Yahudi halkının kaderi tekrardan değişmiş ve Mordehay ile Ester'in halkı uyandırması sayesinde halk böylesi ağır bir karardan kurtulmuş.