Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

18 Kasım

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2006

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:04

5:17

-----

Yeruşalayim

4:01

5:15

Tel Aviv

4:18

5:18

27 Heşvan

Tel Aviv

4:15

5:16

İstanbul      

4:30

5:10

5767

İstanbul

4:26

5:06

H A Y E   S AR A

 Hatırlatmalar:

œ   21-22 Kasım Salı-Çarşamba: Roş Hodeş Kislev

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bereşit 23:1 - 25:18)

[www.ohr.org.il]

 

Bene-Yisrael'in ilk annesi Sara, 127 yaşında vefat eder. Avraam, eşini metheden bir konuşma yaptıktan ve kaybının verdiği acıyla ağladıktan sonra, onu Mearat Amahpela'ya (Mahpela Mağarası) gömebilmenin yollarını aramaya başlar. Burası Adam ve Hava'nın da gömülü oldukları yer olduğu için, Avraam, söz konusu yerin sahibi Hiti milletinden Efron'a yüklü miktarda ücret ödemekten çekinmez.

 

Avraam sadık hizmetkârı Eliezer'i, Yitshak'a uygun bir eş bulması için görevlendirir ve kendisine, bu kızı sadece Avraam'ın Aram Naarayim'de yaşayan ailesinden seçeceğine dair yemin ettirir. Eliezer Aram Naarayim'e doğru yola çıkar ve Tanrı'ya, belirli bir işaret vermesi için dua eder. Kuyu başına geldiğinde karşısına Rivka çıkar. Eliezer kendisinden su isteyince Rivka sadece ona su vermekle kalmaz, Eliezer'in on devesinden her biri için de kuyudan su çeker (hatırı sayılır bir miktar!). Bu olağandışı nezaket, Rivka'yı Yitshak için en uygun eş ve dolayısıyla Bene-Yisrael için en uygun "ikinci anne" adayı olarak işaretler. Rivka'nın babası ve daha çok ağabeyi Lavan ile yapılan görüşmeler sonucunda Rivka Eliezer'le birlikte Kenaan'a doğru yola çıkar. Yitshak Rivka'yı, annesi Sara'nın çadırına getirir, onunla evlenir. Rivka'yı çok sever ve bu, annesini kaybetmesinin ardından kendisine bir teselli olur.

 

Avraam, Agar'la tekrar evlenir. Bu noktada Agar'ın ismi, davranışlarını düzeltmiş olması sebebiyle Ketura olarak değişmiştir (Avraam'dan ayrıldığından beri başka biriyle evlenmemiş ve yaptığı Teşuva sonucunda, tüm hareketleri "Ketoret - Güzel Kokulu Tütsü" misali sevilir hale gelmişti - Raşi; Midraş Tanhuma). Avraam bu evlilikten doğan altı çocuğuna hediyeler vererek onları doğuya gönderir. 175 yaşında vefat eden Avraam, oğulları Yitshak ve Yişmael tarafından, Mearat Amahpela'da Sara'nın yanına gömülür.

 

DEVAR TORA

[Rabi Berel Wein - www.torah.org]

 

Avraam'ın Çocukları

 

Avraam, Sara'nın ölümünden sonra, Ketura adında bir kadınla evlenir. Raşi, bu kadının, Sara'nın emri ile Avraam'la daha önce evlenerek Yişmael'i doğuran Agar olduğunu belirtir. Tora bize, Ketura'nın, Avraam'a başka çocuklar da doğurduğunu ve bu çocukların kendi ailelerini ve aşiretlerini kurmak üzere Avraam'ın evini terk edip, doğuya doğru gittiklerini anlatır. Alaha'da, Ketura'nın çocukları, onların Yahudiler'le karşılaştırıldıklarındaki durumları ve Avraam'ın dünyadaki görevleri ele alınır. Ketura'nın oğulları, yabancılara misafirperverlik gösterme ve erkeklerin sünnet edilmesi gibi Avraam'ın birçok alışkanlıklarını edinmişlerdir. Fakat Tora, onların manevi açıdan Avraam'ın gerçek varisleri olmadıklarını açık bir şekilde belirtir. Avraam'ın berahalarını ve Avraam ile Tanrı arasındaki antlaşmayı miras olarak alan sadece ve sadece Yitshak'tır. Avraam yaşadığı zaman bile, Ketura'nın oğullarını kendisinden ve Yitshak'tan uzaklaştırır. Ketura'nın çocukları o zamanlar çeşitli kabilelerin genel ortamına karışmışlardır. Hiçbir zaman, Yitshak'a meydan okumamışlar ve Avraam'ın mirasında hiçbir zaman hak iddia etmemişlerdir. Bir bakıma, Avraam'ın putlara ve gaddarlığa karşı fikirleri ile ilgili binlerce yıllık mücadelede yer almış olmamaktan memnuniyet duymuşlardır.

 

Buradaki ders, açıkçası tarihî bir derstir. Birçok insan büyük bir soya ait olduğunu iddia etmeyi sever. Fakat Yahudi yaşamında, soy, şartları kaçınılmaz ve değişmez olan bağlayıcı bir anlaşma ile beraber büyük sorumluluklarla ortaya çıktığı için, insanlar sorumlulukları ve zorunlulukları taşımaktansa, soylarından vazgeçmeyi tercih ederler. Ketura'nın oğullarının, Avraam'ın çocukları olma sorumluluğuna cevap verme yetersizlikleri veya isteksizlikleri, onların bu şerefli soyun ayırt edici niteliklerini kaybetmelerine sebep olmuştur. Tora'nın her tarafında, başından sonuna kadar,  Yahudiler'e Avraam'ın, Yitshak'ın ve Yaakov'un torunları oldukları hatırlatılır. Bu bir gurur veya "bak benim ailem ne kadar ulu" anlamında bir kasılma meselesi değil, daha ziyade maneviyatımıza yönelik bir sesleniştir:  "Atalarımızın kim olduğunu bil ve sana yüklenen büyük sorumluluklara ve görevlere odaklan." Hahamlarımız, bir Yahudi'nin kendi kendisine her zaman: "Hareketlerim ne zaman atalarımınkine kutsal ve manevi açıdan eşdeğer olacak?" diye sorması gerektiğini söylediklerinde, demek istedikleri budur. Gurur duyma, soylulukta gerekli ve tavsiye edilir bir duygudur. Fakat bizden öncekilerin uydukları antlaşmayı, bu antlaşmaya sıkı sıkıya bağlılıklarını ve hedeflerini benimseyip geliştirmeden, sadece bir gurur meselesi olarak kalırsa, o zaman soyumuzdan duyduğumuz gurur değersiz ve dayanaksız olur. Sadece Ketura'nın çocuklarının kaderine, asimilasyona, isimsizliğe ve nihayet kişinin kendi ataları hakkında bilgisizliğine yol açar. Bütün Yahudi tarihi, Yahudi yaşamının bu gerçekliliğine, hem kişisel, hem de toplumsal anlamda, tanıklık eder.

 

DEVAR TORA

[Binyamin Koen - www.tfdixie.com]

 

Aşık Olmak Mı?

 

"Yitshak [Rivka'yı] annesi Sara'nın çadırına getirdi ve Rivka'yla evlendi. [Rivka böylece] Ona eş oldu ve [Yitshak] onu sevdi. Yitshak [bu şekilde] annesinin [kaybı] ardından teselli buldu" (Bereşit 24:67).

 

Sevgi nedir? Bu haftaki peraşamızda, çok ilginç bir şey okumaktayız. Tora bize önce Yitshak'ın Rivka ile evlendiğini ve onu ancak sonra sevdiğini söylemektedir. Alıştığımızın biraz dışında bir şeye benziyor. Yitshak'ın önce Rivka'yı sevmesi ve sonra onunla evlenmesi daha anlamlı olmaz mıydı?

 

Belki de, Yitshak'ın hareketlerinden, gerçek sevgi hakkında bir ders öğrenebiliriz. Bu günkü toplumda "sevgi" kelimesini o kadar sık kullanıyoruz ki, bu kelimeyi o kadar ayırım yapmaksızın söylüyoruz ki, onu anlamsız kılıyoruz. Gün boyunca, "sevmek" kelimesini kaç defa söylediğimizi ya da duyduğumuzu sayın; çok şaşıracaksınız. Sürekli "bu giysiyi sevdim" veya "çikolatalı dondurmayı severim" sözlerini hep duyarız. Fakat hareket etmeyen cansız bir nesneyi gerçekten de sevebilir miyiz? Başka bir insanı sevdiğimizi söylediğimiz zaman bile, onu gerçek niteliği yüzünden mi seviyoruz? Yoksa "onu güzel olduğu için veya parası olduğu için seviyorum" diye düşünerek, kendi sevgi tanımımızı mı kuruyoruz?

 

Yitshak bize sevginin gerçek anlamını hatırlatmaktadır. Çoğu kez, insanlar âşık olurlar, evlenirler ve o andan itibaren ilişki bozulmaya başlar. Yitshak bize âşık olmak yerine, "sevgi" içinde yükselmemiz gerektiğini öğretmektedir. Karı-koca arasındaki bir ilişki dinamik ve canlı olmalıdır. Âşık olup, sonra da bu aşkın bizimle birlikte çökmesini seyretmemeliyiz. Yukarıdaki pasuk bize, Yitshak'ın sevgisinin, evlendiği zaman henüz yeni başladığını öğretmektedir. Yitshak'ın Rivka'ya olan sevgisi her gün sınırsız bir şekilde büyümüştür. Onunki, gözü kör bir aşk değil, her şeyi apaçık gören gerçek bir sevgiydi; almaya dayalı bir tutku değil, fedakârlığa ve vermeye bağlı derin bir duyguydu ve o bu duyguyu sıfırdan geliştirmeyi bilmiştir. Sevgisi Rivka'nın ne giydiğine ya da nasıl göründüğüne göre eskimiyordu. İşte bu, hepimizin örnek alıp benimsemesi gereken gerçek sevgidir. Dış görünüş ya da sempatiye dayalı geçici bir heyecan değil, birbirini sürekli geliştirmeye dayalı, sadık bir bağlılıktır.

 

BİR MİtSVA

[Rabi Hayim Aşer Levene - www.torah .org]

 

Şevua: Yemin Etme Konusunda Dikkat

 

Mitsva: Kişi dudaklarından çıkan her vaade veya yemine dikkat etmelidir. Bir vaatte bulunduktan sonra, [bunun iptal edilebileceği hafifletici durumlar hariç] sözünün kutsiyetini bozmamalı, bu vaadini yerine getirmek için gerekli bütün adımları atmalıdır. [Hahamlarımız bu nedenle mümkün olduğu kadar vaatlerden kaçınılması gerektiğini öğretirler. Yemin ise hiç edilmemelidir; zira bu son derece ciddidir.]

 

Avraam'ın sadık hizmetkârı Eliezer, efendisi tarafından varisi olan oğlu için bir eş bulması talimatını almıştı. Görevin başarısını garantilemek için, Avraam'ın ısrarı üzerine, Eliezer bir şevua, yani bir yemin etti. Bu yeminle, Yitshak için Kenaanlı bir kadın getirmeyeceğine dair söz verdi. Avraam'ın Haran'daki ailesine doğru bir yolculuk yaptı ve görevinde başarılı oldu. Rivka'yı seçerek, Yitshak için dürüst bir eş ve Yahudiler'in gelecekteki annesini buldu.

 

İki çeşit söz vardır. Neder, etkili olan ve söz konusu nesnenin statüsünü "değiştiren" bir yemindir. Örneğin, bir kişi belirli bir yiyeceği yemeyeceğine dair Neder'de bulunursa, bu yiyeceğin statüsü, "yenebilir" olmaktan, [o kişi için] "yenmesi yasak" şekline dönüşür. İkinci söz türü Şevua ise, sözün konusu olan nesneden ziyade, sözü veren "kişi" ile ilgilidir. Bir Şevua, sahibini bağlar. Avraam'ın talimatını yerine getirmek için Eliezer'in yaptığı bir Şevua'dır. Yeminler ve vaatlerle ilgili kurallardan açıkça görülen bir şey vardır: Tora, kişinin konuşmayı hafife almaması gerektiği konusunda çok duyarlıdır: "Ağzından çıkanı koru ve yerine getir" (Devarim 23:24).

 

Bir andın veya yeminin, kişinin nasıl bir tutum takınacağını belirleme gücü şaşırtıcıdır. Kişinin ağzından çıkan bir söz, neden onu "sözüne bağlı" kalmaya mecbur kılar?

 

Bunun cevabı, konuşmanın gücünü ve yoğunluğunu daha derin bir şekilde kavramakta yatar. Kâinatın yaradılışı konuşma ile olmuştur: "Tanrı'nın bir sözü ile Evren yaratıldı" (Teilim 33:6). Ve dünyanın küçük bir örneği olan insanoğlu da, "konuşabilen bir yaratık" olarak yaratılmıştır. Tora Adam'ı yaşayan bir varlığa dönüştürürken, bedenine bir yaşam ruhu üflediğini açıklar. Tora'nın Aramca çevirisi bunu "Ruah Memamela" olarak çevirir: Yani "konuşan ruh" (Bereşit 2:7'te Targum Onkelos).

 

Bedenle ruh arasındaki bağlantı noktası olan konuşma, insanlığı tanımlar. İç gücün ve insan özünün bir dışa vurumu olan konuşma, bir insanın kim olduğunu açıklar. Onun kimliğini tam olarak ortaya koyar ve yaşam gücünü ifade eder (Maaral, Gevurot Aşem, bölüm 28). Dudaklar kişinin yaşam gücünü ve ruhunu konuşma ile doğru bir şekilde yansıtır ve insanın bedenindeki, içinin dışa dönük hale geldiği tek bölge dudaklardır!

 

Sadece ruhu olan insan, Tanrı'ya bağlanıp kutsallığa uyum sağlayabilir. Ve konuşma yeteneği onu tepeden tırnağa, diğer bütün varlıklardan üstün kılar; öyle ki, insan için kullanılan bir sıfat "Medaber - Konuşan"dır (Rabi Yeuda Alevi, Kuzari). İnsan ilişkileri ve insanla Tanrı arasındaki ilişkiler için konuşma zorunlu bir gereksinimdir. İnsanın konuşması ruhundan kaynaklandığı ve onunla bağlantılı olduğu için, doğal olarak, kutsallık konusunu da içerir. Anlamsız olmayan ve hiçbir şey içermeyen boş vaatlerden uzak olan insan konuşması, yaşamın kendisi gibi, kesinlikle kutsaldır.

 

Tanrı'ya hizmet, düşünce, konuşma ve eylem sayesinde olmalıdır. Kişinin söyledikleri onun özü ile ilgilidir ve böylece, açık bir şekilde, onun eylemlerini şekillendirir, hatta belirler. İşte yemin etmek bunlardan ibarettir. Kişi yemin edince veya ant içince, sözlerinin, kimliği ve yaşam gücü ile ilgili olduğuna dikkat ederek, ne pahasına olursa olsun, saygı duyup onları yerine getirmesi gerekir.

 

Bunun doğal neticesinde, kişinin, düşüncelerini ve hareketlerini maneviyat aracı olarak kullandığı gibi, dili kullanma zorunluluğu doğar; tabii ki, sözlerine "saygısızlık" edemez veya bu duyuyu kötüye kullanamaz (Bamidbar 30:3). Konuşmanın gücü ve etkisi, onu boş yere gevezelik veya dedikodu yapmak için kullanmamamız konusunda bizi ikaz eder. Konuşma, insanın yaşam gücünün bir ifadesi olarak, daha ziyade, Yahudi'nin mitsva yapmakta, dua etmekte ve Tora'yı öğrenmekte kararlı olmasını güçlendiren bir sıçrama tahtası olmalıdır.

 

Her GÜn YAPILAN MİTSVALAR

[www.pirchei.com]

 

Her Şeye Sağdan Başlamak

 

En önemli mitsvalar ilk önce sağ elle yapılır. Örneğin, Netilat Yadayim'de önce sağ el yıkanır. Mezuza sağ elle öpülür. Tsedaka sağ elle verilir. Tefilin sağ elle sarılır vb. Ayrıca, Midraş, Tora'nın Sinay Dağı'nda Tanrı'nın Sağ Eli'yle verildiğini söyler. Sembolik anlamları da olsa, bu da en basit anlamda sağ elin önemini gösterir. Teilim'de de "Eğer seni unutursam ey Yeruşalayim, sağ elim [işlevini] unutsun" sözleri geçmektedir. Kısacası, sağ, önem ifade eder.

 

Bunun uygulamalarından biri de giyinirken önce sağın kullanılmasıdır. Örneğin gömlek ya da ceket giyilirken, önce sağ kol giyilir. Pantolon giyilirken önce sağ paça giyilir. Çorap giyilirken önce sağ ayak giyilir. Öte yandan, eğer giysi ayrıca başka şeyleri yapmayı da gerektiriyorsa, bunun sonu da sağla yapılır. Örneğin bağcıklı bir ayakkabı giyiliyorsa şu şekilde davranılır: Önce sağ ayakkabı giyilir, sonra sol ayakkabı giyilir. Ardından önce sol ayakkabı bağlanır ve sağ ayakkabı bağlanarak giyme işlemi yine sağla bitirilmiş olur. Benzer şekilde gömlek giyilirken sağ kol - sol kol giyildikten sonra, önce sol kol iliklenir, sonra da sağ kol iliklenerek giyiniş yine sağla tamamlanır. Ayakkabı çıkarılırken de, önce sağ çözülür, sonra sol çözülür, sonra sol çıkarılır ve en son sağ çıkarılır. Tüm bunlar, mitsvalarda kullanmaya özgü olan sağ tarafın önemini vurgulayan ve bize sürekli hatırlatan uygulamalardır.

 

KAYNAKLARIMIZDAN - YAHUDİ TERBİYESİ

[Sefer Maase Avot]

 

Kibir ve Kıskançlık

 

  • Kibir insanın inancını zayıflatır. Gözleri kibir nedeniyle bir şey görmez olur; kalbi tıkanır ve Tanrı'nın harikalarını görüp anlamaktan aciz hale gelir.
  • Kibirden kurtulmanın yollarından biri, başkalarının kederlerine ortak olmaktır.
  • Kibir, kıskançlığa da yol açar. Kibirli insan, her şeye hakkı olduğunu düşünür ve elinde olmayan, Tanrı'nın onun için uygun görmediği şeylere göz diker.
  • Hahamlarımız "yüz ölüm, bir kıskançlığa yeğdir" diyerek kıskançlığın ne kadar kabul edilmez ve aşağılık bir duygu olduğunu vurgulamışlardır.
  • Kıskançlığın temelinde, insanın kendisine ait olması gerekmeyen bir şeye gözünü dikmesi vardır. Bunu ilk yapan, Eden bahçesindeki yılandır. Benzer hataya Kayin, Korah, Bilam, [David'in başkumandanı] Yoav, [danışmanı] Ahitofel, [Peygamber Elişa'nın hizmetkârı] Gehazi, [Kral David'in oğlu] Avşalom, [Koenliğe göz diken kral] Uziyau ve [Purim olaylarındaki kötü adam] Aman da düşmüştür. Bu kişiler kendilerine uygun olmayan mevkilere göz dikmişler, onu elde edemedikleri gibi, ellerindekini de kaybetmişlerdir.
  • Sonuç olarak, kişi, payına düşenle mutlu olmalıdır. Hahamlarımız'ın öğrettikleri gibi, gerçekten zengin olan kişi, payıyla mutlu olan kişidir. Bu fazileti gösteremeyen insan, hayatı boyunca kitaplar okusa, Tora öğrense bile, doktora gidip ilaç alan, sonra da bunları kullanmayıp bir köşeye atan hastaya benzer.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Sabah Yataktan Kalkarken

 

1.      İnsan yataktan kalktığında kendini tuvalete gitmekten alıkoymamalı ve hemen tabii ihtiyaçlarını giderip vücudunu temizlemelidir. Hahamlarımız kendini bundan alıkoyanların, vücutlarına birçok hastalık getirdiğini ve Toramız'ın kanunlarından birini ihlal ettiklerini söylerler.

2.      Tuvalet ihtiyacı çok az miktarda bile olarak giderildikten sonra eller yıkanır ve "Aşer Yatsar" berahası söylenir. Bu beraha İbranice şöyledir: "Baruh Ata AD... E-loenu Meleh Aolam, Aşer Yatsar Et Aadam Behohma, Uvara Vo Nekavim Nekavim, Halulim Halulim, Galuy Veyadua Lifne Kise Kevodeha, Şeim Yisatem Ehad Meem, O İm Yipateah Ehad Meem, E Efşar Leitkayem Afilu Şaa Ahat. Baruh Ata AD...  Rofe Kol Basar Umafli Laasot - İnsanı bilgelikle şekillendiren ve onda delikler ve içi boş organlar yaratan Evrenin Kralı, Sen, Tanrımız; Mübareksin. [Bu deliklerden] Birinin kapanması ya da [içi boş organların] birinin açılması halinde, bir saat bile yaşanamayacağı Senin Onurlu Tahtın'ın önünde bilinmektedir. Tüm bedenlerin doktoru olan ve gizemli işler yapan Sen, Tanrımız; Mübareksin". Bu, gün içinde her tuvalet ihtiyacı giderilmesi sonrasında yapılmalıdır.

 

Haftanın Sözü

[Saul Bellow - Günü Yakala]

 

İnsan, sevdiği şeyler kadar iyidir.

                                                     

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.