Rav Yahuda der ki: ''Eğer bir adam ev halkını korkutuyorsa, günün birinde bu adam muhakkak şu üç günahı işleyecek (veya bu günahlardan sorumlu olacaktır): zina, kan dökülmesi ve Şabat'ın kutsiyetinin ihlali.''
- Babil Talmud'u, Gittin 6b

Öfkelerini kontrol edemeyen bazı yetişkinler, çocuklarını ve bazen de eşlerini hem sözlü hem de fiziksel olarak taciz ederler. Bu davranışlar zaten yeteri kadar zarar vericidir. Bunun dışında, Talmud'daki bu sözlerin de bize hatırlattığı gibi, bu davranışlar başka kötülüklere de sebep olabilir. Daniel Taub'a göre anne veya babanın fiziksel güçlerine güvenerek yaptıkları hareketler, sadece kısa bir süre için etkilidir. Zira zaman geçtikçe çocuk onlardan daha kuvvetli olacak, çocuğun korku veya saygı hissetmesine sebep olan güç unsuru ortadan kalkmış olacaktır.

Kontrol edilemeyen öfke en az iki şekilde kan dökülmesine sebep olabilir: Çocuğundan çok daha büyük ve kuvvetli olan bir baba, çocuğunu dövebilir ve belki de ölümüne sebep olabilir. Gazetelerde her gün benzer haberlere rastlarız. Her sene yüzlerce çocuk evlerinde ölünceye kadar dövülmektedir. Bunun yanısıra, anne baba öfkesinden korkan bir çocuk, kendi hayatına kıyabilir.

Bir babanın öfkesi ile Şabat'ın kutsiyetinin bozulması arasında ne gibi bir alaka olabilir?

Yahudi yasalarında Şabat günü ile ilgili çok katı kurallar vardır. Örneğin, Tora'ya göre, Şabat gününde ateş yakmak yasaktır. Şabat başlamadan önce yemeğin hazırlanmadığına kızılacağından korkan bir eş veya çocuk, Şabat başladıktan sonra bile, bu korku yüzünden, ateş yakıp yemek pişirmeye yeltenebilir.

Talmud'da Rav Hanina ben Gamliel'le ilgili şu örnek anlatılır: Rav Hanina'nın öfkesinden korkulduğu için, ona bir keresinde kaşer olmayan yemek sunulmuştur. Başka et olmadığını söylemektense bir hizmetçi, korkudan, kaşer olmayan eti pişirip Rav'a sunmuştu. Talmud'un bu öyküyü anlatma şeklinden, öfkeli Rav'dan ziyade, hizmetçiye hak verildiği ortaya çıkmaktadır.

Çocuklarına okulda başarılı olmaları konusunda aşırı baskı uygulayan anne ve babaların çocuklarının kopya çekmelerine sebep olabileceklerini düşünmeleri gerekmektedir. Eve kötü bir not getirmekten korkan bir çocuğun kopya çekmeye yeltenmesi mümkündür. Benzer bir şekilde, çocuklar yaramazlık yaptıklarında aşırı derecede kızan anne ve babaların çocukları, yalan söylemeye başlayabilir. Doğruyu anlattıklarında cezalandırılacaklarını acı tecrübeyle öğrenmiş olan çocukların çoğu yalan söylemeye yönlenirler.

Peki, bir adamın evinde dehşet havası estirmesi ile zina veya iffetsizlik arasında ne gibi bir ilişki olabilir? Yahudi yasalarına göre bir erkeğin adet döneminde ve ondan sonraki yedi gün içinde karısı ile cinsel ilişkiye girmesi yasaklanmıştır. Kocasının öfkesinden çekinen bir kadın ona halen ilişkinin yasak olduğunu söylemekten kaçınabilir. Diğer taraftan, kocası tarafından yıldırılmış ve sevilmediğini hisseden bir kadın, başka bir erkeğin sevgisini arayabilir. Yahudi yasasının zinayı kınamasına rağmen, estirdiği dehşet havası yüzünden bu suça sebep olan kişi, günahın daha büyük payını taşır.

Talmud sadece erkeğin karısına yönelik saldığı korku havasından bahseder. Ancak günümüzde, kadınlar da eşlerinin moralinin bozularak evden uzaklaşmasına sebep olabilir. Sadece sözler bile bir evde dehşet havası estirebilir. Bundan şüphe ediyorsanız, böyle bir evde yetişen insanlarla konuşun.

Eğer çoğu zaman öfkenizi kontrol altında tutamadığınızı hissediyorsanız, bir profesyonelden yardım istemek zorundasınız. Eşinize, çocuklarınıza, ve bu Talmud öğretisinin ortaya koyduğu gibi Allah'a karşı göreviniz, bunu gerektirmektedir. ***