Yazdır

ABD'de senede birkaç kez genç bir insanın katledildiği haberleri basına yansır. Bazen, kurbanın anne ve babası televizyona çıkarak çocuklarının katilini affettiklerini açıklarlar. Çoğunlukla bu kişiler, koyu dindar Hristiyan geleneğinde yetişmiş insanlardır. Bu geleneğe göre bütün günahlar affedilebilir sayılmalı ve bağışlanmalıdır.

Başkasına karşı işlenen bir suçu bağışlama konusundaki Yahudi görüşü ise çok farklıdır. Yahudi bakış açısına göre (bu örnekte) anne ve baba onlara verdiği acı için katili affetseler dahi, cinayetin oluşunu affedemezler. Cinayeti ancak, suçun kurbanı olan kişi (ki bu durumda bu da imkansızdır) bağışlayabilir. Birkaç sene kadar önce Rav Abraham Joshua Heschel, Yahudi olmayan bir grup iş adamına bir konuşma yapmaya davet edilmişti. Konuşmanın sonunda katılanlardan biri ona şöyle bir soru yönlendirdi, "Rav Heschel, sizin ve Yahudi milletinin bütün dünyayı Soykırım konusunda bağışlamasının zamanı gelmedi mi?

Rav Heschel bu soruya şu öykü ile karşılık verdi:

Elli sene kadar önce, çok ünlü bir bilim adamı olan ve ılımlı kişiliği ile tanınan Brisk hahamı [Hayıim Soloveitchik] Varşova'dan trene binerek oturduğu kasabaya doğru yola çıkmaya hazırlanıyordu. Ufak tefek olan ve çok belirgin fiziksel bir özelliği olmayan haham bir kompartımanda yer bulup oturdu. Yanında oturan gezici satış memurlarından oluşan grup, tren hareket eder etmez iskambil kağıtları ile oyuna başladı.

Oyun ilerledikçe heyecan artıyordu. Haham ise kendini okuduğu kitaba kaptırmış, etrafındakilere aldırış etmeden oturuyordu. Hahamın bu tavrı etrafındakileri rahatsız ediyordu. Adamlardan biri ondan oyuna katılmasını istedi. Haham hayatında hiç kağıt oyunu oınamadığı yönünde yanıt verdi. Zaman ilerledikçe hahamın mesafeli tavrı etrafını daha da rahatsız etmeye başladı. Sonunda adamlardan biri ona şöyle dedi, "ya bize katılırsın ya da kopmartımanı terkedersin." Bir süre sonra da hahamı yakasından tutarak kompartımanın dışına çıkardı. Başka oturacak yer bulamayan haham Brisk şehrine varana kadar birkaç saat ayakta yolculuk etti.

Kompartımandaki satış memurları da burada iniyorlardı. Trenden inen hahamın hayranları tarafından sıcak bir şekilde karşılandığını, etrafını sararak elini sıktıklarını görünce çok şaşırdılar. Hahamı kompartımandan çıkaran satıcı ise etrafındakilere şunu soruyordu, "kim bu adamş"

"Bilmiyor musun? Bu adam ünlü Brisk hahamı."

Satış memurunun morali bozulmuştu. Kimi incittiğinin farkında değildi. Hemen hahamın yanına giderek ondan af diledi.

Haham onu affetmeyi reddetti.: "Seni affetmek isterdim ama, bunu yapamam," dedi.

Otel odasına yerleşen satış memuru çok huzursuzdu. Hahamın evine giderek odasına kabul edildi. "Rav," diye söze başladı, "Ben zengin bir insan değilim. Ancak üçıüz ruble kadar birikmiş param var. Eğer beni affederseniz bu parayı size bağış olarak vereceğim."

Hahamın cevabı çok kısa oldu: "Hayır."

Satış memurunun sıkıntısı had safhaya ulaşmıştı. Sinagoga giderek teselli bulmaya çalıştı. Sinagogda derdini paylaştığı kişiler ise çok şaşırmışlardı. Ilımlı bildikleri hahamları nasıl olur da bu adamı affetmekte bu kadar direniyorduş Sinagogdakiler adama hahamın büyük oğluyla konuşmasını, babasının şaşırtıcı tutumunu onunla paylaşmasını önerdiler.

Hahamın oğlu olayı dinledi. Babasının inadını pek anlayamıyordu. Satıcının haline acıyarak babası ile konuşacağına söz verdi.

Yahudi yasalarına göre bir oğlun babasını açıkça eleştirmesi uygun değildir. Bu yüzden de babasının odasına giren oğlu, Yahudi yasaları konusunda açtığı genel bir sohbetin ardından konuyu bağışlama ile ilgili yasalara getirdi. Affedilmeyi üç kere talep eden birinin bağışlanması gerektiği bahsi açıldığında da çok huzursuz olan satış memuru konusunu hatırlattı. Brisk hahamı şöyle cevap verdi:

"Ben onu affedemem. Bana hakaret etmedi ki. O benim kim olduğumu bilmiyordu ki. Eğer bilseydi böyle davranmazdı. Bağışlanmak mı istiyor? Gitsin, trende oturan ve kitap okuyan zavallı tanınmamış bir Yahudiden af dilesin."

Rav Heschel şöyle bir sonuca varır: "Hiç kimse başkasına karşı işlenen suçları affedemez. İşte bu yüzden de şu anda hayatta olan hiçbir Yahudinin hayatlarını kaybeden altı milıonun çekmiş olduğu acıları affedebileceği düşünülemez. Yahudi geleneğine göre Tanrının kendisi bile, sadece O'na karşı işlenen suçları affedebilir, diğer insanlara karşı işlenenleri değil." ***