Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

21 Kasım

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2009

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:03

5:16

-----

Yeruşalayim

4:01

5:14

Tel Aviv

4:17

5:17

4 Kislev

Tel Aviv

4:15

5:16

İstanbul

4:29

5:09

5770

İstanbul

4:25

5:05

T O L E D O T

 Hatırlatmalar:

ü -

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bereşit 25:19-28:9)

[www.chabad.org]

 

Yitshak, Rivka ile evlenir. Çocuksuz geçen 20 yıldan sonra duaları cevap bulur ve Rivka hamile kalır. "Çocuklar karnında itiştikleri" için zor bir hamilelik geçirir. Tanrı, ona  "rahminde iki ulus var" der, "büyük olan, küçüğüne hizmet edecek".

İlk önce Esav doğar; arkasından, onun topuğunu tutar halde çıkan Yaakov gelir. Esav büyür ve "usta bir avcı, bir kır adamı" olur; Yaakov ise "çadırlarda oturan basit biridir"; kendisini eğitime adamıştır. Yitshak, Esav'ı, Rivka ise Yaakov'u daha çok sever. Bir gün, avdan yorgun ve aç olarak dönen Esav Behorluk hakkını (ilk doğan olarak sahip olduğu hakları) Yaakov'a bir tabak kırmızı mercimek yemeği karşılığında satar.

Peliştiler'in hüküm sürdüğü Gerar ülkesinde, Yitshak Rivka'yı kızkardeşi olarak tanıtır; çünkü onun güzelliğine göz diken biri tarafından öldürüleceğinden korkar. Toprağı eker, babası Avraam'ın kazdığı kuyuları tekrar açmanın yanında yeni kuyular da kazar. İlk iki kuyu için Peliştiler'le kavga çıkar; ancak üçüncü kuyunun sularından sükûnetle yararlanır.

Esav, iki Hiti kadınla evlenir. Yitshak yaşlanır ve görüş yeteneğini kaybeder. Ölmeden önce Esav'ı mübarek kılmak istediğini bildirir. Esav babasının en sevdiği yemeğin hazırlanması için avlanmaya gittiği sırada Rivka Yaakov'a Esav'ın kıyafetlerini giydirir, daha kıllı olan ağabeyini anımsatması için kollarını ve boynunu keçi kılları ile örter, benzer bir yemek hazırlar ve Yaakov'u babasına gönderir. Yaakov babasından "göklerin çiyi ve yeryüzünün yağı" hakkında bir bereket duası alır ve kardeşine karşı üstünlüğe sahip olur. Esav döndüğü ve aldatmaca ortaya çıktığı zaman, Yitshak'ın ağlayan oğluna verebileceği tek şey, onun kılıcı sayesinde yaşayacağına dair kehanette bulunmaktır. Yaakov hata yaptığı zaman, küçük kardeş Yaakov, ağabey Esav'ın üzerindeki üstünlüğünü kaybedecektir.

Yaakov, Esav'ın gazabından kaçmak ve dayısı Lavan'ın ailesinden kendisine bir eş bulmak için evden ayrılır. Esav, üçüncü bir kadınla evlenir: Yişmael'in kızı Mahalat.

DEVAR TORA

["Kol Hakollel" / Rabi Moşe Perets Gilden - www.torah.org]

 

Nimetlerimizin Değerini Takdir Etmek

 

Bu haftaki peraşa, ikiz olan Yaakov ile Esav'ın doğumları öncesinde annelerinin rahminde iken dalaşlarından, Yitshak'ın Esav'a vermeye niyetlendiği berahayı Yaakov'un alması sonrasında Yaakov'un kardeşinin öfkesinden kaçmasına kadar uzanan ilişkiyi ele alır.

Esav'ın kutsal şeylerle alay edişi ve isyanı çok küçük yaşlarda başlar. Raşi bir Midraş'tan alıntı yaparak, Esav'ın putperestliğe Bar-Mitsvası'ndan hemen sonra başladığını açıklar (Bereşit 25:27). Esav, büyükbabası Avraam'ın öldüğü ve kendisinin kırdan gelip "o kırmızı şeyden" istediği gün (25:29) on beş yaşında idi.  Ailesinin yasını göz ardı edip her zamanki gibi işine devam etmişti. Raşi'ye göre, Esav kırda uğradığı ölümcül bir saldırıdan sonra bitkin dönmüştü. Esav döndüğü zaman, Yaakov'un mercimek pişirdiğini görmüş ve ona "o kırmızı şeyden bana ver" diye emretmişti. Yaakov behorluk hakkının, Bet-Amikdaş'ta hizmet etme imtiyazının ve sorumluluğunun değerini anlıyordu. Yaakov kötü kalpli Esav'ın Tanrı'ya hizmet edecek bir adam olmadığını fark edip "Bana behorluk hakkını sat" diye şart koştuğunda, Esav "Ben zaten ölüyorum, o hakka ihtiyacım yok" diyerek behorluk hakkını geri tepmişti.

Böyle değerli bir hakkı bir kap mercimek karşılığında satın almak için Esav'ı kandırmak pek dürüstçe değildi. Yaakov'ın tavrı aldatıcı değil miydi?

İsrail'de Kefar Hasidim'de bulunan Keneset Hizkiyau Yeşivası'nın eski Müdürü Rabi Eliyau Mishkovsky buna bir öykü ile cevap verir. Kızını evlendirmek üzere para biriktirmeye çalışan bir adam, hocası olan hahama bir beraha almak için gelir. Bilge adam onu kutsar ve ilk alacağı iş önerisini kabul etmesini tavsiye eder. Adam evine dönerken, yolda birçok tüccarın uğradığı bir handa kalır. Bir grup insanın çeşitli konuları hararetle tartıştığını fark eder. Adamlardan bir tanesi ona yaklaşır ve "Öbür dünyadaki payımı bir rubleye satarım," der. Baba hahamın sözlerini hatırlayınca, hiç tereddüt etmeden öneriyi kabul eder. Tüccar hemen bir kâğıt çıkarıp satış akdini yazar ve alaycı bir neşe ile o kâğıdı diğer tüccar arkadaşlarının önünde imzalar. Zavallı baba cebinde eksik bir ruble ve elinde bir akit ile evinin yolunu tutar.

Hâlâ gülmekte olan tüccar, karısına öbür dünyadaki payını nasıl sattığını, hatta bu akitten nasıl bir ruble kopardığını anlatır. Kadın sinirlenerek "Git onu tekrar satın al" diye cevap verir. İş adamı eşine bakar "Sen ciddi misin?" diye sorar. "Emin ol ki ciddiyim, gelecek dünyadaki payını satan biriyle yaşamam."

Küçük düşen, ama çaresiz kalan tüccar satışı yaptığı adamı bulmak için evden çıkar. Ancak bu kez şaşkındır. Adam ona hakkını geri satmak istemez. "Anlaşma anlaşmadır." Tüccar fiyatı arttırmaya çalışır, ama fakir baba ısrarla satışı reddeder. Geriye tek bir çözüm kalmıştır. İş adamı, gelecek dünyadaki payını satın alan babanın hahamıyla konuşmaya gider. Haham iki tarafı da dinledikten sonra "Adam haklı, biliyorsun. Anlaşma anlaşmadır. Yapılacak hiçbir şey yok. Ancak, uygun bir fiyata o payını sana geri satabilir. O şu anda kızını evlendirmek üzere. Bütün masrafları ödemeyi teklif edersen, belki fikrini değiştirmesi için onu ikna edebilirim." Tüccar ve baba bunu kabul ederler ve anlaşma iptal edilir.

Tüccar bundan tedirgin olur "Bu nasıl iş? Ben bunu ona bir rubleye sattım, şimdi ise bu payı geri almak için binlerce ruble ödemeliyim." Haham şöyle cevap verir "Bunlar iki ayrı akittir. Her biri adil bir piyasa değeriyle gerçekleşmiştir. Dün sen gelecek dünya ile alay ederken, ona bir rublelik değer biçtin ve elde ettiğin para bu oldu. Bugün senin evlilik hayatın ona bağlı; dolayısıyla senin için değer kazandı, bu yüzden, şu anda bu pay binlerce ruble değerinde."

Bu örneği göz önünde bulunduracak olursak, Yaakov ile Esav arasındaki alışverişleri daha iyi kavrayabiliriz. Aralarında hiçbir hile yoktu. Esav behorluk hakkının neleri içerdiğini biliyordu, ama ona değer vermemişti. Hatta o hakkıyla alay etmişti. Esav o hakkını kendince o anda uygun olan piyasa fiyatına satmıştı. Ancak Yitshak tarafından verilen İlahi berahayı kaybettikten sonra, küçümsediği şeyin gerçek değerini anlamaya başladı. Duyduğu pişmanlık çok büyüktü, ama artık çok geçti.

Tora'nın bu mesajı, her zaman ve doğrudan bizim için de geçerlidir. Manevi önemi olan konuları ne kadar da sık küçümseriz. Ebedi, İlahi bir ilişkinin anlamlı mutluluğunu etrafımızdaki geçici, fiziksel, dünyevi, fani zevklerin "mutluluğu" adına feda etmez miyiz? "Bir kap mercimek" karşılığında bu tür şeyleri feda etmemek için, gerçekten değerli olan şeye odaklanmaya ihtiyacımız vardır.

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in bakış açısıyla verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

 

Son zamanlarda büyük bir günah olan ve topluma zarar veren dedikodu yapmamaya veya dinlememeye büyük özen gösterdim. Ancak şirkette kaçınılmaz olarak, iş arkadaşlarımın veya komşularımın günah işleyerek dedikodu yaptıklarına tanık oluyorum. Yapılacak en doğru şey nedir?

 

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

Dördüncü Kitap: NAŞİM / KADINLAR

24. Yibum ve Halitsa

 

Genellikle bir kardeşin eşi ile evlenmek, o kardeş öldükten sonra bile ömür boyu yasaktır (Vayika 18:16). Buna karşılık, bir istisna vardır ki, eğer evli bir erkek, çocuğu olmadan ölürse, baba tarafından olan kardeşlerinden birinin, onun eşiyle evlenmesi emredilmiştir. Pasukta söylendiği gibi: "Kardeşler birlikte yaşarlarken, onlardan biri ölürse ve çocuğu yoksa ölenin karısı dışarıya [gidip] yabancı bir erkeğin [karısı] olmayacaktır. Kayınbiraderi ... onunla evlenerek ona karşı kayınbiraderlik görevini yerine getirecektir" (Devarim 25:5). Teknik olarak, erkek kardeşin bu dul kadınla Kiduşin (evlilik töreninin ilk aşaması) prosedürünü gerçekleştirmesi gerekli değildir; çünkü kadın otomatikman adamın nişanlısı sayılır, ama Hahamlarımız böyle durumlarda da Kiduşin prosedürünü gerekli görmüşlerdir. Erkek dul kalan eşle bir kere evlendiği zaman, bu kadın artık her açıdan onun eşidir. Bu tipteki bir evliliğe Yibum adı verilir.

Eğer evlenmek istemiyorlarsa, halitsa adı verilen bir prosedür yapmaları gerekir. Pasukta söylendiği gibi: "Ancak eğer bu adam dul yengesi ile evlenmek istemezse, dul yengesi mahkemenin kapısına, ileri gelenlere çıkacak... ayakkabısını ayağının üstünden çözüp çıkaracak ve ... beyanda bulunarak ‘Kardeşinin evini inşa etmeyecek adama işte böyle yapılır!' diyecek" (Devarim 25:9). Halitsa sözcüğü ayakkabının çözülüp çıkarılmasıyla yapılan bu sembolik hareketi belirtir. Bu işlem yapıldıktan sonra, dul kadın, bu adamın boşanmış eşi gibidir.

Evli bir adam çocuksuz öldükten sonra dul eşi için Yibum ya da Halitsa'dan biri yapılana kadar bu kadın başka biri ile evlenemez. Pasukta söylendiği gibi: "... ölenin karısı dışarıya [gidip] yabancı bir erkeğin [karısı] olmayacaktır" (Devarim 25:5).

MODERN ÇAĞ Ve TORA

["Şabat BeŞabato" - www.zomet.org.il]

 

Kusurlu bir Cenin

 

"Çocuklar [Rivka'nın] karnında itişiyorlardı" (Bereşit 25:22). Rivka rahminde tek bir bebek taşıdığını sandığı sürece, bebeğin kusurlu olduğundan korkuyordu, çünkü ister Tora'nın çalışıldığı bir yerin yanından geçsin, ister puta tapılan bir yerin yanından geçsin, bebek sürekli dışarı çıkmak istiyordu. Belki de,  aile içi evliliğin sorun yaratabileceği bilindiği için, kuzeni ile evlenince, korkusu daha da büyüktü. Eğer rahminde iki bebek taşıdığı ona söylenmeseydi, Rivka ne yapardı?

Ceninin kusurlu olması durumunda, bebeğin düşürülmesine izin verilip verilmeyeceğini tartışmak için burası uygun bir yer değildir. Bu çok özel bir sorundur ve bu konuda uzmanlaşmış bir hahama başvurulması gerekir, çünkü cevap bazı önemli ayrıntılara dayanır. Ancak bir çiftin bazı sorunları önlemek için önceden ne tür tedbirler alabilecekleri hakkında farklı bir soru sorulabilir.

Bir çiftin düğünden önce uygun testleri yaptırması önerilir, hatta bu gereklidir. İsrail'de "Dor Yeşarim" adlı bir kuruluş bu tür testlerde uzmanlaşmıştır ve geçmişte bazı hazin durumları, ciddi hayal kırklıklarını ve alahasal karmaşaları önlemekte başarılı olduklarını ileri sürmüştür.

Eğer bu testler yapılmamışsa ve çift evlendikten sonra yeni bir tehlike söz konusu olmuşsa, olası bir kusurlu doğumu engellemek için bir başka seçenek de, yine bu konuda uzmanlaşmış hahamların gözetimi ve rehberliği altında, erkeğin spermini ve kadının yumurtasını kullanarak, laboratuarda döllemeyi gerçekleştirmektir. O zaman embriyoyu test edip kusurlu olmadığından emin olduktan sonra, onu kadının rahmine yerleştirmek mümkün olabilir. Şüphesiz, kullanılan spermin ve yumurtanın o çifte ait olduğunu ve kazara başka bir kaynaktan gelmediğini garantilemek için bütün önlemler alınmalıdır.

Kadın bir kere hamile kaldıktan sonra, ceninin gelişimini izlemek için çeşitli testler uygulanabilir. Ancak bu da, Yahudi kanununun bu tür testlere izin verip vermediği hakkında bir soru ortaya çıkarabilir, çünkü olumsuz sonuçlar olduğu takdirde ne yapılması gerektiği pek açık değildir. Böyle bir durumda gerçeği bilmek yerine, habersiz kalmak daha mı iyidir? Bazı hahamlar [olumlu sonuçlar çok olacağı için, bu gibi durumlarda] çiftin endişe etmesinin önüne geçileceği ya da olumsuz durumlarda da alahaya göre nasıl davranmak gerektiğini sorma fırsatını vermek için testlere izin vermişlerdir. Ayrıca, Tanrı korusun, olumsuz durumlar bilindiği takdirde, hem kendileri dua edecekler hem de başkalarından kendileri için dua etmelerini rica edebileceklerdir; "Tanrı'nın Eli her zaman kurtuluşu sağlayabilir."

Kaynak: Rabi Yoel ve Dr. Hana Katan "Tehumin" cilt 21, s. 107-116.

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Et ve Süt - Karışıklıklar

 

Soru: 24 saatten az bir zaman öncesinde içinde sütlü bir yemeğin piştiği bir kapta yanlışlıkla etli bir yemek pişirilirse; ya da aksi durumda; nasıl davranılmalıdır?

Cevap: Yemek yenemez. Eğer kap metal ise Agala yapılarak kullanılabilir. İlk yemek piştikten sonra 24 saat geçmişse ve kap iyi yıkanmışsa; pişirilen yemek yenebilir. Ancak kabın tekrar kullanılabilmesi için Agala yapılmalı ve her şeye rağmen bu konuda uzman bir Rav'a danışılmalıdır.

Dikkat: Hahamlarımızın öğretisine göre bir tencere, içinde pişen yemeğin tadını 24 saat korur. Fakat 24 saat sonra tat kalmaz (Noten Taam Lifgam).

Not: Agala, bir kabın fokurdama derecesindeki kaynar suya daldırılıp çıkarılmasıdır ve hangi şartlar altında ve nasıl yapılacağı için bir hahama başvurmak tavsiye edilir.

 

Soru: Eğer soğuk bir parça et, sıcak bir sütlü yemeğin içine düşerse veya aksine, soğuk bir peynir parçası sıcak bir etli yemeğin içine düşerse nasıl hareket edilir?

Cevap: Bu gibi durumlarda bu yemekten ve kaplardan faydalanmak yasaktır. Çünkü "Tetaa Gavar - Alttaki Üstün Gelir" diye bilinen bir prensibe göre alttaki sıcak yemek üstteki soğuk yemeğe nüfuz eder. Düşen parça hemen çıkartılsa bile, sanki birlikte pişmişçesine alttakinin özünü çekmiştir. Zira alttaki yemek sıcaktır ve düşen parça hemen özünü çeker. Aşağıdaki de sıcak olduğu için o da içine çekmiştir. Bu yüzden ikisi de yasaktır. Ancak tencerede, düşen parçanın altmış misli varsa (et veya süt) o zaman düşen parçayı çıkarmak ve çöpe atmak şartıyla, o yemekten faydalanılabilir. Fakat düşen parça yemeğin altmışta birinden fazlaysa, bütün yemek ve kabın kendisi yasaktır (Şulhan Aruh, Yore Dea 91-4). [Kap Agala yapılabilecek bir maddeden mamulse bu yapılmalıdır.]

 

Soru: Bunun tersine bir örnek: Sıcak bir et parçası soğuk bir sütlü yemeğe düşerse ne olur?

Cevap: Bu durumda o yemek yenilebilir. Çünkü alttaki yemek soğuktur ve [kurala göre "üstün geldiği" için] düşen sıcak parçayı soğutur ve parçanın özünü dışarı çıkartmasına izin vermez. Kendisi de soğuk olduğu için onun özünü çekmez. Bununla beraber içeri düşen etin sütlüyle birleştiği tarafı kesilip atılır ve kalan yemek yenebilir (Her şeye rağmen bu gibi karışıklık durumlarında nasıl hareket edilmesi gerektiğini tecrübeli bir Rav'a sormak gerekir. Şulhan Aruh, Yore Dea, Siman 91-3).

 

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

"Dilini tutmak" isteyen kişinin yaşadığı en büyük zorluk, laşon ara günahından arkadaşlarını kaybetmeden nasıl sakınacağıdır.

Yine de, başkaları hakkında kötü konuşmanın bayağı yönüne dikkatleri çekerek, kendinizi ve başkalarını bu korkunç konuşmadan korumaya çalışmak için bir çaba harcamaya değer. Eğer konuyu değiştirmek sizin için imkânsız ise, yapılacak en doğru şey, sadece dilinizi tutmaya değil, aynı zamanda kulaklarınızı da laşon ara ile kirletmemeye kararlı olduğunuzu açıklayarak, bu koyu sohbete katılmayacağınızı bildirmektir.

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

Doğru muhakeme tecrübeden gelir,

Tecrübe ise kötü muhakemeden gelir.

-- Will Rogers

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.