Haftanın Peraşası BülteniMase peraşasında, Bene-Yisrael'in Mısır'dan çıkışından Kenaan Toprakları'nın kıyısına gelene kadar konakladıkları toplam 42 yer listelenir.

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

2 Ağustos

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2008

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

7:01

8:14

-----

Yeruşalayim

6:55

8:07

Tel Aviv

7:16

8:17

1 Av

Tel Aviv

7:10

8:10

İstanbul

8:07

8:47

5768

İstanbul

7:59

8:39

M A S E

 Hatırlatmalar:

ü Roş Hodeş Av

ü 9 Ağustos Şabat: Şabat Hazon

ü 10 Ağustos Pazar: Taanit - Tişa Beav

ü 16 Ağustos Şabat: Tu Beav

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bamidbar 33:1-36:13)

[www.chabad.org]

 

Mase peraşasında, Bene-Yisrael'in Mısır'dan çıkışından Kenaan Toprakları'nın kıyısına gelene kadar konakladıkları toplam 42 yer listelenir. Erets-Yisrael'in sınırları verilir, kasıtlı olmayarak cinayet işlemiş kişiler için sığınak olacak ‘sığınma şehirleri' belirlenir. Tselofhad adlı, ardında erkek evlat bırakmadan ölen kişinin kızları, kendi kabileleri olan Menaşe kabilesine mensup kişilerle evlenirler, böylece babalarından miras aldıkları topraklar, başka bir kabileye geçmez.

 

DEVAR TORA

["Legacy" / Rabi Naftali Reich - www.torah.org]

 

İki adam aynı suçu işler. İkisi de mahkûm edilir. Bir tanesi yirmi beş sene boyunca hapiste kalırken, diğeri altı ay sonra serbest bırakılır. Bu nasıl mümkün olur?

Bu haftaki peraşada kazara cinayet işleyen birinin, hayatının geri kalan kısmında bir sığınma şehrinde sürgün hayatı yaşamak durumunda kalacağı söylenmektedir. Buradan çıkabilmelerinin tek yolu vardır: Mahkûm oldukları sırada görev başında olan Koen Gadol öldüğü zaman, sürgündeki bu kazara katiller hür kalırlar. Hapse girmelerinden o zamana kadar geçen sürenin bunda bir etkisi yoktur. İster altı ay isterse de yirmi beş sene kalmış olsun, böyle biri Koen Gadol'un ölümüyle birlikte özgürlüğüne kavuşur. Girişte verdiğimiz örnek buna bağlı olarak meydana gelebilir. Yani iki adam aynı kazara cinayet suçunu işlemelerine rağmen, gördükleri fiili cezalar birbirinden çok farklı olabilir. Bu sistemde adalet nerededir? Dahası Koen Gadol'un ölümü neden sürgündeki bütün katiller için genel bir af ile sonuçlanmalıdır? İkisi arasında ne alaka vardır?

Bunun yanında, Talmud bize, Koen Gadol'un annesinin, sürgündeki katillerin, oğlunun ölmesi için dua etmelerinden korktuğu için onları ziyaret ettiğini, onlara yiyecek ve ufak hediyeler getirdiğini anlatır. Ama bu çok ilginçtir. Yaşlı bir kadının getireceği kurabiye ve çikolatalar, özgürlük özlemiyle yanan bu kazara katilleri, Koen Gadol'un bir an önce ölmesi yönünde dua etmekten neden vazgeçirsin?

Otoritelere göre, bahsedilen sürgün bir ceza değil, rehabilitasyon sürecinin başlangıcı sayılır. Kazara işlenen ve sürgünle sonuçlanan cinayetler ihmal, düşüncesizlik ve duyarsızlık nedeni ile meydana gelirler. Örneğin çekicini dikkatsizce sallayarak kazara katil olan bir kişi, eğer insan hayatının kutsallığını gerçekten bilseydi, o çekici sallarken olağanüstü dikkatli olurdu ve kazara gelen ölüm muhtemelen gerçekleşmezdi. Sürgünün düzeltmeye çalıştığı şey işte bu duyarsız tavırdır.

Sığınma şehirlerinin başlıca yerlileri Levi kabilesi mensuplarıydı. Bu kabilenin özelliği ulusun Tora öğretmenliğini yapmalarıydı. Leviler'in özelliği, kendileri için değil, Tanrı için çalışmaya, dua etmeye, öğretmeye, ilham vermeye ve başkalarına yardım etmeye kendilerini adayan insanlardı. İşte, sığınma şehrinde sürgüne gelmiş bir katil böyle insanların arasına gelmekteydi. Böylece bu çevrede duyarsız ve bencil olmamayı, kendinden önce başkalarını düşünmeyi öğrenirdi. Bunun yanında, onu hiç görmese bile, yaşadığı bu ortam, kendisini Levi kabilesinin en üst rütbeli şahsiyeti olan Koen Gadol'a karşı bir hayranlık hissetmesini sağlardı. Ne de olsa Koen Gadol, Bet-Amikdaş'taki ibadetteki en yetkili kişidir ve tüm halkın günahlarının onarılmasında onun son derece hayati bir görevi vardır. Koen Gadol bu kutsal olduğu kadar tehlikeli görevi, halkı için fedakârlık ve sevgiyle yerine getirirdi. İşte sığınma şehrindeki kazara katil de, bu muhteşem şahsiyeti kendisine model kişi olarak alırdı.

Bu nedenle Koen Gadol öldüğü zaman, ona derinden bağlanan sürgündeki katiller yıkılırlardı. Her biri, kendi açısından derin bir kişisel trajedi yaşadığını düşünürdü. Duyguların bu şekilde dışa vurulması, kutsal olan Koen Gadol'la eski katil arasında sonsuza dek bir bağ oluşturur, o nedenle günahlarını ödeme süreçleri tamamlanırdı. Sürgündekiler Koen Gadol'un ölümü için yas tuttuktan sonra, tamamen ıslah olurlardı.

Ancak Koen Gadol'un annesi, sürgündeki katillerin doğrudan kişisel bir şekilde oğluyla bağlantı kurmak yerine, onunla daha ziyade uzaktaki Yeruşalayim'de soyut bir simge olarak bağlantı kurmalarından endişe ediyordu. Bu soyut simge onlar için bir şey ifade etmeyebilir, dolayısıyla kendi özgürlüklerini ön plana koyarak Koen Gadol'un ölmesi için dua edebilirlerdi. İşte bu yüzden, onlara yiyecek ve armağanlar götürürdü. Bu, kazara katillerin Koen Gadol'u gerçek etten ve kemikten yapılmış bir insan olarak görmelerini sağlıyordu. Onunla yaşayan, nefes alan bir baba olarak bağlantı kurmalarını sağlıyordu. Bu unsur onların rehabilitasyonu açısından önemliydi ve aynı zamanda Koen Gadol'u kötü niyetli dualardan da koruyordu.

Büyük bir Haham bir kasabaya gelir ve o kasabanın insanları ona meşhur bir ispiyoncudan sakınması uyarısında bulunurlar.

Çok geçmeden söz konusu adam Haham'a yaklaşır ve onu sorgulamaya başlar. Ancak Haham geri çekilmez. Aksine, adama ismi, ailesi ve serveti hakkında sorular sorarak onu uzun bir konuşmaya sürükler.

Haham kasabada kaldığı sürece, ispiyoncu onu sık sık ziyaret eder ve her seferinde çok sıcak bir şekilde ağırlanır. Haham kasabayı terk ettiği zaman, bir zamanlar ispiyoncu olan adam hayatında tam bir dönüşüm yaşamış gale gelir.

"Bunun nasıl başardın?" diye birisi sorar Haham'a. "Onu bu kadar değiştirecek ne söyledin?"

"Hiçbir şey söylemedim. Sadece ona bir insan gibi davrandım ve o da bana bir insan gibi davrandı. Durup dururken neden başkasını incitmek istesin?"

Kendi yaşantımızda bazen başkalarını kasten incitir ve hiçbir şeyin kötü bir niyetle yapılmadığını söyleyerek kendimize mazeretler buluruz. Ama Tora'nın değer sisteminde, istemeden bir şey yapmış bir insanın temize çıkması için, gerçekten başka hiçbir çıkış yolunun olmaması gerekir; ama sadece yaptığı şeye niyetlenmemiş olması onu temize çıkarmak için yeterli değildir. Başka bir deyişle, eğer kazara işlenen bir kabahatte, bunun bertaraf edilmesi herhangi bir şekilde mümkün idiyse, o zaman sadece niyetlenmeden yapılmış olması insanı sorumluluktan muaf tutmaz. Koen Gadol örneğinden ve hayatımızda karşılaştığımız yüksek düzeyli insanlardan ders ve ilham alırsak kendi karakterimizi düzeltebilir ve sonunda kendimizi ve etrafımızdaki insanları da zenginleştirebiliriz.

 

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in gözüyle verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

 

Kızımı kaydetmek istediğim okula çok sayıda başvuru gerçekleşmekte ama sadece sınırlı sayıda öğrenci kabul edilmektedir. Kızım okul başarısına göre ilk adaylardan olmayabilir, ama kabul heyetinden önemli bir kişinin torpili geçiyor. Kızımın kabul edilmesi için bu ilişkiyi kullanmak doğru mudur?

DEVAR TORA

[Rabi Yosef Kalatsky - Beyond The Pshat]

[www.torah.org]

 

İnsan: Etki Altına Kalabilen Varlık

 

Bu haftaki peraşada şu ifadeleri okuyoruz: "[Tanrı'nın Bene-Yisrael'e sözleri:] Ancak eğer Ülke'nin sakinlerini önünüzden sürmezseniz, onlardan geriye bıraktıklarınız, gözlerinizde iğneler, yanınızda dikenli çalılar haline gelecekler, üzerinde oturduğunuz Ülke'de sizi taciz edeceklerdir" (Devarim 33:55).

Ramban şöyle açıklar: "Tora bize, Erets-Yisrael'den sürülmeyen putperest ulusların Bene-Yisrael'in gözlerine batan birer iğne gibi duracaklarını söylemektedir. Bunun anlamı, onların, BeneYisrael'in kutsiyete olan duyarlılığını köreltecekleri ve onları, normal şartlarda kabul edilmesi mümkün olmayan şeyleri makul karşılar hale getirecekleridir. Bene-Yisrael, kendi etrafında Tanrı'ya açıkça hakaret anlamına gelen putperest uygulamaları gördükçe, bu çürümüş, çarpık değer sistemi ve hayat tarzına fikren alışacak, normalde bir Yahudi için kabul edilmez olan davranışları kabul eder hale gelecektir. Bu, rüşvet kabul eden bir yargıca benzer." Bir yargıç rüşvet kabul ederse, yetkisiz kılınır çünkü tarafsızlığını kaybetmiştir ve bu konuda o yargıcın adaleti yerine getirme konusundaki kararlılığının hiçbir etkisi yoktur. Rüşvet alan kişinin tarafsız olması mümkün değildir. Talmud'a göre, bir kişi davayla ilgili bir çıkar çatışması içine girmişse, bir tanık veya yargıç olarak yetkisini kaybeder. Talmud ayrıca, ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, Moşe ve Aaron'un bile böyle bir çıkar çatışması içinde olmaları halinde tanık olamayacaklarını vurgular. Çıkar çatışması söz konusu olduğunda insanın duyarlılığı körelir. Buna bağlı olarak, Bene-Yisrael, putperestleri sürmemesi durumunda gittikçe onların yaşam tarzını hoş ve çekici bulmaya başlayacak, sonunda duyarlılığını yitirerek kabul edilmez şeyleri hoş karşılamaya başlayacaktır.

Ramban şöyle devam eder: "Putperestlerle haşir neşir olan kişi görüş ve anlayış yeteneğini kaybeder. Gittikçe onların yöntemlerini öğrenmeye ve uygulamaya başlar. Elbette doğrudan puta tapmaz. Önce biraz gelenek ve folklorundan etkilenir. Sonra da adım adım ileri giderek asimile olur ve sonunda kendini puta tapar halde bulur. Her şey, en başta açık kapı bırakmanın sonucudur. Putperestleri Erets-Yisrael'den çıkarmamaları, onların değerlerini ve hayat tarzlarını benimsemeyi sağlayacak, sonunda Bene-Yisrael de Erets-Yisrael'de yaşama hakkını yitirecek ve sürgüne çıkmak durumunda kalacaktır."

Kişinin maruz kaldığı olumsuz tesirler bireyi bilinçaltında sinsi bir şekilde etkiler. Mişna Pirke Avot'ta şöyle der: "Kötü [alışkanlıklara sahip] bir komşudan uzaklaş ve günahkâra (Raşa) bağlanma". Mişna neden kötü bir komşu için kullandığı "uzaklaş" fiilinin aynısını bir günahkâra yönelik de kullanmamıştır? Kötü bir komşudan uzak durmanın gerektiği söylendiğine göre, azılı bir günahkârdan da uzak durmamız gerektiğini haydi haydi söylemeye gerek yok mudur? Buna rağmen Mişna günahkâr için sadece "ona bağlanma" demeyi yeterli görmüştür. Bu kullanımdan anlaşıldığı kadarıyla bir kişi kötü bir komşu karşısında, açık bir günahkâr karşısında olduğundan daha dikkatli olmalıdır. Neden?

Otoriteler şöyle açıklarlar: İnsanlar kendilerini, bariz bir şekilde günahkâr ve kötü olan kişilerden zaten doğal olarak uzak tutarlar. Bu nedenle Mişna bunu söylemeye gerek görmemiştir. Ancak buna rağmen insanlar bazı çıkarlar nedeniyle günahkâr kişilerle yakın ilişki içine girmekte sakınca görmeyebilirler. Mişna, günahkâr söz konusu olduğunda, uyarısını bu nedenle bu konuda yapmaktadır: "Günahkâra bağlanma". Çünkü eğer bir kişi günahkâra bağlanırsa, sonunda onunla aynı kaderi paylaşabilir.

Diğer taraftan kişi, günahkâr olmayan, ama iyi de olmayan (bozulmuş değerler ve karakter sahibi) bir komşu konusunda, kötü niyetli birinden aynı şekilde uzak durmayacaktır, çünkü onun kötü alışkanlıklarının günahkârın günahlarından daha önemsiz olduğu kanısını taşıyacaktır. Ama işte Mişna bu konuda uyarıda bulunmaktadır. İnsan, savunma sistemi çok kuvvetli olmadığı için, iyi olmayan komşunun olumsuz değerlerine daha çok maruz kalacaktır. Bu nedenle, iyi olmayan bir komşunun olumsuz etkisi ile ilgili endişe, gerçekten kötü olan biri ile ilgili endişeden çok daha ciddidir.

Günümüzde nelerin "kabul edilebilir davranış" olarak görüldüğünü, çok değil, otuz yıl öncesinin insanına anlatsanız, o bunu rahatsız edici ve medeniyetsiz bir davranış olarak tanımlayacaktır. Ancak bizler böyle davranışları artık rahatsız edici bulmamaktayız. Eğer günlük hayatımızda karşılaştığımız çürümüşlük bizi rahatsız etmiyorsa, bunlardan şahsen etkilenmiş ve onlara karşı duyarsız hale gelmişiz demektir.

 

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

"Torpil" sözcüğü her ne kadar olumsuz bir mana taşıyorsa da, esasında hayatta önemli bir unsurdur ve başka bir adayı alt etme amacı ile kullanılmadığı müddetçe onu ahlâk dışı olarak değerlendirmek zordur. Başkasına bir zarar olmadığı sürece, yardım edebilecek bir yakından yardım istemek doğaldır. Doğabilecek sorun torpilin aşırı dozda kullanımıdır. Bu durum okul yönetimi tarafından, çocuklarının başka bir okula yazdırılması telkin edilen, ama bu öğüdü kulak arkası eden ve bu itibarlı okula kızlarının kabul edilmesi için torpil kullanmayı deneyen ailelerde ortaya çıkar. Aynı durum bir iş için uygun olmayan kişinin ve o işe yine de kabul edilmek için bağlantılarını devreye soktuğu zaman da doğar.

Bağlantıların kötü amaçla kullanılmasından sık sık trajik sonuçlar doğmuştur, çünkü okul veya işteki o mevkiin verimli olmadığı ortaya çıkmıştır. Torpil kullanmadan önce, akıllı bir filozofun bir zamanlar söylemiş olduğu şu sözleri hatırınıza getirin: "Hayatta iki trajedi vardır: Bir tanesi istediğinizi elde edememektir. Diğeri ise elde etmektir."

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Üç Hafta İle İlgili Kurallar

 

1.      Şiva Asar BeTamuz ile Tişa BeAv arasındaki üç haftadaki yas öğeleri, Roş Hodeş Av'dan itibaren biraz daha ağırlaşır. Av ayına girildiğinden itibaren mutluluk ifadelerini azaltmaya gayret edilmelidir.

2.      Tişa BeAv'da giymek üzere deri olmayan ayakkabılar alınabilir. Bu amacın dışında yeni bir ayakkabı çifti satın alınmamalıdır.

3.      Roş Hodeş Av'dan Tişa BeAv'ın ertesi gününe kadar et yememek ve şarap içmemek adettir. Ancak, Tişa BeAv'ın düştüğü hafta içinde bu, adet değil kuraldır. Yine de, mitsva yemeklerinde ve Şabat gününde et yenebilir, şarap içilebilir. Bu yasak, Tişa BeAv'ın ertesi günü de devam eder; zira Bet-Amikdaş'ın yanışı 9 Av'da başlamış olmasına karşın, yangın ve yıkımın büyük bölümü 10 Av tarihinde gerçekleşmiştir.

4.      Tişa BeAv'ın rastladığı hafta içinde zevk amacıyla yıkanılmaz, denize gidilmez. Ancak temizlik amacıyla yıkanmakta bir sakınca yoktur.

5.      Aşkenaz Yahudileri Şiva Asar BeTamuz ile Tişa BeAv arasındaki üç hafta boyunca saç ve sakal tıraşı olmamayı âdet edinmişlerdir. Sefaradlar'ın ise böyle bir âdeti yoktur. Ancak Tişa BeAv'ın rastladığı haftanın başından [yani Şabat bitiminden], oruç bitimine kadar tıraş olmak yasaktır. Bu yasak sadece erkekler için geçerlidir.

Haftanın Sözü

[Rabi Yohanan - Midraş, Devarim Raba]

 

İnsan Tanrı'dan herhangi bir hak iddia edemez. [Büyük liyakate sahip olan] Moşe Rabenu bile [dua etmek için] Tanrı'nın karşısına geldiğinde [liyakatine karşılık bir ödeme değil] merhamet dilenmiştir.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 538 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.