Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

9 Ağustos

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2008

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

6:55

8:07

-----

Yeruşalayim

6:48

8:00

Tel Aviv

7:10

8:10

8 Av

Tel Aviv

7:03

8:02

İstanbul

7:59

8:39

5768

İstanbul

7:50

8:30

D E V A R İ M

 Hatırlatmalar:

ü Şabat Hazon

ü 10 Ağustos Pazar: Taanit - Tişa Beav

ü 16 Ağustos Şabat: Tu Beav

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Devarim 1:1-3:22)

[www.chabad.org]

 

1 Şevat 2488 tarihinde, ölümünden 37 gün önce, Moşe Bene-Yisrael'i toplar ve Tora'nın tekrarına başlar. Mısır'dan Sinay'a ve Erets-Yisrael'e doğru yaptıkları 40 yıllık yolculuk boyunca meydana gelen olayları ve bu süre içinde verilen kanunları tekrar gözden geçirir. Halkı, başarısızlıkları ve günahları nedeniyle azarlar ve ölümünden sonra, Tanrı'nın onlara ebedi miras olarak verdiği topraklarda Tora'ya bağlı kalmalarını ve Tora'nın buyruklarına uymalarını ister.

Moşe, halka adalet sağlamak ve Tanrı'nın sözlerini öğretmekteki yükünü azaltmaları için atadığı hâkimleri ve yargıçları, Sinay'dan büyük ve korkunç çöl boyunca uzanan yolculuklarını, Erets-Yisrael'e casusların yollanışını, halkın durmaksızın Erets-Yisrael'e burun kıvırmalarını ve bu yüzden Tanrı'nın bütün Çıkış neslini çölde ölüme mahkûm edişini hatırlatır. Onlara "Ve Tanrı, sizin adınıza bana karşı da öfkelenmiş ve ‘Sen de oraya girmeyeceksin' demişti" der.

Moşe yakın geçmişte olmuş bazı olayları da anımsar:  Moav ve Amon uluslarının, ülkelerini Beney-Yisrael'in geçişine kapatmaları, Emori kralları Sihon ve Og'a karşı yapılan savaşlar, Reuven ve Gad kabileleri ile Menaşe kabilesinin yarısının onların topraklarına yerleşmesi. Moşe Halkı, Ülke'ye götürecek ve bu amaç için yapılacak savaşları yönetecek olan halefi Yeoşua'ya şu mesajı verir: "[Yerel halktan] korkma, çünkü senin Tanrın senin için onlarla savaşacaktır".

 

DEVAR TORA

["Legacy" / Rabi Naftali Reich - www.torah.org]

 

Diş ve Tırnak

 

Moşe artık ömrünün son günlerini yaşadığını biliyordu. Yarden Nehri'nin kıyılarındaki Moav ovalarında sadece bir adım ötede duran Erets-Yisrael'in manevi çekimini hissetmişti, ama o kutsal toprağa hiçbir zaman ayak basamayacağının bilincindeydi. Bu nedenle, tüm Yahudileri çağırdı ve onları, liderleri konumunda olmayacağı bir geleceğe hazırladı.

Moşe Mısır'dan Çıkış zamanından, Erets-Yisrael'in kıyısına varana kadar geçen sürede yer alan karmaşık olayları gözden geçirirken, ağıt nitelikli bir inleme salıverdi: "Eha? Nasıl?" dedi. "Buna nasıl dayanabilirim?"

Otoritelere göre, Moşe geçmişteki sorunları tekrar gözden geçirirken, geleceği önceden hissetmiştir. Zihninde, olaylar serisinin mantıksal sonuçlarını izlemiş ve böylece yaklaşık bin sene sonra Yeruşalayim'de gerçekleşecek olan Bet-Amikdaş'ın yıkılışını öngörmüştür. Yahudilerin Tanrı'dan uzaklaşmalarını ve bunun sonucunda vatanlarından sürgüne gitmelerini önceden algılamıştır. İşte Moşe bu nedenle, acı ve hüzün içinde "Eha" sözcüğünü telaffuz etmiştir. Eha sözcüğü, aynı zamanda, Peygamber Yirmeyau'nun Bet-Amikdaş'ın yıkılışı ve sürgüne dair ağıtlarını içeren Eha adlı kitaba adını veren, kitabın ilk sözcüğüdür. Bu nedenle, bazı cemaatlerde bu pasuk, Eha kitabının okunuşu sırasında kullanılan acılı melodi ile okunur.

Moşe, geçmişte ve o anda meydana gelenler üzerine yaptığı tarama sırasında, kendisini ileride büyük bir felaketin geleceğine ikna eden ne görmüştür de bu iniltiyi dile getirmiştir? Moşe Yahudilerle Yaradan arasındaki ilişkide gerçekleşecek olan kopukluğu nasıl fark etmiştir?

Otoriteler, çekişmenin temel bir inanç eksikliğinden kaynaklandığını ileri sürerler. Eğer kişide Tanrı'ya karşı derin bir inanç varsa, hiçbir şeyin Tanrı'nın onayı olmadan gerçekleşmeyeceğini kavrar. Bu nedenle, eğer başka bir insan yüzünden sıkıntı yaşıyorsa, bunun aslında kendisine Tanrı tarafından gönderilmiş bir sınav olduğunu anlar. Böyle birinin ilk tepkisi kendi benliğine bakıp iç dünyasındaki kuralları değiştirmek olur. İkinci adımı ise, Tanrı'nın kendisinden yapmasını isteyeceği gibi, durumu sakince, ahlâklı ve şerefli bir şekilde ele almaktır.

Ancak kişide inanç eksikliği varsa, yaşadığı sıkıntının arkasında Tanrı'nın parmağının var olduğuna inanmaz. Aksine, kendi kaderini sadece kendisinin kontrol ettiğini sanır. Bu nedenle, kendisine yönelik bir kabahat sezdiği zaman, uzlaşma ve ahlâklı davranışın güzellikleri için ne sabrı, ne de zamanı vardır. Kendi hakları için dişleri ve tırnakları ile mücadele etmeye hazırdır.

Moşe Yahudilerin mücadeleci ve isyankâr yönlerini gördüğü zaman, onların inançlarının zayıflamış olduğunu fark etmiştir. Bu kusurların, sonunda ne yazık ki çatlaklara yol açacağını ve onlarla Tanrı arasında bir uçurum yaratacağını anlamıştır. Gerçekten de felakete giden yol bu olmuştur.

Genç bir asker meşhur bir general tarafından komuta edilen bir birlikte görevlendirilmişti. Asker generalin birliğinde olmaktan büyük heyecan duyuyordu ama birliğin çavuşu ile büyük bir çatışmaya girmişti. Çavuş ona bir emir verdiği zaman, durmadan tartışıyor ve kendini o işten kurtarmak için yollar arıyordu. Asker anında itaat etmediği zaman da, general öfkeleniyor ve onu cezalandırıyordu.

Her şey giderek daha kötü oldu ve bir gün asker öfke içinde çavuşa vurdu. Sonunda asker tutuklandı ve mahkemeye çıkarıldı. Davayı bizzat general yönetiyordu:

"Genç adam, bana karşı aşırı itaatsizlikle suçlanıyorsun."

"Ah, hayır efendim. Yanılıyor olmalısınız. Ben size sadece hayranım ve size saygı duyuyorum. Benim sorunlarım çavuşla."

"Korkarım ki, yanılan sensin. Çavuşa birliğin komutasını veren kimdi sence? O emri veren bendim. Seni onun birliğinde görevlendiren kimdi sanıyorsun? O da bendim. Eğer şikâyetlerini bana aktarsaydın, seni dinlerdim. Ama görevlendirdiğim kişiye vurursan bu bana karşı itaatsizliktir."

Gerçek hayatta çok çekişmeli bir dünyada yaşıyoruz. Etrafımızdaki herkes kendi hakları ve ayrıcalıkları ile ilgileniyor ve onları korumak için savaşmaya hazır. Bu da gergin hayat şartları yaratıyor, çünkü bizler sürekli olarak komşularımız ve ortaklarımızla, sigorta şirketiyle, telefon şirketiyle, hatta köşedeki bakkalla bile tartıştığımızı görüyoruz. Kazandığımız zaman bile, duygusal olarak bitkin kalıp yıprandığımızı fark ediyoruz. Ama kendi iç benliğimize büyük bir inançla ulaşabilsek, modern hayattaki değişikliklerin aslında Tanrı ile aramızdaki ilişkideki bir sınav olduğunu anlayabilir ve tepkimizi manevi düzede gelişim gösterme çabasıyla veririz. Bunu yaptığımız takdirde endişe ve gerginlik yerine, barış ve huzurun zevkine ulaşacağımızdan emin olabiliriz.

 

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in gözüyle verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

 

Evimde artık işime yaramayan, fazla yer kaplayan çok sayıda elbisem ve oyuncağım var. Onları öylesine çöpe atmak sanki utanılacak bir şeymiş gibi görünüyor. Yapılacak en doğru şey nedir?

DEVAR TORA

[Rabi Eli Mansour - www.dailyhalacha.com]

 

Talmud bize, Bet-Amikdaş'ın yıkılma nedenlerinden bir tanesinin Peygamberler kitabındaki şu sözlerde ifade edildiğini aktarır: "Ülke neden kaybedildi? Çünkü Benim Toram'ı terk ettiler". Talmud "Benim Toram'ı terk ettiler?" sözlerinin ne anlama geldiğini sorar. Ve cevabı şöyle verir: Sorun Tora'yı öğrenmemeleri değildi. Tora öğreniyorlardı. Ama problem Tora öğrenmeden önce söylenen berahaları söylememeleriydi. Bahsedilen, her sabah "Elokay Neşama" duası içinde söylediğimiz Tora berahasıdır: "Aşer Bahar Banu Mikol Aamim..." Böylece Talmud sürgünün sebebini bu şekilde açıklamaktadır: Tora öğreniyorlardı, ama beraha söylemiyorlardı.

Talmud'un verdiği bu sebep ilginçtir. Nitekim Hahamlar şu soruyu sorarlar. Talmud'un başka yerlerinde I. Bet-Amikdaş'ın yıkılışının nedeni olarak, halk içinde üç büyük günahın, putperestlik, cinayet ve ahlaksızlığın yaygın oluşu verilmektedir. Talmud'da verilen bu farklı sebepler nasıl bağdaştırılabilir? Bet-Amikdaş bu üç büyük günah nedeniyle mi, Tora öğrenmeden önce beraha söylememeleri nedeniyle mi yıkılmıştır?

Bunun yanı sıra, Talmud'da Tora öğreniminin kişiyi günahtan koruduğu yazılıdır. Ayrıca bazı görüşlere göre, bu korumanın öğrenme sona erdikten sonra bile devam ettiği söylenir. Tora "kişiyi korur ve kurtarır." O halde o nesil Tora'yı öğreniyor idiyse, bu üç büyük günahı nasıl işlemiş olabilir? Tora'nın onları koruması gerekirdi. Tora'nın Yetser Ara'yı (kötü eğilimi) zayıflatması gerekirdi. Hem Tora'yı öğrenip, hem de günah işlemek birbiriyle çelişmektedir!

Bunun açıklaması Tora'yı NASIL öğrendiklerinde gizlidir. O dönemin insanları Tora'yı herhangi bir bilim dalıymış gibi öğreniyorlardı. Amaç entelektüel bilgi almaktan ibaretti. Zihinlerini çalıştırmak için öğreniyorlardı. Tora çok ilginçtir. Tora oldukça karmaşıktır. Talmud öğrenirseniz sürekli olarak soruların cevapların, tezlerin, çürütmelerin olduğu oldukça heyecan verici bir metinle karşılaşırsınız. Bu öğrenim çok heyecanlıdır. Ama aynı zamanda bunun bir mitsva olduğunu, Tanrı'nın Sözü olduğunu göz ardı ederseniz o zaman, bunun Tora'yı dünyevileştireceğini unutmamalısınız. Tora öğrenmeden önce beraha söylememelerinin anlamı işte budur. Tora onlar için matematik gibiydi. Bizler fen öğrenmeye veya edebiyat okumaya koyulduğumuz zaman herhangi bir beraha söylemeyiz. Onlar da herhangi bir bilim dalıymış gibi öğrendikleri Tora'yı öğrenmeden önce özel bir beraha söylemenin gereksiz olduğunu düşünüyorlardı. Ama Tora'yı Tanrı'nın Sözü olarak öğrenmedikleri için Tora'nın koruması altında değildiler.

O halde Bet-Amikdaş'ın yıkılışı bu hataların birbirini kovalaması nedeniyle meydana gelmiştir. Başta Tora öğreniminden önce beraha söylememişler, Tora'yı alelade bir dal olarak gördükleri için onun korumasından yoksun kalmışlar ve bu da onları üç büyük günahı işlemekten alıkoymamıştır.

Tişa Beav arifesindeyken bu dersi iyi öğrenmemiz gerekmektedir. Önceki nesillerin bu hatasını ortadan kaldırmalıyız. Sadece Tora'yı öğrenmemiz yeterli değildir; aynı zamanda bunu saflık ve kutsiyet içinde yapmamız gerekir. Bunun bir mitsva olduğunu ve ona yakışır bir saygı ile davranmamız gerektiğini akılda tutmamız gerekir. Belki de bu, uzun yıllar süren sürgünün sonunun başlangıcı için atacağımız en etkili adım olacaktır.

 

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

Birçok düşünceli insan başkalarına yararlı olabilecek şeyleri atma isteksizliğinizi paylaşmaktadır. Bazı ilham dolu gönüllülerin girişimi sayesinde sizin ve onların sorununa bir çözüm getirilmiştir.

Dünyadaki birçok Yahudi cemaatinde söz ettiğiniz şeyleri kabul eden ve onları ekonomik durumları kuvvetli olmayan ailelere veren hayır kurumları vardır. Bu işi gönüllüler yapar ve onurlarını korumak için alıcılardan ufak bir miktar para alınır ve yeni giysiler almak için harcayacakları minik bir servet kurtarılmış olur.

Kendi bölgenizde istemediğiniz eşyaları bağışlayabileceğiniz yerleri araştırın. Ama gönüllüleri de göz önünde bulundurmanız gerektiğini aklınızda tutun. Yani bunları alacak olan kişilerden, onlar için uygun olmayan zamanlarda, Şabat'tan ve bayramlardan önce gelip eşyalarınızı almalarını veya onları kendilerine bırakmayı önermeyin.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Sefer Yalkut Yosef]

 

Tişa Beav Kuralları

 

1.      Mişna, 9 Av (Tişa Beav) tarihinde neden oruç tuttuğumuzu açıklarken, tarihteki şu olayları nakleder: [a] Casusların Erets-Yisrael hakkında olumsuz rapor vermesiyle halkın Tanrı'ya inançsızlık göstermesinin ardından, Tanrı o neslin çölde öleceği,  Erets-Yisrael'e ancak bir sonraki neslin ve ancak 38.5 yıl sonra girebileceği hükmünü verdi (MÖ 1311). Çöldeki kırk yıl boyunca, her yıl Tişa Beav'da 15.000'den fazla kişi ölmüştür. [b] Babil Başkumandanı Nevuzaradan I. Bet-Amikdaş'ı ateşe verdi (MÖ 586). [c] Romalılar II. Bet-Amikdaş'ı yıktılar (MS 68). [d] Bet-Amikdaş ve Yeruşalayim'in büyük bölümü, Roma kolonisi olmak üzere dümdüz edildi. Ayakta kalan az sayıda yapı arasında, Batı Duvarı da vardı. [e] Şimon Bar Koziba'nın (Bar Kohba) komutasında savunulan, son bağımsız Yahudi şehri Betar, Romalılar karşısında düştü (MS 135).

2.      Sadece yemek ve içmenin yasak olduğu diğer oruçlardan farklı olarak, Tişa Beav'da Kipur'daki kurallar yürürlüktedir. Buna göre Tişa Beav'da, [a] yemek-içmek, [b] yıkanmak, [c] vücuda ferahlatıcı şeyler sürmek, [d] deri ayakkabı giymek ve [e] eşlerarası ilişkide bulunmak da yasaktır.

3.      Küçükler, yaşlılar, hastalar, doğumdan sonraki ilk otuz gün içinde olan kadınlar, Tişa Beav'da oruç tutmaktan muaftırlar. Ancak yemeklerini herkesin görmeyeceği şekilde yerler. (Oruç tutsalar bile, ağız çalkalamama vb. kurallardan muaftırlar).

4.      Tişa Beav'da ağza su alınmaz, dişler fırçalanmaz. Hasta olmayıp oruç tutan ancak devamlı ilaç alması gereken kişiler, bunu susuz ya da bir yanağı doldurmayacak kadar suyla yaparlar. Bir kişi sağlık durumu nedeniyle oruç tutup tutmayacağı konusunda kendi kararını kendisi vermemelidir. Bunun için bir Haham'a ve Tanrı korkusuna sahip bir doktora başvurmalıdır.

5.      Her ne kadar normal oruç günlerinde sigara içilebilirse de, Tişa Beav'da (ve elbette ateş yakmanın yasak olduğu Kipur'da) bu yasaktır. Ancak çok ihtiyaç duyuluyorsa Tişa Beav öğleden sonra ve kimsenin görmeyeceği bir şekilde içilebilir. Genel olarak sigara içmek Alaha'ya göre kesin yasak değilse de, "Canınızı fazlasıyla koruyacaksınız" (Devarim 4:15) emrine göre hiç yapılmaması daha uygun bir şeydir. Sigara sağlığa zararlıdır...

6.      Yıkanma yasağı, kirin giderilmesi durumunu içermez. Sabah Netilat Yadayim yapıldığı zaman eller sadece parmakların başlangıcından itibaren ıslatılabilir. Yüz yıkanamaz. Gözler parmaklarda kalan nemle silinir. Birhot Aşahar'da (sabah duaları) "Şeasa Li Kol Tsorki" berahası söylenmez.

7.      Deri ve kösele ayakkabılar oruç çıkışına kadar giyilemez [sentetik deri ayakkabılar da giyilmemelidir]. Ancak bez, lastik vb. ayakkabılar giyilebilir. Deri kemerde ya da başka bir deri giyside sorun yoktur.

8.      Tişa Beav'da Tora öğrenmek yasaktır. Zira bu zevk sınıfına girer. Bu yasağa Teilim gibi kitapları okumak da dâhildir. Bir kişi Teilim'i bir hafta ya da bir ay içinde bitireceği şekilde her gün belirli bir kısmı okuyorsa bile, Tişa Beav'da bunu yapamaz. O güne ait parçayı önceden okur ya da ertesi gün tamamlar. Tora öğrenimi sınıfına girebilecek, ama yine de yasak olmayan tek şey Bet-Amikdaş'ın yıkılışına dair bölümlerin, örneğin Eha, Yirmeyau'nun uyarılarını okumaktır. Ayrıca İyov adlı kişinin çektiği dertleri konu eden İyov kitabı da okunabilir.

9.      Günün ciddiyeti sebebiyle selamlaşmak uygun değildir. Zira "Şalom" sözcüğü "Şalem - Bütün" kelimesiyle ilişkilidir; oysa Tişa Beav gibi son derece ağır bir yas gününde Bet-Amikdaş'ın eksikliği için ağıt yakarken bütünlükten bahsetmek yerinde değildir. Ancak verilen selama karşılık verilebilir. Günün ciddiyetini bozacak her türlü işten ve davranıştan kaçınılmalıdır. Tişa Beav'da çalışmamak daha uygundur.

10.  Tişa Beav'da yas ifadesi olarak yerde ya da alçak bir taburede oturulmalıdır. Ancak öğleden sonra bu şart değildir.

11.  Sabah Tefila'da Talit giyilmez ve Tefilin takılmaz. Bu, Minha'da yapılır.

12.  Tişa Beav'daki tüm amidalarda "Şomea Tefila" berahası içinde "Anenu" parçası okunur. Tişa Beav Minha amidasında ayrıca "Bone Yeruşalayim" berahası içinde "Nahem" sözcüğüyle bağlayan bir parça eklenir. Bunlar unutulursa geri dönülmez, en sonda "Ose Şalom" cümlesinden önce okunur. Orada da okunmamışsa Hazan'ın tekrarı sırasında dikkatle dinlenir.

13.  Bu yıl Tişa Beav, 10 Ağustos Pazar günüdür.

14.  Bu yıl Tişa Beav, Şabat çıkışına rastladığı için bazı konularda dikkatli davranmak gerekmektedir. Öğleden sonra, Minha duası için sinagoga gelinir ve ardından "Seuda Mafseket - Oruç Öncesi Kesme Yemeği" için eve dönülür. Normal şartlarda Seuda Mafseket'te sadece tek çeşit pişmiş yemek yemek gerekmesine karşın, bu yıl Şabat olduğu için böyle bir kısıtlama yoktur ve istenen her şey yenebilir [et ve şarap konusundaki yasağın Şabat günü geçerli olmadığını söylemeye de gerek yoktur]. Şabat günü yenecek öğünler, Seuda Mafseket'in de belirli bir saate kadar bitirilmesi gerektiği düşünülerek ayarlanmalı, diğer yemeklerde hafif yiyecekler tercih edilerek, asıl kuvvetli öğün oruçtan önce yenmelidir. Havanın sıcaklığı göz önünde bulundurularak, su ihtiyacı gün boyu sık aralıklarla su içilerek giderilmelidir. Seuda Mafseket bittikten sonra, başka hiçbir şey yapılmaz, oturulup Şabat'ın bitmesi beklenir. Şabat sona erdikten sonra "Baruh Amavdil Ben Kodeş Lehol - Kutsal İle Sıradanı Ayıran Mübarektir" sözleri söylenir ve Şabat giysileri, normal haftalık giysilerle değiştirilir. Bu giysiler tertemiz olmamalı, daha önce en az yarım saat giyilmiş olmalıdır. Günün kurallarına uygun olarak deri olmayan ayakkabılar giyilir ve Arvit duası için sinagoga gidilir [artık Şabat bittiği için, yukarıdaki sözleri söylemiş olmak kaydıyla, arabaya binmekte ya da başka bir iş yapmakta sorun yoktur]. Eha kitabının okunmasından önce bir mum yakılarak "Bore Meore Aeş - Ateşin Işığını Yaratan" berahası söylenir.

15.  Oruç öncesinde kaça kadar yemek yenebileceği ve orucun bitiş saatini öğrenmek için yakınınızdaki bir Haham'a başvurunuz.

16.  Bet-Amikdaş'ın yıkılışı 9 Av tarihinde başlamış olmasına rağmen, binanın çoğunluğu ertesi gün yıkılmıştır. Bu nedenle, Tişa Beav'ın ertesi günü öğleden sonraya kadar, et yenmemeli ve şarap içilmemelidir.

 

Haftanın Sözü

[Rabi Yeoşua ben Levi / Talmud - Sanedrin 43b]

 

Kişinin günahlarını itiraf etmesi, Tanrı'yı onurlandırmaktır.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 538 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.