sefer tora001İki günlük Şemini Hag Atseret ile son bulan Sukot'un, Yom Tov olmayan günlerine "Hol Amoed - Bayramın Daha Az Kutsal Bölümü" adı verilir.

(Aynı durum Pesah için de geçerlidir.) Sukot boyunca Bet-Amikdaş'taki Mizbeah'a özel sunular getirilirdi. Rabilerimiz, dünyada var olan yetmiş milletin yararına yetmiş tane özel boğa korbanının yapıldığını öğretirler. Sukot'un son günü gibi görünen Şemini Hag Atseret'te ise, tek bir boğa korbanı getirilirdi. Şemini Hag Atseret, Tanrı'nın Bene-Yisrael'e, "uğurlama" niteliğinde vermiş olduğu bir gündür. Bir sonraki bayram olan Pesah'a kadarki uzun zamana girilmeden önce, Bene-Yisrael'in Tanrı önünde mutlulukla kutladığı son bayram budur. Dubno'lu Magid[1], bu son günde, Bene-Yisrael için sunulan bu tek boğanın anlamını açıklamak için şu örneği getirir:

Zengin bir adam uzun bir yolculuğa çıkar. Bu yolculuğu sırasında, evdeki ailesi için birçok hediye satın alır. Eve dönüşünde hediyeleri dağıtmaya başlar. Karısının çocuklarını hediye yağmuruna tutarken, kendi öz çocuklarına birkaç tane ufak hediye verir. Bu hareketi yaparken şu şekilde düşünmektedir: "Üvey çocuklarımı şu anda sadece hediyeler yoluyla mutlu edebilirim. Oysa öz çocuklarım için dönmüş olmam yeterli. Her ne kadar onlara da hediye vermek istiyorsam da, hediyelerin sebep olduğu mutluluk, benim dönüşümün sağladığı sevinci gölgelememeli. Bu sebeple onlara küçük hediyeler vereceğim."

Tanrı, dünya halklarına mutluluk getirmek için büyük miktarda korbanın getirilmesini gerekli görmüştür. Bene-Yisrael için ise, sadece Tanrı'nın kendileriyle birlikte olduğunu bilmek, mutluluk içn yeterliydi. Tanrı uzun bir ara vermeden önce son bir kez bizlerle beraber sevinmek istediğinde, ihtiyacımız olan tek şey, zaten var olan mutluluğu tamamlayıcı tek bir korbandır.

Bu sevinç Diaspora'da, Şemini Hag Atseret'in ikinci gününde kutlanan Simhat Tora'ya da sarkar. Ropshitz'li Rabi Naftali, bir adamın kendisine mutluluk ile ilgili olağanüstü bir ders verdiğini söyler ve şu olayı anlatır:

Bir Simhat Tora günü, Rabi Naftali, gün içindeki kutlamalardan büyük zevk aldığı her halinden belli olan bir adama rastlar. Adamın ağzı şarkı söylemeyi, ayakları da dans etmeyi bir türlü durdurmamaktadır. Adam, Tora'nın yıl içindeki okunuşunun tamamlanması sebebiyle, bu derecede bir sevince gömülmüştür. Adamın hali konusunda Rabi Naftali'yi şaşırtan olay, bu kişinin çok az Tora bilgisine sahip basit bir hamal olduğudur. Rabi Naftali adama seslenir ve kendisine, nasıl olur da böylesine eşsiz bir sevinç duyabildiğini sorar. Acaba geçen yıl içinde bu adam, böylesine sevinecek derecede Tora mı öğrenmiştir? Rabi Naftali, hamalın verdiği cevaptan çok etkilenir. Adam şöyle demiştir: "Rabi; kardeşim eğlenirken ben eğlenmeyecek miyim? Bu mümkün mü?"

Elbette, Simhat Tora'da kendi çaba ve başarılarımız için sevinmemiz en ümit edilen şeydir. Fakat durum bu olamasa bile, kendi kardeşlerimizle beraber, var olan mutluluğu paylaşabilir ve ertesi yılda sevincin aktif bir parçası olmayı ümit edebiliriz. Yine de, Bet-Amikda? Olmadığı ve dolayısıyla sürgünde kabul edildiğimiz için, hiçbir zaman tam bir mutluluğu yakalayamayız.

Mannheim Prensi bir gün Netsiv'e (Rabi Naftali Berlin) şu soruyu sorar: "Her yıl Pesah Sederi'nde çocuklar masada 'Ma Niştana... - Bu gecenin diğer gecelerden farkı ne?' şeklinde bir soru sorarlar. Ama Pesah, Yahudilerin her zamandan farklı şekilde davrandıkları tek bayram değildir. Örneğin Sukot'ta Bene-Yisrael evlerinin rahatını bırakarak, açık havada Suka'ların içinde yaşarlar. Bu durum, çocukların, Sukot'ta da 'Ma Niştana?' sorusunu sormaları için yeterli bir neden değil mi?"

Netsiv bu soruya, Pesah'taki uygulamaların kendilerine has bazı özellikler taşıdıklarını söyleyerek cevap verir. Bir çocuk, normal Yahudi hayatıyla farklılık gösteren yaşam tarzlarını fark eder. Tüm aile aynı masada oturup, serbest insanlara özgü bazı hareketleri, törensel bir şekilde yapmaktadır. Her hareket, bilinçli ve detaylı olarak, belirli bir düzende gerçekleştirilmektedir. Bu durum çocuğun dikkatini çekmektedir. Tarih boyu türlü türlü zorluklar yaşayan Bene-Yisrael, nasıl olur da, sakin ve düzenli, hem de özgürlüklerini afişe eden bir şekilde oturup yemek yiyebilmektedir?

Diğer yandan Sukot'ta, çocuk ailesinin evden çıkarak Suka'ya sığındıklarını görür. Bir Yahudi çocuğu için, bu çok da garip bir manzara değildir. Bene-Yisrael'in diğer milletler tarafından hor görüldüklerini o bile bilmektedir. Tarih boyunca devamlı olarak sürgünde dolaştıklarının, bu sebeple evlerini hiçbir zaman kalıcı evler olarak göremediklerinin, zira herhangi bir zulüm karşısında yine yer değiştirmek zorunda kalacaklarının da farkındadır. Çocuk için evi terk etmek pek de garip değildir. Bu sebeple Sukot'ta "Ma Niştana - Ne Değişti?" diye sormaz.

Önümüzdeki Sukot bayramının, "Ma Niştana" sorusu için çok uygun olması, Tanrı'nın İsteği olsun.

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Magid: Örnekler ve hikayeler yoluyla bir konuyu açıklayan Rab