Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

10 Tamuz

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5772

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

7:14

8:31

-----

Yeruşalayim

7:13

8:30

Tel Aviv

7:29

8:33

       30 Haziran

Tel Aviv

7:29

8:32

İstanbul

8:27

9:07

2012

İstanbul

8:27

9:07

H U K A T

 Hatırlatmalar:

ü  8 Temmuz Pazar: Taanit - Şiva Asar BeTamuz

 

 

Bu HP .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özeti (Bamidbar 19:1-21:35)

[www.chabad.org]

 

Külleri, ölü bir bedenle temas sonucu tame olan bir kişiyi arındırmak için kullanılan "Para Aduma - Kızıl İnek" ile ilgili kurallar Moşe Rabenu'ya öğretilir.

Çölde 40 yıl dolaştıktan sonra, Bene-Yisrael Tsin çölüne ulaşırlar. Moşe'nin ablası Miryam ölür ve onun onuruna çölde halkla birlikte her yere gelen mucizevî su kaynağı kuruyunca halk susuz kalır. Tanrı, Moşe'ye bir kayaya konuşmasını ve ona su vermesini emretmesini söyler. Fakat Moşe, isyan eden Bene-Yisrael'e kızar ve taşa konuşmak yerine asasıyla vurur. Su yine de fışkırır; ancak Tanrı, ona ne Aaron'un ne de kendisinin vaat edilmiş topraklara girmeyeceklerini bildirir.

Aaron, Or Aar adlı yerde ölür ve yerine oğlu Elazar geçer. Halkın, "Tanrı'yı ve Moşe'yi eleştirdikleri" yeni bir hoşnutsuzluk dalgasından sonra, Bene-Yisrael'in kampı zehirli yılanların saldırısına uğrar; Tanrı, Moşe'ye, pirinçten yapılmış bir yılanı yüksek bir direk üzerine yerleştirmesini ve gökyüzüne doğru bakan herkesin iyileşeceğini söyler. Halk, çölde mucizevî bir şekilde su sağlayan kuyu onuruna bir şarkı söyler. Moşe, Bene-Yisrael'e kendi topraklarından geçme izni vermeyen Emori kralları Sihon ve Og ile yapılan savaşlarda orduya komuta eder ve bu kralların, Yarden (Ürdün) nehrinin doğusuna doğru uzanan topraklarını fetheder.

ISTIRAPTA ANLAYIŞ BULMAK

[Rabi Yaakov Haber / www.orchos.org]

 

Moşe üzgündü... Çok sevgili ablası Miryam ölmüştü. Moşe endişeliydi. Çölde Bene-Yisrael ile birlikte yolculuk eden kuyu kurumuştu; artık su yoktu. İnsanlar susamış ve şikâyet etmeye başlamışlardı. Ne de olsa çöldeydiler! Moşe "Ey asiler (Morim) dinleyin! Siz bu kayadan mı su çıkaralım?" diye sordu. Diğer bir deyişle "Ablam Miryam öldü, Miryam kuru bir kayadan su çıkarabiliyordu. Ben ne yapabilirim? Neden bana şikâyet ediyorsunuz?" Moşe ablası için yas tutuyordu. Gergin olduğu için halkı azarladığı zaman onlara konuşurken Miryam (MRYM) ile aynı harfleri içeren "Morim" sözcüğünü kullanmış ve "Miryam öldü, o olmadan bir kayadan nasıl su elde edebilirim?" diye hayıflanmıştı.

Miryam'ın Bene-Yisrael arasında çok özel ve temel bir rolü vardı. Kendisi her zaman acı ve ıstırabın içinde anlayışı bulabiliyordu: sıcak ve kuru bir taşta su bulabiliyordu. İşte bu eşsiz özelliği yüzünden Miryam çölde akan bir kuyu mucizesini hak etmişti. Miryam içinde doğduğu dönemin acısının ardından ["Mar - Acı" sözcüğünden türemiş olan] bu ismi almıştı (Midraş - Şemot Raba 26). Miryam her zaman acıyı tatlılaştırmayı beceriyordu. Miryam, Amram ve Yoheved'i tekrar birleştirmeyi başarmış böylece Aaron ile Moşe'nin doğmasını mümkün kılmıştı. Minik Moşe hırçın Nil Nehri'ne bırakıldığı zaman Amram kızgındı, Yoheved ağlıyordu ama Miryam bekledi. Tanrı'nın mutlaka aklında bir şey olmalıydı. Bekleyip görmeliydik! Miryam acı suları tatlılaştırdı. Moşe ve Aaron ihtilafa düştükleri zaman Miryam çelişkiyi şöyle çözdü: Moşe'nin gerçeği ile Aaron'un merhametini birleştirdi. Miryam her zaman acı suları tatlılaştırırdı. Şimdi onun yokluğunda bunu bizim için kim yapacaktı? Kuru bir kaya parçasından kim su çıkarabilir? İşte Moşe'nin haykırışı buydu.

Bazen hayatımızda veya ailemizin içinde her şeyi birleştiren, ayrı hatta zıt taraflar için uygun bir ortam sağlayan bir insan vardır. Bu kişi bir şekilde hayret verici bir sezgiyle bütün gerginlikleri yok eder ve bütün aileyi birlikte tutar. Ve o kişi öldüğü zaman, aniden herkes tekrar ayrı taraflara çekilir ve aile bireyleri mecbur olmadığı müddetçe artık bir araya gelmezler. Amram'ın ailesinde Miryam'ın yaptığı da buydu.

Miryam kuyunun (İbranice Beer) gelmesini sağlamıştı. Bu sözcük Biur, yani hayat hakkında daha derin bir anlayışla bağlantılıdır. Miryam, sezgiyi ve görü yetkisini, alçak ve karanlık yerlerden yükselen ve aniden her şeyin birbirine nasıl uygun olduğunu gören bir bakış açısından getirmiştir. Acı suları tatlılaştırmak, yeni, daha derin ve daha geniş bir bakış açısının başarısıdır.

Moşe yas tuttu, ağladı ve bu sıkıntıyı yaşarken kayaya vurdu. O anda gözyaşlarının arasından her şeyi gördü ve tek gördüğü şey dev bir çölün ortasında kuru bir kaya idi. Ancak aniden harikulade bir mucize cereyan etti. Aniden su fışkırmaya başladı. Moşe kayadan su çıkarmıştı! Miryam'ın eskiden yaptığını Moşe başarmıştı. O da suyu tatlılaştırma yeteneğine sahipti. Talmud'a göre, Moşe bunu hak ettiği için kuyu halka geri dönmüştü. Tanrı "Bana inanmadın, sana güç vereceğime inanmadın; ama verdim" dedi. İşte Moşe'nin hatası buydu. Belki de Moşe'nin sınavı burada uygun zamanda ortaya çıkmak ve Miryam'ın her zaman yaptığını yapmak ve bu dünyada onun en önemli özelliğini ifade etmekti. Moşe genel anlamda Miryam'ın işini kendi işi gibi görmemişti; ama esasında öyleydi.

Bizler de sıklıkla sorunlarımızı ve halkımızın sorunlarını çözecek hiç kimsenin olmadığı hissine kapılırız. Kim birliği sağlayabilir? Kim okullarımızı geliştirebilir? Tehlikede olan çocuklarla kim ilgilenebilir? Dünyaya güvenliği ve barışı kim sağlayabilir? Sinat Hinam'ı (sebepsiz nefret) kim durdurabilir? Bunun cevabı, bizler çabaladığımız müddetçe, Akadoş Baruh U bunu başarabilir. Eğer bir sorununuz varsa onu çözün. Artık bizlerle olmayan o yüce insanların ardından sızlanmak boşunadır. Kaya ile konuşun! Su tekrar Bene-Yisrael'in kampının her köşesinde akmaya başladığı zaman Moşe hayret etmişti. Siz de hayret edeceksiniz.

DEVAR TORA

 [Rabi Moşe Benveniste]

DÜNYA VE BİZ

 

Beasara maamarot nivra aolam. Uma talmud lomar, vaalo bemaamar ehad yahol leibarot, ella leipara min areşaim şemeabedin et aolam şenivra beasara maamarot veliten sehar tov latsadikim şemekayemin et aolam şenivra beasara maamarot. (Pirke Avot 5/1) Yüce Tanrı on deyişle dünyayı yarattı. İsteseydi bir deyişle yaratabilirdi. Ancak dünyayı yok etmek için uğraşı veren kötü kişileri ziyadesiyle cezalandırmak, dünyayı mükemmelleştirmek için çaba sarf eden iyi ve dürüst kişileri ise ödüllendirmektir.

Bu öğreti hepimize şöyle sesleniyor: Tanrı sizi ve dünyayı en mükemmel şekilde yarattı. Gözlerinizi göklere kaldırın. Evren ve dünyamız ne kadar düzenli. Yüce Tanrı bütün bu güzellikleri değerini anlayabilmeniz için on deyişle yarattı. Midraş Koelet Raba şöyle diyor:

Ten daateha şelo tekalkel vetahariv et olami. Sakın kötü davranış ve icraatlarında özenle yarattığım dünyayı yok etme.

Yüce Tanrı, yarattığı ilk insan Adem babamıza şöyle der: Tüm olanaklarınla cennet gibi dünyamı daha da geliştir. İyi davranışlarınla dünya gelişecek, maalesef kötü icraatlarınla onu yok edebilirsin.

Ki ze kol aadam (Koelet 12/13)

Tanrı Adem babamıza şöyle der: Bu cennet gibi dünyayı senin için yarattım. Onu korursan o zaman İNSAN -ADAM sıfatını hak edersin.

Rabilerimiz Talmud'da şöyle dediler: (Sanedrin 38/A) Ehin lo şulhan aruh umetukan laseuda umişum kah bara oto aharon kede şeyikanes laseuda miyad. Tanrı ADEM babamıza ihtiyacı olan her şeyi yarattı. Sanki ziyafet sofrası hazırdı. Her şeyi hazır bulması için yaratılışın son günü olan altıncı günde onu yarattı. Tanrı ona şöyle der: Benim en değerli varlığım sensin, dünyam sana emanet, onu geliştir ve doğru yönet.

Kral Şelomo şöyle der: Vetsadik yesod olam (Mişle 10/25) Dürüst kişi dünyanın temelidir.

Bu büyük sevgi ve övgüleri ilk insan ADEM babamızın hak etmesi gerekirdi. Kendisi ve ondan sonra gelen nesiller Tanrının buyruklarının dışına çıkıp özenle yaratılan dünyayı yok etmeye kalkışırlarsa Tanrı onlara böyle seslenecek:

Matay nivreta- beyom aşişi? Are ata aharon lehol anivraim yetuş kodmah bemaase bereşit. (Bereşit Raba 8/1) Ne vakit yaratıldın? Yaratılışın altıncı gününde. Sen bütün yarattıkların sonunda yaratıldın. Küçücük bir sinek dahi senden önce yaratıldı. Bu dünya sana emaneten verildi. Onu daha mükemmelleştireceğine yıkıma sürükledin.

Yüce Tanrı'nın bizlere böyle seslenmemesi için hep birimiz TORA'mızın bizlere gösterdiği doğru yolu takip ederek dünyamızı tüm kötülüklerden korur, onu yaratılışın ilk günündeki gibi cennete döndürmüş oluruz.

Güzel bir dünya dileğiyle

Tekrar görüşmek üzere

Rav Moşe Benveniste

MAASE

Doktorun Emirlerine Uymak

 

Üç adam aynı tehlikeli hastalığa yakalanmış, üçü de aynı doktora gitmişti. İlk hasta adam doktorun tavsiyelerine harfiyen uydu. Doktorun emirlerindeki mantığı anlamaya çalışmadı, ancak onlara inançla uydu ve hastalıktan kurtuldu.

İkinci adam meslekten doktordu. Tıbbi özgeçmişi yüzünden doktorun emirlerine inanmadı. Sadece ona mantıklı gelen tedavileri ve ilaçları kabul etti ve gerisini göz ardı etti. Maalesef bu adam hastalıktan öldü.

Üçüncü adam da bir doktordu. Ama doktorun ondan daha eğitimli ve tecrübeli olduğunu anladı. Bazı tedaviler ona mantıklı gelmese de doktorun uzmanlığına güvenecek ve onun tavsiyelerine uyacaktı.

Kıssadan Hisse:

İnsanların çoğu mitsvalara emuna peşuta (basit bir inanç) ile uyarlar, hiçbir entelektüel sorgulamaya başvurmadan inanırlar. Bunlar ilk hasta gibidirler.

Diğer taraftan entelektüel eğilimleri olanlar her şeyin nedenini sorgulamaya alışıktırlar. Anlayamadıkları her şeyi reddetmeye meyillidirler.

Dünyanın gördüğü en zeki insan Kral Şelomo büyük zekâsının Tora'yı daha iyi anlamaya ve mitsvalarına daha çok uymaya yarayacağını düşünüyordu. "Zekâmı kullanacağımı sanmıştım". Ama aslında tam tersi oldu. "Yine de benden uzak." (Koelet 7:23). Sırf zekâm ve entelektüel sorgulamam yüzünden anlamadığım şeyi yapmayı zor buldum.

Şelomo, Para Aduma (kırmızı inek) mitsvasını incelediği zaman, bu mitsvanın tamamen onun entelektüel kavrayışının çok ötesinde olduğunu fark etti. Burada Tora bilgeliğinin beşeri kavrayışın ötesinde olduğunu gösteren açık bir işaret vardır. Şelomo üçüncü hasta gibi bize Tora'yı Veren'in zekâsına güvenmemiz gerektiğini fark etmiştir.

ŞABAT ALAHALARINA GİRİŞ

[Rabi Daniel Schloss - www.pidyon.org]

Şabat alahalarıyla ilgili bu yazı dizisi Mişna'da (Şabat 7:2) listelenen 39 melahaya dair temel prensipleri, Rabinik yasaklamalarla birlikte ele alacaktır. Bu dizi Şabat kanunlarını orijinal kaynaklarından öğrenmenin yerini tutma amaçlı değildir. Amaç, Şabat'ın ayrıntılı kanunlarını anlamakta, hatırlamakta ve uygulamakta yardımcı olacak bir rehber sunmaktır. Şabat çok önemli bir konu olduğundan, burada yazılanlardan uygulamasal sonuçlara varılmamalı, çıkabilecek sorularda bir Rav'a başvurulmalıdır.

Melaha 11: OFE - FIRINDA [VE BAŞKA ŞEKİLLERDE] PİŞİRMEK (Devam)

 

Şabat gününde ısıyla yiyecek hazırlama kuralları (Devam)

 

C. Isı aracılığıyla "bir nesneyi değiştirmek" nasıl olur?

1. Pişirme süreci, çiğ bir yiyecek Yad Soledet Bo (elin temastan kaçınacağı) seviyede ısıtıldığı zaman veya bir metal, ısıdan kıpkırmızı olduğu zaman veya bir madde erimeye başladığı zaman başlar.

2. Kural: Bir yiyecek arzu edilen derecede tam olarak piştiği zaman, onu tekrar pişirmeye izin verilir (aynı ısıtma yöntemi kullanılırsa). Buna pişirme değil, tekrar ısıtma denir. ("En Bişul Ahar Bişul - Pişirmeden sonra Pişirme yoktur". Yani pişmiş yiyecek bir daha "pişmez".).

a. Bu kural katılar için (soğuk iken bile) ve oda ısısına inmemiş sıvılar için geçerlidir. Ancak eğer bir sıvı tamamen soğumuşsa tekrar çiğ sayılır. Bu nedenle, soğuk sıvıları doğrudan ısı kaynağı üzerinde olan "Birinci Kap" içinde, Yad Soledet Bo düzeyine ısıtmak yasaktır. Bu bir "ikinci kapta" yapılabilir.

b. Eğer bir madde oda sıcaklığında katı durumda ise ve ısındığı zaman sıvılaşırsa (örneğin tavukla birlikte çok az sos) katı sayılır ve tekrar ısıtılabilir. Bu bağlamda "sıvı" kolaylıkla akan bir şey olarak tanımlanır.

3. Ateşin üzerinde veya bir fırında pişirilmiş olan bir yiyecek, pişirmek için sıcak bir sıvının içine konamaz ("Yeş Bişul Ahar Afiya - Fırında Pişirmeden Sonra Haşlama Vardır" - yani fırında pişmiş bir yiyecek, daha sonra suda pişirilirse bu "pişirme" sınıfındadır); aynı şekilde, eğer bir yiyecek sıvı içinde veya fırında pişirilmişse, ardından onu ateşte kızartmak yasaktır. Ancak bu yiyeceği bir tencerenin üzerine koyarak sadece ılıklaştırmak mümkündür. Yine de bunun için yiyeceğin değişikliğe uğramaması şarttır. Yani kızarmaması veya tamamen kurumaması gerekir. Örneğin, kişi bir hala'yı ılıklaştırmak için bir semaverin üzerine koyabilir.

İstisnalar:

1.      Şeker, sakarin, hazır kahve, süttozu gibi maddeleri katı olmalarına ve ön pişirme işleminden geçmelerine rağmen, "ilk kaptan", bu eriyebilen yiyecek maddelerinin üzerine dökmek yasaktır (Sefaradlar bu konuda katı değildir).

2.      Tam olarak pişmiş, [ama sonra soğumuş] soğuk bir sıvıyı, çok sıcak olsa bile ikinci bir kaba koymak mümkündür. Örneğin, soğumuş çay konsantresini sıcak su dolu bir kaba dökmek gibi.

3.      Daha önce pişmiş olan bir sıvıyı (şimdi soğuk olsa bile) ikinci bir kapta olan sıcak ve katı bir besinin ("Davar Guş") üzerine koymak mümkündür. Örneğin, sıcak patatesin üzerine ketçap koymak gibi...

PERAŞADAN DERSLER

[Rabi Şelomo Ressler - www.weeklydvar.com]

 

Doğa, çocukların bir şekilde ebeveynlerine benzemelerini emreder. Meyveler diğer benzer meyvelere benzerler ve hayvanlar da önceden kestirilebilen şekillerde hareket ederler. Ama bu her zaman doğru olsaydı, o zaman Hukat peraşasında sözü geçen Kızıl İnek kuralları nasıl anlamlı olurdu? Saf ve temiz olan biri bu küllerin hazırlanması nedeniyle tame olurken, tame olan biri nasıl aynı küllerle arınabilirdi? Doğa ve yaradılışta düzen olacaksa, bu unsurlar nasıl mantıklı olabilir?

Mofet Ador adlı eser, hepimize zıt güçler verildiğini açıklar. Bizlere bunlardan ve diğer "tezatlardan" söz eden Tora ve bütün bunları merak eden bir beyin verilmiştir. Hukat peraşası bütün bunlar ve başka şeylerle başa çıkabilmemize yardım etmekle başlar. Bu Tora'nın kanunudur... Bizim kanunlarımız onları anlamasak bile mantıklıdır! Bizler zekâmızla sınırlıyız. Mantık oradadır, ama hiç kimse bunu görememektedir ve bu da doğanın bir parçasıdır. O halde, hayatımızda seçeneklerle karşılaştığımız zaman, yapmamız gereken şeyi yapmakla, yapabileceğimizi düşündüğümüzü yapmak arasında bir seçim yaparken şu dersi hatırlamalıyız: Zihinlerimiz anlama konusunda sınırlı olabilir ama Tora'nın zekâsı ebedidir!

ALİHOT OLAM

[Sefer Yalkut Yosef - Rabi Yitshak Yosef]

 

Ebeveynden Çekinme Kuralları

1. Bir evlat, anne veya babasının önünde saygısız bir şekilde oturmamaya özen göstermelidir. Aynısı, ravının önünde oturduğu zaman da geçerlidir. Seder gecesinde de sola kaykılarak yiyip içme mitsvası, sadece bir mitsva olduğu için, babasının olduğu bir ortamda yapılabilir. Ama bir öğrenci, ravıyla birlikte seder yapıyorsa, ravı izin vermedikçe sola kaykılarak yeme mitsvasını yerine getiremez.

2. Bir oğul, sinagogda babasının sürekli oturduğu yerde oturmamalıdır. Bu, babası hayatta olduğu sürece geçerlidir. Eğer babasının kendisini hoş göreceğini biliyorsa bu yasak geçerli değildir. Ama uygulamada bu, bulunulan yerdeki geleneğe göredir. Babanın yerine oturmanın genel olarak kabul görmediği bir yerde bunu yapmaktan kaçınmak gerekir.

3. Babanın evde sürekli oturduğu bir yerde oğlun oturma yasağı, sadece bu yerin özellikle saygı ifade ettiği durumlar için geçerlidir. Örneğin baba yemeklerde her zaman basanın başında oturuyorsa, o yere oturmak yasaktır. Buna karşılık, eğer baba örneğin Tora öğrenmek için masaya oturmuşsa, bu amaçla her zaman aynı yere oturuyorsa bile, evlat o yere oturabilir.

Haftanın Sözü

[www.weeklydvar.com]

 

"Eğer kendinizi zengin hissetmek istiyorsanız, sahip olduğunuz ve paranın satın alamayacağı her şeyi sayın."

 

Haftanın Peraşası'nı, t e b e r r u d a b u l u n a r a k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.