Bu Hafta İçin Saatler |
11 TEVET |
Gelecek Hafta İçin Saatler |
||||
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
5785 |
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
Yeruşalayim |
16:14 |
17:34 |
----- |
Yeruşalayim |
16:20 |
17:39 |
Tel Aviv |
16:33 |
17:35 |
11 OCAK |
Tel Aviv |
16:39 |
17:41 |
İstanbul |
17:41 |
18:21 |
2025 |
İstanbul |
17:48 |
18:28 |
İzmir |
17:48 |
18:39 |
|
İzmir |
17:55 |
18:46 |
VAYHİ-ויחי Aftara:Vayikrevu |
||||||
10 OCAK 2025 CUMA ASARA BE TEVET ORUCU |
Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bereşit47:28-50:26)
Mısır'da geçirdiği 17 yılın ardından, Yaakov günlerinin sona ermek üzere olduğunu hisseder ve Yosef'i çağırtır. Ona, kendisini Mearat Amahpela'ya, Adam ve Hava'nın, Avraam ve Sara'nın, Yitshak ve Rivka'nın gömüldüğü yere gömeceğine dair yemin ettirir.
Yaakov hastalanır ve Yosef, iki oğlu Menaşe ve Efrayim'i kendisine getirir. Yaakov, Efrayim ve Menaşe'yi kendi çocuklarının statüsüne yükseltir; bu şekilde Yosef'e, aslında Reuven'in sahip olması gereken çift payı - behorluk hakkını - vermiş olur. Yaakov'un görüşü yaşlılıktan dolayı zayıfladığı için Yosef, oğullarını ona yaklaştırır. Yaakov onları öper ve kucaklar. Yosef'i bile bir daha göreceğinden ümidi kesmişken, şimdi onun çocuklarına beraha vermektedir. Berahayı verirken, daha güçlü olan sağ elini Efrayim'in başına koyar. Zira ileride Erets-Yisrael'in fethi sırasında Bene-Yisrael'in başında olacak olan Yeoşua, Efrayim'in soyundan gelecektir.
Yaakov, diğer oğullarını da, kendilerine beraha vermek üzere çağırtır. Yaakov'un verdiği berahalar, her bir kabilenin kendine has karakter ve yeteneğini yansıtır; ayrıca her birinin, Tanrı'ya hizmet konusunda kendine has görevini belirler niteliktedir. Yaakov 147 yaşında dünyadan ayrılır. Büyük bir cenaze korteji Mısır'dan kalkıp, onu Hevron'daki Mearat Amahpela'ya götürür.
Yaakov'un ölümünden sonra Yosef'in kardeşleri, onun intikam alacağından endişe etmeye başlarlar. Ancak Yosef onları rahatlatır; ailelerinin geçimini bile kendisinin sağlayacağına dair söz verir. Yosef kalan yıllarını Mısır'da geçirir ve Efrayim'in büyük torunlarını bile görmeye hak kazanır. Ölümünden önce, kardeşlerine Tanrı'nın kendilerini Erets-Yisrael'e tekrar geri götüreceğini söyler ve onlara, o zaman kendi kemiklerini de birlikte götüreceklerine dair yemin ettirir. 110 yaşında ölen Yosef mumyalanır.
Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
PAYLAMALAR VE ÖFKE
Paylamalar: Yaakov’un ölüm döşeğindeyken oğullarına verdiği berahaların bazıları kutsamadan ziyade “paylama” gibidir. Bütün oğullarını bir araya getirerek onları kutsaması beklenirken bu paylama dediğimiz sözlere ne gerek vardır. Aslında buradaki kutsama veya paylamaların her birinin bizler için önemli dersler içerdiğini söyleyebiliriz.
Her ne kadar yaptıklarıyla Reuven ilk oğul olma hakkını kaybetse de Tora bütün sayım ve kutsamalara Reuven ile başlar. O Yaakov’un behor oğludur ve bunu Tora defalarca vurgular. Bütün oğulların bir arada olduğu yerde Reuven’in bu özelliğini Yaakov da teyit eder. “Reuven behori ata kohi vereşit oni – Reuven sen benim ilk oğlumsuz gücüm ve geleceğimiz başlangıcı.” Ancak devamında hak ettiğini söylemekten çekinmeyen Yaakov neden lider olamayacağını da belirtir. Verdiği “kızgınlık” dolu tepkilerden dolayı Reuven lider olma yeteneğinden yoksundur. Öfke ve liderlik birbiriyle uyumlanmaz. Öfkeli kişi de lider olamaz. Çünkü Reuven Rahel’in ölümünden sonra babasının mahremiyetine müdahale ederek annesinin onurunu koruduğunu göstermeyi seçer. Bunu yapmanın başka yolları olsa da Reuven öfke ile hareket etmiştir.
Şaul Ameleh: İsrael’in ilk kralı Şaul’dur. Şaul iyi bir insan ve başlangıçta iyi bir kraldır. Zamanın peygamberi Şemuel Anavi’nin emirlerine uyduğu sürece bir sorunla karşılaşmaz. Ancak krallığı tehlikeye girdiği zaman öfkesine yenik düşer. Özellikle Amalek savaşından sonra krallığını kaybedeceğini anlayan Şaul müthiş öfkelidir. Saraya kendisini müzikle teskin ve tedavi etmesi için alınan David Goliat ile olan savaşında ve diğer muharebelerde başarılı olunca onu kıskanmaya başlar. Bu kıskançlık öfke ile birleştiğinde Şaul David’i öldürmek için mızrağını fırlatmaktan çekinmez. Şaul bu uğurda David’e yardım eden herkesi öfke ile cezalandırmaya çalışır. David’in kaçmasına yardım eden oğlu Yehonatan’ı çok sert bir şekilde paylayan Şaul, David’e yardım ettiklerini şikayet olarak kendisine ileten Doeg Aadomi’nin sözüne uyarak bütün Kohenler’in katlini bile emredebilmiştir. Şaul David’in peşinden onu takip ederek huzur vermez. David’in eline defalarca Şaul’u öldürmek için fırsat geçse de David asla bunu kullanmaz.
Öfkeye dikkat: Zamanın peygamberi olan Şemuel Anavi Amalek savaşından sonra Şaul’un yerine geçecek kralı bulmak için Bet Lehem şehrine gider. Burada kendisini Rut’un torunu Yişay ve yedi oğlu karşılar. En küçük oğul olan David o sırada sürülerle meşgul olmaktadır. Tanrı Yişay’ın oğullarından birinin kral olacağını Şemuel’e söyler. Şemuel Yişay’ın çok gösterişli olan ilk oğlunun kral olacağını zanneder ve onu takdis etmek için yanaşır. Tanrı duruma müdahil olur. Rav Nisim Behar’ın “İbrani Tarihi” kitabındaki ifadeye göre Tanrı Şemuel’i uyarır. “İnsanlar görünüşe Tanrı ise kalpteki düşüncelere önem verir.” Tanrı ilk oğul olan Eliav için “onu reddettim” ifadesini kullanır. Raşi Eliav için “kaasan – öfkeli” olduğunu söyler. Öfkeli kişi ise liderlik edemez.
Neden? Biraz da öfkeli olanların neden liderlik edemeyeceklerine dair nedenlere bakalım:
Liderliğin en önemli özelliklerinden biri düşüncede netliktir. Kişi öfkeli olduğunda doğru düşünemez. İyi bir lider olabilmek için karmaşık konularda doğru kararlar almak ve zor sorunlara yaratıcı, alışılmışın dışında çözümler bulmak gerekir. Bir kişi öfkelendiğinde, iyi kararlar verecek ve iyi çözümler üretecek kadar net düşünebilmesi neredeyse imkansızdır.
Herkes bir anlamda “lider”dir. Resmi bir liderlik pozisyonuna sahip olmayanlar bile evlerine, ailelerine “liderlik etmek” zorundadır. En azından her insanın kendine “liderlik etmesi” gerekir. Öfkenin bu kadar yıkıcı olmasının nedeni budur. Üretken bir yaşam sürdürebilmek için açık bir şekilde düşünmek gerekir. Öfkeli, üzgün veya sinirli olduğumuzda net düşünebilmek kolay değildir.
O halde ne yapalım? Açıkça düşünebilmek ve hayatı doğru şekilde yaşayabilmek için öfkeyi ve kızgınlığı nasıl önleyebiliriz?
Çözümlerden biri kötüleşmeyi öngörmektir. Şiddetin hayatın bir parçası olduğunu bilmeliyiz. Bundan kaçamayız.
Ebeveynlerin çocuk yetiştirmenin olgunluk gerektiren bir dönem olduğunu anlamaları gerekir. Genellikle çok öfkelendiğimizde kullandığımız ifadeler vardır. “Bu şekilde olması gerekiyor.” Ben öyle uygun gördüm.” Eğer bir ebeveyn çocuklarına karşı her zaman tedirgin ve kızgınsa, bunun nedeni muhtemelen ebeveynin çocuk yetiştirmenin zorluklarını ve zorluklarını bilmemesi ve anlayamamasıdır. Bunu öngörmek hem üzüntümüzü hafifletir hem de öfkelenmemizi geciktirir.
Bazı insanlar şehir trafiğinde sakin ve huzurlu bir şekilde otururken, bazıları ise her zaman sabırsız ve sinirlidir. Trafik sıkışıklığında sakin kalanlar, bunu öngörenlerdir. Kalabalık bir şehirde bir noktadan diğerine giderken bunun zaman alacağını bilirler. Bazen navigasyonda yol kıpkırmızı görünebilir. Bunu gördükleri ve tahmin ettikleri için daha sakin olabilirler. Zaten İstanbul’da yaşayan bir kişinin bunu öngörmesi şarttır.
Biraz da aşırı düşünmekten ve kafayı aynı noktaya takmaktan kaçınmak gerekir.
Evlilik birliktelikle yürüyen bir kurumdur. Bazen eşlerden biri yanlış bir şey düşündüğünde, söylediğinde veya yaptığında diğer eş buna kafayı takar. Bazen küçük bir olay zihinde gereksiz bir şekilde büyütülerek öfkeye, kırgınlıklara ve kavgalara neden olabilir.
Bir başka düşünce şekli. Çalışma yerinde patronun azarlamasına veya uyarmasına maruz kalmış biri hemen olumsuz düşünmeye başlar. Yanlış bir şey yaptığını düşünen kişinin de zihninde olumsuz düşünceler hakimdir. Kovulmaktan iş bulamamaya, geçim sıkıntısından boş kalmaya kadar milyonlarca düşünce zihnimizi meşgul etmeye başlar. Bu içimizde bir kaygıya, öfkeye, ağırlaşmaya ve sonunda da duygusal bir patlamaya neden olabilir.
Kendimize ve ailemize “liderlik etmek” için öfkeden kaçınmaya çalışmak gerekir. Bunu yapmanın yolu da, ağırlaştırıcı anları önceden tahmin etmek ve bu anlar ortaya çıktığında da bunlara uygun bir çözümü kafamızda tasarlayabilmektir. Bunu yapabilirsek zaman içinde daha net düşünme yeteneğini kazanmak işten bile değildir. Bu yetenek bizlerin doğru kararlar almasını sağlayacak öfkenin pençesine düşmemizi engelleyecektir. Bu durum da hayatımızı daha anlamlı ve huzurlu yaşamamızın bir anahtarıdır.
DİVRE TORA
Rav Yeuda Adoni
Dünyanın yaratılışı ile başlayan Bereşit kitabı 3.üncü babamız olan Yaakov Avinu’nun ölümü ile sonuçlanır. Bereşit kitabının kapanış peraşası Vayhi Yaakov Avinu’nun hayatını bizlere anlatır. Yaakov Avinu 147 yıl yaşadı. Bu 147 yıl Yaakov Avinu’nun en mutlu yılları oldu zira çocukluğunda Esavla mücadelesi Esav’dan kaçışı Lavan’dan çektikleri nihayet Yosef’in akibeti. En mutlu yılları Yosef’in Mısır’da 17 yıl yaşantısı olmuştur. Yaakov Avinu Mısır’da Goşen topraklarında evlatları ile Yosef’ten uzak yaşamıştır. Kardeşlerinin ona yaptıklarını hiçbir zaman sormamıştır. Günlerden birinde Yosef’e haber verirler baban hasta! İki oğlu olan Menaşe ve Efraim’i alır ve Yosef babasına götürür. Yaakov yatağında doğrulur ve oturur. Yaakov oğlu Yosef’in mevkiine saygı olarak da doğrulur. Ayrıca bir hastayı ziyaret etmek ona güç verir. Hasta kelimesine gelince Yaakov Avinu Tanrı’dan şunu istemiştir. Ölmeden önce bir zafiyeti oluşu ve evlatlarına hayır dualarını yapabilmesi. Yaakov Avinu yaşlılığı icabı pek göremiyordu, Yosef’e: Bunlar kim diye sorar? Tanrının bana bahşettiği iki evlat Menaşe ve Efraim ellerini iki torununun başına koyar ve onları şöyle kutsar. Beni kutsayan Tanrı’mız sizleri kutsasın ve denizlerdeki balıklar gibi çoğalın. Denizlere kem göz dokunmaz bu nedenle denizden hiçbir zaman balıklar eksik olmaz. Bir süre sonra Yosef’te dahil olmak üzere Yaakov tüm 12 evladını toplar onlara son bereket dualarını verir. Onların birlik içinde yaşamalarını tavsiye eder. Özel olarak Yosef’ten öldükten sonra Mısır’da gömmelerini Avraam, Yitshak yani babası ve büyükbabasının kabristanına gömülmesini rica eder. Yosef Firavundan izin alarak ölümünden 40 gün sonra büyük bir cenaze töreni yaparak Yaakov Avinu gömülür. Yaakov Avinu’nun cenazesinden sonra tüm kardeşler Yosef’in yanına giderler ve Yosef’e: Babamızın bir tavsiyesi bizi bağışlamanızdır. Sana yaptıklarımızı unutup bizden öc almamanızdı. Fakat böyle bir söz geçmemişti bundan: barış içinde yaşamak için gerçeklerin biraz değiştirilmenin mubah oluşu anlaşılır. Yosef’in cevabı: siz kötüye düşündünüz Tanrı bunu iyiliğimiz için yaptı.
GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: Rabilerin öğretilerinden)
Rav İzak Peres
Başkaları için hazırlamam “Hala”da “berahalı” “Afraşat hala - Hala ayırma” zorunluluğu var mıdır?
Bamidbar kitabında (15/20) söylendiği gibi berahalı hala ayırma mitsvası ancak ekmek yapımı söz konusu olduğunda geçerlidir. Ekmek amacı olmayan durumlarda ise ayırma zorunluluğu yoktur. Yapılmak istenirse berahasız yapılır. Benzer şekilde başkaları içim hala hazırlanırken ayırma yapılmaz. Yapılacaksa da berahasız yapılır. Kendi için yapacağı hala durumunda hepsini aynı anda pişirmese dahi berahalı hala ayırma mitsvasını yerine getirir. Bunun için miktar 1.560 gram olarak belirtilir.
DEĞERLKERİMİZ
Rav İsak Alaluf
Oldukça önemli bir değerden söz etmeye başlayacağız. “Rahamim – merhamet”. Kainat yaratıldığında Tora bunu ilk cümlesiyle verir. “Bereşit bara E.loim.” Burada kullanılan Tanrısal isim “yargı – din” özelliğini ortaya çıkaran isimdir. Yani öncelikle kainat “yargı” ile yaratılmıştır. Bu noktada sadece bu özellikle yaratılan kainatın ayakta durması imkansız gibidir. Teilim “ki lo yitsdak lefaneha kol hay” derken kimsenin Tanrı huzurunda hatasız olamayacağını belirtmektedir. Bu yüzden Tanrı “merhamet” öğesini devreye sokar. Dualarımızda Tanrı'dan merhamet dilerken okuduğumuz dualardan biri de haftanın bazı günlerinde, Selihot’ta ve Kipur gününde okuduğumuz “E.l meleh yoşev al kise rahamim” şeklinde başlar. Bu duada Tanrı’nın merhamet tahtına oturduğunu ifade ederiz. Sıklıkla bizleri merhamet ile yargılamasını dileriz. Yazılarımızda bu öğe ile ilgili Tanrısal isimlere ve dualarımıza da yer vereceğiz.
HAFTANIN SÖZÜ
Alaycıyı azarlama, yoksa senden nefret eder; akıllıyı azarla, seni sever. (Mişle 9/8)