Hanuka bayramını meydana getiren iki mucize vardır - bir günlük yağın sekiz gün yanması ve Yunan ordusunun karşısına çıkan on iki Koen'in yaptığı savaş ve elde ettikleri başarı.
Yahudi kanunlarını içeren dünya üzerindeki en kapsamlı ve en derin eser olan Bet Yosef (Rabi Yosef Karo - Toledo, 1488 - Sfat, 1575), Hanuka kanunlarından bahsettiği bölümünde ünlü yağ mucizesini anlatır ve sorar: "Eğer Koenler bir güne yetecek kadar yağ buldularsa ve Menora sekiz gün boyunca yandıysa, gerçekleşen mucize yedi gündü demektir. O zaman bizler de Hanukiya'yı, Bet Amikdaş'ta meydana gelen mucize adına yaktığımıza göre sekiz değil, yedi gün yakmamız gerekir. O zaman neden sekiz gün yakıyoruz?"
Bet Yosef Bet Amikdaş'ta meydana gelen mucizeyi üç değişik yolla açıklar.
Koenler'in yeni yağı elde edebilmeleri için sekiz güne ihtiyaçları vardı ve ellerindeki yağı ölçülü kullanmaları gerekiyordu. Bu yüzden bir günlük yağı sekize böldüler ve her gün Menora'ya sekizde birlik parçasını koydular. İşte bu sekizde bir miktarındaki yağ bütün gün boyunca yandı ve birinci günde de mucize oldu.
Bet Yosef'in ikinci açıklamasına göre, bulunan yağ şişesindeki bir günlük yağ her gün aynı miktarda kaldı. Üçüncü açıklamaya göre ise Menora'ya konulan yağ sekiz gün boyunca hiç tükenmedi ve her gün bir günlük yağı yaktılar.
Pri Hadaş adlı eseriyle tanınan Rabi Hizkiya daSilva (1659-1698, İtalya) Menora'ya konulan yağın miktarı ile ilgili bir soru sorar.
Talmud (Menahot 89a) "Menora'ya konulacak olan yağın ölçüsünü azaltamazsın" der. Bu Talmud öğretisine göre, Bet Yosef'in getirdiği ilk cevap mantıklı olamaz, zira Menora'ya konulan yağın miktarı hiçbir şekilde azaltılamaz. O zaman nasıl Bet Yosef, Menora'ya sekizde bir ölçülük yağ koyduklarını söyleyebilir?
Meir’i (1249 - 1310) de Bet Yosef'in getirdiği "sekizde bir" cevabını getirir ve onu çok basit bir soruyla geri çevirir.
Meiri'nin sorusundaki temel noktayı açıklamak için küçük bir giriş yazısı yazalım.
Tora insanın kendisini tehlikeli veya bir yasağı ihlal edebilme olasılığı bulunan bir duruma getirmesini yasaklar. Kişi şiluah aken dediğimiz anne kuşun uçurulup yavrularının alınması mitsvasını yerine getirmek için ağaca çıkmakta kırık merdiven kullanıp mucizeye güvenerek düşmeyeceğini söyleyemez. Tora'da bu temele, "Lo Somhim Al Anes - Tehlike veya Yasak İhlali durumlarında mucizeye güvenilmez" denilir. Kişi her durumda elinden geleni en mükemmel şekliyle yapmakla yükümlüdür. Ancak yine de sonucun takdiri Tanrı'ya aittir.
Meiri'nin sorusu da bu temele dayanır. Koenler yaptıkları savaştan sonra Bet Amikdaş'taki tüm yağların kırıldığını ve kullanılamaz hale geldiklerini gördüler. Sonunda sadece bir güne yetecek kadar yağ buldular. Ve prensipte yeni yağın elde edilmesi için gereken süreç sekiz gündü ve bulunan bir günlük yağın bu kadar süre boyunca yanması imkansızdı. O zaman bir güne yetecek miktardaki yağı "nasıl olsa mucize olur" deyip sekize bölebildiler?
Hanuka diğer bayramlardan çok farklıdır.
Pesah bayramında gerçekleşen mucizeler bizzat Tanrı tarafından Moşe aracılığı ile gerçekleştiriliyordu; On Bela meydana geliyor, Kızıldeniz açılıyor... Purim'de ise mucizeler politika ve entrikalı yollarla gerçekleşiyor; Kral Ahaşveroş'un eşi Vaşti birdenbire öldürülüyor, Ester kraliçe olarak saraya giriyor, Ester şarap ziyafetleri veriyor ve ancak sonunda Yahudiler Aman'ın elinden kurtulduktan sonra tüm parçalar yerine oturuyor ve Tanrı'nın Eli ortaya çıkıyordu.
Hanuka ise doğaüstü bir bayramdır.
Hanuka bayramında hayatları boyunca Bet Amikdaş'ta çalışan ve korban sunan on iki, on üç kişilik bir grup Koen'in, Tanrı'ya güvenip canları pahasına zamanın tankı olarak kullanılan filleriyle ünlü Yunan ordusu ile savaşması ve alt etmesi Tanrı'nın onların yanında olduğunun en büyük göstergesiydi. Koenler, ardından Bet Amikdaş'taki Menora'yı yakmak üzere yağ arayışına geçtiler, zira bütün yağlar Yunanlılar tarafından kullanılamaz hale getirilmişti. Sonunda bir güne yetecek kadar yağ buldular. Ancak yeni yağın elde edilmesi için tam sekiz gün gerekiyordu. Bunun ise birkaç sebebi vardı - zeytinyağının elde edildiği ağaçlar dört günlük yolculuk mesafesindeydiler ve dönüş ile birlikte sekiz gün ediyordu. Bazı görüşlere göre ise Yahudiler savaşta ölülerle temas ettikleri için bu durumdan temizlenip Bet Amikdaş'ta Menora yakabilecek saflığa ulaşmaları için bir hafta gerekiyor, sekizinci gün de zeytinyağının yapımı için gerekiyordu. Her ne sebep olursa olsun, bulunan bir günlük yağın sekiz gün boyunca yanması gerekiyordu.
Ve öyle de oldu.
Savaşta elde edilen mucizelerle dolu zafer sayesinde Tanrı'nın bu kadar yanlarında olduğunu gördüklerinde mucizeye güvenmekten çekinmediler. Yağı sekize böldüler ve bazı fikirlere göre sekizde birlik yağın kendisi mucizevi bir şekilde sonuna kadar doldu, diğer görüşlere göre ise yağın tümünü koymalarına rağmen, ertesi gün yağ hiç tükenmemiş ve tekrardan yakılmaya hazırdı.
Bet Yosef bu nedenle ilk cevabında Koenler'in buldukları yağı sekize böldüklerini söyler. Her ne kadar menoraya gerektiğinden daha az yağ konulamaz ise de, böylesi mucizevi bir ortamda eğer konulursa Tanrı onu sonuna kadar tamamlar ve gerekli ölçüye ulaşılır.
Bu Hanuka'da da mucizelerle dolu Tanrı'nın Eli'ni gözlerimizle görebilelim.
Hanuka Sameah