O sabah, tanınmış din adamlarından biri, daha yaşlı bir Rav'dan onu çok üzen ve sinirlendiren bir mektup almıştı.

Yaşlı Rav tanınmış bir yazardı. Mektubu yazdığı kişi ise, Rav'ın yeni yayınlanmış kitabı hakkında bir eleştiri yazısının yer aldığı derginin yönetim kurulu üyesiydi. Yaşlı Rav bu mektubunda dergi ile ilişkisi olan birçok kişiye saldırmaktaydı.

Mektubu yazdığı kişiye ise şöyle sesleniyordu: "Bu eleştirinin yayınlanmasına engel olmadığın için benim nazarımda bir ölüden farkın yok." Yaşlı Rav mektupta daha sonra, kızı vefat etmiş olan bir Rav'la kelime oyunu kullanarak alay etmekte, sevmediği bir Yahudi bilgini hakkında ise "kemikleri cehennemde çürüsün" gibi sözcükler kullanmaktaydı.

Mektubu alan din adamı çok şaşırmıştı. Yazı incelendiğinde, mektubu yazan kişinin bir kelimenin üstünü çizip yerine başka bir kelime karaladığı görülüyordu. Bu da, mektubun ani bir kararla yazılıp gönderilmediğini, okunup düzelttildikten sonra postaya verildiğini göstermekteydi.

Mektubu alan din adamı yazıyı arkadaşına gösterdiğinde, arkadaşının yorumu şöyle olmuştu:

"Bu adamın çok kötü bir evliliği olduğuna eminim. Herhalde pek arkadaşı da yok."

"Bundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?" diye sormuş din adamı.

Arkadaşı şöyle karşılık vermiş: "Bu kişi eşiyle iyi geçinseydi veya iyi arkadaşları olsaydı, böyle bir mektubu göndermeden önce onlara gösterir, fikirlerini almaya çalışırdı. Büyük ihtimalle de onlar bu mektubu göndermemesi için onu ikna etmeye çalışırlardı."

Tora erkeklere, eşlerini birer yardımcı olarak görmeleri gerektiğini söyler (Bereşit 2:18). Talmud bilgini Rav Pappa ise, nükteli bir şekilde, erkeklere şu öğüdü vermektedir: "Eşiniz kısa boylu ise [bir konuda fikrini almak için] eğilip kulağına fısıldayın."

Rav Pappa'nın öğüdü sadece kısa boylu eşler için değil, bütün erkek ve kadınlar için geçerlidir. Onıedinci yüzyılda yaşamış İngiliz şairi Milton'un dediği gibi, Tanrı'nın evrende iyi olmayan şeyler arasında ilk sıraya koyduğu, yalnızlıktır: "Adam'ın [erkeğin] yalnız kalması iyi değil," (Bereşit 2:18). Bunun sebeplerinden biri de, insanların diğer insanlara danışma ihtiyacıdır. Hayatta karşımıza çıkan olaylarla ilgili önemli kararları yalnız başımıza vermek iyi ve doğru değildir. Özellikle yukarıdaki mektubun yazarı gibi o anda üzgün ve öfkeli isek.

Eş ve arkadaşlarınızla iyi günlerinizi paylaşmak ne kadar önemli ise, bir ikilem içinde olduğunuzda onların destek ve fikirlerine başvurmak da o kadar önemlidir. ***