Bu
Hafta İçin Saatler |
14
Kislev |
Gelecek
Hafta İçin Saatler |
||||
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
5775 |
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
Yeruşalayim |
15:56 |
17:16 |
----- |
Yeruşalayim |
15:57 |
17:17 |
Tel
Aviv |
16:16 |
17:18 |
6 Aralık |
Tel
Aviv |
16:17 |
17:19 |
İstanbul |
16:21 |
17:03 |
2014 |
İstanbul |
16:21 |
17:03 |
VAYİŞLAH |
||||||
|
PERAŞA
ÖZETİ(Bereşit 32:4-36:43)
Yaakov,
Haran’da geçirdiği 20 yılın ardından Kutsal Ülke’ye döner ve ağabeyi Esav’ı
yatıştırma ümidiyle, ona melek-ulaklar gönderir. Fakat ulakları,ağabeyinin 400
savaşçıyla kendisini beklemekte olduğunu bildirirler.Yaakov en kötü olasılık
olan savaşa hazırlanır; fakat bunu engellemek içinTanrı’ya dua eder ve Esav’a
yüklü miktarda hayvandan oluşan bir hediye gönderir.O gece, Yaakov, ailesi ve
mal varlığınıYabbok Nehri’nin ötesine geçirir; fakat kendisi geride kalır ve
birden ortaya çıkan bir yabancıyla güreşmeye başlar. Bu yabancı, Esav’ın
koruyucu meleğinden başkası değildir. Güreş tan vaktine kadar devam eder.
Yaakov’un uyluğu yerinden oynar, fakat buna karşın, bu doğa üstü varlığa üstün
gelir. Melek ona “İlahi bir varlığa üstün gelen”anlamındaki Yisrael ismini
verir.Yaakov ve Esav karşılaşırlar; kucaklaşıp öpüşürler fakat sonra yollarını
ayırırlar. Yaakov, Şehem yakınlarında bir toprak parçası satın alır. Buranın,
adı yine Şehem olan prensi, Yaakov’un kızı Dina’yı kaçırarak ona tecavüz eder.
Dina’nın ağabeyleri Şimon ve Levi, şehrin tüm erkeklerini sünnet olmaya ikna
ettikten sonra onları en savunmasız anlarında kılıçtan geçirerek intikam
alırlar.Yaakov yoluna devam eder. Rahel, ikinci oğlu Binyamin’i doğururken ölür
ve Bet Lehem yakınlarında yol kenarındaki bir yere gömülür. Reuven, babasının
aile yaşantısına karıştığı için Behorluk hakkından reddedilir. Yaakov, babası
Yitshak’ın yaşadığı Hevron’a ulaşır. Yitshak 180 yaşında ölür. Rivka ise daha
önce ölmüştür.Peraşa, Esav’ın eşleri, çocukları ve torunlarından oluşan bir
liste ve onun yerleştiği bölgenin halkı olan Seir’in aile tarihi ile sona erer.
DİVRE
TORA
Rav Yehuda Adoni
Yaakov
Avinu babasının evine dönmeden Esav kardeşinin , ona olan tutumunu öğrenmek
amacı ile öncü kişiler gönderir.Rabenu Bahye’nin yorumuna göre bu öncüler
gerçek meleklerdi. Rabenu Bahye bu yorumunu peraşanın sözlerinden
yorumlar. Zira peraşanın akışında , melekler Yaakov’a dönerler ibaresi , bunu
göstermiş olur. Melek oldukları için gitmediler uçtular. Kısa zamanda
Yaakov Avinu’ya döndüler. Yaakov Avinu meleklere kardeşi Esav ile
karşılaşacakları zaman neyi ve nasıl konuşacaklarını da onlara söyledi. Yaakov
Avinu’nun meleklere tembih ettiği konuşma tarzının çok nazik ve saygılı
olduğu göze çarpar. Yaakov’un kardeşi Esav’a gönderdiği mesajda, şöyle
demektedir:
Yirmi
yıl Lavan’la oturdum , bir köle gibi çalıştım hiçbir mevki sahibi olmadım. Bu
nedenle benden nefret etmene hiçbir neden yok. Bütün bu güçlüklere ragmen 613
mitsvayı ihmal etmedim. Lavan’ın olumsuz davranışlarını her zaman red ettim.
Kendi karakterimi koruyabildim. Büyük baş, küçük baş hayvanlara sahip
oldum.
Bu
sözlerle Yaakov Avinu kardeşi Esav’a ; şunu söylemek istedi, babamın duasına
nail olmadım , bir göçebe gibi yaşadım .Bu nedenle , bana duyduğun nefret
ve kıskançlığın hiçbir yeri olmayıp beni kardeşin gibi kabul etmeni istiyorum.
Melekler
Yaakov’a dönüp,derler ki. Kardeşin Esav’ı gördük , senin düşündüğün gibi seni
bir kardeş olarak karşılamıyacak,ama bil ki hala senden nefret ediyor. Oda
senin karşına 400 kişi ile çıkacak. Sana karşı mücadele edecek.Yaakov Avinu
endişe içinde kaldı, can kaybının olmasını istemiyordu.Yirmi sene geçmişti ,
Yaakov’un düşüncesi acaba babası hala yaşıyormuydu. Zira Esav babasının
ölümünden sonra kardeşi Yaakov’u öldüreceğini söylemişti. Madem ki onu
öldürmeğe geliyordu demek ki babası ölmüştü.
Yaakov
Avinu , eşlerini çocuklarını yüklerini , iki gruba ayırdı. Esav birinci grubu
telef ederse ikinci grubu kurtulmuş olacaktı. Bu düşünce tarzından
bilgelerimiz şöyle bir sonuç ve ders çıkarırlar. İnsan varlığının üçte birini
gayrimenkul , üçte birini ticaret ve üçte birini tasarruf olarak
değerlendirmelidir.Böylece,bir felaket karşısında bütün varlığımızı kaybetmemiş
oluruz.
Yaakov
Avinu’nun Tanrı’ya inancı sonsuzdu .Tanrı ona her yerde onu
koruyacağını ve sağ salim babasının evine döneceğini söylemişti,
öyle ise endişesi ne idi? Bu yıllar zarfında her hangi bir günah işlemiş ise de
acaba Tanrı ona verdiği sözü tutacakmıydı? Yaakov Avinu yirmi yıl
babasından uzak yaşaması onu anne baba saygısından yoksun bırakmıştı.
Sonuçta:
Tanrının Yaakov’u koruduğunu ve sağ salim babasının evine döndüğünü
görüyoruz. Babasının son yıllarında , ona saygısını eksik etmedi. İki
kardeş Yaakov ve Esav babaları Yishak ölüdüğünde büyük bir saygı ile onu
Mearat Amahpela’ya gömdüler.
MAL VARLIGINI KORUMAK
Rabi Şelomo Levinşteyn
“Beraberindeki
halkı, davarı, sığırı ve develeri iki kampa böldü.”(32:7)
Yaakov
Avinu Esav ile buluşmaya; hediyeler hazırlayarak, dua ederek ve savaş
hazırlıklarıyla hazırlanır. Olabilecek bir savaş durumuna karşı Yaakov,
çocuklarını, eşlerini ve bütün mal varlığını ikiye bölerek iki kamp kurar. Eğer
Esav gelip bir kampı vurursa diğer kamp ayakta kalacaktır.
Buna
bağlı olarak Eved Ameleh şöyle bir açıklama getirir: “ Tora bize Dereh
Erets(uygun davranış biçimi) öğreterek kişinin hiç bir zaman bütün mal
varlığını tek bir noktada tutmaması gerektiğini söyler. Peki bunu nereden
öğreniriz? Yaakov Avinu’dan. Pasukta yazdığı gibi: ‘Beraberindeki halkı…iki
kampa böldü”.
Hahamlarımız
da Talmud’da mal varlığını koruma üzerine bir yönlendirmeden bahsederler. “Kişi
her zaman mal varlığını üçe bölmelidir. Üçte biri ile gayri menkul almalı, üçte
biri ile ticaret yapmalı, geriye kalan üçte biri de elinin altında
saklamalıdır”.(Baba Metsia 42A)
Yaakov
Avinu mal varlığını ikiye bölerek bize mal varlığımızı korumamız için yapmamız
gereken ile ilgili fikir vermiştir. Eğer bir bölüm kaybolur veya çalınırsa en
azından diğer bölüm bize kalacaktır.
Buna
bağlı olarak Rav Munk kitabı “Darke Noam”da aşağıdaki hikayeyi getirir:
Bir
tüccar uzak bir yere yolculuk eder ve yanında yüklü miktarda altın vardır.
Fakat bu altınları ne yapacağına karar veremez. Bir yandan bu kadar büyük
miktarda altınla gezmek istemez fakat diğer yandan tanımadığı birine de bunları
emanet etmek istemez.
Sonunda
karar verir ve bir çukur kazarak altınları gömer. Fakat bu işi yaparken bir
çift gözün onu izlediğini farkında değildir…
Tüccar
oradan uzaklaşır uzaklaşmaz onu izleyen adam hemen gider ve altınları çalar.
Belirli
bir zaman sonra tüccar geri gelir ve altınları almak amacıyla kazdığında
altınların yerinde yeller estiğini görür.
Etrafına
bakınır ve yandaki binanın duvarında bulunduğu noktayı gören bir delik olduğunu
farkına varır. Hemen o eve gider ve ev sahibiyle konuşmaya başlar ve der ki:
“Efendim
ben buraya yeni taşındım ve burada yaşayan hiç kimseyi tanımıyorum. Yanımda iki
tane cüzdan var. Birinde 500 altın, diğerinde ise 1000 altın var. 500 altınlık
cüzdanı bundan belirli bir zaman önce gizli bir yere gömdüm. Şimdi ikinci
cüzdan konusunda ne yapacağıma karar veremedim. Acaba ilk cüzdanın yanına mı
gömeyim, yoksa burada yaşayan güvenilir birileri varsa altınları onlara mı
emanet edeyim?”
Tüccarın
elindeki 1000 altınlık cüzdanı gören ev sahibinin gözleri parlar ve
“Bence en iyi fikir ilk altınların yanına gömmen” der.
Ev
sahibi, tüccarın evden çıkmasıyla beraber ev sahibi heyecanlanır. Çünkü tüccar
birazdan altınları sakladığı yeri kazacak ve altınların orada olmadığını
farkedecektir. Tabii böyle bir durumda 1000 altını kesinlikle aynı yere
gömmeyecektir. Bir anda aklına kurnazca bir fikir gelir…
Hemen
gider, içerisinde 500 altın bulunan cüzdanı alır, aceleyle tüccarın gömdüğü
yere giderek onları aldığı noktaya geri bırakır. Ardından tüccar gelir çalınan
500 altını geri alır ve evinin yolunu tutar.
ASE LEHA RAV : KENDİNE RAV SEÇ
RAV ELİYAU KOEN: MAHAZİKE-TORA
İLHOT TEFİLA
(Tanrı`ya ibadet)
D-
Şahrit Tefila`sından evvel yemek yemek veya su içilebilir mi?
Şahrit
Tefila`sı diğer iki Tefila`dan (Minha ve Arvit)
değişik nitelikleri vardır. En göze çarpan, dua süresinin uzunluğudur. Muhakkak
ki bunun belli bir sebebi vardır ve onu daha aşağıda açıklamaya çalışacağız.
Değişikliklerden diğer biri de yemek ve içmek konusundadır.
Şahrit
Tefila`sından evvel katiyetle az bir miktar bile olsa yemek
yenilmemelidir. Su, çay veya kahve “Birkot aşahar” kısmı
ve Keriat-Şema`nın ilk peraşası okunduktan sonra, ancak
içilebilir. Bundan evvel, bunların içimi de yasaktır. (Kitsur Şulhan Aruh,
Mekor Hayim 7/7). Bu yasak şüphesiz sağlıklı kişiler içindir. Zayıf, hasta
ve ihtiyarlar, Tefila`dan evvel, onları ayakta tutabilecek asgari bir miktar
yemek yiyebilirler. Minha ve Arvit Tefila`larından evvelse,
yeme içme serbesttir.
Talmud bu
konudan bahsederken şöyle bir soru sorar: ”Lo tohelu al adam” (Vayikra
19/26) (Kanınızın hesabına yemeyiniz) cümlesinden neyi
anlamak gerekir? Cevaben, “ Tanrı`ya kanınız = sıhhatiniz için dua etmeden,
yemek yemeyiniz ! ” der, ve şöyle devam eder: Önce yemek yeyipte sonra
Tanrı`ya dua eden kişi için pasuk şöyle der: ” Veoti işlahta ahare gaveha
” (Melahim I. 14/9) (Beni =Tanrını sırtının ardına
attın) Zira, önce kendini, açlığını düşünen ve sonra Tanrı`ya dua
eden kişi, O ` nu ikinci plâna atmış olur.
Her
sabah uykudan uyanan kişinin önünde, seçimine kalmış iki yol vardır. Bunlardan
biri, vücudunun maddi ihtiyaçlarını giderme yolu. Yeme, içme ve benzerleri
gibi. Diğeri ise vücudunun esas kısmı, yani insani tarafını belirliyen, ruhsal
yapısını hatırlaması yolu. Bu da kendine Tanrı tarafından bahşedilen canı
için O ` na teşekkür etmek amacı ile biran evvel Bet Keneset
= Sinagog`a giderek Tefila`sını yapmaktır. Bu şekilde hareket eden kişi,
hayatta en önemli şeyin, Tanrı`ya imân olduğu bilincinde olacağından, gün
boyunca toplumla ilişkilerinde, devamlı olumlu şeyler peşinde koşacak ve
insancıl olacaktır.
Halbuki
ilk olarak vücudunun maddi ihtiyaçlarıni giderme yolunu seçen
kişi, her zaman bencillik içinde hareket edecek, toplumun iyiliği yerine
, kendi şahsi çıkarlarına uyacak şeylerin ardından gidecektir.
Günün ilk duası olan Şahrit Tefila ‘ sının
uzun olmasının sebebinin , bizlerin bu hususta hassas olmamızı, neticede rahat
bir yaşam için lüzumlu olan, sağlık, rahat bir geçim ve güvenlik
şartlarının Tanrı’ ya bağlı olduğu ve bunların yalnız O ‘ ndan
beklememiz gerektiğini perçinleştirmektir.
Minha
ve Arvit Tefilla ‘ ları, günün sonuna doğru yapıldıklarından,
bu konuları tekrar geniş bir şekilde işlemeye, Hahamlarımız lüzum görmemişler
ve onları daha kısa yapmışlardır.
YAHUDİLİKTE KAVRAMLAR
El Gid Para El Pratikante
Rabi
Yeuda Anasi, İlel’den sonra altıncı nesildir ve aynı
zamanda “Rabenu Akadoş – Kutsal Öğretmenimiz”
olarak da adlandırılır. Şimon Atsadik’ten başlayan Tanaim döneminin
sonunu işaretler. Moşe Rabenu’dan Rabenu Akadoş’a kadar olan dönemde, Sözlü
Tora’nın öğretileri yazıya geçirilmezdi. Her nesilde, dönemin peygamberi ya da
Bet-Din başkanı, öğretmenlerinden öğrendiklerini kendisi not alır ve onları
sözlü olarak millete öğretirdi. Bu şekilde herkes Sözlü Tora’nın detaylarını
duyduğu şekliyle kendi öğrenim gücüne göre not alırdı. Ayrıca her nesilde 13
Midot yoluyla türetilen ve Keneset Agedola tarafından
onaylanan kurallar da nesilden nesile aktarılırdı.
RABİ YEUDA
ANASİ: 3901 [141] yılında dünyaya gelmiştir. Henüz küçük yaştayken
bile, öğrenim konusundaki büyük yeteneği dikkati çekmiştir. İlk
öğrenimlerini babası Raban Şimon Ben Gamliel’le yapmıştır. Öğrenimine Rabi
Elazar Ben Şamua ve Rabi Yaakov Ben Kurşay ile devam etmiş, sonraları daha
birçok Rav’dan dersler almıştır. Bu öğrenimi, ileride Mişna’yı
derlemesinde önemli rol oynamıştır.
Rabi
Yeuda çok zengin olmasına rağmen bunları zevk için kullanmaz, tüm servetini
hayır işlerine harcardı. Rabi Yeuda büyük bilgisi ve zenginliği sayesinde,
fazla bir gayrete gereksinim duymadan, kendisini herkese sevdirmiştir. 3930
yılında babası Raban Şimon Ben Gamliel ölünce ulusun başkanı olmuş ve Sanedrin’in
başına geçmiştir.
Rabi
Yeuda, sadece büyük hahamların yanında değil, arkadaşları ve öğrencilerine
karşı da çok alçakgönüllü bir kişiydi. Şöyle derdi: “Öğretmenlerimden
çok şey öğrendim; daha çoğunu arkadaşlarımdan öğrendim.
Fakat en çok öğrencilerimden öğrendim”.
Rabi
Yeuda meslektaşlarıyla girdiği münazaralarda karşısındakinin haklı olduğunu
kabul etmekten çekinmezdi. Oldukça muhafazakar biriydi ve tüm dini prensipleri
uygulardı. Şöyle derdi: “Kötü düşüncelerinle mücadele edebilmek ve
Tora’nın emirlerini ihlal etmemeyi başarmak istiyorsan şu üç şeyi
daima göz önünde bulundur: (1) Her şeyi gören bir göz, her şeyi
duyan bir kulak vardır. (2) Tüm yaptıkların bir deftere kaydedilir. (3) İnsanın
her yaptığını sadece Evrenin Yaratıcısı bilir ve anlar”.
Rabenu
Akadoş’un en büyük eseri Mişna’dır. Bu eseri 3949 [189] yılında
tamamlamıştır. Rabenu Akadoş 70 sene yaşamış ve 30 yıl ulusun başında
kalmıştır. Tüm Yahudiler’ce tanındığı için kısaca Rabi olarak
da anılır.
CUMA AKŞAMI SEDERİ ALAHALARI
Rav Berti Derofe
40. Eğer
sofrada aynı bardaktan içmekten iğrenebilecek kişiler varsa en iyisi Kiduş
yapılan bardaktaki şarabı herkesin önünde bulunan bardaklara dökmektir.
41. Şarabın bulunmadığı yerlerde akşam Kiduş’unu ekmeğe,
sabah Kiduş’unu ise alkollü bir içeceğe söylemek gerekir.
42. Kiduş’ta
şaraba söylenen “Bore Peri Agefen” berahası Seuda’da
içilecek olan şarapları da Hova’dan çıkartır. Bu yüzden Kiduş’ta
şaraptan tatmış ve daha sonra Seuda’nın ortasında tekrar şarap içmek
isteyen biri tekrar “Bore Peri Agefen” berahası söylemez.
43. Kiduş,
Seuda yapılacak yerde söylenmelidir.
44. Aynı
odanın içerisinde oda çok büyük olsa dahi, kişi Kiduş’tan sonra yer
değiştirip seudayı aynı odada farklı bölgede yapabilir.
45. Kişi
eğer aynı evin içerisinde başka bir odaya gitmiş, bahçeye çıkmış veya evin
dışarısına çıkmış fakat Kiduş yaptığı ortamı pencere yoluyla görüyorsa
ve Kiduş sırasında da aklında şu anda bulunduğu ortamda (Yan oda,
bahçe vb.) Seuda yapmak vardıysa Seuda’yı o ortamda yapabilir.
46. Eğer
kişi, bir ortamda Seuda yapmak amacıyla Kiduş yapmışsa ve daha
sonra yemekten vazgeçip başka bir ortama gitmişse tekrar Kiduş yapması
gerekir.
HAFTANIN SÖZÜ
“Aaron’un
öğrencilerinden ol. Barış’ı sev ve onun ardından koş, insanları sev ve onları
Tora’ya yaklaştır.”
İllel Azaken