Yazdır

Birinin başkasına kötülük yapmaya niyeti olduğunu öğrendiğinizde...

Çocuk okuldan evine dönmüştü. O sırada oradan geçmekte olan bir kadın da evin etrafında dolaşan diğer bir çocuğun yanındakilere, "Evden dışarı çıktığında onu döveriz," dediğini duymuştu.

Kadın biraz sonra çocuğun oturduğu eve giderek annesine duyduklarını anlatmıştı. Kadın bu şekilde davranarak, "birilerinin başkalarına kötülük yapmayı planladığını öğrendiğimizde ahlaki ve yasal yükümlülüğümüzün olası kurbanı tehditten haberdar etmek", olduğunu bize öğreten Yahudi etik kurallarına uymuş oluyordu.

'60'lı yılların sonlarında cereyan eden meşhur bir davada, California-Berkeley Üniversitesinde çalışan bir psikolog, Prosenjit Poddar adındaki öğrenciyi tedavisi sırasında, gencin çıkma teklifini reddeden Tatiana Tarasoff adındaki diğer bir öğrenciyi öldürmeye
niyetli olduğunu öğrenmişti. Tehdidi ciddiye alan psikolog, üniversite polisine haber vermiş, polis genç adamı sorgulanmak üzere tutuklamış, ancak mantıklı hareketlerini görünce onu serbest bırakmıştı. Doktorun amiri ise ona bu dava hakkında bundan sonra hiç kimseyle konuşmamasını önermişti. İki ay sonra Poddar, Tarasoff'u katletmişti.

Yahudi anlayışına göre doktorun, polise haber vermenin ötesinde, hayatına kastedilen kurbanı da haberdar etme yükümlülüğü vardı. "Komşunun kanı akıtılırken seyirci olma," (Vayikra 19:16) başkasını kötülüklerden kurtaracak bilgiye sahip olduğunuzda sessiz kalmamanız ve kişiyi tehlikeden haberdar etmeniz gerektiği anlamına gelir. Bu mısradan hareketle Yahudi yasası, olası suçun failini yatıştırma veya vazgeçirme durumunda olduğunuzda harekete geçmeniz gerektiğini hükmeder.

Tarasoff davasında kızın anne ve babası daha sonra üniversiteye, doktora ve amirine dava açmış, bu kişilerin aleyhlerinde bir hüküm çıkarmayı başarmışlardı. Mahkemeye göre, eyalet tarafından yetkilendirilmiş olan doktorun olası kurbanı hayatının tehlikede olduğu konusunda uyarması gerekirdi.

Ancak Amerikan eyaletlerinin çoğunda, başkasının hayatına kastedildiğini öğrenen kişiler için bunu açıklama yükümlülüğü yoktur. Örneğin son zamanlarda cereyan eden bir Nevada davasında, on dokuz yaşındaki bir adamın yakın arkadaşının yedi yaşındaki kızını öldürmeye hazırladığına tanıklık ettiği aktarılır. Adam daha sonra odadan ayrılmış ve polis dahil hiç kimseye gördükleri hakkında bilgi vermemişti. Katil yakalandığında ve arkadaşının davranışı su yüzüne çıktığında bilgi vermeyen adam herhangi bir Nevada yasasını ihlal etmediği için tutuklanmamış, California'da üniversite eğitimine devam etmesine izin verilmişti. Ne tesadüf ki okumakta olduğu üniversite, Tatiana Tarasoff'un katledildiği Berkeley'di.

Ester Kitabında Tora, Kral Ahaşveroş'u katletmeyi planlayan iki adamın konuşmalarına şahit olan Mordehay'dan bahseder. Mordehay duyduklarını kuzeni olan Kraliçe Ester'e anlatarak Kral'ı ölümden kurtarmıştı (Ester 2:21-23). Tora'daki bu olay Yahudi kanunnamesi Şulhan Aruh için önemli bir emsal teşkil etmişti: "Birine kötülük yapmayı planlayan putperest veya jurnalci kişiler hakkında bilgi sahibi olan, olası kurbanı durumdan haberdar etmelidir; ve eğer suçun failini yatıştırmak veya onu vazgeçirmek kudretindeyse, ancak bunu yapmıyorsa, 'Komşunun kanı akıtılırken seyirci olmama' kuralını ihlal etmiş sayılır." (Şulhan Aruh, Hoşen Mişpat 426:1). ***