Bir Yahudi fabrikasının portresi, Tora değerlerinin pratik insani özelliklerinin nasıl Yahudi olan olmayan herkesi içine aldığını gözler önüne serer. Ideal Vadka Şirketi'nde görev almak, herkesin peşinde koştuğu bir mevkiydi. Peki her şeyin arkasındaki ilham kaynağı neydi? Bunda en önemli pay, Büyükanne Annie'ye verilmeliydi, zira gerçekten de fabrika, onun fikriydi.
Büyükanne Annie, ailenin ekonomik geçiminden çok daha fazlasını düşünüyordu. Fabrika kurmaktaki motivasyonu, aileyi ekonomik olarak bağımsız hale getirebilmek, böylece herkesin Tora'ya bağlı Yahudiler olarak kalmasını sağlayabilmekti. Zor zamanlardı ve altı iş günü içinde (tatil günü pazardı) geçim sağlamak oldukça zordu.
Büyükanne Annie'nin hikayesini, zamansız ölümüyle herkesi üzüntüye boğan, bana çok sevdiğim dostum, komşum Rabi Aşer Margaliot anlatmıştı. Bu çağdaş Yahudi öyküsünü, doğrudan onun ağzından duyma fırsatını yakalamış şanslı kişilerdenim ben. Rabi, o kadar güzel bir konuşmacıydı ki, bu şaşırtıcı öyküyü, onun cümleleriyle aktarmaktan başka bir seçeneğim olmazdı. Umarım bu hikaye hem Rabi Aşer ve eşi Hanna'nın anısını yaşatmak için bir katkıda bulunur, hem de hepimize ilham kaynağı olur.
**
"Büyükannemin adı Annie Rosenthal'di. Annie Rosenthal, 1900'li yılların başlangıcında, Doğu New York'ta, Brooklyn'deki Yahudi cemaatinin tanınmış bir lideriydi. Büyük sinagogların rabileri, onunla hem Yahudilik hem de politik konular hakkında tartışmak için gelir, Annie'nin mantıklı yaklaşımlarını dinlerlerdi. Birer bardak çay içerken, sorunları tartışırlar ve "Bayan Rosenthal, siz olsanız ne yapardınız?" diye danışırlardı.
"Daha sonraki yıllarda, ben büyüyüp evden ayrıldığımda, çeşitli cemaat liderleriyle karşılaştım ve birçoğunun da büyükannemi tanıdığını gördüm. Bana sürekli, "Bayan Rosnenthal'in torunu musunuz? Onun kim olduğunu biliyor musunuz?" diye sorarlardı.
"Bence, büyükannemin hakkında hatırlanması gereken en önemli iki konu, hem ailesinin hem de cemaatin diğer bireylerinin Yahudi kalmaları ve 1900'lü yılların başında Brooklyn'de büyüyen her çocuğun Tora'ya uygun yaşamlar sürdürebilmesi için yaptıklarıdır. O zamanlarda, Brooklyn'de yeşivalar yoktu. Hayim Berlin ve Tora Vodaat, bunun için ilk adımları atmışlardı, ancak bu öğrenim kurumları sadece ilkokul düzeyindeydi ve yüksekokul çağımdakiler için her hangi bir yer henüz kurulmamıştı. Yani, sadece kendi çocukları için değil, cemaatindeki her çocuk için problem vardı.
"Büyükannemin ilk adımı Büyükbabam Rabi Avraam Rosenthal'I, bir aile şirketi kurması için ikna etmek oldu. Çocuklarının Amerika'da hem geçimlerini sağlayıp hem de Tora'ya ve mitsvalar'a bağlı kalamayacaklarını öne sürdü, çünkü o zamanlar, herkesin Şabat günü de çalışması gerekiyordu. Ona göre, tek çözüm, sadece kendilerine gereken kar için değil, aynı zamanda onlara anlamlı bir iş sağlamak için, hep beraber bir aile işinde çalışmaları idi. Piyasayı araştırdılar ve en sonunda Ideal Vadka Fabrikası adını verdikleri bir fabrika açmaya karar verdiler. Bu, New York bayan giyim piyasasındaki ilk Şabat 'a bakan fabrikaydı. Yeniden moda olan vadka üretimine başladılar.
"İşi kurduklarında, ilk fabrikalarının tam karşısında olan bir apartmana taşındılar, çünkü büyükannem hala çocukları büyütüyordu. Dikiş makinesinin yanında her zaman beşiği içinde bebeği dururdu. Fabrikanın çatı katında, dikiş makinesi ile çalışırken, sokağın tam karşısındaki evlerini görebilirdi. Evde olan bir bebeğin bakıma ihtiyacı olduğunda, büyük kızlarından biri pencereyi açardı. İşte, bu büyükannemin eve gidip bebeğe bakması için verilen işaretti.
"Çocuklar, fabrikada, dikiş atölyesinde büyümüştü. Zaman içinde, aile, yaşamak için, Brooklyn'in Doğu New York bölgesine geri döndüyse de, fabrikaları Aşağı Manhattan'da kaldı. Fabrikanın küçük bir bölümü bu gün de hala oradadır. Bugünlerde, Manhattan'da, Yahudiler'e ait prestijli hukuk ve muhasebe büroları bulunmaktadır. Yahudi olmayanlar burada çalışmaya bayılır çünkü Amerika'nın ulusal, federal bayramları dışında, bütün Yahudi bayram ve özel günlerinde de tatil yaparlar.
"Çalışanlar işe, yaygın olan 9:00 yerine, saat 8:30'da başlarlar ve öğlenleri bir saat yerine yarım saat yemek molası verirler. Çünkü cuma günleri, yarım gündür. Büyükannemler büyükbabam, yaz kış fabrikayı, cuma öğleden sonraları aynı saatte kapatırlardı, Büyükbabam da bunu açıklamak için 'Bütün işçilerime yazın ve kışın neden farklı bir saate kadar çalıştığımızı nasıl anlatabilirim? Yazın, Şabat için vaktinde evde olmak amacıyla öğlen 12'de kapatıyoruz. Bütün sene boyunca da Şabat gecesi öncesi bu böyle sürecek.' derdi.
"Ailedeki herkes (dokuzumuz da) işle ilgilenirdi. Kızlar, dikiş atölyesinde çalışır, vadkaları doldururlar, erkekler onları keser, paketler ve gerekli yerlere yollarlardı. Çocukken, okulun tatil olduğu zamanlarda, fabrikaya gidip, çatı katında, vatkaları doldurdukları sünger yığınları arasında nasıl uyuyakaldığımı hatırlarım.
"Yılda bir kez, bütün çalışanlar için bir piknik düzenlerlerdi. Büyükbabam, 'Yaptıkları işten memnun olduğumuzu onlara göstermeliyiz. Güzel bir yaz gününü bekler ve herkesi pikniğe götürürüz. Orada, spor yaparlar, yemek yerler. Bizlerin, yemek yemeden önce yıkandığımızı ve yemekten sonra da dua ettiğimizi görürler. Onlara iş dışında da bir şeyler kazandırmak isteriz' derdi.
"Bu sene, Amerika'ya gittiğimde, hala o işle ilgilenen tek kişi olan kuzenime ulaşmaya çalıştım. Diğer herkes, genelde evlendikten sonra hisselerini satmıştı. Şu anda iş Long İsland bölgesinde ve oldukça küçük. Amcamla yengeme ulaşıp onlarla konuşabildiğim halde, kuzenime bir türlü ulaşamadım. Bütün ülkede seyahat ettiğim için de, ona bırakabilecek bir telefon numaram da yoktu.
"Amerika'daki son cuma gününde, umutsuzluk içindeyken- pazar günü uçağım vardı- ona işinden ulaşmaya çalıştım. Fabrika çalışanlarından biri telefona cevap verdi. Kuzenimi istediğimde, orada olmadığını söyledi. "Lütfen bana yardım edin" dedim. "Ben Yeruşalayim'den kuzenimi ziyarete geldim. Pazar günü geri dönüyorum ve onunla gerçekten çok konuşmak istiyorum."
"Yahudi olmayan işçi bana şöyle cevap verdi: 'Yeruşalayim'den geldiyseniz, Sabat'ın ne olduğunu size açıklamama gerek yok. Kuzeniniz, Şabat günü için anne babasının evinde olacak. Şimdi, Yeruşalayim'de Şabat saat kaçta başlıyor bilemiyorum, ama burada, saat 4:30'dan sonra arayamazsınız. Lütfen, ailesinin evine telefon açın. Orada olacak ve ona bu şekilde ulaşabilirsiniz."
"Telefonu kapattığımda neredeyse ağlayacaktım, çünkü büyükannemle büyükbabamın hayalinin hala devam etmekte olduğunu fark etmiştim. Onlar, uzun seneler önce vefat etmişlerdi ve neredeyse hiçbir çocukları da artık hayatta değildi. Ancak, Ama onların hayalini kurduğu Şabat'a bakan, Yahudi olmayan çalışanlarının bile Şabat'ın ne olduğunu ve ne zaman başladığını söyleyebildiği fabrika hayali hala capcanlıydı.
"Ben kendim bile, hoparlörlerden 'Minha zamanı' diye anons yapılan birçok fabrikada, hatta yatakhanelerinde Tora çalışmaları yapmak için belli saatler ayıran şirketlerde çalışmıştım, ancak bütün bunlar 1980'ler ve 90lar'daydı. 1900ler'in başında, bu sadece bir hayalden ibaretti. Bu, ailedeki herkesin Şomer Şabat olmasını, aynı zamanda geçimlerini kazanmalarını sağlayan bir hayaldi..."