Yazdır

HAYRANLIĞIN GÜCÜ

Kendinizi güneşin o muhteşem mor ve turuncu batımında Büyük Kanyon'un ucunda otururken farz edin. Bir saat kadar donup kaldınız ve yukarıda yıldızların o hayret verici dağılımını gördünüz. Bu hayranlığın içinde değişime uğrayıp, canlandınız.

B'aima "Huşu içinde ol" demektir. Bu deneyim öylesine güçlüdür ki şaşırıp kalırsınız.

Aynı zamanda çok büyük bir zevk alırsınız.

Yıldız kümesine baktığımız zaman güç, güzellik ve uyum görürüz. Her küçük yıldızın aslında üstünde patlamalar olan güneşler olduğunu hatırlarız sonra. Bu büyük gücün altında kendimizi çok anlamsız hissederiz. Kendi zayıflığımızı, küçüklüğümüzü ve ölümlülüğümüzü farkına varırız.

Fakat bu moralimizi bozmaz, tam tersine bize ilham verir. Çünkü biz En Büyükle kaynaşmışızdır. Bu farkındalık, korkunç bir pozitif enerjinin kaynağı olabilir. Bu hayranlığın sırrını bilirseniz ve onu etkili bir şekilde kullanırsanız. Günlük yaşamınızdaki gücünü fark edeceksiniz.

HAYRANLIĞI YAKALAMAK

Hepimizin olağanüstü etkilendiği anlar olmuştur. Bir fırtınaya, hortuma veya çığa tanıklık ettiğimiz zaman veya ünlü bir liderle karşılaştığımız zaman.

Genelde bu tecrübelerden sonra hiç etkilenmeden rutin hayatımıza döneriz. Buradaki en büyük giz, bu koşullardaki enerjiyi yakalamak ve bu enerjiyi faaliyete geçirmektir.

Bunun nasıl yapıldığına bir göz atalım.

Bir dahaki sefere olağanüstü etkileyici bir doğa olayı ya da insanlık başarısı gördüğünüzde hissettiklerinizi ifade edin. Yüksek sesle " Bu çok hayranlık uyandırıcıdır" deyin. İçinizdeki bir ses, sizi ürpertir ve onaylar. O yaşadığınız an artık somutlaşmıştır. Hayatta ilerlemek için bir başlangıç noktanız var.

Bir sonraki adım, tabii ki, kafanızda hayranlık uyandıran deneyimleri anımsamak olmalıdır. Örneğin, trafikte sıkışıp kaldığınız zaman, boş zamanınız olabilir. Kendinizi bu deneyimlere odaklarsınız dünya aniden değişik görünmeye başlar. Artık farklı bir dalga boyu üzerindesiniz. Bu olağan bir trafik karmaşası değil!

GÖRÜŞ AÇISI EDİNMEK

Birisinin size aptal dediğini, trafikte sıkıştığınızı veya işvereninizle atıştığınızı farz edin.

Bu durumda sinirlenebilir, kendinizi aşağılanmış hissedersiniz.

Çare! Yıldızların altında kısa bir yürüyüş yapın. Evrenin büyüklüğünün farkına vardığınız zaman olayları bu görüş açısı içinde değerlendirin. Geri döndüğünüz zaman, enerji toplamış olacaksınız. Olanları unutalım ve kaldığımız yerden devam edelim diyeceksiniz.

Hayranlık bedeninizin sınırlarını aşmasına yardımcı olur. Aniden güzellik ve gücün sonsuzluk boyutları içine girersiniz. Geliştirilmiş bir görüş açısına sahip olursunuz. Olaylar sen ben meselesi olmaktan çıkar. Hepimiz birlik içinde oluruz. Hiddetlenmeye ne gerek var!

Hayranlık bizi kişiliğimizin ötesine taşır. Savaş, trajedi ya da refah ve haz durumlarında insanlar farklılaşır. Birbirlerine daha iyi davranırlar, sıradanlık unutulur.

Bir kızgınlık anınızda kendinizi dışa vurun. Yıldızların altında yürüyün. Bunlar gücünüzü serbest bırakır. Hayranlık içinde olduğunuz zaman sıkıcı ve olağan olamazsınız.

 

SESSİZ HAYRANLIK

Sessiz bir hayranlık ta hayranlık olabilir.

Bir fırtınadan sonra, dışarı baktığınız zaman toprağın üzerindeki örtü gibi kaplayan taze karı ve ağaçlardan sarkan buz saçaklarını görürsünüz. Zaman içinde unutulmaz bir enstantane...

Yaşamın güzelliklerine dalıp gittiğimiz zaman, kendimizi yücelmiş, kendimizden geçmiş, Tanrı'yla ilişkide hissederiz…

Bu sessiz hayranlık duygusu ile sürekli bağlantı halindeyiz. Ormanda bir bahar yürüyüşü, akan bir ırmak, muhteşem bir müzik, gülen bir bebek veya kalbimizin çarpıntısı...

Peki neden bu hayranlığı sürekli bir şekilde hissetmeyiz? Çünkü dünün yeniliği bugünün sıkıcılığı olabilir. Çocukların neden her şeyi heyecan verici, büyüleyici bulduklarına dikkat edin. Ancak çok geçmeden, onlara da insanlar, fikirler, yerler, çok olağan gelir ve hayat sıradan olmaya başlar.

Kim büyümenin insanı pasifleştirdiğini söyleyebilir?

Günlük yaşamınızın size bağışlanmış olduğunu kabul edeceğinize biraz durun ve düşünün. İnsanoğlunu gördüğünüz zaman onun mucizesini takdir edin. Konuşmayı ele alın. Dudak, dişler, dil ve larenksin uyumlu çalışması; beynin bunu algılayıp kas hareketine dönüştürmesi ve her nasılsa farklı dalga boylarında ses çıkması. Ve bütün bunlar ışık hızına yakın bir hızda protonların etrafında dönüp duran elektronlardan başka bir şey değil.

Bir an için hayran olun. Her şeyi alıştığınız doğallık çizgisi içinde değil de aslında olduğu boyutta görün. Bir kere deneyin. Yaşamın etkileyici gücünü hissedeceksiniz.

Hayranlık duyacağınız anları bulmak dünyayı dolaşmaya gerek yok. Onlar her zaman her yerdedir. Gözlerimizi açarsak bizi bulacaklardır. Bir tren, bir okyanus veya bir çiçek gördüğümüz zaman, var olmaktan daha olağan bir şeyin olmadığını anlarsınız. Bir orman tek bir tohumdan filizlenip orman haline gelir. Kafamızı karıştıran ve ürkütücü bir dünyadayız. Sadece dikkat etmemiz gerekiyor.

Yaşam savaşı duygusal ve uyanık olmaktır. Gözleriniz açık olarak yaşamın derinliğinde ısrarla yürüyün. O asla sıkıcı, olağan ya da basit değildir. Daima yaşamın ne olduğu, kim olduğumuzu ve ne yaptığımızı düşünmeliyiz.

Çevrenizdeki her şeyin nasıl olduğunu düşünüp, biraz dikkatinizi verirseniz, tarzınız, aileniz, dostlarınız ve çevreniz ile ilgili farklı bir yaşam tarzı geliştireceğinizi göreceksiniz. Hiçbir zaman sıradan olmazsınız. Her şey zihninizi kurcalar. Yaşamınızın geri kalanı için farklı bir kişi olabilirsiniz.

 

İNSANOĞLU'NUN ASİL BÜYÜK POTANSİYELİ

Bir çita da hayranlık uyandırır, süper bir bilgisayar da...

Ama insanlar hepsinden fazla. Çünkü insanın ruhu vardır. Her insan, Tanrı'nın resmi olarak yaratılmıştır. Kutsal güçlerimiz vardır. Tanrı'yı taklit ederek yücelebiliriz. Her insan aslında olağanüstüdür.

Kral David Tanrı'ya hitaben

"Cennettin güzelliklerine bakarken, Ellerinin yaptığı işi görüyorum.

İnsan nedir ki Sen onu hiç unutmuyorsun?İnsanlık nedir ki Sen onu bu kadar önemsiyorsun?

Sen onu Kendinden sadece bir derece aşağı yarattın." Demiştir

Bir yanardağa duyduğunuz hayranlığı kendiniz için de duyun. Etrafta hala çok fazla enerji var. Sadece bir kere keşfetmeniz gerekiyor. Siz gerçekleşmesini beklediğiniz saklı bir güçsünüz. Asla bu görüşten ayrılmayın.

Gerçek potansiyelinizi görün. Dünyayı yerinden oynatabileceğiniz yeteneklerinizin hayranlığı içinde olun. Yıldızlara ulaşabilir, uzak gezegenlere füzeler gönderebilirsiniz. Dünyayı anlayabilirsiniz.

Kendi küçük görmeyin. Ne olduğunuza değil, ne olabileceğinize bakın. İnsanlığa acı veren sorunları kabullenmek yerine, onları çözüm yoluna gidebilirsiniz. Dünyayı yıkıp, yeniden inşa edebilirsiniz. Bu bizim yaşam kavgamızdır.

Gücünüzü aktif bir şekilde kullanın. Hayati bir probleminiz var veya büyük bir topluluğa bir konuşma yapacaksınız, yıldızların altında yürüyüş yapın. Bu sizi dengede tutar ve doğru görüş açısına yönlendirir. Sinire gerek yok. Fırsatlar dünyası sizi bekliyor. Şimdi gücünüzü arttırmanın tam zamanıdır.

Daima içinizdeki ve insanlardaki hayranlık uyandırıcı gücün farkında olun. İnsanlara ve kendinize dikkatli ve saygılı davranın. 

HAYRANLIK DUYMANIN GERÇEK KAYNAĞI

Hayranlık duymanın en kısa yolu kaynağına inmektir. Bir fırtınanın, çiçeğin, karın ya da müziğin bizde hayranlık uyandırmasının tek nedeni, bunların bize yansıttığı sonsuzluk ve Tanrı dediğimiz mutlak güçtür.

Eğer yaratılış bu kadar hayranlık verici ise Yaradanın ne kadar hayranlık uyandırıcı olduğunu tahmin edin!

Tanrı'nın günlük yaşamınızda size ne yaptığını düşünün. Tanrı'nın bize karşı kişisel müdahalesi hayranlık vericidir. Eğer Tanrı'nın varlığını hissetmiyorsanız gerçekte değilsiniz demektir. Yaşamın gerçeklerinde, olağanlık, sıkıcılık ve rutin bir şey yoktur. Yaşamın her anında bir sonsuzluğu hissediyoruz.

Yaradanın, destek verenin ve denetleyenin Tanrı olduğunu bildiğimiz sürece biz bir adım öndeyiz. Bu bize yeni imkanlar, görüş açısı ve hedefler belirler ve sağlar.

Tanrı kişiseldir. O bizim varlığımızın farkındadır. Bizi önemser. O kendi güzellikleri çerçevesinde bizimle iletişim kurar. Daima yanımızdadır. Evrenin yaratıcısı der ki

" Çocuklarım, sizi seviyorum. Sizi, iyilik ve güzellik vermek için yarattım. Gelin bu dünyayı araştırıp, keşfedelim."

Yaradan sizi seviyor. Uyanın!

Tora, Tanrı'nın çocuklarına verdiği kişisel bir mesajdır. Ona hayran olun ve öyle davranın. Uzaklardan bir haber veya mesaj aldığınızı farz edin. Bu hayranlık uyandırıcıdır. Haberi kimin yolladığını ve ne ifade ettiğinin derinliğini ortaya çıkaracaksınız.

Hepimiz, üstün bir deneyimi arar, yaşamak isteriz. Tanrı'yla özdeşleşme ve onu keşfetmek için yaşarız.

Hayranlık, belirsiz bene karşı Tanrı'nın büyüklüğünü ve gücünü anlamaktır. Arabanız, borcunuz veya tiyatro biletiniz için mi endişe ediyorsunuz? Tanrı'nın varlığı altında bunlar için üzülmek saçmalıktır.

Dua, Tanrı ile konuşma deneyimidir. Bütün dünyayı Yaratan ile konuşuyorsunuz. Gelecek sefere dua ettiğinizde kime konuştuğunuzu bilin.

Yahudilik bilinci ne yaparsanız yapın, bir an durmayı ve bunu niçin yaptığınızı kendinize sormanızı gerektirir. Bir şey yapmaya başlamadan önce kendinizi odaklayın. Bu Tanrı ile olan ilişkilerinizin saygısı içindir. İşe gitmeden evvel, yemekten önce, ya da bahçeyi sulamadan önce. Durun ve Yaradan'a olan saygım ve bağlılığım için deyin.

Bu şekilde başınız gökte ve ayaklarınız toprakta yürümeye devam edin. 

NEDEN HAYRANLIK BİLGELİĞİN BİR PARÇASIDIR?

Hayranlık, uyuşukluğu yok eder ve yeni alışkanlıklara yol açar. Potansiyelinizi ve enerjinizi serbest bırakır.

Sıradanlık bir eğilimdir. Hayranlık bunu yok eder.

Dünyanın gerçeği yeryüzünde hiç bir şeyin sıradan olmadığıdır.

Hayat bize hayranlık üzerine hayranlık verebilecek potansiyele sahiptir, yeter ki siz her anın gücünü hissedin.

Hayran olduğunuz deneyimleri somutlaştırın, böylece bunları yeniden hatırlayabileceksiniz.

Hayranlık, potansiyel gerçekleştirmenin bir sonucudur.

Sizi hayrete düşüren ufak şeyleri araştırın. Yaşamda hayranlık sonsuzdur.

Günlük hayranlıklar bizi Yaradan'a bağlar.

Gerçeği anlamanın gücünü ve zevkini görün. Bilgelikle iç içesiniz demektir.

Yıldızların altında yürüyün. Bu yolunuza devamı sağlayacak.