Bu Hafta İçin Saatler

9 SİVAN

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5784

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

19:06

20:29

-----

Yeruşalayim

19:08

20:30

Tel Aviv

19:26

20:31

15HAZİRAN

Tel Aviv

19:28

20:33

İstanbul

20:22

21:05

2024

İstanbul

20:24

21:07

İzmir

20:16

21:06

İzmir

20:18

21:08

NASO- נשא 
Aftara: Vayi İş Ehad




Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bamidbar 4:21-7:89)

Sinay çölünde Bene-Yisrael'in nüfus sayımı tamamlanır ve Mişkan'ı taşıma işini üstlenmek üzere Levi kabilesinden 30 ila 50 yaşları arasında toplam 8.580 erkek sayılır.

Tanrı, Moşe'ye "Sota - [Kocasına sadık olmadığından kuşkulanılan] Yoldan Çıkmış Kadın" kanunlarını açıklar. Şarap içmemeye ve saçını uzatmaya yemin eden ve bir ölüyle temas etmesi yasak olan "Nazir" ile ilgili kanun da verilir. Aaron ve soyundan gelen Kohenler'e, Yisrael halkını nasıl mübarek kılacakları konusunda talimat verilir.

Yisrael'in on iki kabilesinin liderleri, sunağın açılışı için armağanlarını getirirler. Armağanlar aynı olmakla birlikte, her biri farklı bir günde getirilir ve hepsi Tora'da detaylarıyla tarif edilir.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

MERKEZDE NE OLMALI?

Arayı bulmak:Rabilerin toplumda karşılaştığı en zor şeylerden biri eşler arasındaki anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak için gösterdikleri çabadır. Bu bazen akıntıya karşı kürek çekmek anlamına gelebildiği gibi bazen de su üstüne yazı yazmak olarak gösterilebilir. Ancak ne olursa olsun Rabiler aile yapısını korumak için mücadele etmek durumundadırlar. Başarılı olup olmamaları elbette önemlidir ancak esas denemektir.

Amerika’daki Rabilerden biri evlilik konusunda sıkıntılar yaşayan bir çifte yardım etmeye çalışmaktadır. Sorun aslında çoğumuzun aşina olduğu bir şeydir. Gelin kayınvalidesiyle anlaşamamaktadır. Rabi çift ile konuşurken önemli bir ayrıntıyı yakalar. Erkek eşini desteklememektedir. Başka bir deyişle eşini desteklese bile bunu ona hissettirmemektedir. Hatta kadın bir tartışma durumunda eşinin annesi yerine kendisini seçeceğinden bile emin değildir. Rabi erkeğe dönerek eşine hep arkasında olduğunu net bir şekilde hissettirmesi gerektiğini söyler.

Rabi’nin tavsiyelerini dinleyen erkek neden seçim yapmak zorunda olduğunu anlayamadığını onunla paylaşır. Erkek her ikisini de sevmek ve her ikisine de sahip olmak istemektedir. Arada seçim yapmak konusunda hiç de hevesli değildir. İlk bakışta bu istek son derece “masum” görünebilir. Ancak anlaşmazlıkların olduğu bir ortamda bunu dile getirmek söylenecek en yanlış şeylerden biridir.

Öncelikle erkek haklıdır. Eşini sevdiği kadar anne ve babasını sevmek de hakkıdır. Ancak burada olması gereken çok önemli bir gerekliliği atlamıştır. Böyle bir durumda dahi erkeğin önüne anne baba mı eşin mi seçeneği konmamıştır. Kadın sadece eşinin yanında olduğunu hissetmek istemektedir. Erkek de bir eş olarak bunu yapmalıdır. Kimseyi o anda seçmek zorunda değildir. Eşini içinde bulunduğu rahatsız durumdan bir nebze olsun kurtarabilmek erkeğin görevidir. Eşinin öncelikli olduğunu ona hissettirmek erkeğe hiçbir şey kaybettirmez.

Aynı şeyler Tora ile olan ilişkimiz için de geçerlidir.

Bir öykü:Pirke Avot 6/10’da anlatılan bir öyküye bakalım. Günün birinde Rabi Yose ben Kisma bir adamla karşılaşır. Selamlaşırlar. Adam Rabi’ye nereden geldiğini sorar. Rabi büyük Tora bilgelerinin ve yazarlarının olduğu bir yerden geldiğini anlatır. Adam Rabi’ye muazzam bir servet teklif ederek kendileri ile birlikte yaşamalarını ister. Rabi Yose ben Kisma’nın cevabı dikkat çekicidir. “Dünyadaki bütün altın gümüş ve değerli mücevherleri versen bile Tora’nın olmadığı bir yerde yaşamayı düşünemem. Bir kişi bu dünyadan ayrıldığında ona ne altın, ne değerli taşlar eşlik eder. Ona eşlik eden sadece sahip olduğu Tora ve iyi edimlerdir.

Para kazanmakta ve maddi zenginlik sağlamakta asla yanlış bir şey yoktur. Zengin olmak bir suç değildir. Elbette güzel bir tatil yapmak hepimizin hakkıdır. Ancak aklımızda bir şey çok net bir şekilde oturmalıdır. Seçim yapmamız gerektiğinde Tora “öncelikli” olmalıdır.

Merkezi konuma neyi koymalıyız? Bizler dua ettiğimizde Tanrı ile konuşuruz. Ancak Tora öğrenimi ile meşgul olduğumuzda Tanrı bizimle konuşur. Bu bizim için çok özel bir şeydir. Tora öğrenimi insana hayat kaynağıdır. Bizi canlandırır ve ilham verir. Tora yönümüzü belirlememizde yardımcıdır. Tora bir amaç ile hareket etmek demektir. Tora öğrenimi insanı heyecanlandırır ve hayatına değer katar.

Hepimiz için çocuklarımız çok önemlidir. Bizim en büyük önceliklerimizin başında gelirler. Çocuklarımız elbette bunu bilirler. Ancak bilmeleri gereken çok önemli bir konu Tora öğreniminin de bizim için en büyük önceliklerden biri olduğudur. Hayatımızda önem taşıyan birçok şey vardır. Geçinebilmek, sağlıklı olmak, iyi bir gelecek inşa etmek gibi. Bunların önemli olduğu asla yadsınamaz. Ancak dünyada hiçbir şey Tora öğreniminden daha önem arz etmemelidir.

Zengin bir adam günün birinde kızına çok pahalı bir saat hediye eder. Kızı bu hediyeyi çok beğenir ve takar. Annesi günün birinde kızının kolunda o değerli saatten farklı pembe minik bir saat olduğunu görür. Merak içinde ne olduğunu sorar. Küçük kız rahat bir şekilde arkadaşının kolunda gördüğü saati çok beğendiğini ve kendi saati ile bunu takas ettiğini söyler. Annesi çok pahalı bir saat yerine kızının taktığı o değersiz saatin hikayesini duyunca çok sinirlense de yapacak bir şey yok gibidir.

Bizim yaptığımız da aslında benzer bir davranıştır. Güzel ve değerli bir saati çok az değere sahip şeylerle takas ediyoruz. Öğrenmek, Tanrı'nın bizimle konuşmasını duymak, derin hikmet ve öğretileri dinlemek için Netflix'teki filmler veya WhatsApp'ta bize gönderilen sevimli videolar için tercih yapıyoruz. Tora çalışması yoluyla Tanrı ile bağlantı kurma ayrıcalığını gösteriş için takas ediyoruz.

Yapılması gereken bellidir. Tora öğrenmek ve Tora’ya göre yaşamak yaşamımızda merkezi konumda olmalıdır.

DİVRE TORA
Rav Naftali Haleva

Peraşamız Tora’daki en uzun peraşadır. Bu peraşada tam 176 cümle bulunur. Ladino lisanında “Naso El Haham Se Kanso- Naso Peraşası Hazan okumaktan yoruldu” deyimi bunu hoş bir şekilde ortaya koyar. Bu haftaki peraşamız leviler için öngörülmüş olan işleri anlatmaya devam etmektedir. Bunun ardından Koenleri ilgilendiren dört adet kural vardır.

  1. Çalınmış olan bir mal ile ilgili tazminat, malın sahibinin ölmüş olduğu ve hiçbir varisi bulunmadığı durumlarda Koenlere ödenecektir.
  2. Karısının kendisine sadık olmadığı konusunda şüpheye kapılan bir adam, karısını sota belirleme seremonisi için Koene götürecektir.
  3. Kendisinin maddi dünyadan alıkoyarak, sadece Tanrı hizmetine adayan ve Nazir olan bir kişi (genelde bir ay olan) Nazirlik süresi bittiğinde, Koene gelecektir.
  4. Koenlere, halkı “ Koanim Kutsama Berahasıyla “ mübarek kılmaları emredilir.

Peraşamızda bahsedilen bu dört elementten dördüncüsü üzerinde durmak istiyorum.
Buna göre Koenler, halkı her gün bildiğimiz üç bölümlü beraha ile mübarek kılmalıdırlar. Amida’nın tekrarı sırasında ya pılan bu işleme genel olarak “Nesiat Kapayim- Ellerin kaldırılması “ adı verilir; zira Koenler berahayı ellerini kaldırarak verirler.

Koenlerin berahasını incelemeden önce, Beraha nedir?” sorusunu sormamız doğru olacaktır.

Bir insanın bir başkasını mübarek kılması ne anlama gelir?

Beraha sözcüğü, Tanrı’nın hedefteki kişiye özellikle maddi anlamda özel başarı sağlaması yönünde bir dileği ifade eder. (Beraha –Bereket) Bunun dolaylı anlamı, berahanın temelinde, maneviyat ile maddiyat arasında bir köprü oluşturmak olduğudur. Maddi dünya, kutsiyetten ayrı olduğu sürece, gerçek bereketten yoksundur. Diğer yandan manevi başarılar da kendi başlarına yetersizdir ve sadece bu dünyayı yöneltildikleri taktirde gerçekten anlamlıdır.

Pirke Avot belirtildiği gibi;

“İm En Kemah, En Tora - Un Yoksa Tora da Yoktur ” ;

“İm En Tora, En Kemah – Tora Yoksa Un da Yoktur “

İnsan beden ve ruhtan oluşmuştur. Başka sözcüklerle ifade etmek istersek, madde ve maneviyatın birleşiminden yaratılmıştır. İnsan bu iki yönünün açlığını gidermek için beslenme ve yaşatma mecburiyetindedir. Paralel şekilde ikisi birbirini tamamlar. Kişinin marifeti, düzenli bir şekilde her iki yönle kendilerine uygun şekilde ilgilenmesidir. Bu sayede kişi düzenli olarak yaşamına devam eder. Maneviyatımızı düzenleyen Tora ve fiziksel yaşamımızı sağlayan gıdanın her zaman var olması gerekir. Kişi yalnızca maddiyat peşinde koşarsa yaşamın gerçek gayesine ulaşamaz. Bununla birlikte kişi manevi dünyasına gereken önemi vermiyorsa, maddi değerlere saplandıysa Tanrı’nın o kişiye maddi destek vermesi hiçbir şey ifade etmez. Bu sebeple, bereketi ulaştırma konusunda aracı olabilmek için, bir insanın bir yandan manevi olarak bu dünyanın üzerine çıkmayı başarmış olması ve bu sayede kutsiyet dünyasıyla bağlantı içinde olan canlı bir bağ halini alması; diğer yandan da kendini bu dünyadan soyutlamamayı bilerek, maddi dünyaya kutsiyet aktarımını başarma yeteneğini canlı tutması gerekir. Birkat Koanim’in çeşitli yönleri bu iki rolü yansıtır niteliktedir.

Koenler kendilerine özgü (örneğin özel evlilik kuralları, ölüyle temas yasağı, kutsiyet etiket taşıyan bazı yiyecekler yerken, bazı saflık kurallarına uyma şartı gibi) çeşitli kısıtlamalar yoluyla, diğer insanlara göre daha yüksek bir kutsiyet konumundadırlar. Yine de Kohenler münzevi değillerdir; diğer tüm Yahudiler gibi evlenirler, hayatlarını kazanırlar ve dünyevi işlerle uğraşırlar. Bu özellikleri Kohenleri halka beraha verme konusunda en uygun kişiler haline getirir.

Kohenlerin berahayı verdikleri sıradaki hareketleri de bu düşünceye uygundur. Bir yandan ellerini talletlerinin içinde gizli bir şekilde yükseklere kaldırıp, kutsal üst dünyalarla olan yüce ve gizemli bağlantıyı simgelerlerken; diğer yandan beraha sırasında ayakkabılarını çıkararak “ayaklarının yere bastığını”, başka bir deyişle bu dünyayla kesintisiz bir bağlantı içinde olduklarını vurgularlar.

Beraha’nın koreografisi de aynı mesajı yansıtır. Koenler beraha sırasında, Sefer Tora’ların bulunduğu Ehal Akodeş’in önündeki yüksek platforma gelip, Tora’ya olan bağlantısını göstermek için oraya yüzünü döner, diğer yandan berahayı tamamlamadan hemen önce yüzlerini halka dönerek, insanlardan kopuk olmadıklarını vurgulanmış olurlar.

Koenlerin rolü ile ilgili bu bakış açısı, Yahudi Ulusunun da bir bütün olarak rolünü anlamamıza yardımcı olacaktır. Tora, Bene Yisrael’den “ Bir Koenler krallığı ve kutsal bir ulus” olarak bahsetmektedir. Yahudiler tıpkı Koenler gibi kutsaldırlar ve Tanrı ile aralarındaki anlaşma, Tora ve Mitsvalar sebebiyle insanlığın kalanından farklıdır. Ancak aynı zamanda bir “krallık ve ulus’turlar tıpkı diğer uluslar gibi. Ve bu sebeple insani aktiviteyi, maddiyatı kutsiyetle birleştirmekle görevlendirmişlerdir.  
Yahudilik maddiyatla maneviyatın bir bütün olduğunu ve birbirinden kopamayacağını belirtmektedir. Yahudiliğin esası da bundan ibarettir.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: Rabilerin öğretilerinden)
Rav İzak Peres

Mikve’ye giren kadın gözlerindeki lensleri çıkarmayı unuttuysa ne yapmalıdır?

Pasuk “verahats bamayim et kol besaro – bütün bedenini su ile yıkasın” demektedir. Gemara Masehet Eruvin su ile beden arasında teması engelleyecek bir şeyin olmaması gerektiği öğretilir. Kurala göre su ile teması engelleyecek herhangi bir şeyin varlığının bulunmaması gerektiği tespit edilmiştir. Su ile teması engelleyen nesne  eğer “güzellik” için olup da kadına bir rahatsızlık vermiyorsa bu teması engelleyen bir nesne olarak kabul edilmez.  Bu yüzden de lens unutulması durumunda Mikve’nin geçersiz kılınmasına neden değildir.

YETMİŞ İKİ’ DEN SEÇMELER
(Rav Palaçi’nin 72 kitabı olduğu kabul edilir.)
Rav İsak Alaluf

Kitabın ilk bölümünde Rabi bizlere güzel geleneklerden söz eder. Kişinin Tora öğrenmesi veya bir mitsvayı yerine getirmesinden önce bu konuda kavana tutması gerektiğine dikkat çeker. Kişi öğrenmeden veya mitsva yapmadan önce “leşem yihud” dediğimiz bir metni okumalıdır. Bu metin yerine getirilmek üzere olan mitsva veya Tora öğreniminin Tanrı adına yapıldığını ifade eder. Metin Moşe Rabenu’nun Mişkan’ın inşasından sonra çalışanları bereketli kılmak amacıyla söylediği doksan numaralı Tehilim mizmorunun son cümlesiyle tamamlanır.   Rabi Hayim Palaçi (Z’Ts’K’L’) aynı zamanda “Reşit Hohma” kitabından bir öğretiye gönderme yaparak bu metinde hem Tanrı’nın dört harfli merhamet İsmi’nin hem de “Adnut” dediğimiz İsmi’nin kullanıldığına gönderme yaparak bu iki ismin kullanımının galut yani diasporada bulunan Şehina’nın yükselmesine neden olacağını paylaşır.

HAFTANIN SÖZÜ

"İnanç, hayal gücü, umut, güdü, kararlılık ve yarının daha iyi olacağına dair inancınız olmalı." (Magda Brown)