Yazdır

elestiriyi sevin

Eleştiriyi sever misiniz? Muhtemelen hayır. Çoğu insan eleştiriye onlara yapılmış kişisel bir saldırı olarak görüyor ve bu her türlü savunma mekanizmasını harekete geçiriyor.

Ohev et a tohahot "eleştiriyi sev" anlamına gelir. Kulağa komik mi geliyor? Aslında iş adamları onlara yaptıkları her şeyin yanlış olduğunu söylemeleri için danışmanlara büyük paralar ödüyorlar. Bir öneri kutusu asılıyor - ve kapıcının söyledikleri bile, eğer işi geliştirecekse - yöneticiler tarafından dikkate alınıyor.

Peki aynı yönetici eve geldiğinde ve karısından bir öneri duyduğunda neden sinirleniyor? Sorun daha iyi bir insan olmaya değil de para kazanmaya odaklanmasından ortaya çıkıyor.

Her hata olumsuz sonuçları da beraberinde getirir. O hatanın işlenmesine neden olan kişilik bozukluğunu bulmaya yardımcı olduğu için, eleştiri ileride kaybedileceklerin önüne geçebilir. Dostunuz dişinizin arasında ıspanak olduğunu size söyleyecektir; düşmanınız sırıtıp iyi göründüğünüzü söyleyecektir. Talmud'un da dediği gibi: "Dostun eleştirisi düşmanın öpücüğünden daha iyidir."

BAŞARMAK İÇİN BUNA İHTİYACINIZ VAR

Kusursuz olduğunuzu düşünüyor musunuz? Elbette hayır! Eğer potansiyelinize ulaşmak istiyorsanız yapıcı eleştirilere kulak verin. Hatalarınızdan kurtulmak için yardım isteyin. Bir insan amacına ulaşmaya kendini adadı mı, inanılmaz dozda şikayeti, tacizi ve hakareti de kabul edecektir. Olimpik bir atletin çalıştırıcısından seve seve neler çektiğini düşünün!

Faydalarını gördüğümüz zaman eleştiriyi sevmeye başlarız. Diyelim ki postanede cüzdanınızı unuttunuz ve biri arkanızdan "Hey! Cüzdanını unutmuşsun!" diye seslendi. Eleştiri karşısında kendinizi savunmak yerine, "Teşekkür ederim. Bir daha ki sefere daha dikkatli olurum." dersiniz.

Eleştiriyi kabul etmeyişimizin bir başka nedeni de, hep duygusal olarak hazır olmadığımız zamanlarda geliyor oluşudur. Bizi hazırlıksız yakalar. Öte yandan, eleştiriye açık olduğunuz zaman, daha sakin başa çıkacak konumda olursunuz. Eleştiriyi kendiniz istemeniz de kaynağın daha güvenilir olmasını, sizin de onu daha ciddiye almanızı doğurur. Ve... hazırlıksız yakalandığınızda doğru tepki verebilmek için pratik yapmış olursunuz!

Eleştiri almak için bir kriz durumu beklemeyin. Sorunları, ortaya çıkmadan engelleyin. Evliliğinizin başarılı olmasını istiyorsanız akıl danışın. Sağlıklı çocuklar yetiştirmek istiyorsanız akıl danışın.

En iyi eleştiriyi objektif insanlardan alabiliriz - bizi en iyi tanıyanlardan. Ayda bir, arkadaşlarınıza nasıl gelişebileceğinizi sorun ve her birinden beşer yol isteyin. (Beş yol isteyin, çünkü kolayla başlayacaklardır ve ancak son yolda kanayan yaraya parmak basacaklardır.)

İYİ TEPKİ GÖSTERİN

"Eleştiri" sözünü duyduğumuzda hepimiz olumsuz ve acı verici şeyler hayal ederiz. Eleştirinin vereceği acı, gururun incinmesindendir. Ne olursa olsun, "Ben işe yaramam" fikrini doğurur.

Eleştiri, işe yaramazsınız anlamına gelmez. "İyisiniz, ama daha iyi olabilirsiniz" demektir.

Savunma içgüdünüzü bastırın. Eve gidip düşünene kadar bekleyin. Gelen yorum sizi utandırmış olabilir, ama yorumu yapan kişiden devam etmesini isteyin: "Seni rahatsız eden şeyi bana söyle. Eleştiride doğruluk payı olup olmadığını bilmek istiyorum."

Eleştiriyle başa çıkmanın bir başka yolu, onu kişisellikten uzaklaştırmaktır. Kendinizi fotoğraftan çıkarın ve düşünün: "Böyle bir eleştiriye maruz kalmış birine ne öneride bulunurdum?"

Hatalarımızı öğrenmek bize acı verir, ama hayat boyu aynı hataları tekrarlamak daha acı vericidir. Eleştiri iğne gibidir. Batabilir. Ama acı geçer - ve sonuç size hayat boyu faydalı olur.

Eğer eleştirinin sizi uyandırıp doğru yola sevk etmek olduğunu anlarsanız sizi eleştiren kişiye minnet duyarsınız. "Teşekkür ederim. Bunu açığa çıkarmanı çok değerli" demeyi alışkanlık haline getirin. Bunu zorla söyleyecek olsanız da...

(Gururunuzu düşünmeyin. Eğer eleştiriye yapan bunu sizi küçültmek için yaptıysa siz ondan daha büyüksünüzdür. Ve onun yelkenleri suya düşmüş olur.)

Eleştiriye maruz kaldığınızda:

Kendinizi savunmaya çalışmayın. Hatırlayın, kimse kusursuz değildir!

O anda tepki vermeyin.

Tekrar düşünün - doğru mu? Bunu nasıl anlamış?

Eleştiren kişiye teşekkür edin.

Bir adım daha atın - gelişmenize yardımcı olmasını isteyin.

ELİMİZİ UZATMAK

Eleştirinin değerini takdir ettiğimizde, diğerlerine eleştiride bulunarak yardımcı olmak ihtiyacını da hissederiz. Ruhsal ve duygusal olarak acı çeken birinin fiziksel acı duyan kadar yardıma ihtiyacı vardır.

O halde neden eleştiride bulunmaktan çekiniriz? Çünkü sevilmek isteriz ve eleştirdiğimizde kıracağımızdan korkarız.

Peki bu anlamlı geliyor mu? Asansör boşluğunu fark etmeyen birini gördüğümüzde koşup hatasını düzeltmeye çalışmaz mıyız? Eğer çocuğunuz ilaç içmek istemezse "Onun beni sevmesini istiyorum, bu yüzden ilaç içmesi için ısrar etmeyeceğim" mi dersiniz? (Bol şekerle vermeyi öğrenin.)

Hataların sonuçlarını açıkça gördüğümüzde, yardım etmekle yükümlü hissederiz kendimizi. Tora der ki düzeltme içermeyen sevgi yalandır. Eğer umursuyorsanız yardım etmenin bir yolunu bulursunuz - karşınızdaki yardıma ihtiyacı olduğunun farkında olmasa bile. Vurdumduymaz olmayın. Bir insan acı çekiyorsa, yanlış yapıyorsa, kendini kötü hissediyorsa ya da kendine zarar veriyorsa, orada öylece durmayın. Hatasının pahalıya patlayacağını bilin. İlgilenin. Yardım edin.

Birini ne kadar severseniz, hayatını yanlış yaşadığını görmek size o kadar fazla acı verir. İlgisiz olduğunuzda hataları hoş görmek kolaydır. Bu yüzden ebeveynleriniz - sizi en çok seven insanlar - en fazla eleştiriyi yapanlardır. Sizi sevdikleri için arkalarını dönüp, "Hayatını boşa harcıyor, ama bana ne" diyemezler. Siz kendinizi kötü hissettiğinizde onlar acı çekerler!

Böylece eleştiride bulunma emrinin neden "komşunu sev" emrinden hemen sonra olduğunu anlayabiliyoruz.

ALMAK İSTEDİĞİN GİBİ VER

Eleştiri çok değerli olduğu, yine de çok zarar verebileceği için akıllıca eleştiride bulunmak çok önemlidir. Çünkü eğer eleştiriniz nefrete sebebiyet verecekse, hiçbir şey söylememiş olmak daha iyidir.

Başkalarını düzeltmenin ilk adımı onları sevmektir. Eğer karşınızdaki onu değil de kendinizi düşündüğünüzü hissederse ne dediğinizi dinlemez bile.

Her bir eleştiriye 10 porsiyon sevgi katın. Eleştiriden önce, eleştiri sırasında ve sonrasında hep sevgi verin. Onu umursadığınızı ve onun yanında olduğunuzu hissettirin. Çoğu ebeveyn çocuklarına sevgilerini hissettirmeden eleştirebileceklerini düşünme yanlışına düşüyor.

Eleştiriye maruz kalmanın ne kadar zor olduğunu anlayın ve bu hassasiyeti eleştiriyi şekillendirirken gösterin. Birini eleştirmeden kendinize sorun: "Bu eleştiriye ben maruz kalsaydım nasıl hissederdim? Bana nasıl söylenmesini isterdim?"

AKILLI TESLİMAT

Eleştirinin amacı karşıdaki kişinin hatasını kabul etmesini ve böylece de gelişmesini sağlamaktır. Sizin göreviniz savunma mekanizmasını tetiklemeyi önlemektir.

Şuna benzer bir şey deneyin:

"Biliyor musun, dün saçma bir şey yaptım."

"Ya? Ne yaptın?" diye sorar oda arkadaşınız.

"Yemeğimi bitirdikten sonra bulaşıkları yıkamadım."

"Biliyor musun, aklıma geldi de, dün ben de bulaşığımı yıkamadım. Sanırım ben de temizlemeye başlasam iyi olacak."

Görev tamamlandı, kimsenin duyguları incinmedi. Tabi ki bütün senaryolar aynı değil ve her zaman da amacı gizlemek kolay olmayabilir. Ama yeterince akıllı davranırsanız, aklınızdakini söylemiş, barışı da korumuş olursunuz.

Son olarak yapmanız gereken bunları harekete dökmek. Eğer çocuklar dürüstlüğün güzelliğini ve değerini anlamıyorlarsa, bunun sebebi ailelerinin yeterince dürüst olmayışıdır. Yoksa doğru herkese açıktır. Tartışmasız, sorunsuz. Talmud der ki Moşe öğretilerini uyguladığı için insanları eğitebilmiştir.

KANITLAYIN!

Eleştiri sözcüğünün İbranice karşılığı, tohaha "kanıt" anlamına gelen hohaha kelimesiyle aynıdır.

Komşunuzu değiştirmenin yolu kavga etmek, tartışmak ya ikna etmeye çalışmak değildir. Eleştirmek, taş atmak, ya da karşınızdakinden daha yüksek sesler bağırmak değildir. Amaç içinizi dökmek değildir. Herhangi birini ikna etmenin yolu ona kanıt sunmaktır. Kişinin kendisi yanıldığını görmelidir.

Eliya'nın balıkçıyla olan karşılaşmasına bir göz atalım:

"Tora'yı okur musun?" diye sordu Eliya.

"Hayır" diye cevap verdi balıkçı, "Ben basit bir adamım. Hiçbir yeteneğim yok ve yüksek zekaya sahip değilim."

"Söyle bana" dedi Eliya, "Balık ağını nasıl hazırlarsın?"

"Şey", dedi adam, "Aslında oldukça karmaşık. Önce uygun ipi bulmalıyım, sonra ağı uygun güç ve esneklik dengesini koruyacak şekilde örmeliyim."

"Balıkları nasıl avlıyorsun?" diye sordu Eliya.

"Ha", dedi adam, "onun da birçok karmaşık yönü var - mevsim, saat, balık türü, su derinliği, ısısı ve akıntı hızı."

"Cennete gittiğin zaman", dedi Eliya, "Tora'yı basit bir adam olduğun, yeteneğe ve yüksek zekâya sahip olmadığın için okumadığını söylemeyi mi planlıyorsun? Ama balıkçılıktaki dehan kendi iddianı çürütüyor!"

Tohaha sert değildir. Tam tersi tohaha gözümüzün önündeki gerçeğin güzelliğidir.

"ELEŞTİRİYİ SEVMEK" NEDEN BİR BİLGELİK MALZEMESİDİR?

Hepimiz hayatı dolu dolu yaşamak istiyoruz. Ama insanlar çok özneller. Arkadaşlarınızdan öğüt isteyin.

Eğer gelişmeye açsanız, insanların nasihatlarını duymak için istekli olursunuz - savunmaya geçmeden.

Eleştiri için para ödediğimizde dikkatle dinleriz. Bedava eleştiriyi de takdir edin.

Yapıcı eleştiri, diğer insanların acılarını ve başarılarını umursadığınızı gösterir.

Yaşama savaşı, aklı koruma savaşıdır. Eleştiri hataları daha açık görmemizi sağlar.

"Bilge kişiyi eleştirin - size sevecektir!"

Yahudiler bir bütündür. Bir Yahudi'nin canı yanarsa, tüm Yahudiler bunu hissetmelidir. Başka bir Yahudi'ye yardım etmek, kendinize yardım etmektir.

Talmud der ki Yeruşalayim insanlar birbirlerini düzeltmedikleri için yok edilmiştir.