Yazdır

Başkaları hakkındaki olumsuz görüşlerini rahatça ifade eden kişiler çoğunlukla, ne kadar büyük acılara sebep olduklarının farkına varmazlar. Gelininin ev yönetimi hakkındaki düşüncelerini söylemekten çekinmeyen kayınvalide uzun bir müddet kalmak üzere ziyarete geleceğini bildirdiği zaman genç kadının endişe duyması bu yüzdendir. Bazı insanlar ise açık sözlü olduklarını öne sürerek, çok az tanıdıkları insanları bile eleştirme becerileri ile adeta övünürler.

Eşinizin, akrabalarınızın veya arkadaşlarınızın size rahatsızlık veren yönleri olabilir. Ancak başkalarında beğenmediğiniz her şeyi de açıkça söylemeniz gerekmez. Hoşunuza gitmeyen bir davranışa tanık olduğunuzda bile hoşnutsuzluğunuzu hemen belirtmeyip, eleştirilerinizi daha güncel ve daha önemli konular için muhafaza etmeniz çok daha iyi olur. Arada bir de susmayı öğrenin.

Kocası ile birlikte seyahate çıkmak üzere olan komşusunu gören kadın, çocuklarını bakıcı ile yalnız bırakıp gittiği için onu tenkit ediyordu. Bu hiç de yapıcı bir davranış değildi. Seyahate çıkan çiftin moralini bozmaktan başka bir işe yaramayacaktı. Bu tenkit ya yolculuğa çıkmadan çok önce, ya da döndükten sonra yöneltilmeliydi.

Talmud, Rav Şimon Bar Yohay ile ilgili ilginç bir öyküyü aktarır. MS ikinci yüzyılda Roma yönetimine karşı baş kaldıran Bar Yohay, hükümetin ona karşı bir ölüm fermanı yayınladığını öğrendikten sonra oğlu ile birlikte bir mağaraya saklanır. Bir mucize sonucunda mağaranın önünde oluşan bir keçiboynuzu ağacı ile bir kuyu sayesinde yaşamlarını sürdürmeyi başarırlar.

Baba oğul on iki sene boyunca mağarada saklanırken kendilerini Tora öğrenimine adarlar. Nihayet ölüm emrinin kaldırıldığını duyarak mağaradan çıkarlar. Çıktıklarında toprağı işleyen ve tohum eken insanlarla karşılaşırlar. Sadece Tora okuma ve öğrenmeye alışmış olan Rav Şimon bunu görünce çok kızar: "Bu insanlar dünyevi yaşam uğruna ebedi hayattan vaz geçiyorlar," diye tenkitte bulunur. Bir yandan da gördüğü her şeyin üzerine öyle bir bakış fırlatır ki Talmud'un sözleri ile ekinler bile "anında kavrulur." Göklerden gelen bir ses ona şöyle hitap eder, "Dünyamı yıkmak için mi dışarı çıktın? Hemen mağarana geri dön!" Bir sene geçtikten ve bu iki adam kendilerinden farklı yaşayan insanlara karşı daha olumlu ve adil davranmayı öğrendikten sonra, normal insanların arasında yaşamaya tekrar hak kazanırlar (Şabat 33b).

Siz de bundan böyle, başkalarını eleştirmeye başlamadan önce kendinize şu soruları sormayı deneyin:
-Bunları söylemem gerçekten gerekli mi?
-Eleştirilerimde adil davranıyor muyum? Yoksa aşırıya mı kaçıyorum?
-Söylediklerim karşımdaki kişinin duygularını incitecek mi? Bunları söylemenin daha yumuşak bir yolu yok mu?
-Söylediklerim karşımdakinin davranışını değiştirecek mi?
-Benim onu eleştirdiğim şekilde beni eleştirseler, kendimi nasıl hissederdim?
-Bu eleştiriyi yaptığımda kendimi nasıl hissedeceğim? Bunu yaparken zevk mi alacağım? Olumsuz bir hareket yapan kişiye eleştiri güler yüzle ve sevgiyle yöneltilirse değişime uğrayabilir. Dolayısıyle eleştiriyi yaparken zevk alacağınızı düşünüyorsanız, bu olumsuz sözleri söylemekten kaçının. Belli ki niyetiniz samimi değildir ve bu yüzden de eleştiriniz istediğiniz sonucu yaratmayacaktır.

Evet, iyi düşünün ve bu soruları layikiyle cevaplandırmadan önce ağzınızı açmayın. ***