Et ve sütün beraber kullanılmaması konusuna, Tora üç farklı yerde değinmiştir (Şemot 23:19, Şemot 34:26, Devarim 14:28).
Alaha'ya göre, et ve süt üç şekilde bir arada kullanılamaz.
1. Et ve süt bir arada yenilemez.
2. Et ve süt bir arada herhangi bir şekilde pişirilemez.
3. Et ve sütün beraber pişirildiği herhangi bir yemekten, (örneğin evcil hayvanlara yedirmek, bu yemeği satıp para kazanmak gibi) herhangi bir amaçla yararlanılamaz.
Şehita gerektiren her türlü hayvan et sınıfına girer. Dolayısıyla, etle ilgili her kural, tavuk ya da herhangi bir kuş için de geçerlidir. Yani süt ve süt ürünleri ile birlikte tüketilmemelidir. Et suyu ve yağları da aynı şekilde et sınıfındadır. Balıklar ise et sınıfına girmez.
Et yedikten sonra, sütlü herhangi bir şey yiyebilmek için en az altı tam saatin geçmesi gereklidir. Sütlü herhangi bir yiyecekten sonra ise ağız çalkalanıp, masa örtüsü ve kapkacak değiştirildikten sonra etli bir yiyecek yenilebilir. Fakat sindirimi süt, muhallebi vb. yiyecekler kadar kolay olmayan, börek, pizza vb. sütlü yiyeceklerden sonra ideal olarak bir saat beklenmelidir.
Aynı masada oturan iki kişiden biri etli yerken, diğeri sütlü yememelidir.
Parve: Ne etli, ne de sütlü olan yiyeceklere "Parve" adı verilir. Meyve ve sebzeler, (içinde süt tozu katkısı olmayan) ekmek, yumurta parve yiyeceklere örnektirler. Parve yiyecekler, hem etli hem de sütlü yiyeceklerle beraber tüketilebilirler.
Kapkacak: Fiziksel olarak, herhangi bir kap, içine koyulan yemeğin özelliğini özümser. Dolayısıyla Kaşer bir mutfakta ideal olarak et ve süt yemeklerinde kullanılmak üzere, ayrı tencere, tabak, çatal, kaşık, bardak vs. bulunmalıdır. Olası karışıklıkları önlemek için bunların ayrı dolaplarda saklanmaları ya da işaretlenmeleri önemlidir.
Kapkacak konusunda tek istisna camdır. Camdan yapılmış kaplar ve bardaklar, içlerine koyulan yemekleri özümsemez ve bu sebeple, aynı anda olmamak kaydıyla hem etli, hem de sütlü yemekler için kullanılabilirler. Yine de bu kapların pürüzsüz olması önem taşır.
Ekmek için özel bir bıçak bulundurulmalıdır. Bu bıçak, ne etli ne de sütlü yiyecekler için kullanılmalıdır.
Parve (ne etli ne sütlü) yiyecekler hem etli hem de sütlü kaplarda pişirilebilir ve yenilebilir. Etli bir kapta pişirilen parve bir yemek, sütlü yiyeceklerle tüketilebilir. Bunun tersi de mümkündür.
Etli ve sütlü kapların yıkanması için tek bulaşık makinası yeterlidir.
Etli bir kaba sütlü bir yiyecek değdiği takdirde, eğer yiyecek ve kaptan her ikisi de soğuksa kap yıkanır ve etli özelliği bozulmaz. Sıcak olmaları durumunda ise bir Rabi'ye başvurmak en doğrusudur. Bunun tersi de geçerlidir.
Agala: Etli bir kaba sütlü, ya da sütlü bir kaba etli yiyeceğin değmesi durumunda kabın statüsü bozulur. Agala, kelime olarak "dönüşüm" demektir. Bu işlem sonucunda kap eski haline döner. Agala için büyük bir kazan ya da tencere içinde su kaynatılır. Birkaç tane demir parçası ateşte kızdırılarak kaynar suyun içine atıldıktan sonra, agala yapılacak kapkacak bir maşa yardımıyla kaynar suya daldırılır. Maşa gevşetilip kısa bir süre bekledikten sonra kap dışarı çıkarılır ve eski haline dönmüş olur. Sadece metal veya tahta kaplar Agala işlemine tabi tutulabilir. Plastik, seramik, toprak, melamin vs. kaplar için bir Rabiye başvurmak gereklidir. Yukarıda da belirttiğimiz üzere cam kaplar bu konuda sorunsuzdur.