Yazdır

Tanrı'dan ne kadar korkmamız gerekir?
Rabi Yohanan ben Zakkai bir sağduyu ustasıydı. Birinci yüzyılda Yehuda'daki Yahudilerin Romalılar aleyhine ayaklanmalarına, küçük bir Yehuda devletinin Roma İmparatorluğu'na karşı gerçekleştireceği bir isyanın sonuç vermeyeceğini öne sürerek, karşı çıkmıştı.

Ona, Tanrı'nın Yahudiler lehinde devreye gireceğini ve belki de Maşiyah'ı göndereceğini söylediklerinde bile ikna olmamıştı. Şöyle diyordu: "Maşiyah'ın geldiğini söylediklerinde elinizde bir fidan varsa, önce gidip fidanı dikin, daha sonra da Maşiyah'ı karşılamaya gidin."

Seneler sonra isyan bastırıldığında ve Romalılar Yeruşalayim'i ve Büyük Tapınağı yerle bir ettiklerinde (MS 70), Rabbi Yohanan bu yörede Yahudi yaşamının tekrar canlanması konusunda en etkin kişi olmuştu. Son isyancılar Masada'da canlarını vermekteyken o, Yavneh'de yeni bir Yahudi öğretim merkezi kurmakla meşguldu. Bu merkez daha sonra Yeruşalayim'deki Sanhedrin'in (Yahudi yüksek divanı) mirasını devam ettirmeye layık bir kurum haline gelecekti. Yahudi geleneğinde Rabi Yohanan, Tapınak, kurban veya devlet bile olmadan ayakta kalabilen bir Yahudilik modeli geliştiren kişi olarak hatırlanır.

Rabbi Yohanan ölüm döşeğinde iken politik konularda sahip olduğu sağduyuya benzer bir sağduyuyu dini konularda da sergilemişti. Bu görüşmenin belki de son olacağının farkında olan öğrencileri ondan ayrılmadan önce bir kutsama istemişlerdi. Şöyle yanıt vermişti. "Tanrı korkunuzun, insan korkunuz kadar güçlü olmasını dilerim."

Bu kadar basit bir öğüt karşısında şaşıran öğrencileri, "Bu kadar mış" demekten kendilerini alamamışlardı.

"Keşke bu kadarını gerçekleştirebilseniz," yanıtını vermişti Rabi Yohanan. "Şunu iyi bilmelisiniz ki insanlar hata işlediklerinde şöyle düşünürler, 'Beni hiç kimse (hiçbir insan) görmesin'. [Yaptıkları her şeyin Tanrı tarafından görülmüş olması umurlarında bile değildir.]" (Talmud Bavli, Berahot 28b).

Öğrenciler ölüm döşeğindeki Rabi'nin odasına girdiklerinde kendilerine ilham verecek muhteşem sözler bekliyorlardı ondan. Onun yerine Rabi Yohanan onlara, yaşamı boyunca öğrettiklerine benzer sağduyu dolu bir bilgelik örneği ile yanıt vermişti. Onlara aktardığı kavram, aşikar olmasına rağmen önemsenmeyen bir gerçekti: Dindar olduklarını iddia edenler dahi çoğu insan, Tanrı'dan ziyade insanlardan korkar. Ahlaksız davrandıklarında onları kimsenin görmemesi için azami dikkat gösterirler. Tanrı'nın, yapılan her şeyi görebildiği önemli gerçeğine ise aldırmazlar.

Rabbi Yohanan bize şunu hatırlatmaktadır: "İnsanlardan çekindiğimiz kadar Tanrı'dan korksak, Tanrı'nın her zaman etrafımızda olduğu bilincini içimizde hissetsek ("Yukarıda olanı bil: gören bir göz"; Pirkei Avot 2:1), çok daha az kötülük yapacağımız kesindir." ***