Bir Yahudi, Yahudi olmayan birine karşı dürüst davranmazsa

Birkaç sene önce bir Rav, Yahudi etiği konusunda bir konferans veriyormuş. Konferansı dinlemekte olanlardan biri ona şu soruyu yönletmiş: "Beni Yahudilikten soğutan bir olayı aktarmak istiyorum. Gittiğim yeşivadaki bir haham, bize şunu öğretti: Ticari bir işlem sonucunda Yahudi olmayan biri, bir Yahudi lehine bir hata yaparsa, bu hatanın sonucunda oluşan fazla parayı Yahudi geri vermekle yükümlü değildir. Bu doğru mu?"

Din adamı soruya şu soruyla karşılık vermiş: "Peki bu haham size aynı zamanda Yom Kipur'da domuz yiyebileceğinizi de öğretti mi?

Adam, "Tabii ki hayır," diye cevap vermiş.

Rav şöyle devam etmiş: "Bu, genel olarak tabii ki doğrudur. Ancak şöyle bir durumu gözünüzün önüne getirmenizi istiyorum: Bir Nazi kampında bulunan bir Yahudi, hayatta kalabilmek için, Yom Kipur'da bile domuz yemek zorunda kalmış olabilir. Bu gibi durumlarda yasaların ihlaline izin verilir. Ancak içinde bulunulan özel durumu iyice açıklamadan bir hahamın, bir Yahudi'ye, Kipur gününde domuz yenilebileceğini öğretmesi hatalıdır. Benzer bir mantıkla, bir Yahudi'nin Yahudi olmayan biriyle ticaret yaptığında, Yahudi etik yasalarının ona dürüstlük ilkelerini çiğnemeye izin verdiğini öğretmek de hatalıdır. Yahudi olmayan biriyle gerçekleştirilen bir ticari ilişkide, lehe gerçekleşen bir hatanın düzeltilmemesi gerektiğini Talmud'un söylediği doğrudur. Ancak bu yasa, Yahudi olmayan yönetim ve kanunların Yahudilere karşı ayırımı teşvik ettiği ve Yahudiler aleyhine yapılan hataların düzeltilemediği ortamlarda ortaya çıkmış bir kuraldı. Bu dönemler ve bu gibi ortam ve toplumlar için Rav'larımızın, Yahudilerin Yahudi olmayanlara göre daha yüksek bir ticari etik uygulamalarının gereksiz olduğu hakkında "pratik ve mantıklı" bir hükme vardıkları görülmektedir. Hillel ve Akiva gibi ünlü Ravların, Yahudi olmayanların dürüst olmadığı bir ortamda, Yahudilerin de "bir yere kadar" dürüst olamayabileceklerini önerdiklerini söylemek, konunun sadece bir cephesini açıklar. Yeşiva öğretmenin ima ettiği gibi, Hillel ve Akiva'nın 'Yahudilerin eşit şartlara sahip oldukları ve Yahudi olmayanların ticari ilişkilerde dürüst olmak zorunda oldukları toplumlarda bile yapılan ticari hataları düzeltme zorunluluğu yoktur' demiş oldukları düşünülemez. Bu tür bir anlayış, Hillel veya Akiva gibi Rav'ların "pratik ve mantıklı" olmaktan ziyade, hırsızlığı teşvik eder gibi görünmelerine sebep olur."

Sahtekarlık, namussuzluk ve (söylemesi acı da olsa) dürüst olmayan Yahudiler, her dönemde varolmuştur. Ancak bir Yahudinin yaptığı sahtekarlığı Yahudi yasalarına dayandırması, Tanrı'yı da bu suça ortak etmesi anlamını taşır. Yahudi yasalarında bu tür bir eyleme "hillul Haşem", Tanrı'nın adını "kirletme", adı verilir. Geleneklerimize göre bu da, affedilmesi mümkün görülmeyen birkaç suçtan biridir. ***