Yazdır

Eğer kişi, öküzünü, ücret aldığı bir iş için gündüz tarlaya sürüyorsa, onu gece çalıştırmamalıdır. Benzer şekilde kişi, gündüz çalışarak ücret alıyorsa, gece kendi özel işinde çalışmamalıdır. Veya oruç tutup kendini aşırı bir şekilde dünya nimetlerinden mahrum etmemelidir. Zira bunların sonucunda zayıf düşecek ve işvereni için yapması gereken işte azalma görülecektir.

Rav Yohanan bir okulu ziyaret ettiğinde öğretmenin yorgun olduğunu görür. Sebebini sorar. Ona şöyle cevap verirler: "Oruç tuttuğu için." Rav öğretmene şöyle der: "Bu şekilde davranman hatalı, buna izin verilemez."

- Talmud Yeruşalmi, Demai 7:3

Çalışan bir kişi sürekli bir şekilde ücret almayı hedefliyorsa, normal bir iş yükünü üstlenmekle yükümlüdür. Başka işler üstlenen veya gece geç saatlere kadar eğlenerek uykusuzluktan işine yarı sersem varan kişi, Yahudi yasaları açısından patronundan bir şeyler çalmaktadır. (Eğer kişi işverenine ek olarak üstlendiği iş yükü hakkında bilgi verirse ve işverenle bu konuda anlaşırsa, bu durumda kötü niyet aranmaz.) Aynı durum gece içki içip, daha tam olarak kendine gelemeden işe varan kişiler için de geçerlidir.

Çalışan kişi iş saatleri dahilinde günlük iş yükünün gereklerini yerine getirmek zorundadır. Belki bu ifade herkesçe bilinen bir gerçek olarak görünse de, çalışanların çoğunlukla (uzun kişisel telefon görüşmeleri yaparak, iş arkadaşları ile "boş" sohbetler yaparak veya bilgisayarlarında oyun oınayarak) bu kuralı çiğnedikleri görülür. Maimonides, Yahudi yasaları kanunnamesinde, çalışanların sorumlulukları konusuna şöyle değinir:

İşverenin muhtaç olan işçisini ücretten mahrum etmeme ve ücretini zamanında ödeme kuralına uyması gerektiği gibi çalışanın da, çalışmasının nimetinden işvereni mahrum etmeme, şurada burada vaktini boşuna sarf etmeme, bütün günü işvereni aldatırcasına boşa harcamama gibi bir yükümlülüğü vardır. Çalışanın zaman konusunda çok titiz davranması çok önemlidir...

- Moses Maimonides, Mişne Tora, "İşe Alma Yasaları," 13:7

Yahudi hayır kurumu Ezra Tora'nın bir dönem müdürlüğünü yapan Rav Joseph Henkin, aynı zamanda geçen kuşağın en önemli din bilginlerinden biriydi. Müdürlük görevinin yanısıra Rav Henkin, gün boyunca ona telefon ederek Yahudi yasaları hakkındaki yorumlarını talep eden birçok kişinin sorularını yanıtlardı. Rav Henkin bu telefonlarda geçirdiği zamanı küçük bir deftere kaydeder, harcadığı bu zamanı daha sonra bir şekilde telafi etmeye çalışırdı. Böylece Ezra Tora'nın ona iş dışı faaliyetlerle geçirdiği zaman için hak etmediği ücret vermesini önlemeye çalışırdı.

Bu tür davranışlar çoğumuzun dürüstlük standardını aşabilir. Ancak Talmud, gerçekten dürüst olmayı hedefleyen kişilerden bunu bekler. Talmud, kuraklık dönemlerinde dualarına müracaat ettiği ermiş insan Abba Hilkiah'nın davranışını örnek olarak anlatır: Bir gün yağmur duaları gerektiğinde iki haham, Abba Hilkiah'nın yardımlarını istemek için onu ziyarete gitmişti. Onu tarlada çalışırken bulmuşlar ve "kendisine selam verdikleri halde o, onları görmezlikten gelmişti". Daha sonra da ona eve kadar eşlik etmişlerdi. Burada eşi ile birlikte Abba Hilkiah, yağmur duası etmiş ve bu duaların neticesinde çok kısa bir süre sonra yağmur yağmaya başlamıştı.

İki haham Abba Hilkiah'ya çok teşekkür etmiş ve şunu sormuştu: "Sana selam verdiğimizde, bize neden cevap vermedin?" Abba Hilkiah şöyle cevap vermişti: "Ben o anda tarlada gündelikçi olarak çalışmaktaydım. Kendi kendime, 'madem ki ben günlük ücret alıyorum, o zaman işimi bir an için bile olsa durdurmam lazım' diye düşündüm. Size o yüzden karşılık vermedim." (Babil Talmud'u, Ta'anit 23b).

Zaman dürüstlüğü konusunda en iyi yorum, onsekizinci yüzyılda kaleme alınmış Mesillat Yeşarim (Doğruların Yolu) adlı Yahudi ahlak öğretileri klasiğinin yazarı Rav Moşe Hayim Luzzato tarafından dile getirilmiştir: "Para çalmak hırsızlıksa, zaman çalmak da öyledir."

Zaman çalmak, bir çalışanın işverenini dolandırma yollarının sadece bir tanesidir. Buna benzer bir şekilde, işle ilgili kişisel masrafları şişirmek veya sağlıklı olunmasına rağmen