Dört ElementTu Bişvat ağaçların topraktan su çekmeyi durdurdukları ve yerine özsularından besin yaptıkları zamandır.

Tora'nın birçok yerinde ağaç insana benzetilmektedir.

Ağacın yaşamını sürdürebilmesi için gereken 4 elemente (Toprak, su, hava, ateş (güneş) insanın da ihtiyacı vardır:

Bu elementleri inceleyelim:

TOPRAK

Ağacın toprağa dikkatlice ekilmesi gerekir. Toprak hem ağacın özsuyu emmesini, hem de köklerinin büyümesi için gerekli yeri sağlar. Bu, insan için de geçerlidir. Talmud (Pirke Avot 3:22) şöyle açıklar:

Bilgeliği, yapmış olduğu iyilikleri aşan bir insan; kökleri az ama dalları çok olan bir ağaca benzer. Rüzgar gelip böyle ağaçları kökünden sökebilir. Ancak yaptığı iyilikler bilgeliğinden fazlaysa, dalları az ama kökleri çok olan bir ağaca benzer. En güçlü rüzgarlar bile onu yerinden sökemez.

Kişi dışarda dallarıyla başarılı olabilir ancak kökleri azsa yani geçmişine ve toplumuna yeteri kadar bağlı değilse, zor durumlarda dayanma gücü olmaz. Yalnız olan insan bu güç durumlar karşısında ümidini kaybedip yıkılabilir.

Ancak kişi toplumuna ve geçmişine bağlıysa hiçbir rüzgar onu yerinden kıpırdatamaz.

İnsanın moral ve değerlerin verildiği, aynı zamanda büyüme ve gelişmesini destekleyici bir çevre sağlayan güçlü bir aile temeline ihtiyacı vardır.

Kötülüklerin yaygın olduğu bir çevrede dönebileceğimiz ve tekrar canlılığımızı kazanabileceğimiz emin bir sığınağa "filtreye" gereksinimimiz vardır..

Toplum, hatalarımıza rağmen kabul görüldüğümüz, sevildiğimiz ve desteklendiğimiz bir sığınaktır. (Toprak)

SU

Yağmur suları önce toprak tarafından emilir ve köklerin karmaşık sisteminden geçerek dallar ve yapraklara taşınır. Susuz kalan bir ağaç ölüme mahkumdur.

Moşe'nin Şemot'ta söylediği gibi Tora su ile şu cümlede karşılaştırılır (32:2): "Benim öğretilerim bir yağmur damlası gibi düşebilir ".Tora ve yağmur ikisi de gökyüzünden iner ve hissedilen susuzluğa, kuraklığa rahatlama sağlar. Tanrı'dan aşağı Yahudilere verilen Tora da her nesil tarafından özümsenmiştir. Tora insan ruhuna bir tat ve canlılık verir. Aynı zamanda Tora'ya adanılmış bir yaşam, bilgelik ve iyi davranışlarla gelişecektir.

Susuz bırakılan bir insan öyle kurumuş ve tümüyle yönünü şaşırmış olacaktır ki kendi babasını bile tanıyamayacak bir noktaya gelebilecektir. Aıni şekilde Torasız insan, yönünü şaşırıp Tanrı'yı bile tanıyamayacak duruma düşebilir.

HAVA

Ağacın yaşaması için havaya ihtiyacı vardır. Hava, ağacın solunumu için gerekli olan karbondioksidi ihtiva eder. Dengesiz bir atmosferde ağaç ölebilir.

Tora'da ( Bereşit 2:7 ) şöyle yazılıdır " Tanrı insana hayat nefesini üflemiştir. " Nefesin İbranice karşılığı olan " Neshema " ruh için kullanılan kelime ile aynıdır (Neshama). Bizim manevi hayattaki gücümüz mecazi olarak hava ve solunum yoluyla gelir.

Fiziksel bir maddeyi anlamak için tat, dokunma ve görme duyularımızı kullanırız. ( İşitme de ses dalgalarını algılamakla oluşur )

Ancak koku alma ise duyuların en manevi olanıdır, çünkü en az

" fiziksel maddeyi kapsar ". Talmud ' un söylediği gibi: " Koku ruhun faydalandığı ve bedenin faydalanmadığı şeydir "

Bet - Amikdaş' ta senede bir gün Kipur günü yapılan kurbanın güzel kokusu yükselirdi. Talmud aynı zamanda şunu da demektedir: Maşiah geleceği zaman o " Koklayacak ve muhakeme edecek " bunun anlamı da içinde bulunulan karmaşadan gerçeği belirlemek için kendi manevi hislerini kullanacağıdır.

ATEŞ

Ağacın yaşaması için ateşe * güneş ışığına * ihtiyacı vardır. Ağaç büyümesi için gerekli kimyasal reaksiyon olan fotosentezi yapması için gerekli enerjiyi güneşten alır.

İnsanların da yaşaması için sıcaklığa ihtiyaçları vardır. Bu sıcaklık da kardeşliğin ve toplumun sıcaklığıdır. İnsanlar enerjilerini akranlarından, arkadaş, aile, komşu ve cemiyetlerden alır ve bunu eyleme ve kimliğe ( benlik ) dönüştürür. Yahudilik'te kutlamalar ve törenlerin temeli aile ve topluma dayalıdır. Doğumdan başlar, bar-mitsva, evlilik, eğitim törenlerinden ölüme kadar...

Toplumun gücü ile ilgili bir Talmudik hikaye:

Yaşlı bir adam bir ağaç dikmektedir. Oradan geçen genç sorar: " Ne ekiyorsun?

Yaşlı adam: " Keçiboynuzu ağacı " diye cevap verir.

Genç: "Aptalca bir iş " der. " Keçiboynuzu ağacının meyve vermesi için 70 yıl gerektiğini bilmiyor musun? "

Yaşlı adam: "Biliyorum " der. " Benden öncekilerin benim için ektikleri gibi ben de gelecek nesiller için ekiyorum".

Gerçekten " İnsan tarladaki ağaç gibidir ".

Bu yıl Tu - Bişvat' ta keçiboynuzunu yerken kendinize sorun:

**** Yaşamamız ve korunmamız için gerekli manevi gıdayı alıyor muyuz yoksa ağaçlarımız materializmin gücüne kapılıp sürükleniyor mu?

**** Sıcaklık sağlayıp çevremizi besleyen güçlü bir Yahudi toplumunun bir parçası mıyız, yoksa renksiz donuk bir şehir hayatı içinde kendimizi kaybettik mi?

**** Gelecek nesillere onların hayatları için doğru olan temelleri sağladığımızı bilerek bakıyor muyuz?