hakkinda

Giriş: Sürgün yıllarının peygamberi olarak bilinen Yehezkel kendi neslindeki insanları Teşuva yapmaya “veşuvu vihyu – teşuva yapın ve yaşayın” sözleriyle davet eder. Talmud Yerulaşmi bu ifadeye bakarak büyüleyici bir açıklama yapar: “Reşaim af behayeem nikraim metim – kötüler hayattayken bile ölü sayılırlar.”

Bazen vücudumuzda ölü deri parçaları vardır. Ölü deri ile hala canlı deri arasındaki fark önemlidir. Canlı deri bir etki ile karşılaştığında sıkıldığında veya delindiğinde tepki verir mesela acı hisseder. Ancak ölü bir deri parçasına herhangi bir şey yapıldığında, o parça hâlâ vücuda bağlı olmasına rağmen kişi hiçbir şey hissetmez. “Reşaim” olarak nitelendirilen kötü insanların ölü kabul edilmelerinin nedeni hissetmemeleridir. Talmud Yeruşalmi burada ara sıra hepimiz gibi hata yapan insanlardan söz etmez. Söz ettiği insanlar hatalarını hissetmeyen, düşünmeden hareket eden ve bir sorun olduğunu anlamayan insanlardır.

Tehlikeli bir bakış – Laşon ara: Pek çok insan, yaptıklarının yanlış olduğunu düşünmeden, yanlış davranır ve yanlış şeyler yapar. Bazıları bunu küfürlü bir dil kullanarak yapar. Hiç düşünmeden konuşur ve uygunsuz sözcükler kullanır. Kimi de hiç umursamadan veya sorun olabileceğini düşünmeden giyim tarzına dikkat etmez. Bazıları için sahtekârlık onun yaşam tarzı gibidir. İşlerin böyle yürümesi gerektiğini düşünür müşterileri rutin olarak yanıltır. Birçoğumuz için ise Tora öğrenmek veya dinlemek bir zaman kaybıdır. Tora çalışmak ya da yapıcı başka bir şey yapmak yerine, boş zamanımız olduğunda içgüdüsel olarak telefonlarımızı çıkarmaktır. Ama öyle bir yanlış vardır ki hemen hepimiz için bir ölü deri konumundadır. “Laşon ara.” Başkalarının hataları hakkında iki kez düşünmeden, bunda yanlış bir şey olduğunu hissetmeden konuşuruz.

Gemara laşon ara günahı ile ilgili önemli bir açıklama yapar. Bu yanlış Tora’daki üç büyük günah olan putperestlik, zina ve cinayet ile eşdeğer görülmektedir.  Bunlar, kişinin kaçınmak için hayatını feda etmeye hazır olması gereken yegâne üç günahtır.   Bir insan hayatını kurtarmak uğruna diğer tüm komutlar askıya alınır, ancak bir kişinin hayatı tehlikede olsa bile bu üç emir ihlal edilemez. İşte laşon ara bu üçü kadar olumsuzdur.

İspanyol bilgelerinin en büyüklerinden biri olan Rabenu Yona, ünlü kitabı Şaare Teşuva'da Gemara'nın sözlerini tartışır ve açıklamalara yer verir.

Teşuva: Bir müşteriye veya iş arkadaşına yalan söyleyen ve onu aldatan bir kişiyi hayal edelim.   Sanırım hepimiz bunun yanlış bir şey olduğu konusunda hemfikir oluruz. Hepimiz için o adam da pek de iyi bir adam değildir.  Ama bu sadece bir kez yapılmış olsa dolandıran kişi yanlış yapsa da onun hakkında mutlak kötü olarak düşünmek mümkün olmaz. Ancak sürekli olarak birilerini dolandıran kişi hakkında herkesin yanlış düşüneceğini söylemek hatalı olmaz.

Sürekli olarak bir şeyler yemek gibi, laşon ara da bir kere yaptığımız bir şey değildir. Sürekli olarak yanlış konuşur dururuz.   Tek bir yanlış konuşma fazla zarar vermez gibi görünse de, bu zararı defalarca tekrarladığımızdan ortaya felaket bir sonuç çıkar.

Rabenu Yona, uygunsuz bir konuşma tarzını değiştirmenin çok zor olduğunu yazar çünkü çoğumuz için bu, yani uygunsuz konuşma şekli hele günümüzde klasik bir iletişim tipi haline gelmiştir.    İlişkilerimizin çoğu “laşon ara”  etrafında döner. İnsanları eleştirir hatta onlarla dalga geçeriz. Günümüzde “laşon ara” kullanmadan konuşmak hepimizi iletişim kurmak konusunda oldukça zorlar bir hale gelmiştir. Bu sıradan iletişim şekli hepimizin yaşamının bir parçası haline gelmiş durumdadır.  Ne yazık ki “laşon ara”, normalde iyi, dürüst bireylerin bile normal konuşma tarzına doğal olarak yerleşmiştir.  “Laşon ara” varlığımızın bir parçası haline geldiği için değiştirmek çok zordur. Bu yüzden de üç büyük günahtan daha da büyüktür.

Filmler hariç, bir katil suçunu işledikten sonra sarsılır.   Yerde cansız bedeni gördüğünde normal olarak bir travma yaşar. Normal şartlar altında hayatının geri kalanında işlediği suçu asla unutmaz.

Ancak Şabat masamızda bile ailemizin ve misafirlerimizin önünde başka bir kişi hakkında şakalar yaptıktan sonra kalkıp huzur dolu bir uykuya dalmak hiçbirimiz için yabancı değildir. Yani çoğumuza bu davranış yanlış bir şey gibi gelmez.

Rabenu Yona, bu yanlışa karşı kayıtsız tutumumuz nedeniyle “laşon ara”nın çok ciddi bir günah olduğunu yazar. Biz bu yanlışı  bu kadar hafife alarak, söylediklerimizden rahatsız bile olmadan, saygısızlık ederiz.

Bir kişi Tanrı’ya karşı bir suç işlediğinde ve teşuva yapmak istediğinde Tanrı’ya döner ve af diler.   Fakat arkadaşına karşı bir suç işlediğinde, arkadaşı onu affetmediği sürece affedilemez. Rabenu Yona,”laşon ara”  bu kadar şiddetli bir yanlış olmasının bir nedeninin de bu olduğunu yazar. Çünkü bütün mağdurlarımızdan bağışlanma dilemek imkansızdır.

Tipik bir arkadaş toplantısında hepimiz birileri hakkında uygun olmayan şekillerde konuşuruz. Daha önce dile getirdiğimiz gibi de en ufak bir pişmanlık duymadan veya kendimizi kötü hissetmeden kalkıp gideriz. Hatta ertesi gün söylediklerimizi hatırlamayız bile. Ancak söylediğimiz sözlerin etkisi devam eder.    Söylediklerimizi duyan kişilerde, konuştuğumuz kişiler hakkında olumsuz bir izlenim kalır.  Olumsuz tutumları diğer insanlara yayıldıkça bu durum dalga etkisi yaratmaya devam eder. Söylediklerimizi unuturuz ama zararı katlanarak devam eder. Çoğu zaman kimin hakkında ne söylediğimizi bile hatırlamayız ve sözlerimizin nasıl ve ne ölçüde zarara yol açtığını da kesinlikle bilemeyiz. Bu yüzden de af dileme şansımız yoktur.       

“Laşon ara” konusundaki zararları kısmen de olsa listelediğimize göre artık bu sorunla nasıl baş edeceğimizi öğrenmeye çalışalım.

Çareler: Oldukça tanıdık bir insan tipinden söz ederek işe başlayalım. Uygunsuz kötü komşulardan söz edelim. Başkalarının mülkiyetine asla saygı duymayan kişilerin sayısı az değildir. Arabasını park etmekten tutun da komşusunun alanına girmeye kadar bol miktarda ihlaller yabancımız değildir. Müstakil bir evde yaşıyorsanız garajınızın önüne park edilen bir araba veya çocukların sıklıkla kırdıkları camlar pek de hoşunuza gitmez. İşte böyle bir komşu bir gece önce partide çalan yüksek müzik için yanımıza gelip özür dileyecek olursa ve bu durumun tekrarlanmayacağını söylerse buna inanmak çok da kolay değildir. Diğer ihlallerinden söz etmeden sadece yüksek sesle çalınan müzik için özür dileyen birini affetmek aklımızdan bile geçmeyebilir. Maharal ise böyle bir durumda bile Tanrı’nın bizi affedebileceğini söyler.

Birçok şeyi yanlış yaparken aynı zamanda oldukça fazla hatalar yaparız. Günlük rutinimiz bazen birçok yasak eylemi içerir ve çoğu zaman yükümlülüklerimizi yerine getirmekte başarısız oluruz. Özellikle Yamim Noraim günlerinde yanlış yaptığımız şeyler için özür dilemek üzere Tanrı’nın huzuruna çıkarız. Birçok yanlışımıza rağmen özür dilemeye çalıştığımız birkaç spesifik hatayı dile getiririz. Ancak Tanrı bizim teşuva çabamızı takdir eder ve bizleri bağışlar. Teşuva yaptığımızda hatta birçok şeyi yanlış yapıyor olsak bile, Tanrı bizi affeder. Kabalist bir Rabi olan Rabi Yisrael Salanter Praglı Maharal’ın öğretisini bir adım daha ileriye taşıyarak Tanrı’nın yarım bir teşuva karşısında bile yani günahlarımızın yarısından kaçınsak bile bizleri sevgiyle affetmeye hazır olduğunu öğretir.

Klişe ve basit bir örnek verelim. Kaşerut kurallarına göre yaşamayan bir kişi bir süre sonra yaptığının yanlış olduğunu kavrar ve öncelikle evini Kaşer duruma getirmeye çalışır. Henüz her yerde bunu uygulamaya hazır olmasa bile bir adım atarak evinde Kaşer kurallarına uymayı taahhüt etmektedir. Rabi Yisrael Salanter Tanrı’nın bu adımı dikkate alacağını ve teşuva çabasını kabul edeceğini öğretir. Bu kişinin gidecek çok uzun bir yolu vardır ve orada kalmamalıdır. Ancak attığı ilk adım bir teşuva adımı olduğundan Tanrı tarafından kabul görecektir.

Gelin bu örneği “laşon ara” için uygulamaya bakalım. “Bir daha “laşon ara” konuşmamak” şeklinde bir taahhütte bulunmak özellikle günümüz şartlarında gerçekçi değildir. “Ya hep ya da hiç” şeklinde bir yaklaşım bizi “hepsi” noktasına götürmez hatta elimizde hiçbir şey bırakmaz.  

O zaman işe mütevazi taahhütlerle başlayalım. Belki günün belirli saatlerinde konuşmalarımıza dikkat ederek başlamak bu konuda atılmış doğru bir adım olabilir.  Bu günahın sıklıkla gündeme geldiği Şabat ve Yom Tov masalarından özellikle bu yanlıştan kaçınmaya çalışmak büyük bir adımdır. Sık sık buluşup “laşon ara” yaptığımız kişilerle birlikte çalışarak bundan birlikte kaçınmaya çalışmak iyi bir başlangıçtır. Atılan her küçük adım çok değerlidir.

Amacımız en azından bu yanlışın “ölü deriye” dönüşmemesi, onu hissetmemiz, tanımamız, bundan rahatsızlık duymamız olmalıdır. Her ne kadar   “laşon ara” yapmaktan tamamen kaçınamasak da bu konuda daha hiç olmazsa çaba gösterebiliriz. Bunu da mutlaka denemek gerekir.    Konuşmalarımızın diğer insanların hayatları etrafında dönmediğinden, sürekli olarak diğer insanların yaptıklarını eleştirmediğimizden ve diğer insanların davranışlarından çok kendi davranışlarımıza odaklandığımızdan emin olmaya çalışmalıyız.

Rav İsak Alaluf’un HP 5785 Tazria yazısından alınmıştır.