Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

21 Temmuz

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2007

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

7:09

8:24

-----

Yeruşalayim

7:05

8:19

Tel Aviv

7:24

8:27

13 Av

Tel Aviv

7:20

8:22

İstanbul

8:18

8:58

5767

İstanbul

8:12

8:52

D E V A R İ M

 Hatırlatmalar:

·         24 Temmuz Salı: Taanit - Tişa Beav

·         30 Temmuz Pazartesi: Tu Beav

 

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özetİ (Devarim 1:1 - 3:22)

[www.ohr.org.il]

 

Bu peraşa, Tora'nın Beş kitabının sonuncusunun başlangıcıdır. Devarim kitabı aynı zamanda "Mişne Tora - Tora'nın Tekrarlanışı" olarak da bilinir. Bu kitap Moşe'nin, hayatının son beş haftasında, Yarden [Ürdün] Nehri'ni geçerek Erets-Yisrael'e girmeye hazırlanan Bene-Yisrael'e söylediklerini kaydeder. Moşe mitsvaları tekrar gözden geçirerek, halkın yeni ülkelerine girince başlayacağı yeni yaşam tarzını vurgular: Moşe'nin rehberliğindeki doğaüstü çöl yaşantısından, Yeoşua'nın yönetiminde, Erets-Yisrael'de, bildiğimiz yerleşik normal yaşam düzenine geçeceklerdir.

Bu hafta, peraşanın merkezi teması, casusların (Meragelim) işledikleri günahtır. Peraşa, Moşe'nin, çölde ölen bir önceki neslin günahlarına gönderme yapmasıyla başlar. Moşe casusları Erets-Yisrael'e göndermemiş olsalar ne olacağını halka açıklar. Böyle olsaydı, Tanrı, tüm ülkeyi, Akdeniz'den Fırat Nehri'ne kadar, Amon, Moav ve Edom'un toprakları da dâhil olmak üzere, hem de hiçbir çarpışmaya gerek kalmadan Bene-Yisrael'e verecekti. Moşe daha sonra, casusların günahının dolaylı olarak sebep olduğu diğer günahları açıklar ve konuyu özetler: Tüm nesil çölde ölecek ve Moşe, Erets-Yisrael'e giremeyecektir.

Moşe daha sonra, halka, Tanrı'nın kararını duydukları andaki ilk tepkilerinin, günahı affettirme amacıyla "gidip savaşma isteği" şeklinde gerçekleştiğini hatırlatır. Moşe onlara, artık düşmanlarını mucizevi bir şekilde yenme haklarını kaybettikleri gerekçesiyle gitmemelerini öğütlemiş, ancak onu dinlemeyen topluluk, toplu bir katliama maruz kalmıştır.

Moşe devam eder: Bene-Yisrael'e, Esav (Edom), Moav ve Amon milletleriyle savaşmaması emredilmiştir - zira bu topraklar o dönem için Erets-Yisrael'in parçası olarak öngörülmemişti. Kenaan'ın fethi Sihon ve Og savaşlarıyla başladığında ise, savaş doğal yollarla gerçekleşecekti.

DEVAR TORA

[Rabi Berel Wein - www.torah.org]

 

Boş Bir Mesele Değil

 

Tora'nın son kitabı içerik ve ifade açısından, diğer kitaplardan farklıdır. Kitabın büyük bir kısmı Moşe'nin son söylevini içerir. Bu söylev tarih ile peygamberliğin bir bileşimidir. Moşe Bene-Yisrael için, özellikle Mısır'da köleliği ve kurtuluşu deneyimlememiş yeni nesil için, her şeyi yeniden gözden geçirir. Kendi kişisel hayatlarını ve Erets-Yisrael'i fethetme ve bu bağlamda başlattıkları seferberliği öğrenmeleri için, olayları anlatmak gereklidir. Ancak Moşe konuşmasında sadece bu nesille değil, Yahudi tarihçesinin uzun geçidine bir göz atarak, aynı zamanda bize de hitap etmektedir.

Moşe, Erets-Yisrael'de yerleşmenin getireceği zorluklar konusunda Yahudileri uyarır. Yerel kültürü benimsemenin, Ortadoğu'nun bir parçası haline gelmenin Yahudilere huzur, güven ve manevi kazanç getireceği fikrini reddeder. Yisrael'in, kendine, politik açıdan akla uygun gelen ve göze hoş görünen yeni garip tanrılar bulmak için Tora'nın yolundan sapacağını hisseder. Buna bağlı olarak, Yisrael'in, Tora'yı ve onun kutsal değer sistemini geri çevireceği için, o topraklarda sonsuza dek ulusal bir kimlik olarak hayatta kalamayacağını doğru bir şekilde öngörür.

Moşe'nin sözlerinde ve ifadesinde, sürgün, dağılma ve Yahudilerin göçebe olarak dolaşmaları neredeyse önceden bilinen birer sonuç niteliğindedir. Moşe'nin uyarıları Yisrael Krallığı'nın, I. Bet-Amikdaş zamanındaki Yeuda Krallığı'nın ve II. Bet-Amikdaş zamanındaki Yahudi Devleti'nin yıkılışını engelleyememiştir. Öngörülen felaketler tam olarak onun öngördüğü şekilde cereyan etmiştir.

Ama Moşe yine de Yahudi milletinden vazgeçmeye hazır değildir. Ve görünen o ki, buna Tanrı da hazır değildir. Sonunda, Yahudilerin aklı başına gelecek ve onlara o kadar kötü bir şekilde hizmet eden yabancı ideolojileri ve kültürleri terk edeceklerdir. Yisrael baskı altında, terkedilmiş ve büyük zorluklar içinde olduğu zaman, Moşe "son günleri" ve bir geri dönüş sürecinin başlayacağını fark eder. Erets-Yisrael'e, Yisrael'in Tanrısı'na ve O'nun Torasına, kendi görüşüne, değerlerine ve kaderine bir geri dönüş yaşanacaktır.

Bu geri dönüşün ani mi, yoksa zaman içinde, nesiller boyunca, tedrici olarak mı yaşanacağı açıkça belli değildir. Fakat Moşe, bu geri dönüşün kesin olacağını garantiler. Devarim kitabından alınacak olan bütün ders şudur: Yahudi tarihinin bu şekli, Yisrael ve bütün dünya için Tanrı'nın arzusudur.

Bu konunun önemi, özellikle bizim neslimiz ve yaşadığımız dönem için anlamı açısından, Devarim'in sözlerine odaklanmamız ve onları dikkatlice dinlememiz gerekir. Yahudi tarihinin ve geri dönüşün süreci, Moşe'nin Devarim'de dediği gibi, "Boş bir mesele değildir." Tora bizim bugünkü durumumuz hakkında yorum yapmaktadır. Önümüzdeki haftalarda sinagogda Devarim kitabının peraşaları okunduğu zaman, sözlerine ve mesajlarına kulak vermemiz yerinde olacaktır.

 

DEVAR TORA

[Rabi David Zauderer - Torah From Dixie]

 

Yas Tutmak

 

Önümüzdeki Salı günü, Yahudiler için çok hüzünlü bir gündür. Bu gün Tişa BeAv olarak bilinir. O gün oruç tutmak ve genellikle çok yakın bir akraba ölmüş gibi yas tutmak bir gelenektir. Yahudilerin, bir zamanlar, Tanrı'nın İlahî Varlığını deneyimleyebildikleri bir yerleri vardı. Bu yer kutsal şehir Yeruşalayim'deki Bet-Amikdaş'tı. Yahudiler yılda üç kere Tanrı'nın yeryüzündeki mekânını gözleri ile görebilmek için Yeruşalayim'e hacca gelirlerdi. Orada Tanrı'ya dua ederler ve birbirlerine kenetlenirlerdi. Sonra beraberlerinde, gelecek sene bir daha Bet-Amikdaş'ı ziyaret edene kadar yetecek derecede yüksek bir maneviyatla evlerine dönerlerdi. Bu herhalde muhteşem bir deneyim olmalıydı, ama maalesef M.S. 68 yılında Romalılar Bet-Amikdaş'ı yıkıp atalarımızı dünyanın dört bir tarafında sürünce, bütün bunlar elimizden alındı. Şimdi bu güzel yerden tek arta kalan şey bir duvardır: Bet-Amikdaş'ın dış avlusunun batı duvarı olan Ağlama Duvarı.

Bir zamanlar neye sahip olduğumuzu ve daha sonra neyi kaybettiğimizi evlerimizde hissetmek için Tişa BeAv'da, yaklaşık beş yüz sene önce I. Bet-Amikdaş'ın yıkılışına şahit olan peygamber Yirmeyau'nun yazmış olduğu Eha (ağıt) kitabını okuruz.

Eha kitabının son iki pasuğunda, (5:21-22) Yirmeyau Tanrı'ya haykırır: "Ey Tanrı, bizi geri döndür ve biz geri döneceğiz. Bir zamanlar yaptığın gibi yaşantımızı yenile. Çünkü eğer bizi tamamen reddetiysen, bize olan gazabın çok büyük demektir."

19. yüzyılın sonlarında, Volojin Yeşivasının meşhur müdürü Netsiv bu iki pasuğun akışını şu şekilde açıklar: Bir adamın ona isyan eden bir hizmetkârı vardır. Efendisi öfke içinde ona vurur ve zindana atar. Bu iki cezanın ağırlığı, bu efendinin gelecekte bu asi hizmetkârla ne yapacağına bağlıdır. Eğer hizmetkârdan kurtulmayı düşünüyorsa, ona çok fazla vurmamak için kendini frenleyecektir, çünkü hizmetkâr başka birine satılacağı için, onu fazla berelemek akıllıca değildir. Efendisi hizmetkâra sadece isyan anında vuracak, sonra da onu, uzun bir süre, biri onu satın almayı isteyene kadar zindana atacaktır.

Diğer taraftan, eğer efendisi hizmetkârını tutmaya niyetli ise, onun isyankâr mizacına rağmen, hizmetinden hoşnutsa, o zaman efendinin alacağı ceza önlemleri tam tersine olacaktır. Hizmetkâr çok kısa bir süre için zindana atılacak, ama ciddi bir şekilde cezalandırılacak ve vurulacaktır. Böylece gelecekte bu şekilde davranmamayı öğrenecektir. O halde, efendinin vurma şiddetine göre, onun hizmetkârını emri altında tutma niyetlerini anlayabiliriz.

Yirmeyau, Tanrı'ya şöyle demişti: "Bizi hâlâ seviyor ve hiçbir zaman reddetmemek üzere, Senin halkın olarak istiyor olmalısın. Çünkü eğer niyetin bizden kurtulmaksa, o zaman neden bize bu kadar öfkelendin? Bize verdiğin acının büyüklüğünden, hâlâ bizi istediğin apaçık ortada. O halde, Ey Efendimiz, bizi Sana geri getir, gerçekten Sana geri döneceğiz!"

Bizler sadece sevdiğimiz insanları kırarız. Eğer çocuklarımızı yeteri kadar seversek onlara, biraz acı da olsa, yanlış ile doğruyu ayırt etmeyi öğretiriz. Çocuklarımız hak ettikleri zaman, ebeveynlerinin tek bir söz söylemeden görmezden gelmeleri yerine, onları sertçe azarlamalarını tercih ederler.

Tora bize, yasaklanmış meyveden almasına Hava'yı ikna eden yılanın, bedeninin üstünde sürünmeye ve toprağın tozunu yemeye mahkûm olduğunu anlatır. Hahamlarımız buna şöyle bir açıklama getirirler: Yılanın yiyeceği her zaman mevcut olacaktı.

Büyük Hasidik Haham Pşisha'lı Rabi Simha Bunim, yılan için topraktan gelecek yiyeceğin, hiç aramasına gerek kalmadan, her zaman onun için mevcut olmasının ne biçim bir lânet olduğunu sorgular. Keşke hepimiz bu kadar şanslı olsaydık! Yiyeceği için hiç çabalamasına gerek yoktur! İstediği anda önündeki toprakta mevcuttur! Bu ne biçim bir lanettir? Cevap olarak, Tanrı'nın yılana şunları söylediğini anlatır: "İşte hayatta kalmak için ihtiyacın olan yiyeceği ve her şeyi al; benimle konuşma ve benden bir daha hiçbir şey isteme! Artık seninle hiçbir diyalog istemiyorum!" İşte bu, en büyük bedduadır.

Bazen Tanrı bize vurur ve biz bunu sevmeyiz. Ama Yirmeyau peygamberin sözlerini hatırlamalıyız. Ve Gökler'deki Babamız'ın çocukları olarak, hiçbir cevap duymamaktansa, cevabın "hayır" olmasını tercih etmemiz gerekir.

Tişa BeAv'ın, senenin en üzücü günü olmak yerine, Maşiah'ın gelmesi ile en mutlu bayram olarak kutlanacağı dönemi görmeye layık olalım. Bunun hemen ve günümüzde gerçekleşmesi için dua edelim. Amen!

 

DEVAR TORA

[Rabi Avraam Twersky - Living Each Day]

 

İnanç ve Huzur

 

"Şu [aşamada] kırk yıldır Tanrın Aşem seninle; [hiç] eksiğin olmadı" (Devarim 2:7).

Bu pasuk göründüğü şekilden farklı bir şekilde de anlaşılabilir. Eğer bir insan Tanrı'nın onunla beraber olduğunu ve Tanrı sayesinde güvende olduğunu öğrenirse, hiçbir şeyden mahrum kalmaz, çünkü Tanrı'nın onun ihtiyaçlarını sağlayacağını bilir. Sadece kendine güvenen kişi, her zaman muhtaçtır. Anlatıldığına göre, mültimilyoner J. Paul Getty'e bir keresinde şu soru sorulur: "Ne kadarı yeterlidir?" Getty şöyle cevap verir: "Birazcık daha."

Bunun tersi de aynı şekilde doğrudur. Pasuğu ters okuyalım: "[hiç] eksiğin olmadı; ... Tanrın Aşem seninle".Elindekilerle yetinen ve hiçbir şeyinin eksik olmadığını hisseden kişi, Tanrı ile gerçekten bağlantı kurmak amacı ile gerekli iç huzuruna sahip olduğu için, Tanrı'ya yaklaşabilir. Sürekli bir şeylerden mahrum olduğunu düşünen kişinin ise, Tanrı ile yakın bir bağlantı kurmak için, ne zamanı, ne de iç huzuru vardır. Tanrı'ya duyulan inanç ve kişinin kendi kaderinden mutluluk duyması karşılıklı olarak teşvik edicidir; kişiyi huzura ve derin inanca yükselten bir döngü ile sonuçlanır.

 

Her GÜn YAPILAN MİTSVALAR

[www.pirchei.com]

 

Keduşa

 

Keduşa, Tanrı'nın İsmi'nin "Kutsal" olduğunu vurguladığımız bir metindir. Amida'nın tekrarı sırasında halkın "Kadoş, Kadoş, Kadoş" sözlerini söylediği kısımdır bu.

Keduşa sadece minyanın olduğu bir ortamda söylenebilir ve bir kişi de Keduşa'yı minyanla birlikte söylemelidir; onlardan önce ya da sonra değil. "Kadoş, Kadoş..." ve "Baruh Kevod Aşem..." sözlerini söyledikleri zaman herkes ayakta durmalı ve ayaklarını birleştirmeli, parmakları üstünde biraz yükselmelidir. Böylece Keduşa sırasında herkes kanatlarını çırpan birer melek gibidir. O anda biri dua ediyorsa ve kendisi Amida'nın ortasında değilse, okuduğu duayı kesmeli ve halkla birlikte bu sözleri söylemelidir. Eğer Amida'nın ortasındaysa, okuduğuna ara vermeli, halkı dinlemeli, ama onlarla birlikte söylememelidir.

 

TİŞA BEAV KURALLARI

[Sefer Yalkut Yosef]

 

1.      Mişna, 9 Av (Tişa Beav) tarihinde neden oruç tuttuğumuzu açıklarken, tarihteki şu olayları nakleder: [a] Casusların Erets-Yisrael hakkında olumsuz rapor vermesiyle halkın Tanrı'ya inançsızlık göstermesinin ardından, Tanrı o neslin çölde öleceği,  Erets-Yisrael'e ancak bir sonraki neslin ve ancak 38.5 yıl sonra girebileceği hükmünü verdi (MÖ 1311). Çöldeki kırk yıl boyunca, her yıl Tişa Beav'da 15.000'den fazla kişi ölmüştür. [b] Babil Başkumandanı Nevuzaradan I. Bet-Amikdaş'ı ateşe verdi (MÖ 586). [c] Romalılar II. Bet-Amikdaş'ı yıktılar (MS 68). [d] Bet-Amikdaş ve Yeruşalayim'in büyük bölümü, Roma kolonisi olmak üzere dümdüz edildi. Ayakta kalan az sayıda yapı arasında, Batı Duvarı da vardı. [e] Şimon Bar Koziba'nın (Bar Kohba) komutasında savunulan, son bağımsız Yahudi şehri Betar, Romalılar karşısında düştü (MS 135).

2.      Sadece yemek ve içmenin yasak olduğu diğer oruçlardan farklı olarak, Tişa Beav'da Kipur'daki kurallar yürürlüktedir. Buna göre Tişa Beav'da, [a] yemek-içmek, [b] yıkanmak, [c] vücuda ferahlatıcı şeyler sürmek, [d] deri ayakkabı giymek ve [e] eşlerarası ilişkide bulunmak da yasaktır.

3.      Küçükler, yaşlılar, hastalar, doğumdan sonraki ilk otuz gün içinde olan kadınlar, Tişa Beav'da oruç tutmaktan muaftırlar. Ancak yemeklerini herkesin görmeyeceği şekilde yerler. (Oruç tutsalar bile, ağız çalkalamama vb. kurallardan muaftırlar).

4.      Tişa Beav'da ağza su alınmaz, dişler fırçalanmaz. Hasta olmayıp oruç tutan ancak devamlı ilaç alması gereken kişiler, bunu susuz ya da bir yanağı doldurmayacak kadar suyla yaparlar. Bir kişi sağlık durumu nedeniyle oruç tutup tutmayacağı konusunda kendi kararını kendisi vermemelidir. Bunun için bir Haham'a ve Tanrı korkusuna sahip bir doktora başvurmalıdır.

5.      Her ne kadar normal oruç günlerinde sigara içilebilirse de, Tişa Beav'da (ve elbette ateş yakmanın yasak olduğu Kipur'da) bu yasaktır. Ancak çok ihtiyaç duyuluyorsa Tişa Beav öğleden sonra ve kimsenin görmeyeceği bir şekilde içilebilir. Genel olarak sigara içmek Alaha'ya göre kesin yasak değilse de, "Canınızı fazlasıyla koruyacaksınız" (Devarim 4:15) emrine göre hiç yapılmaması daha uygun bir şeydir. Sigara sağlığa zararlıdır...

6.      Yıkanma yasağı, kirin giderilmesi durumunu içermez. Sabah Netilat Yadayim yapıldığı zaman eller sadece parmakların başlangıcından itibaren ıslatılabilir. Yüz yıkanamaz. Gözler parmaklarda kalan nemle silinir. Birhot Aşahar'da (sabah duaları) "Şeasa Li Kol Tsorki" berahası söylenmez.

7.      Deri ve kösele ayakkabılar oruç çıkışına kadar giyilemez [sentetik deri ayakkabılar da giyilmemelidir]. Ancak bez, lastik vb. ayakkabılar giyilebilir. Deri kemerde ya da başka bir deri giyside sorun yoktur.

8.      Tişa Beav'da Tora çalışmak yasaktır. Zira bu zevk sınıfına girer. Bu yasağa Teilim gibi kitapları okumak da dâhildir. Bir kişi Teilim'i bir hafta ya da bir ay içinde bitireceği şekilde her gün belirli bir kısmı okuyorsa bile, Tişa Beav'da bunu yapamaz. O güne ait parçayı önceden okur ya da ertesi gün tamamlar. Tora öğrenimi sınıfına girebilecek, ama yine de yasak olmayan tek şey Bet-Amikdaş'ın yıkılışına dair bölümlerin, örneğin Eha, Yirmeyau'nun uyarılarını okumaktır. Ayrıca İyov adlı kişinin çektiği dertleri konu eden İyov kitabı da okunabilir.

9.      Günün ciddiyeti sebebiyle selamlaşmak uygun değildir. Zira "Şalom" sözcüğü "Şalem - Bütün" kelimesiyle ilişkilidir; oysa Tişa Beav gibi son derece ağır bir yas gününde Bet-Amikdaş'ın eksikliği için ağıt yakarken bütünlükten bahsetmek yerinde değildir. Ancak verilen selama karşılık verilebilir. Günün ciddiyetini bozacak her türlü işten ve davranıştan kaçınılmalıdır. Tişa Beav'da çalışmamak daha uygundur.

10.  Tişa Beav'da yas ifadesi olarak yerde ya da alçak bir taburede oturulmalıdır. Ancak öğleden sonra bu şart değildir.

11.  Sabah Tefila'da Talit giyilmez ve Tefilin takılmaz. Bu, Minha'da yapılır.

12.  Tişa Beav'daki tüm amidalarda "Şomea Tefila" berahası içinde "Anenu" parçası okunur. Tişa Beav Minha amidasında ayrıca "Bone Yeruşalayim" berahası içinde "Nahem" sözcüğüyle bağlayan bir parça eklenir. Bunlar unutulursa geri dönülmez, en sonda "Ose Şalom" cümlesinden önce okunur. Orada da okunmamışsa Hazan'ın tekrarı sırasında dikkatle dinlenir.

13.  Bu yıl Tişa Beav, 24 Temmuz Salı günüdür. Pazartesi günü öğleden sonra, Minha duası için sinagoga gelinir ve ardından "Seuda Mafseket - Oruç Öncesi Kesme Yemeği" için eve dönülür. Seuda Mafseket'te sadece tek çeşit pişmiş yemek yenir. Yaygın gelenek bu öğünde mercimek yemektir. Daha sonra Arvit duası için tekrar sinagoga gidilir.

14.  Oruç öncesinde kaça kadar yemek yenebileceği ve orucun bitiş saatini öğrenmek için yakınınızdaki bir Haham'a başvurunuz.

15.  Bet-Amikdaş'ın yıkılışı 9 Av tarihinde başlamış olmasına rağmen, binanın çoğunluğu ertesi gün yıkılmıştır. Bu nedenle, Tişa Beav'ın ertesi günü öğleden sonraya kadar, et yenmemeli ve şarap içilmemelidir.

HaftanIn Sözü

[Talmud - Taanit 11a]

 

Cemaat sıkıntı içindeyken bir kişi "Evime gidip, rahatça yiyip içeyim" diyemez.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kâğıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.