merkezArayı bulmak:Rabilerin toplumda karşılaştığı en zor şeylerden biri eşler arasındaki anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak için gösterdikleri çabadır.

Bu bazen akıntıya karşı kürek çekmek anlamına gelebildiği gibi bazen de su üstüne yazı yazmak olarak gösterilebilir. Ancak ne olursa olsun Rabiler aile yapısını korumak için mücadele etmek durumundadırlar. Başarılı olup olmamaları elbette önemlidir ancak esas denemektir.

Amerika’daki Rabilerden biri evlilik konusunda sıkıntılar yaşayan bir çifte yardım etmeye çalışmaktadır. Sorun aslında çoğumuzun aşina olduğu bir şeydir. Gelin kayınvalidesiyle anlaşamamaktadır. Rabi çift ile konuşurken önemli bir ayrıntıyı yakalar. Erkek eşini desteklememektedir. Başka bir deyişle eşini desteklese bile bunu ona hissettirmemektedir. Hatta kadın bir tartışma durumunda eşinin annesi yerine kendisini seçeceğinden bile emin değildir. Rabi erkeğe dönerek eşine hep arkasında olduğunu net bir şekilde hissettirmesi gerektiğini söyler.

Rabi’nin tavsiyelerini dinleyen erkek neden seçim yapmak zorunda olduğunu anlayamadığını onunla paylaşır. Erkek her ikisini de sevmek ve her ikisine de sahip olmak istemektedir. Arada seçim yapmak konusunda hiç de hevesli değildir. İlk bakışta bu istek son derece “masum” görünebilir. Ancak anlaşmazlıkların olduğu bir ortamda bunu dile getirmek söylenecek en yanlış şeylerden biridir.

Öncelikle erkek haklıdır. Eşini sevdiği kadar anne ve babasını sevmek de hakkıdır. Ancak burada olması gereken çok önemli bir gerekliliği atlamıştır. Böyle bir durumda dahi erkeğin önüne anne baba mı eşin mi seçeneği konmamıştır. Kadın sadece eşinin yanında olduğunu hissetmek istemektedir. Erkek de bir eş olarak bunu yapmalıdır. Kimseyi o anda seçmek zorunda değildir. Eşini içinde bulunduğu rahatsız durumdan bir nebze olsun kurtarabilmek erkeğin görevidir. Eşinin öncelikli olduğunu ona hissettirmek erkeğe hiçbir şey kaybettirmez.

Aynı şeyler Tora ile olan ilişkimiz için de geçerlidir.

Bir öykü: Pirke Avot 6/10’da anlatılan bir öyküye bakalım. Günün birinde Rabi Yose ben Kisma bir adamla karşılaşır. Selamlaşırlar. Adam Rabi’ye nereden geldiğini sorar. Rabi büyük Tora bilgelerinin ve yazarlarının olduğu bir yerden geldiğini anlatır. Adam Rabi’ye muazzam bir servet teklif ederek kendileri ile birlikte yaşamalarını ister. Rabi Yose ben Kisma’nın cevabı dikkat çekicidir. “Dünyadaki bütün altın gümüş ve değerli mücevherleri versen bile Tora’nın olmadığı bir yerde yaşamayı düşünemem. Bir kişi bu dünyadan ayrıldığında ona ne altın, ne değerli taşlar eşlik eder. Ona eşlik eden sadece sahip olduğu Tora ve iyi edimlerdir.

Para kazanmakta ve maddi zenginlik sağlamakta asla yanlış bir şey yoktur. Zengin olmak bir suç değildir. Elbette güzel bir tatil yapmak hepimizin hakkıdır. Ancak aklımızda bir şey çok net bir şekilde oturmalıdır. Seçim yapmamız gerektiğinde Tora “öncelikli” olmalıdır.

Merkezi konuma neyi koymalıyız? Bizler dua ettiğimizde Tanrı ile konuşuruz. Ancak Tora öğrenimi ile meşgul olduğumuzda Tanrı bizimle konuşur. Bu bizim için çok özel bir şeydir. Tora öğrenimi insana hayat kaynağıdır. Bizi canlandırır ve ilham verir. Tora yönümüzü belirlememizde yardımcıdır. Tora bir amaç ile hareket etmek demektir. Tora öğrenimi insanı heyecanlandırır ve hayatına değer katar.

Hepimiz için çocuklarımız çok önemlidir. Bizim en büyük önceliklerimizin başında gelirler. Çocuklarımız elbette bunu bilirler. Ancak bilmeleri gereken çok önemli bir konu Tora öğreniminin de bizim için en büyük önceliklerden biri olduğudur. Hayatımızda önem taşıyan birçok şey vardır. Geçinebilmek, sağlıklı olmak, iyi bir gelecek inşa etmek gibi. Bunların önemli olduğu asla yadsınamaz. Ancak dünyada hiçbir şey Tora öğreniminden daha önem arz etmemelidir.

Zengin bir adam günün birinde kızına çok pahalı bir saat hediye eder. Kızı bu hediyeyi çok beğenir ve takar. Annesi günün birinde kızının kolunda o değerli saatten farklı pembe minik bir saat olduğunu görür. Merak içinde ne olduğunu sorar. Küçük kız rahat bir şekilde arkadaşının kolunda gördüğü saati çok beğendiğini ve kendi saati ile bunu takas ettiğini söyler. Annesi çok pahalı bir saat yerine kızının taktığı o değersiz saatin hikayesini duyunca çok sinirlense de yapacak bir şey yok gibidir.

Bizim yaptığımız da aslında benzer bir davranıştır. Güzel ve değerli bir saati çok az değere sahip şeylerle takas ediyoruz. Öğrenmek, Tanrı'nın bizimle konuşmasını duymak, derin hikmet ve öğretileri dinlemek için Netflix'teki filmler veya WhatsApp'ta bize gönderilen sevimli videolar için tercih yapıyoruz. Tora çalışması yoluyla Tanrı ile bağlantı kurma ayrıcalığını gösteriş için takas ediyoruz.

Yapılması gereken bellidir. Tora öğrenmek ve Tora’ya göre yaşamak yaşamımızda merkezi konumda olmalıdır.

Rav İsak Alaluf’un Naso 5784 Haftanın Peraşa’sı yazısından alınmıştır