Bu Hafta İçin Saatler |
24 Tişri |
Gelecek Hafta İçin Saatler |
||||
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
5774 |
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
Yeruşalayim |
5:54 |
7:04 |
----- |
Yeruşalayim |
5:45 |
6:55 |
Tel Aviv |
6:10 |
7:07 |
28 Eylül |
Tel Aviv |
6:01 |
6:58 |
İstanbul |
6:41 |
7:21 |
2013 |
İstanbul |
6.29 |
7.09 |
BEREŞİT |
||||||
Hatırlatmalar: 4 Ekim Cuma ve 5 Ekim Şabat Roş Hodeş Marheşvan
|
Besimana Tava
Peraşa Özeti(Bereşit 1:1-68)
[www.chabad.org]
Tanrıevreni altı günde yaratır. İlk gün karanlık ve ışığı var eder. İkinci gün “üstsular” ile “alt suları” ayırarak gökleri oluşturur. Üçüncü gün karalar vedenizlerin sınırlarını belirler; yeryüzünden ağaçlar ve yeşilliklerin çıkmasınıemreder. Dördüncü gün güneş, ay ve yıldızları yaratıp hareketlerini belirler veonları dünya için birer zaman belirleyicisi ve aydınlatıcı olarak atar.Balıklar, kuşlar ve sürüngenler beşinci günde, hayvanlar ve en sonda insan,altıncı günde yaratılır. Tanrı yedinci günde yaratmayı durdurur ve bu günü birdinlenme günü olarak kutsal ilan eder.
Tanrıinsan bedenini yeryüzünün toprağından yoğurur ve burun deliklerinden içeriyebir yaşam ruhu üfler. Başta İnsan tek kişi olarak yaratılır. Fakat sonra“insanın tek başına olmasının iyi olmadığını” söyleyen Tanrı, insanın bir“tarafını” alır ve erkek ile kadın yaratılmış olur. Tanrı bu ikisinievlendirir.
Adamve Hava, Eden bahçesine yerleştirilir ve “İyi-Ve-Kötüyü-Bilme Ağacı”nınmeyvesinden yemeleri yasaklanır. Yılan, Hava’yı bu emri ihlal etmeye teşvikeder; Hava bu meyveden yer ve kocasına da yedirir. Günahlarısebebiyle, insanoğlunun ölümlü olmasına karar verilir; kaynağı olan toprağageri dönecektir. Ayrıca bir şeyi elde etmek için çok çaba göstermek durumundakalacaktır. İnsan, Eden bahçesinden kovulur.
Havaiki oğul doğurur: Kayin ve Evel. Kayin, Evel ile tartışmaya girer ve sonundaonu öldürür. Tanrı onu sürekli göçebe yaşamaya mahkûm eder. Adam’ın üçüncü biroğlu olur: Şet. Şet’in soyundan gelen, Adam’a göre onuncu nesildeki kişiNoah’tır. Kendi dönemindeki yozlaşmışlığa katılmayan Noah, Tanrı’nın gözündebeğeni kazanır.
devar tora
[ Rabi Yeuda Appel - www.aish.com]
Peraşamızın en göze çarpan konularından biriolan Adam Arişon ile Hava’nın yasak meyveyi yemeleri, belkide Tora’nın en ünlü olaylarından birisidir. Tanrı tarafından Cennet Bahçesi’ninortasında duran İyi ve Kötüyü Bilme Ağacı’ndan yememelerine dair uyarılmalarınarağmen, Adam Arişon ile Hava bu emri göz ardı etmişlerdir.
Adam Arişon ile Hava’nın davranışlarıson derece kafa karıştırıcıdır; nitekim Adam Arişon yasak ağacın meyvesiniyemeden önce, sadece kendisini Tanrı’nın emirlerini yerine getirmeye iten yetser atov yani iyi dürtülerleyaratılmıştı ve bu yüzden tüm benliğiyle Tanrı’ya ibadet edebilecek seviyedeydi,Tanrı’nın emirlerini ihlal etme dürtüsü onun bir parçası değildi, hattaçıplaklıklarından bile utanmayacak kadar saftılar - “Adam ve eşi - ikisi de çıplaktılar; ancak [bu durumdan] utanmıyorlardı(Bereşit 2:25).” Tora, her ne kadar ağacın sonderece çekici olduğunu (Bereşit 3:6)açıkça yazsa da, böylesi basit bir sınav sonucunda Adam ile Hava’nın Tanrı’nınemrini ihlal edebileceklerine inanmak çok zordur.
Yılan Hava’nın dikkatini ağaca doğru çektiğindeona şu iddiada bulunur, “Aslında Tanrıondan yediğiniz gün gözlerinizin açılacağını, Tanrı gibi, iyiyi ve kötüyü tanırhale geleceğinizi biliyor ve bu sayede O’ndan bağımsız olacağınızdan korkuyor.”Ancak hâlâ böylesi basit bir iddianın bile Adam ile Hava’yı yasak meyveyeitebilmesi anlaşılması zor bir olasılıktır. Tora olayı anlatırken ağacınHava’ya, “yemeye uygun, gözler için arzuuyandırıcı oluğunu ve ağacın zeka elde etmekonusunda çekici” geldiğini açıkça belirtilse de,yılanın iddia ettiği gibi, “Tanrı gibiiyiyi kötüyü tanır” seviyeye gelmenin sözü bile geçmemektedir. Ne olmuşturda Tanrı’ya karşı gelmişlerdir?
19. yüzyılın önemli ravlarından olan veMadregat Adam adlı eseriyle tanınan Rabi Yosef Hurvits bu soruyu şu şekildecevaplar. Aslında Adam ve Hava hiçbir zaman Tanrı’ya karşı gelmeyi amaçlamamışlardır.Adam ve Hava Tanrı’nın kendi Elleriyle yarattığı ve özgür seçim hakkına sahipoluşlarıyla Tanrı’ya benzeyen tek yaratılışlardır. Bu nedenle sahip olduklarımanevi güçler tartışılmaz bir seviyededir. Ancak bu manevi seviye bile Adam veHava için henüz yeterli değildir. Onlar sadece içlerindeki iyi dürtülerle, neyapmaları gerektiğini bilen ve onu sorgusuz sualsiz yerine getiren insanlardeğil, kötülükle mücadele eden, ona meydan okuyan zorlu bir Tanrı hizmetişeklini benimsemişlerdir. Bunun da tek yolu yasak meyveyi yemektir. Yasak meyveyendiğinde kötülük sadece bir dış etmen olmaktan çıkacak, onların bir parçasıhaline gelecek ve böylece onunla savaşarak Tanrı’ya ne kadar bağlı olduklarınıçok daha yüksek bir seviyede gösterebileceklerdir. Ancak Adam ile Hava’nınböylesi zorlu bir deneyime girmeden önce gözden kaçırdıkları en önemli nokta,insanın her zaman bu savaşlardan muzaffer ayrılamayabileceği gerçeğidir. Bununen büyük kanıtı da yasak meyvenin yenmesi olmuştur. Tanrı onları yaratırken olabileceken iyi şekilde yaratmıştır ve sahip oldukları yetenekleri, manevi güçleri eniyi O bildiği için kötülüğü onların bir parçası olarak yaratmamıştır. Bu yüzdeneğer Tanrı meyvenin yenmesini, et ile sütün beraber yenmesini, Şabat günüarabaya binmeyi yasakladıysa eğer, bunun arkasında kesinlikle bizler için iyibir sebebi vardır. Bir anne ile babanın çocuklarına fazladan şeker yemeleriniyasaklamalarını çocuk henüz bulunduğu yaşında kavrayamasa da, büyüdüğündeailesine hak verecektir. Yahudiler de binlerce yıldır Tora’nın emirlerinisadece emirleri yerine getirmek için değil, bizleri seven ve her zaman eniyisini isteyen Babamızın isteği olduğu için yerine getirmişlerdir.
ŞABAT SOFRANIZA TATLILAR
TEFİLA’NIN GÜCÜ
Rabi PinhasErlinger, Dereh Ets Ahayim
“Tanrı’nın yeryüzü ve gökleri tamamladığıgünde, hiçbir yabani çalılık henüz yeryüzünde değildi ve hiçbir yabani bitkihenüz bitmemişti. Çünkü Tanrı henüz yeryüzüne yağmur yağdırmamıştı ve toprağıişleyecek insan yoktu (Bereşit 2:5)”.
“Çünkü Tanrıhenüz yeryüzüne yağmur yağdırmamıştı ve toprağı işleyecek insan yoktu” ve dolayısıyla yağmurun yararını takdir edebilecek kimse mevcutdeğildi. Ancak Adam, yaratıldıktan sonra, yağmurun dünya için öneminin farkınavardı. Dua etti ve yağmur yağdı - bu şekilde ağaçlar ve bitkiler yeşerdiler (Raşi).
Raşi’nin açıklamasından öncelikle tefilanın temellerinin dünyanınyaratılışına kadar uzandığını görüyoruz. Ancak daha da önemli bir nokta; tümevreni ve dünyayı en ince ayrıntısına kadar yaratan Tanrı’nın ağaçların vebitkilerin çıkması için Adam’ın tefilasınıbekliyor olmasıdır. Raşi’nin açıklamalarından gördüğümüz gibi, Tanrı’nın tekisteği bizlere iyiliklerini, bereketini bahşetmektir. Ancak Tanrı doğaya, tümbunların insanlığa inebilmesi için bir kanun koymuştur, o da dua etmek. Veneden? Hatta birçoğumuzun sorduğu gibi, eğer Tanrı neye ihtiyacımız olduğunubiliyorsa dua etmemize ne gerek var? Çünkü Tanrı insanoğlunu ve dünyayı tek birsebep için yaratmıştır - İnsanın, eksikliklerini görüp, kendisini Yaradan’a bueksiklikleri tamamlaması için dua ederekO’na yakınlaşmasını sağlamak ve bu sayede Tanrı ile insanoğlu arasındakiyakınlığını hissedilebilir hale getirmektir.
Tefilanın gücü, Tanrı ile insanoğlu arasındaki yakınlık hissedilebilirhale geldiği zaman, hem pozitif ve hem negatif anlamda inanılmaz boyutlaraulaşabilir.
Buna bir örnek verelim.
Gelecek hafta okuyacağımız Noah peraşasında, tefilanın gücü sayesinde günahkâr bir neslin tümünün bile yok olma tehlikesindenkurtulabileceğini görüyoruz. Noah her ne kadar tufanın neslini yok edeceğinibilse de, onların kurtulabilmesi için dua etmemiş ve bu nedenle peygamberYeşayau (54:9) “Noah’ın tufanı” ifadesiile tüm tufan felaketinin faturasını Noah’a çıkarmış ve tüm tufandan onusorumlu tutmuştur. Ancak böylesi büyük bir suçlamayı anlamak nasıl mümkünolabilir? Tüm nesilden kurtulan tek kişiyi sorumlu tutmanın anlamı nedir?
Rav Pinkus bu soruyu güzel bir şekilde açıklar.Noah tufandan sonra kurtulduğu için Tanrı’ya itaatkârlık ifadesi olarak korban getirmiştir; “Tanrı güzel kokuyu kokladı ve TanrıKendi’ne, ‘toprağı bir daha insanlar yüzünden lanetlemeyeceğim’ dedi (Bereşit8:21).” Pasuktan da gördüğümüz gibi, Noah Tanrı’ya tufandan kurtulduğu içinsunduğu korbanlar sayesinde gelecek nesilleri bile böylesi büyük bir felakettenkurtarmıştır.
O zaman Noah’ın tufandan sorumlu tutulmasınınnedeni artık çok açıktır. Eğer Noah tüm dünyayı yok eden, sular altında bırakantufandan kurtulduğu için yaptığı korbanların ve duaların tüm nesilleri bilekurtarabileceğini biliyorsa, aynı şekilde tufandan önce de nesli için Tanrı’yadua etmesi ve korbanlar sunması gerekirdi. Bu sayede tüm neslini, her ne kadargünahkâr insanlar daolsalar yok olmaktan kurtarabilirdi; yapmadığı için de tufan onun adıylaanılmaktadır.
Tefila’nın gücünü hem pozitif hem de negatifanlamda gördük. Bir yandan Adam Arişon’un yaptığı dualar sonucunda bitkiler veağaçlar yeşermiş, diğer yandan da Noah’ın, nesli için dua etmemesi, tufanıengelleme fırsatının tepilmesine yol açmıştır. Tefila çok büyük bir güçtür ve elimizin altındaki bu kuvvetli gücüelimizden geldiğince kullanmalı, sinagoglarımıza gelerek Yaakov’un Sesi’ni yükseltmeliyiz.
ŞABAT ALAHALARINA GİRİŞ
[Rabi Daniel Schloss – www.pidyon.org]
Şabat alahalarıyla ilgili bu yazı dizisiMişna’da (Şabat 7:2) listelenen 39 melahaya dair temel prensipleri, Rabinikyasaklamalarla birlikte ele alacaktır. Bu dizi Şabat kanunlarını orijinalkaynaklarından öğrenmenin yerini tutma amaçlı değildir. Amaç, Şabat’ınayrıntılı kanunlarını anlamakta, hatırlamakta ve uygulamakta yardımcı olacakbir rehber sunmaktır. Şabat çok önemli bir konu olduğundan, buradayazılanlardan uygulamasal sonuçlara varılmamalı, çıkabilecek sorularda birRav’a başvurulmalıdır.
MUKTSE(devam)
C.Bütün muktse sınıflandırmalarına uygulanan genel kurallar:
3. Bireşyayı yerinden oynatmak
a. Muktsedirek elle veya elin, çatal veya bıçak gibi herhangi bir uzantısı olaraksayılan bir nesneyle de direk olarak yerinden oynatılamaz. Ancak muktse (hersınıfa ait muktse türü) sıradışı sayılan her türlü yolla yerindenoynatılabilir. Buna örnek olarak ayak veya dirsek verilebilir. Bu şekildemuktseyi yerinden oynatma şekline TiltulBegufo, vücuduyla eşya taşımak denir.
b. Muktse,nesnenin kendisine dokunmadan ve muktsenin yerinden oynatılmaması amaçlandığısürece, dolaylı yolla yerinden oynatılabilir.Örnek olarak eğer kitabın üzerine cüzdan konulmuş ise, kitabı cüzdanın altındançekerek alıp okuyabiliriz.
Ancak kitabınüzerindeki nesne fotoğraf makinesi gibi değerli bir nesne ise bu şekildedavranmak fotoğraf makinesinin kırılmasına neden olabilecekse, söz konusu büyükmaddi zarar olduğu için direk olarak elle kaldırılıp güvenli bir yerekonulabnilir. Hatta muktse olan nesne, örnekte verdiğimiz gibi, fotoğrafmakinesi yanlışlıkla yerinden oynatıldıysa bile en yakın güvenli bir noktayakonulabilir.
4.Muktse olan nesnelerin direk olarak yerinden oynatılabileceği durumlar
a. Bir nesne muktse olmasına rağmen direk olarak yerinden oynatılabileceğidurumlardan biri Graf Şel Rei’dir. Graf Şel Rei varlığına tahammül edilemeyenve insana son derece rahatsızlık veren muktse türüdür. Buna örnek olarak kötükokular çıkartan çöp torbası, bebeğinbezi veya masa üzerinde bulunan kuruyemiş kabukları verilebilir. İnsan bu gibidurumlarda evinin kokmaması için çöpü koku saçmayacak bir yere atabilir. (Bukural her ne kadar kötü koku çıkartan nesnenin evden dışarı bile çıkarılmasınıizin verse de, ülkemizde bunun izin verilmesini sağlayacak eruv yani çit bulunmadığı için evden dışarı çıkartılamaz.)
b. Muktse olan nesne bir kişifiziksel olarak yarayabilecekse direk olarak yerinden oynatılabilir. Buna örnekolarak cam kırıkları verilebilir.
c. Kişi kendi saygınlığını korumakiçin bir muktseyi yerinden oynatabilir. Tora’da bu kavrama, - Kavod Aberiyot Dohe Mitsva Derabanan yaniİnsanın saygınlığının yerler altına alınmaması için kişi hahamlarımızınyasakladığı bir yasağı geçebilir. Buna örnek olara kesilmemiş tuvalet kağıdıverilebilir. Her kişi Şabat’tan önce tuvalet kağıdını kesmeli ve Şabat’takesmemelidir. Ancak eğer kişi unuttuysa veya hazırladığı kağıtlar bittiysedirseğiyle veya dişleriyle keserek tuvalet kağıdını kullanabilir. Ancakbelirttiğimiz gibi, her Cuma günü Şabat için gerekli hazırlığını yapmalı vetuvalet kağıdını hazırlamalıdır.
PERAŞADAN DERSLER
Tanrı Adam Arişon’u, dünyaya ölüm kavramını getirilmesine veCennet Bahçesi’nden kovularak dikenleri biçip ekmeğini alın teriyle çıkartmayamahküm edilmesine neden olan yasak meyvenin yenmesini şu sözlerle lanetler, “Eşinidinlediğin ve sana özellikle emrederek ‘Ondan yeme!’ dediğim ağaçtan yediğiniçin, toprak senin yüzünden lanetli olacak (Bereşit 3:17.)
Saba miKelm bu pasuğa şöyle bir soru sorar, Adam Arişon’ungünahı yasak meyvenin yenmesi olmasına rağmen neden Tanrı onu eşinin sözünüdinlediği için azarlamıştır? Cevabıise şöyle verir: Asıl günahın yasak meyvenin yenmesi olduğu doğrudur, ancak buartık geçmişte kalmış bir olaydır. Vurgulanması gereken nokta gelecekte böylesi bir durumdakarşılaşıldığında nasıl davranılacağını bilmektir. Tanrı da bu yüzden Adam’ındikkatini ‘olmuş bitmiş’ olaylara değil, uzun vadede nasıl davranması bilmesiniistemektedir.
Porat Yosef yeşivasının eksi müdürlerinden olan Rabi YeudaTsadka ise Saba MiKelm’in açıklamasına şöyle bir yorum getirir.
Tora bir kocanın eşine kendisine gösterdiğinden daha çoksaygı göstermesi gerektiğini öğretir. Buna göre Adam Arişon’un yaptığı herhangi bir hata yoktur. O zaman neden Tanrı Adam Arişon’u eşinin sözünüdinlemekle azarlamıştır? Adam Arişon tabii ki doğru olanı yaptıysa da, yaptığıdavranışın doğruluğunu tartması gerekirdi. Mutluluğa giden yol kısa vadelikararlarda değil, gelecekte neden olacağı sonuçlara göre belirlenmelidir. AdamArişon belki eşini mutlu etmek için meyveden yemiştir, ancak sonucunda Tanrıtarafından lanetlenmiş, Cennet Bahçesi’nden kovulmuş ve sonsuz iyiliğikaybetmiştir.
Rabi Yeuda Tsadka açıklamasını şöyle devam ettirir.
Bir çok zaman çiftler hayatlarında sadece bugüne göreyaşamaktadırlar. Kısa vadeli kararlar almakta ve gelecekte sahip olacaklarımeyveleri görememektedirler. Tora dersine gitmeyi isteyen bir kocayı düşünelim.Kısa vadede koca birçok insanla beraber yeni bilgiler öğrenirken, kadın iseevde tek başına veya çocuklarıyla yalnız kalmaktadır. Ancak uzun vadededüşündüğümüz zaman, Tora dersine giden kocanın, Tora’nın ona hayat zevkini,mutluluğunu verdiği gibi koca da bunu evine yansıtacaktır. Daha mutlu bir aileilişkisi, daha anlamlı bir hayat biçimine sahip olacaklardır. Bu nedenle TanrıAdam Arişon’u eşinin davranışının gelecekte nelere sebebiyet verebileceğinidüşünmemesine rağmen, onu dinlediği için azarlamıştır.
RAV’A SOR
www.Hidabroot.org
Sütlü bir yiyecekyedim ve şimdi de etli bir yiyecek yemek istiyorum. Etli yiyeceği yemeden önceyapmam gereken bir şey var mı?
Sütten sonra hiçbir süre beklemeden etli yiyecek yenilebilir. Ancakağızdaki tadın giderilmesi için parve olarak bilinen ne etli ne de sütlü biryiyeceğin yenmesi aracılığıyla, mesela ekmek veya bir içecek içilmesi gerekir.Eğer sütlü yiyecek masada yendiyse, tabii ki bütün çatal bıçak ve tabakların dadeğiştirilmesi ve yerine etliyiyeceklere özel kullanılan tabak, çatal ve bıçakların kullanılması gerekir.
Şabat günü sufleyiŞabat’a özel platanın üzerinde ısıtabilir miyim?
Sufle genellikle içi tam pişmemiş olarak ısıtılan bir kek olduğu içinplatanın üzerine konulamaz. Ancak Şabat’tan önce tam kıvımına kadarpişirildiyse, Şabat’ta platanın üzerine konulabilir. Ayrıca üzerindeki sos herne kadar ısıdan dolayı katı bir madde olmaktan sıvı bir madde olmayadönüşüyorsa da, bunda bir yasak yoktur.
Nasıl oluyor da Tanrıbenim bütün tefilalarımı işitiyor? Acaba kavanam olmadan yani tefilasırasında söylediklerimi anlamadan da tefila söylersem dünyaya göklerdenbereket indirebilir miyim?
Çok iyi bir soru. Her gün Aşre duasında şöyle bir cümle okuyoruz – “KarovAşem Lekol Koreav, Lekol Aşer Yikreu Beemet – Tanrı, Onu çağıran herkeseyakındır, O’nu gerçekten çağıranlara.” Bu pasuktan gördüğümüz gibiTanrı dualarımızı her zaman işitir ve tefilalarımızı düzenleyen hahamlarımızonu, insan kavana tutmadığı zamanda bile dünyaya bereket indirebilecek şekildeyazmışlardır. Evinizde musluğu açtığınız zaman, her ne kadar istemeden deaçtıysanız bile, musluktan su akar. Aynı şekilde de tefila, kavana olmadan biledünyaya bereket indirir. Ama tabii ki insan tefila sırasında Tanrı’nınhuzurunda bulunduğunu ve ağzından çıkardığı her sözü ne kadar çok anlarsa okadar iyidir.
Haftanın Sözü
[www.aish.com]
Hatayapmayan kişi, genellikle hiçbir şey yapmıyordur.