aile perasasi

Bir kral olsaydınız nasıl davranırdınız? 

Eski zamanlarda, krallar istedikleri her şeyi yapabilirlerdi.

Ama bu haftanın Peraşası'nda, ideal Yahudi bir kraldan ve bu kralın ne kadar ölçülü davranabileceğinden bahsedilir. Çok güçlü olmasına rağmen, Tanrı, ona kendisi için çok fazla hazine ya da zevk kaynağı toplamamasını emrederek sorumlu davranması gerektiğini hatırlatır.

Tanrı, bizden dünyanın güzel nimetlerinden zevk almamızı ama onlara kendimizi kaptırmamamızı ister. Bir kral bile kendini kontrol etmelidir.

HİKAYE

Hikayemizde, bir çocuk, arkadaşına ölçülü olmanın değerini gösterir. 

"DONDURMA KRALI"
Ralfi, kapı çaldığında, en sevdiği koltuğa daha yeni oturmuştu. "Haydi gidelim, doğum günü çocuğu, yola çıkıyoruz. Yanında bir de kaşık getirirsen iyi olur!" diye bağırdı en iyi arkadaşı Mike. 
O gün Ralfi'nin doğum günüydü ve bütün arkadaşları sürpriz yapmış, onu evden çıkartıp Büyük Dondurmacı'ya götürmeye gelmişlerdi. Sürprizleri çok seven Ralfi, sevinç içinde arkadaşlarıyla beraber dışarı çıkmıştı. Büyük Dondurmacı'da 100'den fazla dondurma çeşidi, bir o kadar da kup seçeneği vardı. En büyük kubun adı "Ice Berg"di. O kadar büyüktü ki, garson, bu kubu getirebilmek için özel bir tepsi kullanıyordu. 
Oraya gittiklerinde, dükkan çok kalabalıktı. Çocuklar bir masa buldular ve doğum günü sahibinin eline mönüyü tutuşturdular. Ralfi, arkadaşlarının düşünceli davranışından dolayı çok mutluydu. Heyecanla, 20 sayfalık mönüyü hızla taradı. 
"Haydi Ralfi, sen doğum günü çocuğusun, istediğini seç!" dedi Mike. 
"Evet Ralfi, Haydi bir Ice Berg al!" dedi arkadaşlarından biri... "Hepimiz o Ice Berg'i nasıl batıracağını seyretmek istiyoruz!"
O sırada garson yaklaştı. "Ne istiyorsunuz çocuklar?" diye sordu. 
"İlk önce doğum günü olan arkadaşımız seçecek" dediler çocuklar, hala düşünceli şekilde mönüye bakan Ralfi'yi işaret ederek.
Garson gülümsedi ve " Size Kral boyu Çifte Çikolata soslu Torpedo Kubunu tavsiye edebilirim. Ya da bir Buzlu Okyanıs- suğer Boy Milkshake ?"
Ralfi garsona baktı ve ciddi bir ses tonuyla, "Hayır. Ben bir Ice Berg istiyorum, lütfen!" dedi. Arkadaşları sevinçle onu desteklediler ve sonra kendi, daha küçük siparişlerini verdiler. 
Kısa bir süre sonra garson, kocaman Ice Berg'le geri döndü. Heyecanlı arkadaşlarının gülücükleri arasında, Ralfi, özel dev kaşığını kocaman süt dağına daldırdı ve sonra ağzına götürerek gülümsedi: "Mükemmel, gerçekten mükemmel !" diye fikrini söyledi. 
Ralfi, kaşık kaşık dondurmasından yemeğe devam etti. Meyve nehirleri arasından süt şelalelerine daldı. Ama kısa bir süre sonra, "doğumgünü çocuğu Kral'ın" yavaşlamaya başladığı dikkatleri çekti. 
"Sorun nedir?" diye sordu Mike, "Doydun mu?"
Çocuk arkadaşına meydan okurcasına baktı ve " Hiç de bile! Bu harika dondurmaya asla doymam!" dedi. Ama sesinde, önceki istek ve heyecan pek yoktu. Ancak, bir kaç dakikadan sonra, Ralfi kaşığını masaya koyup, karnını tutmaya başladı. Gözleri durgunlaştı. 
"Hey, Ice Berg'ini bitirmeyecek misin?" diye sordu çocuklardan biri. 
Ralfi sadece başını salladı ve " Şunu önümden çekin ve lütfen beni eve götürün. Galiba hastalanacağım..."
"Ama sen Doğumgünü kralısın, şimdi gidemezsin" diye itiraz etti Mike. "Önümüzde koca bir Pazar günü var. Şimdi güzel bir maça, oradan öğle yemeğine, ardından plaja gitmeyi planlamıştık..."
"Mike," dedi Ralfi biraz gülümsemeyi başararak, "Çok teşekkürler, ama hayır. Günün kralı olabilirim, ama şimdi kendimi gerçek bir joker gibi hissediyorum. Bir dahaki sefere, daha küçük bir dondurma ısmarlayacağım böylece Pazar gününün geri kalanı da eğlenebileceğim..."

TARTIŞMA SORULARI 
3-5 YAŞ 
Soru: Garson, ısmarladığı büyük Ice Berg kubunu getirdiği zaman Ralfi ne hissetti?
Cevap: Mutluydu ve hepsini yerken çok zevk alacağını düşündü. 
Soru: Ralfi'nin hepsini bitirmek istemesi, iyi bir fikir miydi?
Cevap: Hayır. Hasta oldu ve günün geri kalanından da hiç zevk alamadı.

6-9 YAŞ 
Soru:
 En sevdiğiniz yemekten dilediğiniz kadar alabileceğinizi hayal edin. Bu belki kocaman bir kap patlamış mısır ya da paketlerce çikolata olabilir. Sizce hangi lokmanın tadı en güzelidir ? Neden?
Cevap: Çoğunlukla, ilk lokmanızın tadı en güzeldir ve o noktadan sonra tadın güzelliği azalmaya başlar. Aç olduğumuz zaman, tat alma pütürlerimiz alarmdadır. Ama bir süre sonra, doyarız ve yediğimizden zevk almamaya başlarız. Bu noktadan sonra yemeğe devam edersek, çok fazla yemiş oluruz. Bu, midemizin bozulmasına bile sebep olabilir. Bu iyi bir şeyi aşırıya kaçırmamıza örnektir. Gerçekten zevk almak için, kararında almamız, yaptığımız şeyin tamamen kontrolünde olmalıyız. 
Soru: Zaman içinde gücünden bir şey kaybetmeyen, hatta zamanla artan bir zevk biliyor musunuz? 
Cevap: İlgilendiğimiz bir konu hakkında ilginç bir şey öğrenmenin ya da hayatı daha iyi anlamanın zevki bu tür bir zevk olabilir. Ayrıca, başkalarına yardım etmekten ve iyilik yapmaktan aldığımız zevk de hiç bir zaman azalmaz. Bunlar manevi zevklerdir ve fiziksel zevklerden hem daha derin hem de çok daha uzun sürelidir.

10 YAŞ VE ÜSTÜ

Soru: İnsanın dünyada, yakalayabileceği kadar çok fiziksel zevk yakalamasını savunan kişiler vardır: "Ye, iç ve mutlu ol "derler. Bazıları da, bütün maddi zevklerin "günah" olduğunu savunur ve kişinin tamamen kendini bunlardan uzak tutması gerektiğini söyler. Sizce bunlardan hangisi Yahudiliğin yoludur?
Cevap: Hiçbiri! Tanrı, bizim dünyadaki güzelliklerden zevk almamızı ister. Tanrı'nın onları yaratmasının nedeni budur. Ama aynı zamanda, Tanrı, bizim sadece onlar için yaşamamızı istemez, bu zevkleri maneviyatı yakalayabilmek için kullanmamızı ister. Yahudilik, dünyadaki güzelliklerden kararınca zevk almamızı söyler. Görevimiz, fiziksel tarafı da dahil olmak üzere, hayatımızın her bölümünü yükseltmek ve maneviyatını arttırmaktır.
Soru: Sizce hangisi daha yüksek bir seviyedeki istek gücünü gerektirir ve daha manevi bir kararı yansıtır: kararlı ve ölçülü olmak mı, tamamen kısıtlanmak mı?
Cevap: Bir şeyi tamamen kısıtlama, örneğin yemek konusunda bu oruç olabilir, güç ve bir şekilde maneviyatı gerektirir. Bu, bir tarafımızı "kapatmak", dünya ile ilişkimizin bir yönünü yok saymak anlamına gelir. Ancak kararlı ve ölçülü olmak, çok daha yüksek bir güç gerektirir. Çünkü arzularımızın amaçlarıyla ilişkide olurken, sürekli onları uygun şekilde kullanmayı seçeriz. Aşırıya kaçmadan bu şekilde katılmak, bizi "açık" kılar, hayatın zevklerinden haberdar olmamızı ama kendi kendimizi de kontrol etmemizi sağlar. Bu da oldukça yüksek ve manevi bir duygudur.