Haftanın altı günü bir şeyleri inşa ederek, bir şeyleri başarmak için çabalayarak dünya ile yarışırız. Şabat ise yaratıcı çabalardan dinlenmek anlamına gelen “Menuha” yı yaşarız.
İbranicede ruh için dinlenme anlamına gelen Şavat Vayinafaş, Yahudiler'in canlanacağı, Tora çalışacağı, ailesiyle, arkadaşlarıyla ve bir o kadar önemlisi de kendisi ile bir araya geleceği bir zamandır.
Neşama Yetera: Ribilere göre Şabat’ı koruyan bir kimse Neşama Yetera, yani bir ruh daha kazanır. Başka bir inanışa göre eğer her Yahudi üç Şabat korursa Maşiah gelecektir. Buna göre de Şabat, Yahudiler'e birey ve millet olarak gelişmeleri için güçlü ruhani bir fırsat tanımaktadır.
Bu ruhani güç hafta içinde yaşam mücadelesi verirken etkisini göstermez. Şabat günü melahaları ya da yaratıcı aktiviteleri bıraktığımızda ruhumuzun hakim olmasına izin veririz. Bu şekilde yeni bir şeyin yani yeni bir ruhun gelişmesi mümkün olur ve sonuç olarak daha güçlü ruhani bir duruma geçebiliriz. Bir bakıma her Şabat, insanın, evreni düzeltmesi için bir şansı olduğu küçük bir Kipur’dur. Bu olduğunda, ruhani bir mutluluk yaşarız. Bu, sanki cuma akşamları evimize gelen ve Şabat’ın bitiminde de giden özel bir duygudur.
Şabat Kala: Şabat genelde Şabat Kala - Şabat gelini ya da Şabat Amalka - Şabat kraliçesi olarak ifade edilir. Şabat’ın geline benzetilmesi, geleneksel cuma gecesi dualarında bulunmuştu. 16.yüzyıl Sfat mistikleri ibranicede Kabalat Şabat denilen ve Şabat’ı karşılama anlamına gelen cuma gecesi dualarını yaratmışlardır. Bu dualar arasında Leha Dodi isimli şarkı veya şiir vardır.
Şabat'ı karşılamaya gel sevgilim
Şabat'ın varlığını karşılayalım
Huzur içinde gel, sevinç içinde gel
Gel ey gelin, gel ey gelin
Günümüzde bile bu son mısra söylendiğinde cemaat gelin içeri girmek üzereymiş gibi Ehal Akodeş'ten (Sefer Tora’ların bulunduğu dolap) sinagogun kapısına doğru dönerek eğilir.
Şabat Amalka: Kala, Şabat'ın feminen ve duygusal yönünü temsil ederken, krallığa ait yönü ise Şabat Amalka yani Kraliçe Şabat olarak ifade edilir.
Malka ruh durumunu garanti ederek bir denge verir. Şabatın korunuşuna bir süreklilik katar. Ancak her ikisi de gereklidir. Kala'nın şefkati ve tutkusu olmadan, Malka duygusuz bir gün, kurallar ve yasaklar anlamına gelebilir. Tıpkı zahor (Şabat'ı sevgiyle hatırlamak) ve şamor'un (Şabat'ı koruma) birleşmesi gibi, kala ve malka da birleşerek iç duyguları ve dış dünyada korumayı temsil eder.