Hepimizin zaman zaman içine düştüğü bir sorunu dile getireceğiz.
Okuyucumuz şöyle yazıyor: Başka bir kişi tarafından çok derinden yaralandım. Bu kişi ya yaptıklarının ne kadar incitici olduğunun farkında değil ya da umursamıyor. Özellikle Yom Kipur yaklaşırken şimdi ne yapmam gerektiğini merak ediyorum. Herkesi affetmem gerektiğini biliyorum ama dürüst olmak gerekirse, onun davranışının affı için izin vermek içimden gelmiyor. Onu affettiğimi söylesem bile bunu gerçekten kastedemem. Peki ne yapmalıyım?
Rabi David Rosenfeld sorumuzu yanıtlar:
Seni anlıyorum, doğru olanı yapmaya bu kadar kararlı olman çok hoş.
Gerçek şu ki, sizi inciten herkesi affetmeniz gerektiğini düşünseniz de aslında durum böyle değil. Yahudi kanunu insanlara karşı bağışlayıcı olmamızı tavsiye eder, ancak bu özellikle kişinin yaptığından gerçekten pişman olup bağışlanması için bize istekle gelip gelmediğine bakar. Eğer bu gerçekleşirse bize kalplerimizi açmamız ve onun özrünü kabul etmemiz gerekir.
Bununla birlikte, eğer bir kişi sizi incitirse ve umursamıyorsa, kesinlikle sihirli bir şekilde tüm acınızı silip onu affetmeniz gerekmez. Affetmek, özür diledikten ve çözümden sonra gelir, önce değil.
Sizi üzen kişi özür dilese bile özrünün yeterince samimi olup olmadığını düşünme ve dolayısıyla reddetme hakkınız vardır. Sizi yatıştırmak ve yaptığı yanlışın boyutunu gerçekten anladığını ve dürüstçe bunu telafi etmek istediğini göstermek onun yükümlülüğüdür.
Ancak sizinki gibi bir durumda farklı bir yükümlülük söz konusudur. Tora şunu belirtir: "Yüreğinden arkadaşından nefret etmeyeceksin; mutlaka arkadaşını uyaracaksın..." Bizi inciten bir kişiden nefret etmemize ve bunu bir kenara itmemize izin verilmez. Ona bir şekilde acımızı iletmekle yükümlüyüz ve bunu yaparak ona kötü davranışını üstlenip durumu düzeltme fırsatını vermeliyiz. Bu nedenle sizin durumunuzda arkadaşınıza davranışının ne kadar incitici olduğunu söylemeniz özellikle önemlidir.
Böyle bir kişiyi affetmek bir hesed olarak kabul edilir. Sonuçta, sağlıklı ilişkileri sürdürme konusunda bu kadar beceriksiz olan ve kendi özgüvenini geliştirmek için umutsuz bir çabayla istismara başvuran böyle bir kişi için üzülmeliyiz. Sorunları olan kendisidir ve muhtemelen kendi çocukluğunda istismarcı ilişkilerin kurbanı olmuştur. Ona kızmak yerine onun adına üzülmeliyiz. Bunu bırakıp yolumuza devam etmeliyiz.
Herkesi af etmenin zorunlu olmasa da uygun olduğunu görüyoruz. Gemara Masehet Megila 28/A’ya göre, bir Rabi’nin uzun yaşamasının nedeninin , gün içinde kendisine zarar veren kimseyi affetmeden gece asla yatmaması olduğu iddia edilir. Buna dayanarak yatmadan önce söylediğimiz Şema, bizi inciten herkesi affedeceğimiz bir paragraf içerir.
Rav İsak Alaluf'un 5783 Haftanın Peraşası, Aklımızdan Geçenler bölümünden alınmıştır. “www.aish.com sitesinden yararlanarak yazılmıştır.