Rabilerimiz, Bet-Amikdaş'ın yıkılışından sonra "(duaların geçtiği) tüm (manevi) Kapılar, Gözyaşı Kapısı haricinde, kapalıdır" (Bava Metsia 59a) demişlerdir.
Bet-Amikdaş'ın yıkılışından sonra dualarımızın Gökyüzü Tahtı'na kadar ulaşması imkansız hale gelmemişse de, çok zorlaşmıştır. Fakat bir Kapı daima açıktır - Gözyaşı Kapısı.
Kotsk Rebbesi şu soruyu sorar: Eğer Gözyaşı Kapısı hiçbir zaman kapanmayacaksa; bu Kapı'nın var olması ne ifade etmektedir? Bir yerde kapının olmasının amacı bazı kişilerin ya da nesnelerin girmesine izin vermek, bazılarına ise geçit vermemektir. Herkesin içeri girebildiği bir kapının ne işlevi vardır? Kotsk Rebbesi kendi sorusuna şöyle cevap verir: Gözyaşı Kapısı, gözyaşı içeren her içten duayı içeri alır. Tek istisna ümitsizlik gözyaşlarıdır.
Tanrı'nın yardımına ihtiyacı olduğunu hisseden bir kişi ağladığında, bu gözyaşları o kişinin en içteki ve en içten duygu ve düşüncelerini taşıdığında - bir anlamda Tanrı'ya ulaşmaya çabalayan "ruhun teri" halini aldığında - gözyaşlarının gücü inanılmazdır. Ancak eğer bunlar çaresizlik ve ümitsizlik gözyaşlarıysa, bunlar hedeflerine ulaşamazlar. Gözyaşı Kapısı'nın işlevi budur.