Yazdır

aile perasasiBir işe yeniden başlamak, bir çok açıdan, o işe yeni başlamaktan çok daha zor olabilir.

Uzun süre çaba harcanılan ve emek sarf edilen bir iş, istenilen şekilde gelişmezse, insan, morali bozuk bir şekilde her şeyi boş vermeyi bile düşünebilir. Ama bu haftanın Peraşa'sı, bize başka bir yol öğretir.Noah'ın zamanında, insanların ahlaksızlığı, bütün dünyanın yok edilmesine neden olmuştu. Kurtulan az sayıdaki kişinin önünde iki seçenek vardı: Ya pes edeceklerdi, ya da yeni gerçeği en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıp, hayatlarını ve dünyayı yeni baştan, yeniden kurucaklardı. Liderleri Noah ve Tanrı tarafından cesaretlendirilen insanlar, cesur bir seçim yaparak yeniden başlamayı ve daha iyi bir dünyayı yeniden kurmayı seçtiler.

Hayatımızda, işlerimiz yolunda gitmezse, bizler de pes etmemeyi öğrenmeli; bunun yerine yeniden başlamanın zorluğunu ve mücadelesini kabul etmeliyiz.

HİKAYE
Hikayemizde, iki kardeş, yeniden başlamak hakkında bir ders öğrenirler.

PARÇALARI TOPARLAMAK
"Hey! İnanamıyorum... sadece tek bir pervaneden sonra bu uçak uçmaya hazır olacak!" diye düşündü Albert heyecanla. Masasının üstünde ihtişamlı bir şekilde duran model uçağına bakarken gözleri parlıyordu. Klasik bir savaş uçağı olan bu model, neredeyse bir ay boyunca Albert'in takıntısı haline gelmişti. Her gün, okuldan sonra, Albert, yüzlerce küçük parçayı yapıştırmak, birleştirmek için ıstırap dolu saatler geçirmişti.Bu şimdiye kadar uğraştığı en zor modeldi ve bir kaç küçük parçayı da yerlerine yerleştirdi mi, artık uçak tamamlanacaktı...
Albert, modellerde kullanılan özel yapıştırıcının tüpünü tam kaldırmıştı ki, çağrıldığını işitti:
"Albert, telefooon!" diye bağırdı kız kardeşi Lisya.
Albert bu telefona cevap verip vermemekte tereddüt etti. Acaba kardeşinden, arayan kimse ondan not almasını mı isteseydi ? En sonunda yerinden kalktı. "Uçak bu kadar bekledi. Bir kaç dakika daha beklese birşey olmaz..."dedi kendi kendine. Odasından çıkarken, küçük erkek kardeşi Yoel'in, tatlı tatlı koridorda gezindiğini gördü. Bir kaç dakika sonra, Albert, telefonu kapatmış, heyecanla o çok sevdiği uçağının başına dönmek için odasına yönelmişti.
Ama odasına girdiğinde, gözlerinin önündeki manzara inanılacak gibi değildi. Daha iki dakika önce masada parıldayarak duran uçak, şimdi yüzlerce parça halinde yerde dağılmış duruyordu !... Parçaların ortasında da küçük Yoel, kanaryayı yemiş kedi gibi etrafına bakınıyordu.
"AAA hayır Olamaaaz!!" diye çığlık attı Albert. Kız kardeşi Lisya, bu patırdının ne olduğunu anlamak için oraya koştu. Albert'i, parçalarına ayrılmış uçağının başında ağlarken buldu. Şimdi, küçük Yoel de ağlıyordu. Lisya, olanları o anda anladı.
"Albert, çok üzgünüm" dedi Lisya onu anlar şekilde, "Bunu nasıl onaracaksın?"
Albert yavaşça başını yukarı kaldırdı: "Onarmayacağım."
"Ama neden?"
Albert omuzlarını silkti, "Şuna bir baksana.Bir aylık emeğim yerlerde parçalanmış halde duruyor. Bunları yeinden birleştirmek inanaılmaz büyük bir iş. Hem bunu yapsam da asla eskisi gibi olmaz. Ayrıca, aptal bir bebeğin yine gelip uçağı darmadağın etmeyeceği ne malum? Unut gitsin, bu model böylelikle bitmiş oldu..."
Lisya sessizdi.Kardeşini hiç bu kadar üzgün ve morali bozuk bir halde görmemişti.Yere oturup bir kaç parçayı birleştirmeye çalıştı. Aniden, Lisya, kardeşinin dizine vurdu ve neşeyle gülerek, "Baksana Albert, belki de haklısın. Demin üstünde çalıştığın modelin işi artık bitti. Ama ya başlamak için sırada bekleyen model?"
Albert ablasına baktı, "Sen neden bahsediyorsun?"
Lisya, kendinden emin bir tavır takındı. "Sana şunu sorayım. Bu modele, daha ilk baaşta başlama sebebin neydi? Yine çok iş yapmayacak mıydın? Yüzlerce küçük parçayı birleştirmek zorunda değil miydin?"
Albert başını salladı. "Tabii ki, ama bu hem zorluktu, hem de eğlence..."
"Kesinlikle! Pekiyi, şimdi de önünde duran senin için yeni bir eğlence ve zorluk değil mi?"
Albert kız kardeşinin söylediklerini düşünerek bir an sessiz kaldı.
"Her şeyin kırılmış olduğunu görmenin zor olduğunu biliyorum." diye devam etti Lisya. "Ama olan olmuş. Şimdi yeniden başlayabileceğini düşün. Nasıl ilk kez başladığında hem eğlenceli hem de zorlu bir işti, şimdi de önündekilere aynı şekilde bakabilirsin.."
Albert, modelin parçalarına şöyle bir göz gezdirip, yeniden nasıl kurabileceğini düşündü. "Belki gerçekten yeniden başlayabilirim." Derin bir nesfes aldı ve içinde yeni bir umudun parladığını hissetti. Eline kırık parçalardan birini aldı, kız kardeşine dönerek, "Tamam. Şimdi eski-yeni modelime baştan başlayacağım. Bu arada, benim de "parçalarımı" toparlamama yardım ettiğin için teşekkür ederim..."

TARTIŞMA SORULARI
3-5 YAŞ.
Soru:
Albert, model uçağının parçalandığını görünce neler hissetti?
Cevap: Pes etmeyi ve uçağı tamir etmemeyi düşündü.
Soru: Lisya ile konuştuğunda neler hissetti?
Cevap: Uçağı yeniden yapmanın da heyecanlı olabileceğini düşündü ve denemeye karar verdi.

6-9 YAŞ
Soru: İşlerimiz ters gittiği zaman, yeniden toparlanabilmenin sırrı sizce nedir?

Cevap: Bu,büyük ölçüde tavır meselesidir. İşlerimiz 'kötü gittiğinde', iki seçeneğimiz vardır: Ya moralimizi bozup, hiç bir şey yapmamak; ya da yeni duruma aktif bir şekilde bakıp, onu nasıl iyi bir şekle sokabileceğimizi düşünmek. İşte bu, Albert'in kız kardeşinden öğrendiği derstir.

Soru: Eğer gerçekten başımıza kötü bir olay gelirse, hiç bir şey olmamış gibi davranıp, yolumuza devam mı etmeliyiz?

Cevap: Tabii ki, bir kişinin hayatında ciddi bir olay olursa, onun verdiği acıyı da yaşamak zorundadır ve kendine iyileşebileceği zamanı tanımalıdır. Ama Tora, bizlere, bir insanın zaman içinde hayatında ilerlemesi gerektiğini ve içinde bulunduğu durumdan en iyi şekilde faydalanmasını söyler.

Soru: Bir şeye yeniden başlamanız gerektiği bir zamanı hatırlıyor musunuz? Neler hissetmiştiniz?

10 YAŞ VE ÜSTÜ
Soru: Lisya, Albert'in görmediği neyi görmüştü?
Cevap: Albert önündekilere odaklanmışken, Lisya, ilerisine bakıp neler olabileceğini görmüştü. Albert, kırık bir model ile bir sürü çabanın boşa gittiğini görüyordu. Kız kardeşi ise daha etraflıca düşünüp, yeni durumun da aslında eğlenceli bir meydan okumaya dönüşebileceğini anlayabilmişti. Bir durumdan en iyi şekilde yararlanmanın anahtarı, değişen gerçeklere ayak uydurabilmek ve var olan durumdan faydalanmaktır.
Soru: Yeni gerçeklere ayak uydurmayı öğrenirken, manevi bir bakış açısı bize nasıl yardımcı olabilir?
Cevap: Manevi bir bakış açısı, dışımızdaki durumlardan çok, içsel tepkilerimize odaklanmamıza yardımcı olur.Tanrı'nın her zaman bizimle beraber olduğunu ve manevi gelişimimize yardımcı olmak için sürekli olayları değiştirdiğini fark edersek, olan her şeyi daha kolaylıkla kabulleniriz ve içinde bulunduğumuz durumda alabileceğimiz en iyi tavrı almaya çalışırız.
Soru: Bir şeye yeniden başlamanız gerektiği bir zamanı hatırlıyor musunuz? Neler hissetmiştiniz?