Pesah Şeni’nin tarihçesi, Mısır’dan Çıkış zamanlarına dayanır. Yahudiler’in Mısır’dan çıkmasına izin vermeyen Paro ile Mısırlıların başlarına gelen onuncu ve son felaket, ilk doğan erkek çocukların- behorların ölümüydü. Yahudiler ise, Tanrı’nın emriyle, 14 Nisan günü Korban Pesah-Pesah Korbanı yaparak bu felaketten zarar görmemişlerdi.
Mısır’dan Çıkış’tan bir yıl sonra, Tanrı, Moşe Rabenu’ya seslenerek, İsrailoğulları’nın, yılın ilk ayı olan Nisan ayının 14’ünde Pesah Korbanı’nı, tam olarak o günde Bet-Amikdaş’a getirmelerini söyler: ”Bene Yisrael’in Mısır’dan çıkışının ikinci yılında, ilk ayda Tanrı Moşe’ye Sina çölünde konuşarak şöyle dedi: Bene Yisrael Pesah-korbanını zamanında yapsınlar. Onu bu ayın on dördüncü gününde öğleden sonra, vaktinde yapın.”( Bamidbar 9:1-3)
Mısır’dan Çıkış’ın birinci yıldönümünde, Tanrı’nın emri üzerine bütün Yahudiler Pesah korbanı olarak kuzularını hazırlarken, ölü ile temas nedeniyle tame- ritüel olarak kirli- oldukları için korban Pesah getiremeyecek ve bu korbandan yiyemeyecek olan küçük bir grup mitsvayı yerine getiremiyor olmaktan çok rahatsızlık duyar ve Moşe Rabenu’ya gelerek -“Lama nigara- neden mahrum kalalım” diyerek bu duruma bir çare bulmaya çalışır.
Korban Pesah mitsvasını bu kadar büyük istekle yerine getirmek isteyen bu kişiler için Moşe Rabenu Tanrı ile konuşur. Tanrı, onlara bu mitsvayı yerine getirebilmeleri için ikinci bir fırsat verir.
Tanrı, tame oldukları veya Bet-Amikdaş’a ulaşamayacak kadar uzakta olduklarından dolayı sunuyu gününde gerçekleştiremeyenlere Pesah Korbanı’nı ikinci ay- 14 İyar’da getirebileceklerini söyler. “Sizden ya da (sonraki tüm) nesillerinizden herhangi bir kişi ölü nedeniyle tame ise veya uzak yoldaysa; Tanrı adına Pesah-korbanını (şu şekilde) yapacaktır: (Böyle kişiler, bu korbanı) ikinci ayda on dördüncü günde öğleden sonra yapacaklar, onu matsa ve acı otlarla yiyeceklerdir.” (Bamidbar-9:10-11)
İkinci fırsat günü- Pesah Şeni, Pesah’tan tam bir ay sonra, 14 İyar’ da dır.
Bu gün, Bet-Amikdaş zamanında Matsa ile birlikte yenen Korban Pesah ‘ı hatırlamak amacıyla, Pesah’tan artmış olan Matsa’dan bir parça yenir ve Bore Mine Mezonot berahası söylenir.
Bet Amikdaş zamanında ölü ile temas yüzünden tame- ritüel olarak kirlenmiş olmak veya uzak bir mesafede bulunmak – bugün ne anlatmaktadır?
K.W. Rapaport’a göre bu terimler aslında çok daha derin kavramları sembolize eder. Tanrı'dan kopukluk hali bir tür ölüm hali gibidir. Uzak bir yol da, aslında olmamız gereken kişilikten uzak olduğumuz durumdur. Ancak hatırlamamız gereken, Tanrı ile bağlantımızda kopukluk yaşadığımızda, kendi ideal halimizden uzak bir yolda ilerlediğimizde, gerçeğimizden ve kaynağımızdan uzaklaştığımızda bile yön değiştirme ve özümüze dönme gücümüzün var olduğudur. Tanrı, yaşam, bize birçok fırsat verir, tek yapmamız gereken potansiyelimizi gerçekleştirmede nerede olduğumuzun farkında olmak ve Tanrı’nın sunduğu fırsatları değerlendirmeye çalışmaktır.
Nerede olduğumuzu nasıl fark edebiliriz? Kopukluk hissi, temel benliğimizle temasımızı kaybettiğimiz bir yerdir. Bu yolda, olabileceğimiz kişi ile şu an olduğumuz kişi arasındaki açıklığa dikkat etmemiz gerekir. Olabileceğimiz kişi, eş, ortak veya ebeveyn olmadığımızda, içimizde derinlerde bir yerde, özümüzden, yuvamızdan uzaklarda bir yerlerde olduğumuzu bazen belli belirsiz, bulanık, bazen de açık, güçlü ve sağlam bir duygu olarak hissederiz.
Bağlantının kopması genellikle bilinçsiz, farkındalıktan uzak yaşamın bir yan ürünüdür. Bize ve ilişkilerimize hizmet etmeyen alışkanlıkların bize yön vermesine izin verdiğimiz, böyle gelmiş böyle gider düşüncesinde durakaldığımız sürece, yollarımızın da, manzaramızın da değişmesi çok zor. İster kendimizle, ister başkalarıyla ilişkili olarak, kendi özümüze bağlanmamızı sağlayan yollardan kopuk kalmaya devam ederiz.
Ama Tanrı, hayat, bize birçok şans verir. Ve bilinçli olarak yaşamayı ve yargıdan merhamete, ilgisizlikten duyarlılığa, hareketsizlikten eyleme geçmeyi her seçtiğimizde, yeniden bağlantı kurmaya ve eve-özümüze doğru yol almaya başlarız.
Bu şekilde, İkinci Pesah -Pesah Şeni, bizim kendi özümüze, İlahi bağlantımıza dönme gücümüzü temsil eder. Bu, teşuvanın özü, geri dönüşün gücüdür. Teşuva, tövbe olarak tanımlansa da aslında çok daha büyük bir şeyi kapsar. Teşuva, kapsamlı bir değişimi kucaklama gücü, bir durumdan diğerine geçme gücüdür.
Doğrudur ki, alışık olduğumuz hareketlerimizi, düşünce tarzımızı değiştirmek kolay değil. Ama yapabiliriz. Ne kadar uzak olursak olalım, ne kadar kopuk olursak olalım, Tanrı bize düzeltme, iyileştirme ve olduğumuz yerden daha yükseğe sıçrama gücü verir. Ölüm ile temas-kopukluk bize hayat verebilir. “Mesafemiz”, hem kendimize hem de Tanrı'ya daha fazla yakın olmamızı sağlayabilir.
İkinci fırsatlar bayramı Pesah Şeni, bize her zaman adımlarımızı değiştirip eve, özümüze, olabileceğimiz kişiye doğru ilerleyebileceğimizi dönebileceğimizi hatırlatır.
Şalom Gazetesindeki Nazlı Duenyas'ın yazısından alınmıştır.