Moşe, bulunulan vaatlerin (Neder) geçersiz kılınması ile ilgili emirleri Yisrael kabilelerinin liderlerine iletir.
Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız |
||||||
Bu Hafta İçin Saatler |
26 Temmuz |
Gelecek Hafta İçin Saatler |
||||
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
2008 |
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
Yeruşalayim |
7:06 |
8:25 |
----- |
Yeruşalayim |
7:01 |
8:14 |
Tel Aviv |
7:21 |
8:27 |
23 Tamuz |
Tel Aviv |
7:16 |
8:17 |
İstanbul |
8:14 |
8:54 |
5768 |
İstanbul |
8:07 |
8:47 |
M A T O T |
||||||
Hatırlatmalar: ü 2 Ağustos Şabat: Roş Hodeş Av ü 9 Ağustos Şabat: Şabat Hazon |
||||||
Bu HP .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.
|
Peraşa Özeti (Bamidbar 30:2-32:42)
[www.chabad.org]
Moşe, bulunulan vaatlerin (Neder) geçersiz kılınması ile ilgili emirleri Yisrael kabilelerinin liderlerine iletir. Bene-Yisrael'in ahlaki çöküşüne neden oldukları için Midyanlılar'a savaş açılır. Tora savaşta elde edilen ganimetler ve bunların halk, savaşçılar, Leviler ve Koen Gadol arasında nasıl paylaştırıldığı hakkında detaylı bir açıklamaya yer verir.
Reuven ve Gad kabileleri vaat edilmiş Ülke'de kendilerine düşen pay olarak, geniş otlaklara sahip olan Ürdün nehrinin ötesindeki bölgeyi talep ederler. İlk başta bu talebe sinirlenen Moşe, sonradan bu kabilelerin, ilk önce kardeşlerine katılıp Ürdün Nehri'nin batısını ele geçirmelerinde onlara yardım etmeleri koşuluyla isteklerini kabul eder. Daha sonra, Menaşe kabilesinin yarısı da bu iki kabileye katılır.
DEVAR TORA
["Legacy" / Rabi Naftali Reich - www.torah.org]
Neder
Matot peraşasının başında Nedarim (vaatler) kanunları bulunmaktadır. Bu peraşanın başlangıcı Tora'da benzersiz bir ifade içerir. Moşe'ye bu konudaki kurallara dair kanunları öncelikle kabile liderlerine söylemektedir: "Moşe, Bene-Yisrael'in kabile başkanlarına konuşarak şöyle dedi" (Bamidbar 30:2). Moşe Rabenu, Tora'nın büyük bir kısmını tekrar naklettiği zaman, bunu ya doğrudan Bene-Yisrael'e, ya da Koenler'e hitaben konuşmuştur. Özellikle kabile liderlerine hitaben söylenen tek peraşa budur. Neden bu Nedarim peraşası farklıdır?
İlk dönem otoriteleri bu sorunun üzerinde oldukça düşünmüşlerdir. Ramban, Tora açıklamalarında, Nedarim'in doğrudan kitlelere verilecek türde kanunlar olmadığı görüşünü öne sürer. Bu kanunlar, yemin ve ant içme kavramlarını içerir. Bunlar çok ciddi konulardır. Ancak kanunda bu yemin ve vaatlerin bazı durumlarda iptal edilebilmesi olanağı vardır. Dolayısıyla insanların, nasılsa iptal edilebilir düşüncesiyle, bu kanunları hafife alması tehlikesi vardır. Bunun neticesinde, Ramban'a göre bu kanunların özellikle üst düzeyli kişiler olan kabile liderlerine hitaben verilmesinin nedeni budur.
Ancak Hatam Sofer bu soruya farklı bir cevap verir. Ona göre Bene-Yisrael'in liderlerinin bu kanunların önemini özümsemeleri için özel bir gereklilik söz konusudur. Hatam Sofer buna örnek olarak Yisrael hâkimlerinden Yiftah'ı gösterir. Yiftah savaştan zaferle döndüğü takdirde, karşısına ilk çıkanı Tanrı Adına korban yapacağına dair bir nederde bulunmuştur. Ancak onu karşılamaya ilk çıkan, kızı olmuştur.
Midraş Bereşit Raba, Yiftah'ın neden o dönemin Koen Gadol'u olan Pinehas'a giderek "Atarat Nedarim - Nederi Çözme" işlemini yaptırmadığını sorgular ve şu cevabı verir: Döneminin en büyük otoritesi olan Pinehas, Yiftah'ın ona gelmesini beklemiştir. Ama devletin başında yer alan Yiftah da Pinehas'ın ona gelmesini beklemiştir. Her biri kendi bulunduğu konumun şerefini korumaya çalışırken, kız arada kalmıştır.
Midraş, hem Yiftah'ın hem de Pinehas'ın bunun için cezalandırıldığını aktarır. Tanah'ta Yiftah'ın "Gilad şehirlerinde gömüldüğü" söylenmektedir. Yani Yiftah birkaç şehirde gömülmüştür; çünkü yakalandığı bir hastalık nedeniyle bedeni tek parça gömülememiştir. Pinehas ise Ruah Akodeş [ilahî ilham] alma yeteneğini kaybetmiştir. Hatam Sofer'e göre Tora'da, liderlerin Nedarim kanunları konusunda olağanüstü dikkatli olmalarının istenmesi bu yüzdendir.
Bu öğreti konusunda iki şey gözlenebilir:
1. Kendi düük düzeyimizle Pinehas ve Yiftah'ın konumlarını bir tutma hatasına düşmemeliyiz. Her ne kadar Midraş onların kendi hareketleri için cezalandırıldıklarını söylüyorsa da, bizler kendimizi bu iki ruhani devle mukayese edip, "ben bile böyle bir şey yapmazdım" dememeliyiz. Zira bu ve benzeri örneklerde tüm detayları biliyor değiliz; ama bu kişilerin bizim çok daha üstümüzde düzeye sahip olduklarını bilmekteyiz. Dolayısıyla saygı mesafesini korumamız önemlidir.
2. Birçok zaman insanlar onur ihtiyacı nedeniyle beklenmedik davranışlarda bulunurlar. Bu davranışların kendilerine ve yakınlarına sıkıntı getireceğini bilmelerine rağmen, bu, söz konusu davranışları yapmalarını engellemez. Ne yazık ki bir insanın kendi mutluluğunu veya çocuklarınkini kendi egosu için feda etmesi duyulmamış bir şey değildir. Bazen durum öylesine akıl almaz bir hal alabilir ki, bir kişi sırf kendi onuru için kendi çocuklarının ölümüne izin verecek kadar ileri gidebilir.
Bizler birer insan olarak onurumuz konusunda büyük zaaf içindeyizdir. Bu durum yaşlandıkça daha da artar. Bu nedenle kişinin, başvurabileceği bağımsız ve objektif bir kişiye ihtiyacı vardır. Bu kişi onur gibi bizlerin objektif olamayacağı konularında, bizim körlüğümüzü gidererek bize yardımcı olabilirler. Bu görevi bir öğretmen, bir Haham, ya da iyi bir arkadaş yapabilir. Böyle objektif bir başvuru kaynağımız olmasına özen göstermek birçok konuda bizim ve çevremizin iyiliğine olacaktır; zira ancak bağımsız bir görüş, kişinin kendisini yıkabilecek bir harekete veya hareketsizliğe yönelmesini önleyebilir.
İKİLEM
Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in gözüyle verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.
Her sabah dua ettiğim sinagogda, tefila başladıktan on dakika sonra gelen bir adam var. O kişinin duaya zamanında gelmesi için onu ikna etmek isterdim, ama buna nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Yapılacak en doğru şey nedir?
DEVAR TORA
[Rabi Eli Mansour - www.dailyhalacha.com]
Matot peraşasında iki kabilenin, Reuven ve Gad kabilelerinin Yarden nehrinin doğu yakasında toprak edinme isteği ile Moşe Rabenu'ya gelişlerini okuruz [daha sonra bu kabilelere Menaşe kabilesinin yarısı da katılmıştır]. Bu kabileler, Erets-Yisrael'e girmek yerine, Yarden Nehri'nin ötesindeki topraklarda yerleşmek istiyorlardı. Moşe Rabenu öncelikle onları diğer kardeşleriyle Erets-Yisrael'e girip savaşmaktan korktukları için azarlar. Ancak kabileler fethe kardeşleriyle birlikte katılacaklarını söyleyince bir anlaşma yapılır. Buna göre bu kabileler tüm savaşlarda diğer kabilelerle omuz omza savaşacaklar ve ancak ondan sonra Yarden'in doğu yakasına gidip yerleşebileceklerdi. Reuven ve Gad kabileleri, bu toprakları isteme sebepleri olarak buraların verimi olmasını ve kendilerinde büyük miktarda sürü bulunmasını göstermişlerdir.
O halde, en azından Tora'da yazılanlardan anlaşıldığı kadarıyla, tamamen bir iş anlaşması peşinde oldukları sonucu çıkmaktadır. Moşe Rabenu onları, maddi kazanç endişelerini Erets-Yisrael'e yerleşmeye tercih etmeleri sebebiyle onları azarlamıştır.
Rav Aaron Kotler (1891-1962) Erets-Yisrael'de yaşayan bir kimsenin, Diaspora'da yaşana birine göre çok daha fazla mitsva yapma imkânına sahip olduğunu vurgular. Örneğin Bikurim - her yılın ilk meyvelerini bet-Amikdaş'a getirme - mitsvası sadece Erets-Yisrael'de yetişen ürünler için geçerlidir; ama Diaspora'da yetişen ürünlerde böyle bir yükümlülük yoktur. Bunun gibi başka birçok mitsva sadece Erets-Yisrael'de yerine getirilebilir. Bu nedenle, Aaron Kotler'e göre, Moşe'nin bu kabilelere kızmasının sebebi, söz konusu mitsvaları yerine getirme yükümlülüğünden kaçınmalarıydı. Tek ilgi alanları kendi çiftlik ve büyükbaş hayvanlarıydı. Oysa bir kişi, geçimini kendisinin değil Tanrı'nın sağladığını bilmelidir. Yarden'in ötesinde geçimi sağlayan Tanrı'nın, Erets-Yisrael'de de geçimi pekâlâ sağlayabileceğini kavramaları, diğer yakada otlakların daha yeşil olduğunu düşüneceklerine, manevi açıdan gelişecekleri yeri seçmeleri gerekirdi.
Rambam maddiyatı manevi konuların önüne koyan insanları ele alır. Eski dönemlerin iş adamlarından söz eder. Ona göre bir insanın hayatını kazanmak için çalışması bir mitsvadır. Ancak günün 12 saatinin 3 saatini işe, 9 saatini ise öğrenime ayırmak gerektiğini ileri sürer. Rambam'ın hayattaki öncelikleri dengeleme anlayışı budur. Tabii ki, kişi hayatını kazanmak zorundadır, ama Rambam öğrenmeye ayırdığınız zamanın çalışmaya ayırdığınız zamanın üç misli fazla olması gerektiğini söyler. Şüphesiz bu orantı günümüzde uygulanamaz, ancak hayatta yapacağımız en önemli şeyin en azından sabah işe gitmeden önce ve akşam eve geldiğimiz zaman Tora öğrenmek olduğunu bize hatırlatır. Bunun yanında, bu öğrenim için günün ortasında da bir veya iki saati çalmak en iyisidir.
Reuven ve Gad kabileleri, maddiyat uğruna Erets-Yisrael'in manevi avantajlarından ve mitsvalardan kendilerini muaf tutmayı tercih ettikleri için Moşe tarafından sertçe azarlanmışlardır. Mitsvalar yerine, servetlerine daha çok önem verdikleri için tarihte değer kaybetmişlerdir. Ama belki de daha acısı, maddiyat konusunda yaptıkları hesaplar da çarşıya uymamıştır. Reuven ve Gad kabileleri, düşmanlar tarafından yurtlarından edilip sürülen ilk kabilelerdir.
Kendimizi doğru önceliklere odaklamak konusunda bu ne kadar da önemli bir derstir! Tora'nın asıl itici güç olduğunu ve diğer şeylerin önem açısından ikinci planda kaldığını bize hatırlatan bir ders...
MİTSVA / UYGULAMA / MAase
[Rabi Şemuel Holstein - www.komemiut.org]
Mitsva: Dört köşesi olan bir giysiye tsitsit yapmak Tora'nın "yap" şeklindeki bir emridir.
Uygulama: Talmud (Menahot 41a), dört köşeli bir giysisi olmayan birinin de, sırf bu mitsvayı yerine getirme amacıyla böyle bir giysi alıp dört köşesine tsitsit bağlamakla yükümlü olup olmadığını sorgular. Talmud orada Rav Katina'nın bir melekle karşılaştığını anlatır. Melek onu dört köşesi olmayan ve dolayısıyla tsitsit gerektirmeyen giysiler giydiği için azarlar. Bu şekilde tsitsit mitsvasını yerine getirmekten imtina etmektedir. Rav Katina sorar: Bir insan kendisini, bir mitsvayla yükümlü hale getirmek zorunda mıdır ki? Melek bunun kritik zamanlar için büyük önem taşıdığını söyleyerek cevap verir. Bu nedenle kişi, dört köşeli giysisi yoksa yükümlü olmamasına rağmen, sırf mitsvayı yerine getirmek için sürekli olarak böyle bir giysi giymeye ve ona tsitsit bağlamaya özen göstermelidir.
Otoriteler Tora'ya göre hangi giysinin tsitsit bağlamayı gerektirdiği konusunda görüş ayrılığı içindedirler. Bazılarına göre bu yükümlülük sadece koyun yünü veya ketenden yapılmış dört köşeli giysiler içindir. Dört köşeli bir giysi başka bir maddeden yapıldıysa, bu giysiye tsitsit bağlama yükümlülüğü Hahamlar'ın koyduğu bir kuraldır. Şulhan Aruh'a göre kural böyledir. Diğer görüşe göre ise hangi maddeden yapılmış olursa olsun, dört köşeli bir giysiye tsitsit takma yükümlülüğü doğrudan Tora'dan kaynaklanan bir kuraldır. Şulhan Aruh'a Aşkenaz uygulamaları hakkında notlar düşen Rabi Moşe İserliş'e göre kural böyledir. Son dönem otoriteleri bu görüş ayrılığında her iki tarafın görüşünü de karşılamak için, dört köşeli giysi olarak özellikle yün veya ketenden yapılmış giysilerin seçilmesini önerirler, zira bu şekilde her iki görüşe göre de bu giysiye tsitsit bağlayıp giyen kişi doğrudan Tora'nın emrini yerine getirmiş olur.
Bazen tsitsit sicimleri kopabilir ve bunun geçerliliği konusunda soru uyanabilir. Bu nedenle her türlü şüphe durumunda bu konuyu bilen hahamlara başvurmak gerekir; zira eğer tsitsit geçerli değilse, bu kez dört köşeli giysiyi giyen kişi, bunu tsitsitsiz giymiş olacağından Tora'nın "yap" şeklindeki bir emrini ihlal etmiş olacaktır.
Maase: Duyumlar hızla yayılmıştı. Tsanz Rabisi, Almanya'daki Gutnick şehrinde beklemede olan Holokost kurtulanlarını ziyarete gelecekti. Yahudiler, Rabi ile görüşme ve ondan hayır duası alma ümidiyle onun geldiği yöne doğru koştular. Gur Hasidlerinden olan Rabi Mendel Pschitick de Rabi'yi görme ümidiyle bulunduğu hastaneden çıktı ve halkın arasına karıştı. Birden Tsanz Rabisi'nin elinde tanıdık bir şey gördü. Kalbi hızla atmaya başlarken haykırdı: "Acaba saygıdeğer Rav tsitsit yapabilmemiz için bu amaçla üretilmiş iplikler mi getirdi?" dedi ümit dolu bir sesle. Dehşet dolu yıllar sonrasında tsitsit mitsvası için bu denli büyük bir heyecan duyan bir Yahudi gören Tsanz Rabisi de heyecanlanmıştı. Neşeyle başını evet anlamında salladı. "Ama" dedi, "ne yazık ki, yanımda sadece bir set var ve dolayısıyla bu mitsvayı sadece bir kişi yapabilecek." Rabi'nin niyeti orada bulunanlar arasında bir çekiliş yapmaktı.
Rabi Mendel sadece bir kişinin mitsvayı yapma fırsatını elde edeceğini anlayınca, hemen öne atıldı. Gömleğini, dört köşesi olacak şekilde yırttı ve Rabi'ye, şu anda Tora'ya göre yükümlülüğü olan tek kişi kendisi olduğundan tsitsit iplerinin kendisine verilmesini hak ettiğini söyledi. Tsanz Rabisi'nin gözleri dolmuştu. O kadar dehşet yılından sonra, bir mitsvaya bu kadar sevgi gösteren bir Yahudi duruyordu karşısında. Ama yine de Rabi Mendel'e şöyle dedi: "Ben buraya gelmeden önce, mevcut kişiler arasında kura çekmeyi kararlaştırmıştım. Bu nedenle buradaki herkes söz konusu kuraya katılma hakkını önceden elde etmiş durumda. Dolayısıyla ben yine de kurayı çekmek durumundayım." Rabi sevgi dolu gözlerle oradakilere baktı ve sonra tekrar Rabi Mendel'e döndü. "Ama şuna şüphem yok ki, eğer niyetin gerçekten de sadece ve sadece Tanrı'yı onurlandırmaksa, kura sonucunda bu tsitsit ipliklerini sen kazanacaksındır." Kuraya katılan birkaç yüz kişi arasındaki gerilim had safhadaydı. Ta ki büyük bir uğultu duyulana kadar. Kurayı gerçekten de Rabi Mendel kazanmıştı.
İKİLEME CEVAP
[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]
Her şeyden önce o kişinin geç gelmesine neden olan şahsi durumların olup olmadığını anlamaya çalışın. Eğer onun tarafından sadece bir ciddiyet noksanlığı olduğu ortaya çıkarsa, bir kral veya bir başbakanla yapacağı görüşmeye geç gelip gelmeyeceğini ona sormaya çalışın.
Yaşanmış bir olaya göre, bir sinagogun hahamı, bir kişinin dikkatini duaya sürekli geç geliyor olmasına çeker. Bu kişi "Önemli olan gelmiş olmamdır. On dakikalık bir süre ne fark eder?" diye cevap verir.
Uzun süre, o kişinin tavrını değiştirmeye çalışmak için harcanan çabalardan sonra, bir sabah adam zamanında gelir. Haham şaşırmıştır. Adama bu sevindirici değişikliğin sebebini sorduğunda şu cevabı alır:
Bir önceki gün önce sahibi olduğu işyerinde yangın çıkmıştır. Hemen itfaiyeyi çağırdığı zaman, arabaların yolda olduklarını öğrenmiştir. Arabaların gelişini endişe içinde beklerken, fabrikasının bölümlerinin peş peşe alevler içinde kaldığını görmüştür. İtfaiye on dakika geç geldiği zaman artık her şey için çok geçtir. Baş itfaiyeciye neden daha erken gelmediklerini sorduğunda aldığı cevap ona çok tanıdık gelir: "Önemli olan gelmiş olmamızdır. On dakika ne fark eder?"
YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ
[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]
Üç Hafta İle İlgili Kurallar
1. Şiva Asar Betamuz ile Tişa Beav arasındaki üç hafta süresince evlilik törenleri gerçekleştirilmez, eğlenceler düzenlenmez.
2. Bu günlerdeki yas teması nedeniyle müzik aletleri ile üretilen müzik dinlenmez. Müzik dinlememekten kaynaklanan kısıtlılık duygusu ve neşe eksikliği, tarihte bu günlerde yaşanan gerçekten son derece trajik olayları hatırlamamızı sağlar. Yine de Tanrı'ya övgüler içeren şarkılar, enstrümansız olarak söylenebilir ve dinlenebilir. Bir Bar-Mitsva, Berit Mila ve benzeri mutlu vesile söz konusuysa, kutsiyet içeren şarkılar, enstrüman eşliğinde bile olsa dinlenebilir.
3. Yeni bir elbise satın alınmaz ya da o yıl içinde yeni çıkan bir meyve yenmez. Zira bu durumda Şeeheyanu berahası söylenmesi gerekir. Oysa bu beraha "bizleri bugüne eriştirdiği için" Tanrı'ya teşekkür niteliğindedir ve acı olayların yaşandığı bir döneme uygun kaçmamaktadır.
4. Berit Mila ve Pidyon Aben törenlerinde bu beraha söylenir. Eğer bir meyve yeni çıkmışsa ve Tişa Beav'dan sonra bulunamayacaksa, bu meyve ancak Şabat günü yenebilir ve Şeeheyanu berahası söylenir. Eğer fiyatların yükselmesi söz konusu olacaksa yeni elbiseler alınabilir; ama ancak Tişa Beav'dan sonra giyilebilir.
5. Hamile bir kadın ya da hasta bir kişinin canı yeni bir meyve çektiğinde bu meyve kendisine verilir ve Şeeheyanu berahasını söyler.
Haftanın Sözü
[Israel Zangwill, 1921]
Devrin patırtı ve kargaşası içinde, Yeruşalayim'in hâlâ duyulan o minik sesi tek ezgimiz olmayı sürdürüyor.
Haftanın Peraşası'nı, t e b e r r u d a b u l u n a r a k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin, ilgililer (050 - 538 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur. |
Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır. Lütfen Geniza'ya getiriniz. |