Bazı insanlar hayalperestken, bazıları daha gerçekçidir ve ayakları yere basar.
Hayatımızın tadını çıkartmak için, her iki özelliğe de biraz sahip olmamız gerekir. Bu haftanın Peraşasında, atalarımızdan Yaakov, rüyasında yeryüzünden cennete uzanan dev bir merdivenden inip çıkan melekler görür (Bereşit 28:12). Buradan, en yüksek noktalara ulaşmak için, bizlerin "Yaakov'un merdiveni" gibi gözlerimizi göklere çevirmemiz, ama aynı zamanda ayaklarımızı sıkıca yere basmamız gerektiğini öğreniriz.
HİKAYE
Hikayemizde, bir kaç arkadaş cennet ile dünyayı nasıl birleştirebileceklerini öğrenir.
ARAMIZA KATIL
David ve Yoel yaşlı çam ağacının üstünde titreyerek oturuyor, rüzgarda başlarındaki şapkaları uçurtacak kadar sert esiyordu.
"Burada eğlenmemiz mi gerekiyordu?" diye sordu Yoel dişleri takırdarken. Dönüp arkasındaki yıkık duvara baktı ve başını salladı. "Bu kulüp işi sona erdi. Burayı terk etmeliyiz."
Mahalledeki arkadaşlar, bir kaç sene önce küçük bir ağaç ev inşa etmişlerdi. O zamanlar küçüktüler ve ufak ağaç evde oynamak, onlar için çok eğlenceliydi, ancak şimdi artık büyümüşlerdi ve ağaç ev çok dar gelmeye başlamıştı. Artık kulüp eskisi gibi değildi, özellikle böyle rüzgarlı günlerde...
Yoel, David'in hemen toparlanacağını zannetmişti ancak David her zamanki gibi gülümseyerek "Buradan ayrılmalıyız demekle ne söylemek istiyorsun? Burası harika bir yer! Sadece bir kaç onarıma ihtiyacı var. Yeni bir çatı yapmalı, duvarları biraz tamir etmeli, hatta biraz dışa açıp içeriyi daha genişletmeliyiz o kadar. Hatta küçük bir de asansör ekleyebilir miyiz acaba?
"Hey, dur bir dakika!" diye sözünü kesti Yoel elini sallayarak. "Dünyaya geri dön. Sen hayal görüyorsun! Bu kadar işi yapmamıza imkan yok!"
Tam o sırada sert bir rüzgar, Yoel'in sözlerini doğrularcasına esip, çatının son kalan parçasını da uçurdu. İki çocuk da üzüntüyle birbirlerine baktı.
"Biraz gerçekçi ol" diye devam etti Yoel. "İlk olarak güçlü aletlere ihtiyacımız var ki, elimizde öyle bir şey yok. Sonra, çok pahalı olan sağlam kerestelerimizin de olması gerekir. Ne kadar zamana ihtiyaç olduğunu söylememe gerek bile yok... Okuldan ayrılmayı falan mı düşünüyorsun yoksa?"
Yoel'in ileri sürdükleri, David'i ikna etmek yerine onun daha da ısrarcı olmasını sağladı. "Her şeyde olduğu gibi burada da sadece sorunları görüyorsun. Biraz hayalperest olabilirim ama senin de kafan karanlıklar içinde!"
Birbirleriyle tartışmaya devam ederlerken her ikisi de soğuğu unuttu.
Sonra aniden başka bir ses duydular. "Hey çocuklar, kış uykusuna yatmış sincapları mı uyandırmaya çalışıyorsunuz yoksa?"
David ve Yoel şaşkınlıkla o yöne baktılar. Çocuklar o kadar yüksek sele tartışıyorlardı ki, arkadaşları Beni'nn yanlarına gelip ağaca çıktığını bile duymamışlardı. O anda her iki çocuk da Beni'yi tartışmaya katmaya çalıştılar.
"O umutsuz bir hayalperest" dedi Yoel.
"O da her şeyi yok eden biri." diye karşılık verdi David.
Her ikisi de hikayeyi kendi açılarından anlattılar ve Beni'nin hemfikir olmasını istediler. "Hımm..." diye başladı Beni David'e bakarak, "sen haklısın- etrafımızdaki iyileştirmek için hayaller kurmak güzledir. Gerçekten burayı tamir etmek için yapılabilecek çok şey var. "
David sırıtarak Yoel'e baktı. "Ama" diye devam etti beni, "sen de haklısın. Sadece hayal kurmak tek başına hiç bir işe yaramaz. Bu kulüp evini tamir etmek hiç kolay olmayacak ve çok çaba gerektirecek...."
Çocukların aklı karışmıştı. "Nasıl her ikimiz de haklı olabiliriz? "
"Size bir örnek vereyim." dedi Beni, "Bu yüksek ağaca tırmanmak için merdiven kullanıyoruz değil mi? Merdiven sadece buraya kadar mı uzanıyor?"
Çocuklar başlarını salladı.
"Peki ya sadece yere kadar mı uzanıyor? Tabii ki de hayır. Hem yere uzanıyor hem de buraya çıkıyor..."
"Ne olmuş yani? " diye sabırsızlıkla sordu Yoel.
"Anlamadınız mı?" diye gülümsedi Beni. "Eğer bir şeye ulaşmak istiyorsanız, merdiven gibi olmalısınız... Başınız bulutlara değmeli..." dedi ve David'e gülümsedi "ve ayaklarınız da bir yandan yere basmalı" diyerek Yoel'e döndü. "Burayı tamir edeceğiz, ama yavaş yavaş. Pazar günleri çalışabilir, etrafımızdan alet ödünç alabilir ve sokağımızdaki şantiyede atılan tahtaları alabiliriz. Ne diyorsunuz?"
Sert rüzgar, çocukların biraz önceki sert tartışması gibi bir anda sakinleşti. Hemen oylama yaptılar ve "merdiven projesi" adın verdikleri planlarını uygulama hazırlamaya başladılar. Adım adım merdivenin en tepesine çıkacaklarından emindiler.
TARTIŞMA SORULARI
3-5 YAŞ
Soru: İlk başta David ve Yoel birbirlerinin kulüp evi hakkındaki düşünceleri için ne hissettiler?
Cevap: Birbirlerinin bakış açılarının tamamen yanlış olduğunu düşündüler.
Soru: Beni'yle konuştuktan sonra ne hissettiler?
Cevap: Birbirlerinin bakış açılarının iyi olduğunu ve sadece beraber çalışarak başarıya ulaşabileceklerini gördüler.
6-9 YAŞ
Soru: Sadece David'in görüşü klüp evinin tamamlanmasına yarar mıydı? Neden?
Cevap: David hayalperestti. Büyük amaçları ve büyük hayalleri vardı. Bir proje için bunlar çok önemliyse de, gerçekçi detaylarla ve olası sorunlarla yüzleşmeden hayaller sadece hayal olarak kalır ve hiçbir zaman gün ışığına çıkmaz.
Soru: Yoel'in bakış açısı tek başına yeterli olur muydu?
Cevap: Onun sorunu tam tersiydi. Oldukça gerçekçiydi ama yanlış olana o kadar odaklanmıştı ki, neyin doğruya ulaşacağını artık göremiyordu. İşleri yapabilmek için, hem hayallere hem de detaylara ihtiyacımız vardır.
10 YAŞ VE ÜSTÜ
Soru: Bütün hayallerimizi gerçekleştirmek mümkün müdür?
Cevap: Hem evet hem hayır. Eğer şimdi hayal kurduğumuz bir şeyi ileride gerçekleştirmek istiyorsak, yeterli çaba ve özenle bunu başarabiliriz. Ancak gelecek için daha da yüksek hayaller kurmaktan asla vaz geçmemeliyiz. Nereye ulaşırsak ulaşalım, hayallerimizi bizden her zaman bir adım ötede olmalı ve bizi hayatımızda daha da ileri gitmek için heveslendirmeli.
Soru: Ya, "merdivenin üstünde" duran çok hayalperest biri ya da ayakları tamamen yere basan "merdivenin ilk basamağında" olan biriysek? Amaçlarımıza ulaşmak için dengelenmenin bir yolu var mıdır?
Cevap: Geçici olarak kendimizi, "diğeriymiş gibi " hayal edip ö şekilde davranmaya çalışmak yardımcı olabilir ve dengeye ulaştırabilir. Ayrıca her zaman bizde olmayan özelliklere sahip biriyle takım oluşturup çalışabiliriz. Ama her zaman, Tanrı'nın iyiliğimizi için bizleri farklı yarattığının farkında olmalıyız.
Soru: Siz kendinizi David'e mi yoksa Yoel'e mi daha yakın hissediyorsunuz?