Yeni bir ev inşa edilirken çatının etrafına mutlaka bir korkuluk yapılması gerektiği belirtilmiştir Tora'da. Eski zamanlarda Yakın Doğu'daki evlerin çoğunun çatısı düz olduğundan, ev halkının veya misafirlerinin çatıda dolaşıp dinlenmeleri olağan karşılanırdı.

Çatı korkuluğu inşası konusunda Tora şu mantığı öne sürer, "öyle ki, biri damdan düşüp ölürse ailen sorumlu sayılmasın (ailene kan suçu gelmesin)" (Devarim 22:8).

Tora'daki bu hükümden bin sene kadar sonra da Talmud, bu mantığa dayanarak, evimizde huysuz bir köpek veya sağlam olmayan bir tahta merdiven bulundurmanın yasalara aykırı olduğunu beyan etmiştir.

Los Angeles cemaatinin hahamı bu kuralı cemaat üyeleri ile birlikte tartışırken, Tora'daki bu yasanın modern yaşama nasıl uygulanabileceğini düşünmelerini istemişti. Tartışmaların sonucunda aşağıdakilere benzer birçok örnek öne sürülmüştü:

-Evimizde dolu silah bulundurmamak.
-Evimizi küçük çocuklar açısından tehlikesiz hale getirmek (küçük çocuğumuz olmasa bile ziyarete gelebilecek çocukları da göz önüne alarak).
-Kar fırtınası sonrasında evimizin önünü temizlemek.
-Evimize bir duman alarmı yerleştirmek.
-Evimizin üst katının pencerelerine çocukların eğilip düşmesini engellemek için koruyucu parmaklıklar yerleştirmek.
-Eğer evimizin pencerelerine hırsızlara karşı yerleştirilmiş parmaklık veya pancurlar varsa acil bir durumda kaçmayı engellememeleri için bunların içerden açılmasını sağlamak

Bu önerilerin her biri çok mantıklı. Ancak eğer sağduyumuzun dürtüsü ile uygulamaya koyduğumuz önlemler aynı zamanda Tora'nın da bir buyruğunu (hele bu örnekte olduğu gibi mantıklı açıklaması da beraberinde verilen bir buyruğu) yerine getirmemize olanak tanıyorsa, davranışımızın aynı zamanda dini bir yönü de var demektir. Bundan böyle de kar yağdığında evinizin önünü temizlediğinizde Tanrı'dan gelen bir buyruğu yerine getirdiğinizi hissedebilirseniz işiniz belki kolaylaşmayacak, ancak bir nebze kutsallaşacaktır. ***