Sevivon'un Gizemi

Topaç, her zaman nasıl kazanacağım diye düşündüğümüz sadece bir oyun değil!

Gerçek sırrı, topacın arkasındaki gizemi ve ondan öğrenebileceklerimizi anlamaktır.

Bazı şeyler "topacı hızlı çevirme" kadar basit olsa bile, Yahudilik'te hiçbir şey aslında göründüğü kadar basit değildir.

Makabiler zamanında, Tora öğrenimi yasaklandığından bu yasağa karşı gelenler hapsediliyorlar ve hapiste oldukları sürede, bir araya gelip topaç oynuyorlardı. Vakit geçirme olarak görünen bu oyunun ardında, Yahudiler Tora tartışarak düşmanlarını atlatabiliyorlardı.

Her topacın üzerinde bir İbrani harfin olduğu dört yüzü vardır. Bu harflerin her biri bir kelimenin başlangıcıdır.

Nun - Nes = Mucize kelimesinin baş harfi 
Gimmel - Gadol = Büyük kelimesinin baş harfi 
He - Haya = Oldu kelimesinin baş harfi 
Şin - Şam = Orda kelimesinin baş harfidir.

Bu harfleri birleştirdiğimizde de: " Nes Gadol Aya Şam = Orda büyük mucize oldu " anlamı çıkar.

"Topaç oyunu" bize, bugüne kadar Yahudi ile Tora arasına girmeye çalışanlara karşı bitmeyen meydan okumamızı hatırlatır.

TARİHİN İÇİNDE DÖNME

Bazıları şöyle düşünür: "Hayat bir top gibidir. Etrafında çokça döner ve sonunda düşersin."

Bazıları için hayat, bir oyun, bir şaka, dibi olmayan rasgele seçilmiş bir çukurdur. Ancak bu, Yahudi halkı için öyle değildir. 3000 yıldır tarih içinde dönmekteyiz. Bazıları için de tarih, hayatın anlamsızlığını açıkça gösteren sıkça tekrarlanan felaketlerin olduğu rasgele seçilmiş bir olaylar zinciri olarak görülebilir. Ancak topacın mesajı ise tam tersidir.

Kabala öğretisinde, topacın bir başka boyutu vardır. Dört harf dört farklı imparatorluğu simgelemektedir. Babil, Pers, Yunan ve Roma - Yahudi halkını yok etmek isteyen imparatorluklar. ( Bugün, 2.Bet-Amikdaş'ı yıkıp bizi sürgüne gönderen Romalıların kurbanıyız.)

Bir trajediden diğerine gelişigüzel dönmekte miyiz yoksa tarihimizde olanların hepsinin bir nedeni var mıdır?

Topaç, mesajını felaket zamanlarında göstermektedir: Eğer, tarihimizdeki tüm baş döndürücü olayların hepsinin bir amacı olduğunu bilirsek ve tarihin bizi sürüklediği ne olursa olsun, Yahudi kalmak için mücadele etmeye hazırlanmış olduğumuza inanırsak, o zaman mucizeyi görebilir ve Yahudi milletinin kaderini yönlendiren bir gizli elin varlığının verdiği güveni hissedebiliriz.

MODERN MUCİZE

Makabilerin Yunanlıları yenmesinden beri ilk kez, 50 yıl kadar önce Yahudi milleti kendi topraklarında bağımsızlığı geri istemenin sınırına gelmişti. Birçoğu, bu yeni devletin doğabileceğinden kuşkuluydular. Diğerleri de doğacak olursa bile, kısa zamanda onlardan çok daha büyük bir orduya ve daha iyi silahlara sahip olan Araplar tarafından bozguna uğratılacağına inanıyorlardı. Politik nedenlerden dolayı, Filistin'deki Yahudiler güçlü oldukları imajını geliştirmişlerdir. Propagandaları o kadar inandırıcıydı ki, buna Araplar bile inandı. Ancak gerçek tamamen farklıydı:

Yeni kurulan Yahudi ordusunun askerlerinin çeyreğinde bile silah yoktu. Tüm cephaneliği birkaç bin tüfek, birkaç yüz makineli tüfek ve 3 günlük çarpışma için yetecek kadar cephanelikten ibaretti. Hiçbir çeşit ağır silahları - ağır makineli tüfek, toplar, tanksavarlar, uçaksavar ve zırhlı araçları yoktu. Ve hiçbir hava veya deniz kuvveti yoktu. Hiçbir şey.

Daha sonra, 5 Aralık 1947 'de, her şey daha kötüye gitti. Birleşmiş Milletler Ortadoğu'ya satılan silahlara ambargo koydu. O ana kadar, Araplar gereğinden fazla miktarda 10 milyonlarca dolarlık U.S. silahlarını almış bulunuyorlardı. Ve Yahudilerse ellerindeki çok az miktardaki levazımla kalmışlardı.

Ancak hikayenin geri kalan bölümünü biliyorsunuz.

"İsrael'de, gerçekçi olmak için, mucizelere inanmalısınız."

- David Ben Gurion, İsrael'in ilk Başbakanı

Rabbi Şimon Apisdorf'un "Hanuka -Sekiz Işık Gecesi, Ruhumuz için Sekiz Armağan" kitabından derlenmiş Aish Hatora yazısından tercüme edilmiştir.