Yazdır

Aşırı derecede sert olan [veya "öfkeli olan"] öğretemez.

- Pirke Avot 2:5

Bir insanın aşırı derecede sert olması veya öfkeli bir mizaca sahip olması eğitim vermesini neden engellesin ki?

Öğrenciler çoğu zaman öğretmenlerinin aktarmaya çalıştığı bir kavramı anlamakta güçlük çekerler. Eğer öğretmenleri de çabuk öfkelenen bir kişi ise bazı öğrenciler, anlamadıkları konunun açıklanmasını istemekten korkacaklardır; zira hiç kimse yüksek sesle azarlanmaktan veya küçük düşürülmekten hoşlanmaz. Fakat eğer öğretmen rahat bir kişiliğe, hoş bir mizaca sahipse öğrenciler ona soru sormaya ve ondan açıklama istemeye çekinmeyecekler, sınıftan çıktıklarında konuyu kavramış olmanın ve öğretileni yaşamlarının bir parçası haline getirmenin mutluluğunu yaşayacaklardır.

Öfkesini kontrol edemeyen bir öğretmenle ders yapmanın acı sonuçları Talmud'daki şu satırlarda çok etkili bir şekilde vurgulanmıştır: "Derslerinde zorluk çeken bir öğrenciye rastladığınızda bunun sebebi öğretmeninin hoş bir mizaca sahip olmamasıdır" (Ta'anit 8a).

Ne kadar suçlayıcı bir ifade! Hoş olmayan tavırlarıyla öğrencisinin cahil kalmasına neden olan öğretmen, öğrencisinin bilgisizliğinin sorumluluğunu taşıyor.

Bu gerçek anne ve babalar için de geçerlidir. Küçük kızına birşeyler öğretmeye çalışan bir babanın anlattıklarına kulak verelim:

"Birilerine birşeyler öğretmeye çalıştığımda bir iki kere anlatmam gerekiyorsa yeteri kadar sabırlı olduğumu söyler eşim. Ancak bana göre çok basit olan bir konuyu üçüncü kere anlatmam gerektiğinde sabırsızlanıyorum. Altı yaşındaki kızım Naomi'ye okumayı öğretirken de böyle oldu. Daha önce birçok kere tekrarladığımız bir konuyu anlamadığı veya hatırlamadığı için arada bir sabırsızlanıyordum. Bunu yaptığımın farkına vardığımda Naomi'ye şöyle bir açıklamada bulundum, 'Bazen birlikte ders çalıştığımızda sana kızdığım oluyor. Bunu yapmamam lazım. Hata ediyorum. Senden de özür diliyorum. İlerde yine böyle kızdığımı görürsen beni uyar, bana, 'Baba, hani kızmayacaktın' diye hatırlat.' Bu sözler Naomi'yi bana karşı güçlendirdi (sabırsızlandığımda sessiz ve pasif kalması gerekmiyordu artık). İlişkimiz açısından da çok olumlu etkileri oldu."

Arada bir, hakkınız olmasa da, öfkelenebileceğinizi ve bu konuda sizi uyarmaları gerektiğini öğrencilerinize ve çocuklarınıza açıkça anlatmaya çalışın. Bu şekilde de sabırsız ve öfkeli mizacınızın sorumluluğunu onlardan kendi üstünüze almış olacaksınız. Daha da iyisi, sabırsızlığınızı dışa vurmama konusunda kendinizi eğitmeye çalışmanızdır. Talmud büyük düşünür Hillel'i örnek bir öğretmen olarak tanıtır. Hillel, kendisine ardı ardına yöneltilen aptal sorular karşısında bile öfkelenmezdi (Talmud Bavli, Şabat 30b-31a).

Sonunda, öfkenizi yine de kontrol edemiyorsanız, profesyonel yardım almayı ya da mesleğinizi değiştirmeyi deneyin. Öyle bir meslek seçin ki öfkeye meyliniz, birlikte çalıştığınız insanların ruhlarını ve benliklerini zedelemesin. ***