Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

       26 Haziran

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2010

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

7:14

8:31

-----

Yeruşalayim

7:14

8:31

Tel Aviv

7:29

8:33

14 Tamuz

Tel Aviv

7:29

8:33

İstanbul

8:27

9:07

5770

İstanbul

8:27

9:07

B A L A K

Hatırlatmalar

ü 29 Haziran Salı: Taanit - Şiva Asar BeTamuz

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bamidbar 22:1-24:9)

[www.chabad.org]

 

Moav kralı Balak, Bene-Yisrael'e lanet okuması için peygamber Bilam'ı çağırır. Yolda, Tanrı ona engel olması için bir melek gönderir. Meleği gören eşek ters davranışta bulununca, durumun farkında olmayan Bilam tarafından dövülür. Bilam ancak eşeğin dilinin mucizevi şekilde açılması sonucunda meleği fark eder.

Balak'a ulaşan Bilam, üç kez, üç farklı seyir noktasından Bene-Yisrael'e lanet okumaya çalışır; fakat her seferinde, lanet yerine ağzından berahalar çıkar. Balam, ayrıca tarihin sonu ve Maşiah'ın gelişi hakkında da kehanetlerde bulunur.

Halk, Moav kızlarının çekiciliklerinin tuzağına ve Baal Peor adlı puta tapma hatasına düşerler. Tanrı halk içine bir salgın gönderir. Yüksek rütbeli Yahudi, Midyanlı bir prensesi alenen çadırının içine alınca, Koen Gadol Aaron'un torunu olan Pinehas, her ikisini de öldürür ve salgın son bulur.

DEVAR TORA

["Kol Hakollel" / Rabi Şelomo Jarcaig - www.torah.org]

 

Arabayı Atın Önüne Koymak

 

Moav kralı Balak, yabancı peygamber Bilam'ın Bene-Yisrael'i lanetlemekte başarısız olmasının ardından, Bilam'ın son tavsiyesini dinler ve Moavlı kızların Yahudi erkeklerini baştan çıkarmalarını sağlar. Bu tuzağa düşenler yabancı kızlarla günah işledikten sonra Moav putuna tapmaya kadar ileri giderler. Şitim adlı yerde gerçekleşen bu olayda ahlaksızlık batağına sürüklenenler, Moav ilahı Baal Peor'a da bağlanır. Yisrael'e karşı Tanrı'nın öfkesi alevlenir (Bamidbar 25:1-3). Raşi'nin açıklamasına göre, Baal Peor'a yönelik ibadet, kişinin bu put önünde büyük tuvalet ihtiyacını gidermesi şeklinde yapılmaktaydı. Dünyada aklı başında birçok tapınma şekli varken, Moaviler ahlaksızlık tuzağına çektikleri Yahudi gençlerini daha da batağa sürüklemek için neden bu garip ibadet şeklini seçmişlerdir? Ve bu adi ve kaba nitelikli tapınma, nasıl olup da bu kadar kısa bir süre içinde "Yisrael'in ona bağlanacağı" derecede etkili olabilmiştir?

Talmud (Sanedrin 64a) bir Yahudi olan Savta ben Elas adlı kişinin öyküsünü Bu kişi eşeğini yabancı bir kadının hizmetine verir ve onunla ilerler. Peor tapınağına gelindiğinde kadın içeri girip çıkana kadar beklemesini ister. Kadın işini bitirdikten sonra bu kez Savta ona, içeri girip çıkana kadar beklemesini söyler. Kadın ona "Ama sen Yahudi değil misin?" diye sorunca "Bunun senin için ne önemi var?" diyerek içeri girer, ihtiyacını giderdikten sonra kendisini de putun burnuyla temizler. Peor'daki rahipler bu kadar yaratıcı ve benzeri görülmemiş bir şekilde puta hizmet ettiği için onu överler!

Öğrencilerini Avrupa'daki Soykırım'ın küllerinden Yeruşalayim'e götüren, Mir Yeşivası'nın başkanı Rabi Hayim Shmuelewitz'e göre, bu tuhaf putperest tapınma şeklinin altında yatan ideoloji, puta tapanların bu putu aşağılamasını öngörmekteydi. Bu ideolojiye göre, dünyada hiçbir şey, hatta kendi ilahları bile, saygıya layık değildir. Başka bir deyişle burada kural ve normların getirdiği düzenlemelere yönelik mutlak bir başkaldırı söz konusudur. Bunun artında yatan mantık, "biz kimseye ve hiçbir kurala tabi değiliz; her zaman her yerde ve her durumda istediğimiz şekilde hareket ederiz" mantığıdır. Yahudilerin bu tipteki bir putperest felsefeyi kucaklaması, Moav kızlarıyla girdikleri ahlaksız münasebetlerin sonrasında çok daha kolay olmuştur; zira bir kişi, normal şartlarda kendi kararlarını belirli bir düzene sokması beklenen kurallara aykırı davranmayı seçtiğinde, bu davranışını haklı çıkarma çabasında kullanacağı en basit argüman, o kuralların zaten hiçbir değeri olmadığını öne sürmektir. Bu nedenle, Günaha katılan Yahudilerin, bu tipteki bir putperestliğe bağlanmaları ve bu ahlaki göreceliği geçerli bir yaşam felsefesi olarak kabul etmeleri, ahlaksız davranışa bulaşmalarının "sonrasında" gerçekleşmiştir.

Doğru olmayan davranışlarımız için felsefi mazeretlere sığındığımız zamanlarda, çoğu zaman bunun sebebi, davranış şeklimizin bağlı olduğu felsefeye gerçekten inanıyor olmamız değildir. Asıl sebep, söz konusu yanlış davranışlardan sağlamayı amaçladığımız yararı - ki bu yarar manevi, duygusal ya da maddi olabilir - meşru kılma çabası içine girme ihtiyacını hissetmemizdir. Moavlı kızlarla günah işleyenlerin önünde, düştükleri bu durum karşısında seçebilecekleri iki seçenek vardı: Günah işlediklerini kabul etmek ya da kuralların zaten hiçbir anlam ifade etmediğini öne sürerek günah diye bir şeyin var olmadığını öne sürmek. Onlar ikinci seçeneği seçerek, bunu özellikle göstermek üzere, yukarıda "kuralsızlık" felsefesini vurgulayan Peor ibadetine "bağlanmışlardır".

Dünyada, etrafımızda asil görünen çok sayıda amaç ve dava mevcuttur. Ama kendimizi bunların peşine takılmış halde bulup, bir yandan da geleneklerimizle ve daha fazlasıyla çelişkiye düştüğümüzü fark ettiğimiz zaman tepkimiz nasıldır? Acaba hatamızı kabul edip geri adım mı atıyoruz, yoksa kendi verdiğimiz kararın ve yaptığımız seçimin mutlak doğru olduğuna körü körüne inanmaya devam ederek, avazının çıktığı kadar bağırıp çağıran vicdanımızı susturma amacıyla Tanrı'nın kurallarını eğip bükmeye mi başlıyoruz? Ya da... yoksa O'nu hayatımızın belirli bazı alanlarına uydurma gayretlerinden bile vaz mı geçtik?

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in bakış açısıyla verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

 

Geçenlerde üst kattaki komşumun gece geç saatlerde jimnastik aletiyle çıkardığı sesten rahatsız olduğumu dile getirince, bunun karşılığında sabahın erken saatlerinde çamaşır makinemin onu rahatsız ettiği cevabını aldım. Bu iyi kalpli komşumla yakın bir ilişki sürdürmeyi arzu ettiğim için, yapılacak en doğru şeyin ne olduğunu öğrenmek istiyorum.

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

Yedinci Kitap: ZERAİM / TOHUMLAR

40. Şemita ve Yovel

 

H. Avoda - İbadet

 

"Sekizinci kitapta Kutsal Mekân'ın inşası ve düzenli toplumsal korbanlarla ilgili emirleri ele alacağım. Bu kitaba ‘İbadet Kitabı' adını verdim."

 

41. Bet A-Behira - Seçilmiş Ev (Bet Amikdaş)

 

Tanrı adına bir "ev" [yani bir Mabet] inşa etmemiz emredilmiştir. Pasukta söylendiği gibi: "Benim Adıma bir Kutsal Mekân yapsınlar" (Şemot 25:8). Kral David'in zamanından itibaren, bu Mabet'i Yeruşalayim'deki Moriya Dağı'ndan başka bir yerde inşa etmek yasaktır. Pasukta söylendiği gibi: "Ve David şöyle dedi: Tanrı'nın Evi budur" (Divre Ayamim I 22:1) ve "İkamet yerim ebediyen burasıdır" (Teilim 132:14). Bet-Amikdaş ve Yeruşalayim şehri, Kral Şelomo tarafından mukaddes kılınmıştı. Buraları, Bet-Amikdaş yıkıldıktan sonra bile kutsal niteliklerini korumaktadır. Buraya herhangi bir eklemeyi yalnızca bir kral, bir peygamber ve bir Sanedrin yapabilir. Bet-Amikdaş'a saygı göstermemiz emredilmiştir. Pasukta söylendiği gibi: "Kutsal Mekânım'a hürmet edin" (Vayikra 19:30 ve 26:2).

Bet-Amikdaş, büyük bir avlu (azara) içinde, üç kısma ayrılan bir saraydan (ehal) oluşur. Bu üç kısım, salon (ulam), kutsal (Kodeş) ve kutsalların kutsalıdır (Kodeş Akodaşim). Avlu ile ona bitişik olan kadınlar avlusu (ezrat naşim), dışarıdan büyük bir çitle (hel) çevrilidir. Ulam'ın önündeki avluda büyük sunak (mizbeah) ve yıkanma havuzu (kiyor / yam) bulunur. Mizbeahın, demir değmemiş kusursuz taş bloklardan yapılması gerekir. Pasukta söylendiği gibi: "Benim adıma bir taş Mizbeah yapacağın zaman, [taşları, demir aletlerle] keserek şekillendirme. Kılıcını onun üzerinde sallamanla, [kutsiyetini] ihlal etmiş olursun" (Şemot 20:21) ve "Tanrın'ın mizbeahını bütün taşlarla inşa edeceksin" (Devarim 27:6). Mizbeaha çıkış, basamaklarla değil, bir rampa ile olmalıdır. Pasukta söylendiği gibi: "Mizbeahıma basamaklarla çıkma" (Şemot 20:23). Kodeş'in içinde, üzerinde tütsü yakma amaçlı küçük bir mizbeah, bir şamdan (menora) ve özel ekmeklerin yerleştirileceği bir masa (şulhan) vardır. Bunlar ve bunlarla ilgili bütün aletler madeni olmalıydı. Bet-Amikdaş'ın veya mizbeahın herhangi bir parçasına zarar vermek yasaktır. Pasukta söylendiği gibi: "[Putperestlerin] sunaklarını tahrip edin... Tanrınız'a bu şekilde yapmayın" (Devarim 12:3-4).

Erets-Yisrael, ibadet konusunda dünyanın diğer yerlerine göre daha kutsaldır. Bu, Omer-korbanının, Şavuot'ta iki ekmek ile yapılan özel sununun (şete alehem) ve turfandaların (bikurim) sadece bu ülkeye ait ürünlerden getirilmesiyle ifade bulur. Erets-Yisrael'in içinde, surlarla çevrili şehirler diğer yerlere göre daha kutsaldır. Bunun ifadesi, tsaraat hastalarının böyle şehirlerin dışına çıkma zorunluluğudur. Yeruşalayim diğer şehirlerden daha da kutsaldır. Bunun ifadesi, ölmüş birinin burada 24 saatten fazla bekletilememesi; bu şehirde tahıl yetiştirilmemesi, ocaklara ve çöp yığınlarına izin verilmemesi, evlerin kiraya verilememesi ve satılan bir evin Yovel yılında sahibine geri dönmesidir (emlaka bağlı kurallar Yovel kanunlarının geçerli olduğu dönemler içindir). Ayrıca maaser şeni ve düşük kutsiyete sahip korbanların etleri ancak bu şehir sınırları içinde yenebilir. Bet-Amikdaş'ın yeri olan Ar Abayit (tapınak tepesi) Yeruşalayim'in diğer yerlerine göre daha da kutsaldır. Belli başlı bedensel akıntılar (zav / zava) nedeniyle tame olanlar bu bölgeye giremez. Hel bölgesi daha da kutsaldır, ölüyle temastan dolayı tame olanlar buraya giremez. Kadınlar avlusu daha kutsaldır; tame olup arınma amacıyla mikveye dalmış bir kişi, güneş batmadan önce bu bölgeye giremez. Azara'nın en batıdaki 11 amalık kısmı daha kutsaldır; tumadan arınma sürecinin bir parçası olarak korban getirmesi gereken, ama bunu henüz yapmamış bir kişi buraya giremez. Sonraki 11 amalık kısım daha kutsaldır; Koen olmayanlar, korban getirme amacı dışında buraya giremez. Azaranın mizbeah ile ehal arasında kalan kısmı daha da kutsaldır; bedensel kusuru olan, saçları uzamış ya da giysileri yırtık olan Koenler oraya giremez. Ehal daha da kutsaldır; Koenler oraya el ve ayaklarını yıkamadan giremez. Kutsallar kutsalı daha da kutsaldır; oraya sadece Koen Gadol ve sadece Yom Kipur'da girebilir.

Koen ve Leviler'in Bet-Amikdaş'ta geceleyin nöbet tutmaları ve orayı terk etmemeleri emredilmiştir (Bamidbar 18:1-5, 1:53 ve 3:38).

MODERN ÇAĞ Ve TORA

["Şabat BeŞabato" - www.zomet.org.il]

                                                                                                  

Bu Soruya Cevap Vermeye Hazır Değilim

 

Son zamanlarda "sessiz kalma hakkı" ve polis tarafından sorgulanan insanlar için bunun uygun olup olmadığı konusunda çok şey tartışıldı. Anlaşılan bu soru geçmişte de sorulmuş bir soru. Örneğin, Rabenu Aşer, soru-cevap Alaha eserinde, biri devlet tarafından hapse atılan iki ortaktan bahseder. Mahpus serbest kaldıktan sonra bir miktar paranın eksik olduğunu fark etmiş ve ortağını bu parayı almakla suçlamıştır. Ortak ise söz konusu para hakkındaki her soruya şöyle cevap vermiştir: "Bu suçlamalara cevap vermek istemiyorum." Rabenu Aşer bu sessiz kalma tercihini, "sükut ikrardan gelir" kuralı doğrultusunda çevresel bir suç kanıtı olarak değerlendirmiş ve ortağı, bu parayı hapse giren kişiye ödemekle yükümlü kılmıştır.

Ancak bu örnek, iki insan arasındaki uyuşmazlıkta bu durumun geçerli olduğunu söylemesine rağmen tam bir resim sunmakta değildir. Peki ya kanuna karşı suç durumlarında ne yapmak gerekir? Genel bir kurala göre, belirli bir suçla itham edilen bir kişi, suçunu kabul etse bile bu yeterli değildir; zira "kimse kendisini kötü biri olarak ilan etmez" şeklinde bir kural devreye girer. Ama durum böyleyse, "sükut ikrardan gelir" prensibinin yeri ne olacaktır? Bu prensibe göre sessiz kalmak bile bu kişiyi suçlu kılmakta değil midir?

Bilindiği gibi, suç durumları için birbirine paralel ili kanuni sistem vardır: Tora kanunu ve kraliyet kanunu. [Bazen, kraliyet gücüne sahip olma yetkisini elinde tutabilen Sanedrin tarafından da kullanılan] Kraliyet kurallarına göre, suçunu kabul eden bir kişi cezalandırılabilir. Örneğin Kral David'in, kendisinden önceki Kral Şaul'u öldürdüğünü söyleyen Amalekli genci idam etme nedeni buydu. Diğer taraftan, yargıçların önünde sessiz kalmakla bir mahkeme salonunun dışında sessiz kalmak arasında fark vardır. Yargıçlardan bazı bilgileri saklayan kişinin dürüstlüğünden tabii ki kuşku duyarız. Ancak mahkeme salonunun dışında, bir polis sorgulamasında bile olsa, hatta polisler mahkemenin temsilcileri sayılmasına rağmen, sessiz kalmayı suçu kabul etmekle eşdeğer sayamayız.

Tüm bunlar, fiili konuşma konusunda doğrudur. Ancak eğer kişi bir dava için bilgi sağlayacak belgelere sahipse, "söylemezse, suçunu taşıyacaktır" (Vayikra 5:1) mitsvası geçerlidir. Bunun yanı sıra, bu belgeleri yetkililere vermek zorundadır. Bu da "kötülüğü aranızdan söküp atın" (Devarim 13:6) mitsvasının uygulanması olacaktır. Ancak bu yükümlülük, tanık olan kişinin davalıyla akraba olmadığı durumlarla sınırlıdır; zira bir akraba tanıklık edemez. Bir akrabanın şahitlik edememesinin tek sebebinin onun yalan söyleyebileceği endişesi olduğunu söylemek zorunda da değiliz; Tora'nın bir kişinin kendi akrabasının sözleri yüzünden cezalandırılacağı bir durumu önlemek istemiş olması da olasılık dâhilindedir.

Kaynak: Rabi Yaakov Ariel "Tehumin" cilt 24, s. 11-21.

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[El Gid Para El Pratikante - Rabi Nisim Behar]

Şiva Asar Betamuz

1. 29 Haziran Salı günü Şiva Asar BeTamuz (17 Tamuz) orucu tutulacaktır. Bu günde şu beş olay kaydedilmiştir: (a) Moşe, On Emir levhalarını kırdı. (b) Korban Tamid (devamlı yapılan korban), düşman kuşatmasından kaynaklanan imkânsızlıklar nedeniyle durduruldu. (c) II. Bet-Amikdaş döneminde Yeruşalayim surları düştü. (d) Kumandan Apostemos Tora'yı yaktı. (e) Bet-Amikdaş'a put koyuldu.

2. Oruç Salı sabahı şafakla başlayacaktır. Yemek ve içmek yasaktır. Pazartesi gecesi yatana kadar yemek yenebilir. Geceleri kalkıp bir şeyler atıştırmaya alışkın kişiler, yatmadan önce bu konuda niyet tuttukları takdirde ve güneş doğuşundan önce olması kaydıyla, yiyip içebilirler.

3. Oruç, sağlığı elveren ve mitsva çağına gelmiş herkes tarafından tutulmalı ve kesinlikle hafife alınmamalıdır. Ölüm tehlikesi olmasa bile hasta kişiler, oruç tuttukları takdirde rahatsızlık duyacak yaşlılar, doğum ya da düşük yapmış veya süt veren kadınlar oruç tutmaktan muaftırlar.

4. Sabah ağız çalkalanmaz. Ancak rahatsızlık duyuluyorsa, bir kerede 86 gr.dan daha az olacak şekilde ağza su alınabilir. Aynı yöntemle dişler, dmacunuyla fırçalanabilir. (Bunlar Tişa Beav ve Kipur'da tamamen yasaktır.)

5. Şahrit ve Minha amidalarında "Şomea Tefila" berahasının içinde, "Anenu" parçası okunur. Bu parça amidanın sesli tekrarında, "Refaenu" berahasından önce okunur. Amida'nın ardından özel pişmanlık duaları okunur. Yine her iki duada, Sefer Tora'dan, Moşe'nin, Altın Buzağı günahının ardından Tanrı'dan af dilemesini konu eden parça okunur. Bunun dışında Şahrit ve Minha'da özel eklemeler yapılır, oruç günlerine özgü "Vayhal Moşe" peraşası okunur. Eğer oruç tutan on kişi yoksa Sefer-Tora çıkarılmaz.

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

Komşulukla ilgili anlaşmazlıkların neredeyse tümü, taraflardan birinin ya da her ikisinin hatalı olduğunu kabul etmeyi reddetmesinden ileri gelir. Eğer komşunuzu rahatsız ettiğinizin farkında olmadığınızı açıklarsanız, kuşkusuz o da kendi davranışı için aynı cevabı verecektir.

O andan itibaren, ikiniz de gürültü yapma zamanı hakkında daha dikkatli olacaksınız ve komşular arasında uyum hâkim olacaktır.

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

Kimse aldığı şeyler nedeniyle onurlandırılmamıştır.

Onur daima insanın "verdiği" şeylerin ödülü olmuştur

-- Calvin Coolidge

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.