Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

24 Tamuz

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5772

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

7:12

8:27

-----

Yeruşalayim

7:09

8:24

Tel Aviv

7:27

8:30

15 Temmuz

Tel Aviv

7:24

8:26

İstanbul

8:23

9:03

2012

İstanbul

8:18

9:58

P İ N E H A S

 Hatırlatmalar:

ü  20 Temmuz Cuma: Roş Hodeş Menahem Av

 

 

Bu HP .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özeti (Bamidbar 25:10-30:1)

[www.chabad.org]

 

Aaron'un torunu Pinehas, Şimon kabilesi prenslerinden Zimri'yi ve onun, çadırına getirdiği Midyanlı prensesi öldürmek için gösterdiği gayretten dolayı ödüllendirilir: Tanrı ona ebedi bir barış antlaşması ve Koenlik bahşeder.

Yapılan nüfus sayımında 20 ile 60 yaş arasındaki erkeklerin sayısının 601.730 olduğu saptanır. Moşe'ye, Ülke'nin, kabileler ve Yisrael aileleri arasında kurayla nasıl bölüştürüleceği hakkında talimatlar verilir. Tselofhad adlı, erkek çocuk sahibi olmadan ölen kişinin beş kızı, Moşe'den, babalarının hakkına düşen toprağı almayı talep ederler. Tanrı bu isteklerini kabul eder ve bu konuya Tora'nın miras kanunları arasında yer verir.

Moşe, kendisinden sonra görevini üstlenmesi ve halkı Erets-Yisrael'e götürmesi için Yeoşua'yı görevlendirir. Peraşa, günlük korbanlar ve Şabat, Roş Hodeş (ayın ilk günü) ve Pesah, Şavuot, Roş Aşana, Yom Kipur, Sukot ve Şemini Hag Atseret bayramlarında getirilen ek korbanlar ile ilgili detaylı bir liste ile son bulur.

ÇOCUĞUMUZ İÇİN

[Rabi Naftali Silverberg / www.orchos.org]

 

Çocuklarımıza bıraktığımız miras nedir? Onların özündeki değerler bizimkileri yansıtacak mı? Onlardan nahat (huzur ve memnuniyet) alacak mıyız? Çocuklarımızın doğru yolda ilerlemesi için başka ne yapabiliriz? Hiçbir anne baba bu sıkıcı düşüncelere karşı bağışıklık kazanmamıştır. Bu haftaki peraşa bu önemli konuya değinen bir bakış açısı sunmaktadır.

Erets-Yisrael'in Bene-Yisrael'in aileleri arasında paylaşılmasına az zaman kalmıştı. Tselofhad'ın kızları dert içinde Moşe'ye yaklaştılar.

"Babamız çölde öldü. Ve o, Korah'ın yandaşları içinde, Tanrı'ya karşı birleşen cemaatin içinde değildi; sadece [kendi] günahı sonucu öldü ve hiç oğlu yoktu. Neden [sırf] oğlu yok diye babamızın ismi ailesinin içinden eksilsin? Bize babamızın kardeşlerinin arasında bir mülk verin" (Bamidbar 27:3-4).

Moşe bu kızların şikâyetlerini Tanrı'ya ilettiği zaman, esasında haklı olduklarını öğrendi ve Tslofhad'ın kızları kabilenin geri kalanı ile birlikte Ülke'den pay aldılar.

Bu cesur kızların babaları olan Tselofhad kimdi? Ve onun hayatına mal olan günah neydi? Talmud onun kimliğiyle ilgili iki fikir ileri sürer: Rabi Akiva'ya göre, Tselofhad, mekoşeş, yani Şabat günü kamu alanında odun topladığı için idam edilen adamdı. Rabi Yeuda ben Betera ise, Tselofhad'ın maapilim adlı gruba mensup olduğu görüşündedir. Bu grup, casusların günahı sonrasında o neslin çölde öleceğine dair karar çıkınca Kenaan topraklarına "kendi başına" gitmeye çalışan talihsiz bir gruptu. Bu grubun tamamı Amalekler ve Kenaanlılar tarafından katledilmişti.

İlginç olanı ise, Tselofhad'ın ister mekoşeş isterse de maapilim mensubu olsun, asil bir amaç için ölmüş olmasıdır. Hahamlarımız her ne kadar kulağa garip geliyorsa da, mekoşeş adı verilen adamın Şabat'ın kutsallığını "Tanrı Adına" bozduğunu açıklarlar. O nesil hayatının geri kalanını çölde geçirmekle cezalandırıldıktan sonra, bazıları Erets-Yisrael'e girmenin yasaklanmasıyla artık Tanrı'nın kutsal milleti olmadıklarını ve artık yapacakları mitsvaların veya işleyecekleri günahların hiçbir anlamı kalmadığını varsayma hatasına düşmüşlerdi. Bu yanlış varsayımı yok etmek için mekoşeş kasten büyük bir günah işlemiş, böylece ölümüyle onların eylemlerinin hâlâ anlam taşıdığını göstermiş olacaktı. Mekoşeş aslında halkını sevdiği için ölmüştür. Maapilim üyeleri de Erets-Yisrael'e yönelik sevgileri nedeniyle ölmüşlerdir. Sevgileri o kadar yoğundu ki, duyuları körleşmiş ve Moşe'nin, isteklerinin Tanrı tarafından desteklenmediği ve başarılı olmayacağı konusundaki katı uyarısını göz ardı etmişlerdi.

"Armut dibine düşer." Tselofhad'ın fedakâr eylemi kızlarını da harekete geçirmişti. Onlar da Erets-Yisrael'e yoğun bir sevgi besliyorlardı ve kutsal topraktan bir paya sahip olma rüyasını gerçekleştirmek için gereken her şeyi yapmaya hazırdılar. Mekoşeş ve maapilim ile ilgili olayların Mısır'dan Çıkış'tan sonraki ikinci yıl cereyan ettiğine, oysa Tselofhad'ın kızlarının şikâyetlerini otuz sekiz sene sonra dile getirdiklerine dikkat edelim. Tselofhad'ın ölümünden birçok sene sonra, mirası hâlâ canlı ve iyi durumdaydı; kızları onun bıraktığı yerden devam edeceklerdi.

Burada alınacak ders çok basittir: Eğer çocuklarımızın değerlerimizi paylaşmalarını istiyorsak, bu değerlerimiz teori âleminde kalamaz; bunların eyleme dönüşmesi gerekir. Ancak ilkelerimizin gerektirdiği katı kararları alırsak çocuklarımızın üzerinde bir etki bırakmayı umut edebiliriz.

Çocuklarımızı, onların olmalarını istediğimiz kişi olmaya hazır olacak kadar seviyor muyuz?

DEVAR TORA

 [Rabi Yisahar Frand / Haftanın Peraşası 5760]

Peraşa Tanrı'nın, "Koen Aaron'un oğlu Elazar'ın oğlu Pinehas, öfkemi Bene-Yisrael'in üzerinden çevirdi" (Bamidbar 25:11) şeklindeki sözleriyle başlar. Geçtiğimiz hafta okuduğumuz Balak peraşası, Bene-Yisrael'i lanetleme yolunda başarılı olamayan Bilam'ın tavsiyesi üzerine, Moav ve Midyan'lı genç kızların, Bene-Yisrael gençlerini baştan çıkarmaları ile başlayan olayları kaydeder. Moşe ve diğer yaşlıların, gördükleri manzara karşısında ağlamaktan başka bir şey yapamadıkları bir anda, Pinehas eline aldığı mızrakla, Şimon kabilesi prenslerinden Zimri Ben Salu ve yanındaki Midyan'lı kız Kozbi Bat Tsur'u öldürmüş, bu olayla, ahlaksızlık sebebiyle halk içinde baş gösteren salgın hastalık sona ermişti. Bene-Yisrael'in tarihindeki utanç dolu bu kesitin faturası, salgında ölen 24.000 kişidir.

Raşi, peraşamızın ilk pasuğunda Pinehas'ın aile soyunun Aaron'a kadar sayılmasının sebebini, Rabiler'den yaptığı bir alıntıyla açıklar. Buna göre, halk içinde, Şimon kabilesi prensini öldüren Pinehas'a karşı bir tepki doğmuştu. "Bir Yisrael Prensi'ni öldürene bakın! Kendisi (Pinehas) bir putperest rahibinin (Yitro'nun - anne tarafından) torunu! Bunu yapmak ona mı düştü?" Tora bu sebeple, Pinehas'a bu hareketi veren kökün Yitro'dan değil, Aaron'dan geldiğini vurgulamaktadır. Tanrı bir anlamda "Pinehas'ıma dokunmayın" demektedir.

Şemen Atov, insanların karakterleri konusunda önemli bir bakış açısı sunmaktadır. Çok yakın zamanda oldukça berbat bir olay gerçekleşmiştir. Tanrı, ahlaksızca günah işleyen Bene-Yisrael'e oldukça öfkelenmiş ve sonuçta halk içine bir salgın yayılmıştır. İnsanlar ölmeye başlamış, kimse bu konuda ne yapılacağını bilememiştir. Bu noktada Pinehas kanunu eline almış, Zimri ve Kozbi'yi öldürmüş, salgın sona ermiştir.

Tarihin bu dönemindeki gidişata bakıldığı zaman, Pinehas bu olayda bir kahraman mıdır, yoksa bir katil mi? Elbette kahramandır; zira salgın onun sayesinde durmuştur. İnsanların ölümüne yol açan salgını durduran bir kişi hakkında kim şikâyet edebilir ki? Durum böyle iken, halkın Pinehas'a tepki göstererek, yaptığının yanlış olduğunu ve Zimri'yi öldürmemesi gerektiğini öne sürmesinin neresi mantıklıdır?

Şemen Atov, Pinehas'ın bu yaptığı karşısında insanların elbette memnuniyet içinde olduklarını belirtir. O anda Pinehas'ın, yaptığı harekette haklı olup olmadığı konusunda bir kamuoyu araştırması yapılsa, onu destekleyen oylar ezici bir çoğunluk sergileyecekti. Ancak halkın söylediği şuydu: "Tabii... Yapılan gerekli ve doğruydu; ama Pinehas bunu yapması gereken kişi değildi." Başka insanlar, "Ben olsam daha iyi bir yöntemle çözerdim" iddiasındaydılar.

Şemen Atov, "bu tipte şikâyetlerin olmadığı hiçbir bir yer yoktur" fikrindedir. Örneğin dünyada, böylesi şikâyetlerin yer almadığı hiçbir sinagog bulamayız. Rabi ya da Gabay hakkında şikâyet ve eleştiriler her zaman duyulur. "Eleştir-men"ler daima mevcuttur ve etrafta dolaşıp "evet, bu yapılmalıydı; ama..." sözlerini devamlı sarfeden kişiler eksik değildir. Bu kişilerin cümleleri mutlaka "ona mı düştü?" ya da "başka türlü yapılamaz mıydı?" şeklindeki yorumlarla biter. Her zaman şikâyet...

Sefat Emet, peraşanın, başta belirttiğimiz pasuğunun devamını ele almaktadır: "... Pinehas, aralarında, Benim Adıma kıskanç bir şekilde davranarak öfkemi Bene-Yisrael'in üzerinden çevirdi" "Kanaut" kelimesi, "kıskançlık; sevgiden doğan fanatizm" anlamındadır. Dünya üzerindeki bizim gerek iyi, gerekse de kötü olarak nitelediğimiz her türlü karakter özelliği, doğru yönde kullanıldığı zaman "daima iyi", yanlış yönde kullanıldığı zaman da "daima kötü" olacaktır. Bu açıdan, genelde olumsuz anlam ifade eden "Kanaut"un da, gerekli ve doğru olduğu zamanlar vardır. Elbette bunu yapacak kişini belirli bir düzeyde bilgeliğe erişmiş olması ve büyük bir dikkatle yapması şarttır; ama Kanaut için bir yer ve zaman mevcuttur. Bene-Yisrael'e bu karakter özelliğin katan kişi, Pinehas'tır. Bu durumda, Pinehas bizim bu konudaki "öğretmenimiz" olarak kabul edildiği zaman, onun "öğrencilerinin" kendisi hakkında şikâyette bulunmasını yersiz ve hatalı olarak görebiliriz. Bene-Yisrael'in "bu da yapılır mı" şikâyeti, onların da bir anlamda Kanaut ile davrandıklarını göstermektedir.

Evet; ne yazık ki, tıpkı deminki örnek gibi, bu da insanların tipik bir özelliğidir. Kendilerinden çok şey öğrendiğimiz kişilerin karşısına geçip "bu iş böyle yapılmaz, biz senden daha iyi biliyoruz" diye, en nazik tabiriyle "fikir belirttiğimiz" zamanlar, ne yazık ki az değildir. Bu da, aynı sendromun bir parçasıdır.

Pinehas'ın gördüğü tepki de tamamen bu sendromun bir yansımasıdır. "Ben daha iyi yapardım" sendromu. Tanrı'nın bu tepkilere cevabı ise, tepkinin yersiz olduğu şeklindedir. Tanrı, bu tip eleştiriler karşısında memnun olmadığı mesajını bizlere vermektedir.

ŞABAT ALAHALARINA GİRİŞ

[Rabi Daniel Schloss - www.pidyon.org]

Şabat alahalarıyla ilgili bu yazı dizisi Mişna'da (Şabat 7:2) listelenen 39 melahaya dair temel prensipleri, Rabinik yasaklamalarla birlikte ele alacaktır. Bu dizi Şabat kanunlarını orijinal kaynaklarından öğrenmenin yerini tutma amaçlı değildir. Amaç, Şabat'ın ayrıntılı kanunlarını anlamakta, hatırlamakta ve uygulamakta yardımcı olacak bir rehber sunmaktır. Şabat çok önemli bir konu olduğundan, burada yazılanlardan uygulamasal sonuçlara varılmamalı, çıkabilecek sorularda bir Rav'a başvurulmalıdır.

Melaha 11: OFE - FIRINDA [VE BAŞKA ŞEKİLLERDE] PİŞİRMEK (Devam)

 

Şabat gününde ısıyla yiyecek hazırlama kuralları (Devam)

 

Gezeralar (devam)

 

3. "Atmana" -- sözlük anlamı: "örtmek"; "gömmek". Bir yiyeceği sıcak muhafaza etmek için örtülere (veya başka bir yalıtım malzemesine) sarmak. Bu eylem Mavir (yakma yasağı) alanında bir gezera (hahamların öngördükleri çit niteliğinde yasaklama) olarak yasaklanmıştır, çünkü hahamlar kişinin, bir kabı sıcak kömürde muhafaza edip, Şabat günü içinde kömürleri karıştırıp canlandırabileceğinden endişe etmişlerdir.

Bu Gezera yalnızca aşağıdaki şartlarda geçerlidir:

a. Eğer yalıtılan kap daha önce doğrudan ateşin üzerinde idiyse [yani "ilk kap" ise]. Ama bir "ikinci kabı" bu şekilde yalıtmaya izin verilir - örneğin, termosa sıcak su koymak gibi.

b. Eğer kap her yönden tamamen örtülüyorsa. Bir kap ateşin üzerinden alındıysa bile ("ilk kap") eğer her yönden örtülmediyse veya her tarafı sıkıca sarılmamışsa, ısısını koruması için örtülmesine izin verilir. Bu nedenle, bazı tencerelerin üzerine bir örtüyü veya havluyu gevşekçe yaymak mümkündür.

 

Şabat öncesinde örtülmüş bir tencerenin örtüsünün içine, Şabat günü içinde başka tencereler de ilave edilebilir. Sarılmış olan tencere, eğer oradan çıkarıldığı sırada sonradan tekrar örtüleceği şekilde bir niyet var idiyse (ve eğer içindeki yemek tamamen pişmiş haldeyse), bu örtünün içine geri yerleştirilebilir.

 

Tüm bu alahalar ancak, kullanılan yalıtım malzemesinin kabın içindeki yiyeceğin ısısını yükseltmeyecek nitelikte olduğu durumlarda geçerlidir. Ancak eğer sarma işi ısıyı arttırıyorsa, Şabat'tan önce bile olsa onu yalıtmak yasaktır - örneğin, tencereyi elektrikli Şabat ısıtıcısı (plata) üzerine koymadan her tarafını sarmalamak veya Şabat'tan önce bile olsa tencereyi elektrikli bir battaniye ile sarmak olmaz. Bu yasak, kişinin niyeti o yiyeceği ısıtmak olduğu sürece, pişmiş (soğuk) bir yiyecek için bile geçerlidir - örneğin, soğuk tavuğu bir tencerenin üzerinde ılıklaştırmak için folyoya sarmak olmaz.

DEVAR TORA

[Haftanın Peraşası - Pinehas 5758]

"Bunlar ailelerine göre Binyamin'in çocuklarıdır; ve sayıları : kırkbeş bin altı yüz." (26:41)

"Bunlar ailelerine göre Dan'ın çocuklarıdır... altmışdört bin dört yüz ..." (26:42-43)

Yukarıdaki pasuklarda sözü edilen sayıları karşılaştırarak, hayat için ne gibi bir ders çıkarabiliriz?

Döneminin en büyük Rabi'si olan Hafets Hayim (Rabi Meir Yisrael Kagan), oldukça ilginç bir noktaya değinmektedir: Binyamin'in on tane oğlu vardı. Oysa Dan, tek bir oğla sahipti: Huşim. Ancak buna rağmen gördüğümüz kadarıyla Dan'ın ailesi Binyamin'inkinden çok daha kalabalıktır.

Buradan, Tanrı'nın herhangi bir insanın başarılı olmasını istemesi durumunda, her ne kadar bu kişinin başarı şansı başkalarına göre çok düşük de olsa, bunun gerçekleşeceğini görmekteyiz. Başarılı olmak için elimizden gelen her şeyi sonuna kadar yapmamız gereklidir. Ancak yine de bilmemiz gereken bir şey vardır ki, o da başarılı olup olmama konusundaki inisyatifin bizim dışımızda olduğudur. Son karar her zaman Tanrı'ya aittir.

Bir sonuç: Daima elimizde olanı takdir etmeliyiz. Ne de olsa, elimizdeki de Tanrı'nın bize vermiş olduğu bir hediyedir. Bilge bir kişi şu soruyu sormuştur : "Eğer şimdi elinde olanı takdir etmezsen, bunun dışında elde edeceklerini nasıl takdir edeceksin?"

ALİHOT OLAM

[Sefer Yalkut Yosef - Rabi Yitshak Yosef]

 

Üç Hafta İle İlgili Kurallar

 

1. Şiva Asar Betamuz ile Tişa Beav arasındaki üç hafta süresince evlilik törenleri gerçekleştirilmez, eğlenceler düzenlenmez.

2. Bu günlerdeki yas teması nedeniyle müzik aletleri ile üretilen müzik dinlenmez. Müzik dinlememekten kaynaklanan kısıtlılık duygusu ve neşe eksikliği, tarihte bu günlerde yaşanan gerçekten son derece trajik olayları hatırlamamızı sağlar. Yine de Tanrı'ya övgüler içeren şarkılar, enstrümansız olarak söylenebilir ve dinlenebilir. Bir Bar-Mitsva, Berit Mila ve benzeri mutlu vesile söz konusuysa, kutsiyet konulu şarkılar, enstrüman eşliğinde bile olsa dinlenebilir.

3. Yeni bir elbise satın alınmaz ya da o yıl içinde yeni çıkan bir meyve yenmez. Zira bu durumda Şeeheyanu berahası söylenmesi gerekir. Oysa bu beraha "bizleri bugüne eriştirdiği için" Tanrı'ya teşekkür niteliğindedir ve acı olayların yaşandığı bir döneme uygun kaçmamaktadır.

4. Berit Mila ve Pidyon Aben törenlerinde bu beraha söylenir. Eğer bir meyve yeni çıkmışsa ve Tişa Beav'dan sonra bulunamayacaksa, bu meyve ancak Şabat günü yenebilir ve Şeeheyanu berahası söylenir. Eğer fiyatların yükselmesi söz konusu olacaksa yeni elbiseler alınabilir; ama ancak Tişa Beav'dan sonra giyilebilir.

5. Hamile bir kadın ya da hasta bir kişinin canı yeni bir meyve çektiğinde bu meyve kendisine verilir ve Şeeheyanu berahasını söyler.

Haftanın Sözü

[www.weeklydvar.com]

                                                                                                                       

İnançlı için soru yoktur; inançsız için cevap yoktur.

-- Radzimin'li Rabi Yaakov

 

Haftanın Peraşası'nı, t e b e r r u d a b u l u n a r a k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.